7 Ekim ve Sonrasına Dair: Türkiyeli Yahudiler Anlatıyor

7 Ekim ve Sonrasına Dair: Türkiyeli Yahudiler Anlatıyor 

Hamas’ın 7 Ekim saldırıları ve ardından İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği saldırılar savaşın devam ettiği coğrafyadaki insanları ve farklı ülkelerde yaşayan başta Yahudileri, İsraillileri, Filistinlileri olmak üzere birçok kişiyi etkiledi. Süreç, savaş coğrafyasının dışında hâlihazırda yükselen yabancı düşmanlığı ile birleşerek farklı antisemitizm, İslamofobi ve ırkçılık örneklerinin oluşmasını ve görünür hâle gelmesini de beraberinde getirdi.   

Türkiye’de ise, İsrail – Filistin sorununun sıcak çatışmaya dönüştüğü her dönemde olduğu gibi, Türkiyeli Yahudiler İsrail’in politikalarından sorumlu tutulan özneler olarak, günah keçileri hâline getirildiler. Özellikle 7 Ekim sonrası sosyal medyadaki nefret söylemlerinden etkilenen kişi ya da gruplar, Yahudilerden “taraflarını” belirtmelerini ve “misafir” olarak algılandıkları topluma bu yolla “sadakatlerini” göstermelerini istedi. “Tarafını belli etme” ve “sadakat gösterme” talepleri Yahudilere yönelik nefret söylemi ile birleşti. Hatta İsrail vatandaşlığına sahip olanların, İsrail ordusu saflarında yer alacakları yönündeki önkabulden hareketle, Türkiye vatandaşlığından çıkartılmaları dahi meclise sunulan bir önergenin konusu oldu.  

İsrail’e yönelik tepkilerin Yahudilere yönelik bireysel ve kurumsal ayrımcılığa yol açabilme ihtimali, 7 Ekim sonrası Türkiyeli Yahudilerin seslerinin kamusal alanda duyurulması ihtiyacını ortaya çıkarttı. Biz de farklı profillerdeki Türkiyeli Yahudilere ulaşarak 7 Ekim saldırıları ve sonrasındaki gelişmelerden nasıl etkilendiklerini Avlaremoz sayfalarına taşımaya karar verdik.  

Neden Böyle Bir Dosya Hazırladık? 

Öncelikle belirtmeliyiz ki dosyada yer alan Türkiyeli Yahudilerin görüş ve algıları Yahudi toplumunun genelini asla temsil etmemekte. Bu bağlamda temel amacımız, Türkiyeli Yahudilerin çok sesliliğini, çeşitliliğini, çok katmanlı yapısını vurgulamaya çalışarak tek tipleştirilmenin kırılmasına katkı sağlamak. Ayrıca, resmi görüşlerin dışına çıkarak 7 Ekim saldırılarının gündelik hayatta yarattığı etkileri görüşme yapılan Türkiyeli Yahudilerin seslerinden aktarmanın, antisemitizmle mücadeleye katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Diğer taraftan dosyamızda yer alacak röportajlar sonrasında duygu ve düşüncelerini iletmek isteyen okuyucularımıza platformumuzun açık olduğunu da belirtmek istiyoruz. 

“7 Ekim ve Sonrasına Dair: Türkiyeli Yahudiler Anlatıyor” başlıklı dosyanın cevap aradığı temel sorular şunlar:   

  1. Dünyanın farklı coğrafyalarına yayılmış olan Türkiyeli Yahudiler 7 Ekim ve sonrasında neler yaşadılar / yaşıyorlar?  
  1. Tüm bu yaşanan sürece dair hisleri ve algıları nelerdir?  
  1. Hem geniş toplumla hem de kendi cemaatleriyle ilişkiselliklerinde dönüşümler ve kırılmalar deneyimlediler mi?  
  1. Yükselen antisemitizmle nasıl baş ediyorlar?  

7 Ekim dosyasının, saldırıların gerçekleştiği günden bugüne sıradan Türkiyeli Yahudilerin hayatlarının nasıl etkilendiğini birbirinden farklı deneyimlerin ve algıların ışığında aktarmaya çalışırken, gündelik hayatta karşılaşılan antisemitizmin ve ırkçılık tecrübelerinin bu vesile ile daha iyi anlaşılabilmesine bir nebze de olsa katkı sağlayacağını umuyoruz.  

Türkiyeli Yahudilerin İsrail politikalarını kayıtsız şartsız destekledikleri ve İsrail’in “doğal vatandaşları” oldukları gibi önyargı ve yanlış bilgilerin kolayca antisemitizme dönüşebileceğine dikkat çekiyoruz. Bu durumun toplumsal barışa yönelik büyük bir tehdit olduğunu düşünüyoruz. Antisemitizmin komplo teorileri aracılığı ile toplumsal tabanda yarattığı yankıya karşılık bu röportaj dizisinin farklılıklarla birlikte yaşamı yeşertmeye dönük bir tarafı olduğuna inanıyoruz. Diğer taraftan etnik, ideolojik, sınıfsal, toplumsal cinsiyet kimlikleri bağlamında çok katmanlı yapısıyla Türkiye Yahudilerinin homojen bir cemaat olduğu düşüncesinden kaynaklanan önyargıları kırmaya katkı sunmayı amaçlıyoruz.  

Antisemitizmin bütün dünyada farklı görünümleri olduğunu ve bu görünümlerin ülkelerin tarihlerine ve mevcut konjonktürlerine göre değiştiğini dolayısıyla tek bir antisemitizmden değil farklı antisemitizm deneyimlerinden bahsetmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Bu hâliyle 7 Ekim dosyası, farklı antisemitizm deneyimlerini, dünyanın farklı coğrafyalarına yayılmış Türkiyeli Yahudilerin tecrübeleriyle görünür kılıyor.  

Diğer taraftan 7 Ekim sonrasında oluşan atmosferin, antisemitizm karşıtlığı arkasına gizlenmiş bir zenofobiyi de besleyebilme tehlikesini içinde barındırdığına, Avrupa’da duyulmaya başlanan “göçmenlerin sınır dışı edilmesi” yönündeki ırkçı ve İslamofobik söylemler aracılığı ile sıklıkla tanık olmaya başladık. Nasıl ki her Yahudi ve/ya İsrailli İsrail politikalarını desteklemiyorsa, İsrail politikalarını eleştiren herkesin de antisemit olmadığının altını çiziyoruz.  

Bu dosyanın, İsrail-Filistin-Arap ülkeleri arasındaki savaşlarda, onlarca yıldır artık “normal” hâle gelmiş çatışmalar ve saldırılarda ölen sivil İsrail ve Filistin halklarının yaşam haklarının gündelik politik çıkarların ötesinde olduğunu; hem İsrail ve Filistin toplumları hem de bütün dünya halkları için barıştan yana olduğumuzu göstermenin bir ifadesi olarak değerlendirilmesini temenni ediyoruz. 

Dosyanın Yöntemi 

Bu dosya için etnografik çalışma tecrübesi olan dokuz Avlaremoz gönüllüsü, dünyanın farklı coğrafyalarında yaşayan 26 Türkiyeli Yahudi ile çevrimiçi ve yüz yüze görüşmeler yaptı. Görüşmelerde yarı-yapılandırılmış, ucu açık sorular sorularak görüşmecilerin 7 Ekim’i nasıl tecrübe ettikleri anlaşılmaya çalışıldı. Standart bir soru yönergesi kullanmaktansa antisemitizm, komplo teorileri gibi temalar yoluyla kendilerini ifade etmelerine yardımcı olundu. Görüşmecilere, dünyanın farklı coğrafyalarına yayıldıkları için yaşadıkları ülke/şehirlerdeki 7 Ekim sonrası gelişmeler dikkate alınarak içinde bulundukları mekânlara ve gündelik hayatlarına dönük spesifik sorular da yöneltildi. 

Görüşmeler, toplantı programları ve kayıt cihazlarıyla kaydedildi, sonrasında görüşmeyi yapan tarafından deşifre edilerek kişilerin onayına sunuldu. Onay sonrasında Avlaremoz editörleri gerekli düzenlemeleri yaparak röportajları yayına hazır hâle getirdiler. Görüşmeler 45 ila 90 dakika arasında sürdü. 

Görüşmecilerin anonimliğini sağlamak amacıyla isimleri gizli tutuldu. Her görüşmeciden mahlas seçmeleri istendi ve seçilen bu takma isimler röportajlarda kullanıldı. Demografik verilerin hangi ayrıntılarının kullanabileceği konusunda da kendilerinin onayı alındı. Kimi görüşmeciler yaşadıkları şehir veya mesleklerinin bilinmesini istemediler. Dolayısıyla kimi görüşmecilerin yaşadıkları şehirleri, kimilerininse mesleki bilgileri saklı tutuldu.  

Görüşmecilerin Demografik Profili 

Yahudi toplumunun farklı kesimlerinden görüş alabilmek için farklı yaş, cinsiyet, eğitim ve mesleklerden 36 kişiye ulaşıldı. Görüşme talebinde bulunulan 10 kişi çeşitli sebeplerle dosya için görüşlerini/tecrübelerini bildirmek istemediler. Dolayısıyla, toplamda 14 kadın ve 12 erkek olmak üzere 26 kişi ile görüşüldü. Görüşmecilerin büyük çoğunluğu 18-45 yaş arasında olup Türkiye, İsrail, Avrupa ve Kuzey Amerika’da yaşamakta. Görüşmecilerin eğitim düzeylerine bakıldığında dosyaya katkı sunan Türkiyeli Yahudilerin büyük bir çoğunluğunun en az lisans derecesine sahip olduğu görülmekte. Dosya kapsamında görüşülen kişilerin demografik profiline ait grafikleri aşağıda bulabilirsiniz:   

image.png
image.png
image.png