Göze Çarpanlar

‘Sözsüz Çığlıklar’: Hamas 7 Ekim’de Cinsel Şiddeti Nasıl Silah Haline Getirdi

Kaynak: New York Times, Jeffrey Gettleman, Anat Schwartz ve Adam Sella

Fotoğraflar: Avishag Shaar-Yashuv

Dikkat: Bu metinde cinsel şiddete dair hassas unsurlar ile bazı kişiler için rahatsız edici olabilecek grafik detaylara yer verilmiştir.

Yazarlar İsrail’in dört br yanından 150 kişiyle görüşerek bu yazıyı oluşturdular.

İlk başta sadece “siyah elbiseli kadın” olarak tanınıyordu. 

Pürüzlü bir videoda, sırt üstü yatmış, kıyafeti lime lime olmuş, bacakları iki yana açılmış ve vajinası gözler önüne serilmiş bir halde görünüyordu. Yüzü tanınmayacak kadar yanmıştı ve sağ eliyle gözlerini kapatıyordu.

Bu video, 8 Ekim’in erken saatlerinde, Hamas teröristlerinin bir önceki gün yüzlerce genç İsrailliyi katlettiği Güney İsrail’deki parti alanında kayıp arkadaşını arayan bir kadın tarafından çekilmişti.

Video internette viral oldu ve siyah elbiseli kadının, kendilerinin kayıp arkadaşları, kız kardeşleri veya kızları olup olmadığını çaresizce öğrenmek isteyen binlerce kişi yanıt verdi. 

Bir aile onun aslında kim olduğunu biliyordu – Orta İsrail’deki işçi sınıfı kasabasında yaşayan iki çocuk annesi Gal Abdush, o gece kocasıyla birlikte partide ortadan kaybolmuştu. 

Teröristler onun etrafını çevirdiğinde ve partiden kaçmaya çalışan insanlarla dolu bir araba kuyruğunun arasında otoyolda sıkışıp kaldığında, ailesine son bir WhatsApp mesajı göndermişti: “Anlamıyorsunuz”. 

İsrailli polis yetkilileri, New York Times tarafından büyük ölçüde doğrulanan video kanıtlarına dayanarak, Bayan Abdush’un tecavüze uğradığına inandıklarını ve Abdush’un, 7 Ekim saldırıları sırasında İsrailli kadınlara ve kızlara uygulanan dehşetin bir sembolü haline geldiğini söyledi. 

İsrailli yetkililer, Hamas teröristlerinin saldırdığı her yerde (partide, Gazze sınırındaki askeri üslerde ve kibbutzlarda) kadınlara gaddarca davrandıklarını ifade etti. 

The Times’ın iki ay süren araştırması, kadınlara yönelik saldırıların münferit olaylar olmadığını, 7 Ekim’deki cinsiyete dayalı daha geniş bir şiddet modelinin parçası olduğunu ortaya koyan acı verici yeni ayrıntıları ortaya çıkardı.

Video görüntülerine, fotoğraflara, cep telefonlarından alınan GPS verilerine ve aralarında tanıklar, sağlık personeli, askerler ve tecavüz konusunda danışmanların da bulunduğu 150’den fazla kişiyle yapılan görüşmelere dayanarak The Times, İsrailli kadın ve kızların cinsel saldırıya uğradığı veya sakat bırakıldığı anlaşılan en az yedi lokasyon tespit etti. 

Dört tanık, Bayan Abdush’un yarı çıplak cesedinin üçüncü bir noktada yolda serilmiş halde bulunduğu otoyol olan 232. güzergah boyunca iki farklı yerde kadınların tecavüze uğradığını ve öldürüldüğünü açık ve net ayrıntılarla anlattı.

Öte yandan The Times, birçok asker ve gönüllü sağlık görevlisiyle röportaj yaptı ve bu kişiler, parti alanı içinde ve çevresinde, buna ek olarak iki kibbutzda, Bayan Abdush ile benzer durumda, bacakları açık, kıyafetleri yırtılmış, cinsel bölgelerinde taciz işaretleri bulunan 30’dan fazla kadın ve kız cesedi bulduğunu ifade etti.

 Güney İsrail’deki kamp alanlarından birinin 11 Ekim’de görüntüsü – Fotoğraf: Sergey Ponomarev, The New York Times

Anlatılanların çoğuna katlanmak zordu ve görsel kanıtların görülmesi rahatsız ediciydi.

The Times, acil müdahale ekiplerinin kuşatma altındaki bir kibbutzun yıkıntıları arasında bulduğu, kalçalarına ve kasıklarına düzinelerce çivi çakılmış bir kadın cesedinin fotoğraflarını görüntüledi.

The Times ayrıca İsrail ordusu tarafından sunulan ve Gazze yakınlarındaki bir üste, doğrudan vajinalarından vurulmuş gibi görünen iki ölü İsrail askerini gösteren bir videoyu da görüntüledi.

Hamas ise İsrail’in cinsel şiddet suçlamalarını reddetti. İsrailli aktivistler, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres ve BM Kadın Ajansı’nın saldırılardan haftalar sonrasına kadar birçok suçlamayı kabul etmemesine öfkelendi.

İsrail’in en üst düzey ulusal polis birimi Lahav 433’teki müfettişler istikrarlı bir şekilde delil topladılar ancak kaç kadının tecavüze uğradığına dair bir rakam vermediler; çoğunun öldüğünü ve gömüldüğünü ve sayıyı hiçbir zaman bilemeyeceklerini söylediler. Hayatta kalanların hiçbiri ise kamuoyuna konuşmadı.

İsrail polisi, İsrail tarihinin en ölümcül günü olan 7 Ekim’deki şok ve kafa karışıklığı sırasında kadınların cesetlerinden meni örnekleri toplamaya, otopsi talep etmeye veya olay yerlerini yakından incelemeye odaklanmadıklarını kabul etti. Yetkililer o sırada Hamas’ı püskürtmek ve ölülerin kimliğini tespit etmek niyetinde olduklarını söylediler. 

Bayan Abdush’un kız kardeşi telefonundan Bayan Abdush’un 7 Ekim’de gönderdiği son mesajları gösteriyor.

Kaos, dağ gibi keder ve Yahudilerin dini görevlerinin birleşimi, birçok cesedin mümkün olduğu kadar çabuk gömülmesi anlamına geliyordu. Çoğu hiçbir zaman incelenmedi ve bazı durumlarda, örneğin birkaç saat içinde 360’tan fazla kişinin katledildiği gösteri sahnesinde, cesetler kamyonlara doldurularak götürüldü.

Bu durum, İsrailli yetkilileri ailelere, sevdiklerinin son anlarında başına gelenleri tam olarak açıklama konusunda çaresiz bıraktı. Örneğin Bayan Abdush’un akrabaları hiçbir zaman ölüm belgesi alamadı ve hala sorularına cevap arıyorlar.

Uzmanlar, savaş sırasında yaygın olarak gerçekleşen cinsel şiddet vakalarında sınırlı adli kanıt bulunmasının alışıldık bir durum olduğunu söyledi.

Rutgers hukuk profesörü ve savaş suçları uzmanı Adil Haque, “Silahlı çatışmalar çok kaotik” dedi. “İnsanlar ileriki zamanlarda bir ceza davası açmaktan ziyade kendi güvenliklerine daha çok odaklanıyorlar.”

Adil Haque, çoğu zaman, cinsel suç davalarının mağdurların ve tanıkların ifadelerine dayanarak yıllar sonra görülebildiğini söyledi.

“Görgü tanığı kurbanın adını bile bilmiyor olabilir” diye ekledi. “Ama ‘Bir kadının bu silahlı grup tarafından tecavüze uğradığını gördüm’ şeklinde beyanda bulunulursa bu yeterli olabilir.’’ diye de belirtti.   

‘Sözsüz çığlıklar’

24 yaşındaki muhasebeci Sapir, İsrail polisinin en önemli tanıklarından biri oldu. Kimliğinin tam olarak açıklanmasını istemedi ve soyadının açıklanması halinde hayatının geri kalanında takip edilebileceğini söyledi.

Sapir, partiye birkaç arkadaşıyla katıldı ve araştırmacılara çarpıcı ifadeler verdi. Ayrıca The Times’a da konuştu. İsrail’in güneyindeki bir kafenin önünde yapılan iki saatlik röportajda, ağır silahlı grupların en az beş kadına tecavüz edip öldürdüğünü gördüğünü anlattı.

7 Ekim sabahı saat 8’de, parti yerinin yaklaşık dört kilometre güneybatısında, 232 numaralı yolun hemen dışında, gür bir ılgın ağacının alçak dalları altında saklandığını söyledi. Sırtından vurulmuştu. Baygınlık hissetti. Kendini kuru otlarla kapladı ve elinden geldiğince hareketsiz yattı.

Bu ay [Aralık] göüllülerle beraber acil ekibi Kfar Aza’da. Bu kibutz 7 Ekim’de saldırılan yerlerden biri olmuştu.

Saklandığı yerden yaklaşık 15 metre uzakta motosikletlerin, arabaların ve kamyonların yaklaştığını gördüğünü söyledi. Çoğu askeri kıyafet ve savaş botları giymiş, birkaçı koyu renk eşofman giymiş “yaklaşık 100 erkeğin” araçlara girip çıktığını gördüğünü söyledi. Adamların yol boyunca bir araya gelerek toplandığını ve aralarından saldırı tüfekleri, el bombaları, küçük füzeler ve ağır yaralı kadınlar ile geçtiğini söyledi.

“Burası bir buluşma noktası gibiydi” dedi.

Gördüğü ilk kurbanın bakır rengi saçlı, sırtından kan akan, pantolonu dizlerine kadar inen genç bir kadın olduğunu söyledi. Sapir, bir adamın kadını saçından çekerek vücudunu öne doğru eğdiğini, bir diğerinin ona penetre ettiğini ve bu kişinin kadın her geri çekildiğinde onun sırtına bir bıçak sapladığını anlattı. Daha sonra başka bir kadının “parçalara ayrıldığını” izlediğini iletti. Bir terörist ona tecavüz ederken, bir diğerinin maket bıçağını çıkarıp göğsünü kestiğini söyledi.

Sapir, “Biri ona tecavüz etmeye devam ediyor, bir başkası göğsünü başka birine atıyor, onunla oynuyorlar, fırlatıyorlar ve yola düşüyor” dedi.

Adamların kadının yüzünü kestiklerini ve ardından kadının gözden kaybolduğunu söyledi. 

Aynı sıralarda üç kadının daha tecavüze uğradığını ve teröristlerin üç kadının kesik kafalarını taşıdığını gördüğünü anlattı.

Sapir, saklandığı yerin ve yaralarının fotoğraflarını temin ettti, polis yetkilileri de Sapir’in ifadesinin arkasında durarak, yüzünün bulanık olduğu ve gördüklerini anlattığı bir videoyu yayınladı. 22 yaşındaki güvenlik danışmanı Yura Karol da aynı noktada saklandığını ve Sapir’in fotoğraflarından birinde göründüğünü söyledi. O ve Sapir partide buluşmuş bir arkadaş grubunun parçasıydı.

Bir röportajda Bay Karol, yola bakmak için başını zar zor kaldırdığını ancak aynı zamanda tecavüze uğrayıp öldürülen bir kadın gördüğünü de anlattı.

Sapir, o günden bu yana gövdesine yayılan ağrılı bir döküntü ile mücadele ettiğini ve zar zor uyuyabildiğini, geceleri kalbi çarparak ve terden sırılsıklam olarak uyandığını söyledi.

“O gün bir hayvana dönüştüm” dedi. “Duygusal olarak kopuktum, keskindim, sadece hayatta kalmanın adrenalini vardı. Bütün bunlara sanki gözlerimle fotoğraf çekiyormuş gibi ve hiçbir ayrıntıyı unutmuyormuş gibi baktım. Kendime şunu söyledim: Her şeyi hatırlamalıyım.”

Aynı sabah, 232. Karayolu üzerinde fakat parti alanının yaklaşık bir mil güneybatısındaki farklı bir bölgede, kendisi de partiye katılmış ve yakın zamanda Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde Kongolu askerlerin eğitiminde çalışmış genç bir İsrailli olan Raz Cohen, kurumuş bir dere yatağında saklandığını söyledi. Tel Aviv’deki bir restoranda verdiği bir buçuk saatlik röportajda, bunun, bölgeyi tarayan ve buldukları herkesi vuran saldırganlara karşı bir koruma sağladığını söyledi.

Güvenlik danışmanı Raz Cohen, kurumuş bir dere yatağında saklanarak 7 Ekim saldırılarından sağ çıkmayı başarmıştı.

Belki 40 metre önünde beyaz bir minibüsün yanaştığını ve kapılarının açıldığını hatırladı. Daha sonra sivil kıyafetli, hepsi bıçak ve biri çekiç taşıyan beş adamın bir kadını yerde sürüklediğini gördüğünü iletti. Kadın gençti, çıplaktı ve çığlık atıyordu. 

Bay Cohen, “Hepsi kadının etrafında toplanıyor” dedi. 

“Ayağa kalkıyor. Ona tecavüz etmeye başlıyorlar. Adamların kadının etrafında yarım daire şeklinde durduğunu gördüm. Biri ona penetre ediyor. Kadın çığlık atıyor. Onun sesini, sözsüz çığlıklarını hâlâ hatırlıyorum.” 

“Sonra içlerinden biri bıçağı kaldırdı ve kadını katlettiler” dedi.

Bay Cohen’in arkadaşlarından biri ve moda tasarımcısı olan Shoam Gueta, ikilinin dere yatağında birlikte saklandıklarını söyledi. 

En az dört adamın minibüsten inip kadına saldırdığını gördüğünü, kadının ise son olarak “bacaklarının arasında” bulunduğunu anlattı. “Konuştuklarını, kıkırdadıklarını ve bağırdıklarını” ve içlerinden birinin onu defalarca bıçaklayarak “kelimenin tam anlamıyla katlettiğini” söyledi. 

Saatler sonra, gönüllü acil tıp teknisyenlerinden oluşan ilk grup parti alanına ulaştı. Röportajlarda acil tıp teknisyenlerinden dördü, parti alanında, yol boyunca, park alanında ve parti alanının etrafındaki açık alanlarda, bacakları açık ve iç çamaşırları kayıp, bazılarının elleri halat ve fermuarlarla bağlanmış ölü kadın cesetleri bulduklarını anlattı. 

Kar amacı gütmeyen ZAKA acil müdahale ekibinde gönüllü doktor olan Jamal Waraki, ana sahne ile bar arasında ham deri yelek giyen genç bir kadını aklından çıkaramadığını söyledi.

“Elleri arkadan bağlıydı” dedi. “Eğilmiş, yarı çıplaktı, iç çamaşırı dizlerinin altına doğru kıvrılmıştı.”

Saldırılarda iki kardeşini kaybeden ve partinin yapım ekibinin bir üyesi olan Yinon Rivlin, katillerden saklandıktan sonra bir hendekten çıktığını ve partinin doğusundaki 232 numaralı yol boyunca park alanına doğru ilerlediğini ve hayatta kalanları aramaya çıktığını söyledi.

Otoyolun yakınında, genç bir kadının cesedini, yüz üstü, pantolonu ya da iç çamaşırı olmadan, bacakları ayrık bulduğunu söyledi. Vajina bölgesinin “sanki biri onu parçalamışçasına” dilimlenerek açılmış gibi göründüğünü anlattı. 

Benzer keşifler iki kibbutzda, Be’eri ve Kfar Aza’da da yapıldı. Sekiz gönüllü sağlık görevlisi ve iki İsrailli asker The Times’a, en az altı farklı evde çıplak veya yarı çıplak, bazıları parçalanmış, diğerleri bağlı ve çoğunlukla tek başına, toplamda en az 24 kadın ve kız cesediyle karşılaştıklarını söyledi.

İsrail komando birliğinden bir sağlık görevlisi, Be’eri’deki bir odada iki genç kızın cesedini bulduğunu iletti.

Birinin yan yattığını, boxer şortunun yırtık olduğunu ve kasıklarında morluklar olduğunu söyledi. Diğeri yüzü aşağı bakacak şekilde yere serilmişti, pijaması dizlerine kadar çekilmişti, alt kısmı açıktaydı ve sırtına meni bulaşmıştı.

Görevi hayatta kalanları aramak olduğu için hareket etmeye devam ettiğini ve olay yerini belgelemediğini söyledi. Öldürülen iki kızın (13 ve 16 yaşlarındaki kız kardeşler) komşuları, cesetlerinin ailelerinin geri kalanından ayrı olarak tek başlarına bulunduklarını anlattı..

İsrail ordusu, elit bir birimde görev yaptığından dolayı isminin açıklanmaması şartıyla sağlık görevlisinin gazetecilerle konuşmasına izin verdi.

Ölenlerin çoğu kimlik tespiti için İsrail’in merkezindeki Shura askeri üssüne getirildi. Görgü tanıkları burada da cinsel şiddet izleri gördüklerini söyledi.

Kadın askerlerin cenazelerinin defin için hazırlanmasına yardımcı olmak üzere yedek asker olarak çağrılan mimar Shari Mendes, aralarından bazılarının “pelvik bölgelerinde çok fazla kan” bulunan dört kişinin cinsel şiddet belirtileri gösterdiğini iletti.

Kadın tugayların cenazelerinin defin için hazırlanmasına yardımcı olmak üzere yedek asker olarak çağrılan Mimar Shari, Orta İsrail’de bulunan Shura askeri üssünde bedenlerin morga gönderilmeden önce tutulduğu konteynerlerde.

Aynı kimlik merkezinde çalışan diş hekimi Yüzbaşı Maayan, Gazze gözlem noktalarından cinsel şiddet izleri taşıyan en az 10 kadın asker cesedi gördüğünü söyledi. Yüzbaşı Maayan, konunun hassasiyeti nedeniyle kimliğinin sadece rütbesi ve soyadıyla belirtilmesini istedi. Vajinaları kesik, iç çamaşırları kana bulanmış ve bir tanesinin tırnakları yerinden sökülmüş çok sayıda ceset gördüğünü anlattı.

Soruşturma

İsrail yetkililerinin 7 Ekim saldırılarına ilişkin video kanıt sıkıntısı yok. Hamas’ın vücut kameralarından, araç kameralarından, güvenlik kameralarından ve cep telefonlarından Hamas teröristlerinin sivilleri öldürdüğünü gösteren saatlerce süren görüntüler ve çok sayıda parçalanmış ceset görüntüleri toplandı. 

Ancak İsrail ulusal polisinin başkomiser yardımcısı ve kıdemli sözcüsü Moshe Fintzy, sağ eliyle 0 işareti yaparak, “Sıfır otopsimiz var, sıfır” dedi.

Polis yetkilileri, saldırı sonrasında adli muayene uzmanlarının yüzlerce kimliği belirsiz cesedi teşhis etmek için Shura askeri merkezine sevk edildiğini söyledi. İsrailli yetkililer, o gün yaklaşık 1.200 kişinin öldürüldüğünü söylüyor.

İnceleme görevlileri, kayıpların acı çeken ailelerine olayların bittiği hissini vermek ve bir eleme süreciyle kimin öldüğünü ve kimin Gazze’de rehin tutulduğunu belirlemek için hızlı bir şekilde çalıştı. Yahudi geleneğine uygun şekilde cenaze törenleri hemen yapıldı. Sonuç olarak, cinsel istismar izleri taşıyan pek çok ceset tıbbi muayene yapılmadan gömüldü; bu da potansiyel kanıtların artık toprağın altında yattığı anlamına geliyor. Uluslararası adli tıp uzmanları, cesetlerden bazı delillerin çıkarılmasının mümkün olabileceğini ancak bunun zor olacağını söyledi.

Bay Fintzy, İsrail güvenlik güçlerinin hâlâ kadınlara gaddarca davranıldığını gösteren görüntüler bulduğunu söyledi. Kudüs’teki görkemli bir polis binasındaki masasında otururken telefonunu kaydırdı, ona hafifçe vurdu ve vajinalarından vurulan iki askerin videosunu gösterdi; bunun Hamas’a bağlı silahlı kişiler tarafından kaydedildiğini ve yakın zamanda İsrail askerleri tarafından kurtarıldığını söyledi.

Yanında oturan meslektaşı, polis şefi Mirit Ben Mayor, kadınlara yönelik vahşetin iki gaddar gücün, “Yahudi nefreti ve kadın nefretinin” birleşimi olduğuna inandığını söyledi.

Bazı acil sağlık çalışanları görmüş olduklarını daha fazla belgelemiş olmayı umuyor. Röportajlarda cesetleri hareket ettirdiklerini, fermuarları kestiklerini ve katliam sahnelerini temizlediklerini söylediler. Ölülere saygılı olmaya çalışarak, istemeden delilleri yok ettiler.

Acil müdahale ekibi ZAKA için çalışan gönüllülerin çoğu dindar Yahudilerden oluşuyor ve ölülere derin saygı gösterilmesini gerektiren katı kurallar altında faaliyet gösteriyor.

ZAKA gönüllüsü Yossi Landau, “Fotoğraf çekmemize izin verilmediği için fotoğraf çekmedim” dedi. “Geriye dönüp baktığımda pişmanım.”

İsrail Refah ve Sosyal İşler Bakanlığı sözcüsü Gil Horev’e göre, cinsel saldırıya uğrayan ve hayatta kalan en az üç kadın ve bir erkek var. “Hiçbiri tedavi için fiziksel olarak gelmeye istekli değil” dedi. 

İki terapist, partide toplu tecavüze uğrayan ve araştırmacılarla veya muhabirlerle konuşacak durumda olmayan bir kadınla çalıştıklarını söyledi.

Kar amacı gütmeyen ZAKA acil kurtarma ekibinin gönüllülerinden Yossi Landau. Landau “Fotoğraf çekmemize izin verilmediği için fotoğraf çekmedim” demiş ve “Geriye dönüp baktığımda pişmanım.” diye eklemişti.

Tecavüz konusundaki danışmanlardan birkaçı, cinsel saldırının yarattığı travmanın çok ağır olabileceğini ve hayatta kalanların bazen yıllar boyunca bunun hakkında konuşmayabileceğini söyledi.

“Birçok kişi başına gelenlere tanıklık edecek bir kadından gelecek kanıtı bekliyor. Ancak bunu aramayın, bu kadına bu baskıyı yapmayın” dedi İsrail’deki Tecavüz Kriz Merkezleri Birliği’nin genel müdürü Orit Sulitzeanu. “Cesetler hikayeyi anlatıyor.” 

Siyah elbiseli kadın

Bayan Abdush’un ön kapısına monte edilmiş bir güvenlik kamerası tarafından çekilen son canlı fotoğraflarından biri, kocası Nagi ile birlikte 7 Ekim saat 2.30’da parti için evden çıkışını göstermekteydi.

Nagi, kot pantolon ve siyah bir tişört giyiyordu. Bayan Abdush ise kısa siyah bir elbise, beline bağlı siyah bir şal ve savaş botları giymişti. Dikkat çekerek dışarı çıkarken bardaktan bir yudum alıyordu (kayınbiraderi bunun Red Bull ve votka olduğunu hatırlıyor) ve gülüyordu.

Hayatı son anlarınmış gibi yaşamalısın. Kız kardeşleri, onun sloganının bu olduğunu söyledi.

Şafak vakti yüzlerce terörist çeşitli yönlerden partiye saldırarak otoyolların çıkış noktalarını kapattı.

Çift, hareket ederken bir dizi mesaj göndererek Audi’lerine atladı.

Bayan Abdush ailesine “Sınırdayız” diye yazdı. “Biz ayrılıyoruz.”

“Patlamalar.”

Kocası, ailesini arayarak sabah 7.44’te erkek kardeşi Nissim’e son bir sesli mesaj bırakarak “Çocuklara iyi bak” dedi. “Seni seviyorum.”

Silah sesleri duyuldu ve mesaj kesildi.

O gece, bir araba tamircisi olan Eden Wessely, üç arkadaşıyla birlikte parti alanına gitti ve Bayan Abdush’u, alanın yaklaşık dokuz mil kuzeyinde, yanmış arabasının yanında yolda yarı çıplak bir şekilde uzanırken buldu. Abdush Bey’in cesedini ise görmedi.

Araba tamircisi Eden Wessely, parti alanına kayıp arkadaşını bulmak için gitmiş fakat onun yerine Bayan Abush’u yar çıplak şekilde yanmış arabasının yanındaki otoyolda bulmuştu.

Başka yanmış arabaları ve başka cesetleri gördü ve birçok kişinin videosunu çekti; bunların insanların kayıp akrabalarını tespit etmelerine yardımcı olacağını umuyordu. Siyah elbiseli kadının videosunu Instagram hikayesinde yayınlayınca mesaj yağmuruna tutuldu.

“Merhaba, siyah elbiseli kadınla ilgili tanımınıza göre kadın sarı saçlı mıydı?” diye bir mesaj geldi. 

Bir başkası dedi ki: “Eden, siyah elbiseli anlattığın kadının gözlerinin rengini hatırlıyor musun?” 

Abdush ailesinin bazı üyeleri bu videoyu ve bu videonun Bayan Wessely’nin arkadaşlarından biri tarafından çekilen başka bir versiyonunu gördü.

Cesedin Bayan Abdush olduğundan hemen şüphelendiler ve cesedin bulunma şekline dayanarak tecavüze uğramış olabileceğinden korktular

Ama bir şekilde bunun doğru olmadığına dair bir umut ışığını canlı tuttular. 

Videolar İsrailli yetkililerin de dikkatini çekti; 7 Ekim’den hemen sonra vahşet kanıtları toplamaya başladılar.

Yabancı hükümetlere ve medya kuruluşlarına yaptıkları sunumda, Bayan Abdush’un cesedinin görüntülerine yer verdiler ve Bayan Abdush’u o gün kadına uygulanan şiddetin bir temsili olarak kullandılar.

Bayan Abdush’un bedenini gösteren bir videodan – Eden Wessely

Cesedinin bulunmasından bir hafta sonra, devletin İsrail’in merkezindeki küçük bir kasaba olan Kiryat Ekron’daki evinin kapısında üç sosyal hizmet görevlisi belirdi. 34 yaşındaki Bayan Abdush’un ölü bulunduğu haberini verdiler.

Ancak ailenin aldığı tek belge, İsrail Devlet Başkanı Isaac Herzog’un başsağlığı dilediği ve kucaklama gönderdiği bir sayfalık mektuptu. 35 yaşındaki Abdush Bey’in cesedi, karısınınkinden iki gün sonra tespit edildi. Kötü bir şekilde yanmıştı ve araştırmacılar, DNA örneği ve evlilik yüzüğünden yola çıkarak onun kim olduğunu belirledi.

Çift gençlik yıllarından beri birlikteydi. 

Aileye göre, Bay Abdush’un omzunda bir çanta dolusu aletle su ısıtıcılarını tamir etmek için işe gitmesi daha dün gibiydi ve Bayan Abdush, 10 yaşındaki Eliav ve 7 yaşındaki Rafael adlı iki oğulları için patates püresi ve şnitzel pişiriyordu. .

Oğlanlar artık yetimdi. Ebeveynlerinin öldürüldüğü gece teyzelerinin yanında kalıyorlardı. Bayan Abdush’un annesi ve babası kalıcı velayet için başvuruda bulundular ve herkes yardım etmek için katkıda bulundu.

Bayan Abdush’un annesi Eti Bracha, çocuklar uykuya dalana kadar her gece çocuklarla birlikte yatakta yattı.

Birkaç hafta önce, çocuklardan küçük olanı onu durdurduğunda yatak odasından sessizce çıkmaya çalıştığını söyledi.

“Büyükanne” dedi, “sana bir soru sormak istiyorum.”

“Tatlım” dedi, “Her şeyi sorabilirsin.”

“Büyükanne, annem nasıl öldü?”

Bayan Abdush’un ebeveynleri Eti Bracha, 56 ve kocası Eli, 60.