Hastane saldırısı haberini aldık: 17 Ekim 2023. Görüntüler, verilen rakamlar insanın kanını donduruyor. Hele bir de İsrail hastaneyi patlattı iddiası*. Hemen İsrail Konsolosluğu’nun önünde toplanılmış*. Gelen güruh çıldırmış vaziyette. Protesto ediyorlar.
İsrail iddiaları kabul etmemiş. ‘Biz yapmadık,’ diyor, medyaya yapmadığını ispat eden kanıtlar sunuyor. Ama inandıramıyor kimseyi. Aynen Hamas 7 Ekim 2023’te çölde gerçekleşen rave partisine, Kibutzların basılmasına, 1400 ölüye, ve son güncellenmiş sayıyla 222 rehineye ve Gazze’den fırlatılan 7300’den fazla rokete, İsrail’in ‘gafil avlandık’ deyip, buna kimseyi inandıramaması gibi.
7 Ekim’de kafaları kesilen, yakılan* onlarca ölü bedene ve cinayete sessiz kalan insan bu olaydan sonra: ‘Çocuklar uyurken sessiz olunur uyurken değil,’ diyor. Çok doğru fakat ölen çocuklar Yahudiyken neden sesiniz çıkmamıştı? Bu ikiyüzlülük değilde nedir?
İnanmadıkları için tepki göstermediler deyip avuntu bulmak belkide mümkündür.
Türk medyası maalesef izleyenleri oyuncak etti. İnsan olarak her iki tarafın kayıplarına da çok üzülmek mümkün. Savaşın Filistin sivili ve İsrail sivili arasında olmadığını anlamak için çok zeki olmaya gerek yok.
Hamas öylesine bir terör örgütü ki aldığı yardımla döşediği su borularını söküp roket yaptığını gösteren videoları paylaşmakta bir beis görmüyor. İsrail bölgeye kullandıkları suyun sadece %10’unu sağlarken, suya ulaşamama konusunda yine İsrail suçlanıyor.
Bugünlerde Yahudi kimliğim sebebiyle yalnız olduğumu çok daha fazla hissediyorum. Hayranı olduğum İlber Hoca* bile inanmış Türk medyasının verdiği doğruluğu teyit edilmemiş hastane haberine ki, sosyal medyada paylaşımlar yapmış İsrail’i eleştiren. Düşünüyorum, o bile sorgulamıyorsa, kim neden sorgulasın… Türk kimliğimle ise siyasetin gidişatı yüzünden, yalnızlıktan ziyade kandırılmış, incitilmiş hissediyorum.
Medya sadece reyting arayışına girdi. Medyanın ikiye bölündüğü varsayımı aslında doğru değil. Medya ikiye bölünmedi, paylaşıldı. Laiklere oynayıp reyting yapanlar ve yandaşlara oynayıp reyting yapanlar olarak. Her şey tık alma ve popülarite üzerine maalesef. İnsanlar en çok hangi haberin peşine düşer izlenme rekoru kırdırırsa o haber yapılıyor. İsrail’i suçlamak ise her zaman çok popüler.
Dinlediğimiz haberleri iyice süzgeçten geçirmek, doğruluğunu anlamak için yabancı kaynakları araştırmak zorunda olmak istemezdim. Eskiden olduğu gibi, dürüst gazetecilerden dinlemek isterdim.
Kapak fotoğrafı: ensonhaber.com sitesinden alınmıştır.
* İsrail ilk günden itibaren hastaneye yapılan saldırının İsrail Savunma Kuvvetleri tarafından gerçekleştirilmediğini, Gazze içinden İslami Cihat tarafından fişeklenen bir füzenin kısa düşüşü sebebiyle patlamanın gerçekleştiğini iddia ediyordu. Yapılan araştırmalar sonucunda füzenin hastanenin bahçesine düştüğü, iddia edilenden çok daha az ölü olduğu ve füzenin İsrail tarafından atılmadığı anlaşıldı. Yabancı medyada haber düzeltilirken, Türk medyasında herhangi bir düzeltme yapılmadı. Yabancı medyada yapılan düzeltmelerden bazılarına buradan ulaşabilirsiniz (New York Times, CNN)
* İsrail’in Gazze’de bulunan bir hastaneyi bombaladığı iddiası üzerine Ankara ve İstanbul’da konsolosluk ve büyükelçilik konutları önünde protestolar düzenlenmiş, protestocular içeriye sızmak isterken polis biber gazı ile müdahale etmiş, ölen ve yaralananlar olmuştu.
* Sosyal medyada ve medyada pek çok kişi kafa kesilme ve yakılma durumuna ilişkin görsel talep ederek, İsrail’in iddialarını değersizleştirmeye çalışmıştı.
* İlber Ortaylı
Hastane saldırısı haberini aldık: 17 Ekim 2023. Görüntüler, verilen rakamlar insanın kanını donduruyor. Hele bir de İsrail hastaneyi patlattı iddiası*. Hemen İsrail Konsolosluğu’nun önünde toplanılmış*. Gelen güruh çıldırmış vaziyette. Protesto ediyorlar.
İsrail iddiaları kabul etmemiş. ‘Biz yapmadık,’ diyor, medyaya yapmadığını ispat eden kanıtlar sunuyor. Ama inandıramıyor kimseyi. Aynen Hamas 7 Ekim 2023’te çölde gerçekleşen rave partisine, Kibutzların basılmasına, 1400 ölüye, ve son güncellenmiş sayıyla 222 rehineye ve Gazze’den fırlatılan 7300’den fazla rokete, İsrail’in ‘gafil avlandık’ deyip, buna kimseyi inandıramaması gibi.
7 Ekim’de kafaları kesilen, yakılan* onlarca ölü bedene ve cinayete sessiz kalan insan bu olaydan sonra: ‘Çocuklar uyurken sessiz olunur uyurken değil,’ diyor. Çok doğru fakat ölen çocuklar Yahudiyken neden sesiniz çıkmamıştı? Bu ikiyüzlülük değilde nedir?
İnanmadıkları için tepki göstermediler deyip avuntu bulmak belkide mümkündür.
Türk medyası maalesef izleyenleri oyuncak etti. İnsan olarak her iki tarafın kayıplarına da çok üzülmek mümkün. Savaşın Filistin sivili ve İsrail sivili arasında olmadığını anlamak için çok zeki olmaya gerek yok.
Hamas öylesine bir terör örgütü ki aldığı yardımla döşediği su borularını söküp roket yaptığını gösteren videoları paylaşmakta bir beis görmüyor. İsrail bölgeye kullandıkları suyun sadece %10’unu sağlarken, suya ulaşamama konusunda yine İsrail suçlanıyor.
Bugünlerde Yahudi kimliğim sebebiyle yalnız olduğumu çok daha fazla hissediyorum. Hayranı olduğum İlber Hoca* bile inanmış Türk medyasının verdiği doğruluğu teyit edilmemiş hastane haberine ki, sosyal medyada paylaşımlar yapmış İsrail’i eleştiren. Düşünüyorum, o bile sorgulamıyorsa, kim neden sorgulasın… Türk kimliğimle ise siyasetin gidişatı yüzünden, yalnızlıktan ziyade kandırılmış, incitilmiş hissediyorum.
Medya sadece reyting arayışına girdi. Medyanın ikiye bölündüğü varsayımı aslında doğru değil. Medya ikiye bölünmedi, paylaşıldı. Laiklere oynayıp reyting yapanlar ve yandaşlara oynayıp reyting yapanlar olarak. Her şey tık alma ve popülarite üzerine maalesef. İnsanlar en çok hangi haberin peşine düşer izlenme rekoru kırdırırsa o haber yapılıyor. İsrail’i suçlamak ise her zaman çok popüler.
Dinlediğimiz haberleri iyice süzgeçten geçirmek, doğruluğunu anlamak için yabancı kaynakları araştırmak zorunda olmak istemezdim. Eskiden olduğu gibi, dürüst gazetecilerden dinlemek isterdim.
Kapak fotoğrafı: ensonhaber.com sitesinden alınmıştır.
* İsrail ilk günden itibaren hastaneye yapılan saldırının İsrail Savunma Kuvvetleri tarafından gerçekleştirilmediğini, Gazze içinden İslami Cihat tarafından fişeklenen bir füzenin kısa düşüşü sebebiyle patlamanın gerçekleştiğini iddia ediyordu. Yapılan araştırmalar sonucunda füzenin hastanenin bahçesine düştüğü, iddia edilenden çok daha az ölü olduğu ve füzenin İsrail tarafından atılmadığı anlaşıldı. Yabancı medyada haber düzeltilirken, Türk medyasında herhangi bir düzeltme yapılmadı. Yabancı medyada yapılan düzeltmelerden bazılarına buradan ulaşabilirsiniz (New York Times, CNN)
* İsrail’in Gazze’de bulunan bir hastaneyi bombaladığı iddiası üzerine Ankara ve İstanbul’da konsolosluk ve büyükelçilik konutları önünde protestolar düzenlenmiş, protestocular içeriye sızmak isterken polis biber gazı ile müdahale etmiş, ölen ve yaralananlar olmuştu.
* Sosyal medyada ve medyada pek çok kişi kafa kesilme ve yakılma durumuna ilişkin görsel talep ederek, İsrail’in iddialarını değersizleştirmeye çalışmıştı.
* İlber Ortaylı
Paylaş: