Makaleler

Hayatını İsrail- Filistin Barışına Adamış Bir Aktivist: Vivian Silver – Melike Karaosmanoğlu

Hayatının büyük bir bölümünü İsrail-Filistin barışını savunarak geçiren Vivian Silver’dan 7 Ekim Cumartesi gününden beri haber alınamıyor. Arkadaşları ve ailesi Hamas’ın Kibbutz Be’eri saldırısının akabinde Vivian ile irtibatlarının kesildiğini söylüyor.

Kanada’da Yahudi bir ailede doğan 74 yaşındaki barış aktivisti Vivian Silver İsrail ile Gazze arasındaki büyük eşitsizlikler üzerine düşünmüş ve yazmış birisi. Yakın arkadaşı Lisa Lepson “Burada bir cennet yarattık. Orada ise tam tersi.” dediğini ve Silver’ın 74 yıllık hayatının çoğunu eşitsizlik uçurumunu nasıl kapatabiliriz sorusuna adadığını anlatıyor.

Hamas’ın Vivian Silver’ı Rehin Aldığından Şüpheleniliyor

7 Ekim sabahı Hamas Kibbutz Be’eri’ye girip yüzden fazla kişiyi öldürdü. Kibbutzdan rehin aldığı insanlar oldu. Saldırıdan birkaç gün önce 4 Ekim’de Silver Kudüs’te binlerce Filistinli ve İsrailli kadınla birlikte “Annelerin Çağrısı” ismini verdikleri etkinlikte yürümüştü. Kadınlar omuz omuza İsrail ve Filistin için barışçıl bir gelecek yaratmak, yeni bir yaşam inşa etmek istiyorlardı. Kendisini feminist olarak tanımlayan Vivian, barışın kadınların çabasıyla güçleneceğini ve kadınların barış diplomasisinin merkezine yerleşmesi halinde daha önce benzeri inşa edilmemiş türden köprüler kurabileceklerini savunuyordu.

Cumartesi sabahı arkadaşları ve ailesi Gazze’den İsrail’e roket atıldığını duyar duymaz Silver’a telefonla ulaşmış. Yaklaşık 6:30’dan 11:00’e kadar, dışarıdan silah sesleri ve bağırışlar gelirken Silver endişeli de olsa sevdikleriyle mesajlaşıp iyi olduğunu anlatmaya çalışmış. Kibbutzta güvenli olduğunu düşündüğü bir yerde saklanıyormuş. Oğlu Chen Zeigen saat 11’de, “Birinin eve girdiğini ya da girmeye çalıştığını duyuyorum” ve sonra da “Sanırım gittiler” diye mesaj attığını anlatıyor.

“Ve bu ondan son haber alışımız oldu. Kaçırıldığını varsayıyoruz çünkü aksi yönde herhangi bir iletişim kuramadık.”

Silver’ın aile üyeleri, arkadaşları ve meslektaşlarından oluşan bir grup, kaybolduğundan beri dünyanın dört bir yanında elden ele bildiri dağıtıyor. Arkadaşından haber almayı umutla bekleyen Haham Gerry Serotta, Vivian’ın gençliğinde de İsrailli Yahudilerin ve Filistinlilerin birlikte yaşama yolunu bulması fikrine sıkı sıkıya bağlı olduğunu söylüyor.

İsrail’e Göç ve Aktivizm

Vivian Silver 1968’de Kudüs İbrani Üniversitesi’nde psikoloji ve İngiliz edebiyatı okumaya başlamış. Eğitimini bitirip Kanada’ya döndükten üç hafta sonraysa evini İsrail’de kurmaya karar vermiş ve Kibbutz Gezer’e yerleşmiş. Kadın hakları ve İsrail toplumundaki cinsiyet eşitsizliklerine odaklanmayla başlayan aktivizm yılları sonrasında dini çoğulculuk, Yahudiler ve Araplar arasında ortak yaşam temalarıyla genişlemiş. 1990 yılında kocası ve çocuklarıyla birlikte Gazze sınırına yakın bir kibbutz olan Be’eri’ye taşınmış. Böylelikle hem Bedevi toplumuyla hem de Gazzelilerle yakın ilişkiler geliştirmeye başlamış. Kibbutzlardaki inşaatlarda çalışan Gazzeli işçilerin ücretlerinin iyileştirilmesini sağlamış. İkinci intifada başlayıncaya kadar Gazze’de çok zaman geçirmiş. Batı Şeria’daki kuruluşlarla iş birlikleri yapmış. Bu nedenle bir İsrailli’nin “Diğer tarafla bağımız yok!” demesi onu özellikle çileden çıkarıyormuş. Buna itiraz ederek şu cümleyi kuruyormuş:

“Ben şahsen barışa en az bizim kadar özlem duyan pek çok Filistinli tanıyorum.”

90’lı yılların sonunda Bedevi feminist, barış aktivisti Amal Elsana Alh’jooj ile Arap-Yahudi Eşitlik, Güçlendirme ve İşbirliği Merkezi’ni kurmuş. Barışa katkılarından dolayı Silver ve Alh’jooj Victor J. Goldberg Orta Doğu Barış Ödülü’nü almış. Silver’ın biyografisini okuduğunuzda tüm zorluklara rağmen barış için çabalamaktan hiç vazgeçmediğini görebilirsiniz. Yine bir barış çabası olarak örnek vermek gerekirse Silver’ın Kudüs merkezli bir insan hakları örgütü olan B’Tselem’in eski yönetim kurulu üyesi olduğunu da ekleyebiliriz.

2014 yılında emekli olduktan sonra iç sorgulama yapan Vivian Silver şu satırları yazmış:

“Gururla parçası olduğum Sosyalist Hareketin, 40 yıllık barış aktivizmimden sonra İsrail-Filistin çatışmasını sona erdirme hedefine ulaşamadığını kabul etmek zorunda kaldım. Artık başka bir yol bulmam gerektiğine karar verdim. Yeniden savaş çıkınca ülkenin dört bir yanından kadınların sadece tek bir konuya odaklanarak örgütlenmeye başladığını duyduğumda ben de hemen katıldım. Ülkenin dört bir yanından trenle Sderot’a gelerek Women Wage Peace’i başlatan yüzlerce kadını karşılayan güneyliler arasında olma ayrıcalığına sahip oldum. O andan itibaren gece gündüz bu hareketin içinde yaşadım ve nefes aldım. Gazze Şeridi sınırında yaşamak benim için zorlayıcı bir durum. Her iki halk için de güvenlik ve karşılıklı saygı ve özgürlüğe dayalı bir yaşam için duyduğum yoğun arzu beni harekete geçiriyor. Yeni bir savaş düşüncesi beni çılgına çeviriyor. Son üç savaş gibi bu da çatışmayı çözmeyecektir. Sadece daha fazla ölü ve yaralı getirecek. Bölgemize roketler düştüğünde ve medya savaşta ölen ya da yaralanan olmadığını duyurduğunda bağırmak istiyorum: “Siz neden bahsediyorsunuz? Aramızda binlerce duygusal yaralı var – hem çocuklar hem de yetişkinler!”

Road to Recovery adlı bir kuruluşun gönüllüsü olan Vivian Silver tıbbi bakıma ihtiyacı olan Filistinlileri Tel Aviv ya da Kudüs’teki hastanelere götürmek için hafta birkaç kez Gazze’ye gidiyormuş. Gazze’deki arkadaşlarıyla sınır kapansa da iletişimini hiç kesmemiş.

Vivian’ın arkadaşı aktivist yazar Shifra Bronznick şöyle bir çağrıda bulunmuş:

“Arkadaşımı eve getirin. Arkadaşımı ve diğer tüm kayıp insanları evlerine, onları seven insanlara götürebilecek kapasiteye sahip liderlere ihtiyacımız var.”

Sevenleri de Vivian Silver için bir facebook sayfasını açmış.