Makaleler

Kayıp bir Hafızanın Peşinde: Lüleburgaz Yahudileri

Lüleburgaz’da Yahudilere dair bir iz ararken üzerine yeni bir şehir inşa edilmiş mezarlıklar ve sinagog, el konulan evler ve toplumun hafızasından silinen bir miras buldum.

Yazan: Bahar Güler


Mustafa Gültekin’in şahsi arşivinden Lüleburgaz Hahamı

Liseye kadar hayatımın tümünü ve lisede de her tatilimi Lüleburgaz’da geçirdim. Ailemden ve çevremden hiç duymadığım 1934 Trakya Pogromunu lisede öğrendiğimde, yaşadığım şehirle öğrendiklerimi bağdaştıramadım, 50-60 hanelik Yahudi toplumuna dair hiçbir iz bulunmasını veya kimsenin bu konudan bahsetmemesini anlamlandıramadım. Ancak bu yıl Lüleburgaz’da Yahudilere dair bir iz ararken üzerine yeni bir şehir inşa edilmiş mezarlıklar ve sinagog, el konulan evler ve toplumun hafızasından silinen bir miras buldum.

50-60 hanelik Yahudi toplumuna dair hiçbir iz yok

Lüleburgaz’da 1927 nüfus sayımına göre 21773 kişi yaşıyor, bunların 256’sı Yahudi. Yaklaşık 50-60 haneye tekabül eden, bugün Kongre Meydanı arkasında Emrullah Efendi Caddesi ve balıkçılar çarşısı arasındaki yerleşim yeri ‘Musevi Mahallesi’ni oluşturuyordu. 1947-53 arasında Lüleburgaz’dan Kudüs’e toplu göç yaşanıyor ve geri kalan 3-5 aile de daha sonra kenti terk ediyor.[1]

Lüleburgaz’da yaşamış Yahudilere dair tüm öğrendiklerim bu kadardı. Ancak neyin nerede olduğunu, şu an hangi durumda olduklarını hiç bilmediğimden yerel tarihçi ve koleksiyoner Mustafa Gültekin’e ulaştım. Günümüzde Yahudi mahallesinin çoğunluğu halk arasında Roman mahallesi olarak bilinen Gündoğu Mahallesinin içerisinde yer alıyor. Mahalleli Mustafa Abi’yi tanıdığından etrafı inceleyerek dolaşabildik aksi takdirde bunun pek mümkün olacağını sanmıyorum. Yahudilerden geriye hiçbir iz bırakılmamış, evler genellikle yıkılıp yeniden yapılmış, tapusu hala bir Yahudi’de bulunan veya sahibine ulaşılamayan araziler de boş kalmış.

Arslan, A. (2011). “Kasabadan kente bir Cumhuriyet yürüyüşü” Lüleburgaz. Görünüm

Sinagogun önceden bulunduğu alanda şu an pek çok yeni yapı var. Burası çarşının yanı başındaki işlek bölge. Mustafa Abi ara sokakta gözden kaçmış, tamamlanmamış tek katlı sıvalı bir binayı eski sinagogun yeri olarak işaret etti. Sinagoga dair hiçbir iz bulunmamasına rağmen bu binanın böyle bilinmesinde belki de sahibinin belirsizliği, kimsenin karşı çıkamayacak olması rol oynamıştı. Aynı zamanda sinagogun bitişiğinde bir Yahudi okulu olduğundan bahsediliyor Alliance Israélite Universelle arşivlerinde. Yine aynı arşivlerde, Lüleburgaz’da bulunan Yahudilerin birkaç istisna dışında çevre vilayetlere göre daha yoksul bir hayat sürdüklerinden söz ediliyor: bu gözlem okulu yeniden yaptırmak için borç istedikleri belgelerde belirtilmiş.

Ergene yanındaki mezarlık

Günümüzde Lüleburgaz Ortaokulunun bulunduğu yerin önceden Yahudi mezarlığı olduğunu biliyordum. Buna ek olarak Mustafa Abi’ye göre Devlet Su İşleri’nin ilerisindeki Yaman Sitesi de Yahudi mezarlığı üzerine yapılmış. Mustafa Abi aracılığıyla tanıştığım, Lüleburgaz’ın en eski esnaflarından olan bir kişi, Ergene Nehri’ne yüzmeye giderlerken içerisinde yaklaşık 60 taşın olduğu mezarlığın yanından geçtiğini çok iyi hatırlıyordu.

Beni en çok şaşırtan şeylerden biri bu esnafın mezar taşlarını neredeyse ölçülerine kadar detaylı bir şekilde tasvir etmesi oldu; yatay, beton üzerine mermer katmanlı, görece geniş. Mezarlıklar yeni yapıların altında kalmıştı ancak 2019’da eski mezarlıkta yangın çıktıktan sonra Lüleburgaz’da bulunan ilk mezar taşı ortaya çıktı. Yeni mezarlığın oraya molozlarla birlikte atılmış haldeki bu taşı fark eden de Mustafa Gültekin’di.

Eski esnafla daha sonra sohbet etme fırsatı buldum. Bana amcasının asker arkadaşı Leon’dan, çarşıda gündöndü karşılığında para veren bir Yahudiden, ‘iyi’ insanlar olduklarından ve Leon’un kızının taşınırlarken ağlamasının tüm mahallede duyulduğundan bahsetti. Her cümlesini kurarken birkaç kez düşündü, çaycı veya müşteri geldiğinde sessizleşti. En sonunda başka kimlerle konuşabilirim pogrom hakkında diye sorduğumda isim vermedi.  “Ya hak etmişti o Yahudiler derler ya da yanlış yapıldığını bildikleri için susarlar.”  

Sanki Yahudiler hiç Lüleburgaz’da yaşamamışlar

Sanki Yahudiler hiç burada yaşamamışlar, sanki dükkanlar hiç yağmalanmamış, evler harabe olmamış gibi davranıyor herkes. Ne bir sinagog ne bir ev ne bir mezar kalmış zaten. Ve üzerine bütün kentin ettiği bir sessizlik yemini, sessizliğin doğurduğu bir sosyal amnezi. Aynı sessizliğin göç etmek zorunda kalan Yahudilerin kendilerini Lüleburgazlı olarak tanıtırken yankılanması.

Mustafa Gültekin’in kendi arşivinden, Ağustos 2019’da molozlar arasında bulunan mezar taşı

[1] Arslan, A. (2011). Kasabadan kente bir Cumhuriyet yürüyüşü” Lüleburgaz. Görünüm