Makaleler

Hala insanlıktan umudum var – Rifka Lion

7 Ekim 2023 sabahı… Üzgünüm, şaşkınım, kızgınım; çölde yapılan 2000 kişilik barış partisini Hamas’ın paramotorlarla basıp, birçok genci katlettiğini, bir çoğunu da rehine olarak aldığı haberini aldığımdan beri… Uykularım kaçtı.

Sonrasında sadece bir kaç saat içerisinde İsrael’in tüm şehirlerine 3500 roket yolladığı haberleri geldi. Bu sefer tüm bu duygu yoğunluğuna endişe de katıldı. Akrabalarım, arkadaşlarım, onların çocukları, torunları aklıma düşüyor… Hepsinin evinde sığınak olmadığı, sirenlere nerde yakalandıklarını düşünüyorum… Sokaktalar mıydı, merdivendeler miydi, evin içindeler miydi? Haliyle o anda telefonlarımıza mesajlarımıza cevap veremiyorlardı.

Saatler ilerledikçe yavaş yavaş haberler gelmeye başladı. Bir Whatsapp grubundan İsrael’de çıkan haberlerin Türkçe tercümelerini takip ediyoruz. Eski bir çocukluk arkadaşım bu tercüme işini üstlenmiş, sık sık grubu bilgilendiriyordu. Olan bitenden öylesine etkilenmiş ki, biraz müsaade rica etti. Biz sonradan öğrendik Hamas militanlarının Kibutzlar’a girdiklerini;  bayram sabahına uyanan insanları yataklarında katlettiklerini, rehin aldıklarını, kaçırdıklarını, kafalarını kestiklerini, tecavüz ettiklerini…

Bu dehşet karşısında arkadaşım sarsılmış yazmaya tercümeye güç bulamamış. Biraz toparlanınca tekrar başlıyor yazmaya…

İsrael’de güvenlik sebebiyle ülkeye giriş yapanları epeyce zorlayan sorgulamalar aramalar yapılıyor normal zamanda. Bir kalıp peyniri sokmakta zorlandığım, uzun sorgulamalardan  geçmeden ülkeme dönemediğim… O denli ciddi sorgulamalardan geçmek gerekiyor ki; son dönüşümde bu prosedürlerden bıkıp, eşime ‘uzun bir ara verelim, sonra geliriz,’ demiştim. Terk etmesi bile bu denli zor olan İsrael’in otobanlarında elleri silahlı Hamas grupları dolaşıyor, duraklarda otobüs bekleyen çoluk-çocuk, yaşlı-genç, kadın-erkek sivilleri vuruyorlar. Araçları hedef alıyorlar. Sivillerin arasında canice eylemlerde bulunuyorlar. Saldırılardan 10 saat sonra İsrael Savunma Kuvvetleri aksiyon almaya başlıyor. Hamas’a karşı gerekli operasyonları düzenliyor. Roketlerin ateşlendiği noktaları bombalıyor. Kibutzlara ulaşıyor. Bazı Kibutzlarda canlı bir bedene ulaşmak olası olamamış, yakıp yıkıp öldürüp kaçırıp terk etmişler…

Diğer yanda, Hamas’ın başarısı kutlanıyor. Filistinliler baklava, şeker dağıtıyor. Orada da çok üzülenler, sarsılanlar, ne baklava ne şeker görmek isteyen olmuştur illaki.

Oysaki o yenen baklava ve şekerlerden sonra Gazze’nin başına gelecekleri tahmin etmek zor değil. O yenen baklavalar çok kısa bir süre sonra hüzne dönecek. 

Aslında her iki tarafta da bombalanan, kurşunlanan ve tecavüze uğrayan sivillerin hayatı.  

Saldırıların ardından Türkiye medyası ve yorumcuları İsrael’in uğradığı bu korkunç saldırının tek bir resmini vermedikleri gibi olayın vahametine de değinmiyorlar bile. Bu korkunç bir haksızlık. Televizyon programına davet ettikleri Türk ve İsraelli çifte vatandaş olan, konusunda uzman doktoralı akademisyen, evinde roket saldırısı altında, derdini anlatmaya çalışırken, yaşananları aktarmak isterken, program katılımcıları lafı ağzına tıkıyorlar. Mahalle ağzıyla seviyesiz yakıştırmalarda bulunuyorlar. Seçim zamanı aynı katılımcıların katıldığı programları izlerken bu kişilerin birçok hadsize tahammül edip dinlediklerine çok kez şahit oldum. Ama bu akademisyenin aktardığı gerçekleri dinlemeye maalesef tahammülleri yoktu. Çünkü Türkiye’de habercilik tamamen sipariş üstüne yapılıyor. Halk neyi duymak istiyorsa haberler, yorumlar o şekilde sunulacak ki reyting artsın… İnsanlar birbirine düşsün istiyorlar. Kasıtlı olarak taraflı anlatım sebebiyle insanlar birbirlerine düşmanlık beslemeleri onlar için problem değil yeter ki reyting artsın. Gerçek mağdur tüm siviller. Neden iki tarafın da mağduriyeti aktarılmaz ki… Bu çok adaletsiz… Filistinlilerin mağduriyeti de Hamas’a maruz kalmak maalesef…

Ben neden mi yazdım tüm bunları… Bir arkadaşım okuduğu bir haberden sonra bir başlık atmış: ”Geçen cumartesi haklıydın bu cumartesi haksız. Derdin Hamas, sivil halk değil”. Bu yazıyı bir arkadaşım okuduğu bir yalan haberden sonra yazdı. Okuduklarından sonra bunu yazmasında çok haklıydı. Okuduğu yalan haber duygularını o kadar incitti ki… Tek taraflı okununca maalesef öyle görünüyor. Göstermek istedikleri gibi. Oysa sivillere yapılanlar can yakıyor, her iki tarafta da. Yalan haberler işte böyle bizim gibi uzaktan takip edenlerin de canını yakıyor.

Biri diğerinin acısına saygı duyduğu zaman düzelecek her şey… Hala umudum var insanlıktan.