2009 yılında gerçekleşen Münevver Karabulut cinayeti, katil Cem Garipoğlu’nun kardeşi Sakine Garipoğlu’nun Nilperi Şahinkaya ile fotoğrafı üzerinden tekrardan Türkiye’nin gündemine girdi. Münevver Karabulut’un işkenceyle ve vahşice katledilmesi, katil Cem Garipoğlu’nun aylarca adaletten kaçabilmesi, katilin ailesinin kanıtların yok edilmesi ve Cem Garipoğlu’nun saklanmasına yardımları, yine ailesinin cinayetin işlendiği odada bulunan kanepede mutlu aile fotoğrafı çektirmesi toplumsal hafızada adaletin sağlanmadığına dair inancın göstergesi olarak tepki çekmişti.
Geçen sene Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut’un, katil Cem Garipoğlu’nun ölmediği iddiası üzerine mezarının açılması talebi reddedilmesi üzerine sosyal medyada ailenin Yahudi olduğu ve ritüel yaptığı iftirasıyla antisemit mesajlarla gündeme gelmişti.
Münevver Karabulut cinayeti, daha önce düşük perdeden ifade edilen temelsiz iddiaların daha yüksek sesle söylendiği şekliyle yeniden gündemde. Fakat bu kez, Garipoğlu ailesinin Yahudi olduğu ve ayin yaptığı iddiaları Münevver Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir tarafından, Fatih Altaylı’nın YouTube kanalında dile getirildi.
Avukat Rezan Epözdemir, cinayetin motivasyonu üzerine mahkemede beyan edilen muhtemel senaryoları anlatırken “Burada bir tartışma oldu yargılama safhası sırasında. Mayasız ayini, Cezayir asıllı bir aile, Yahudi kökenli. Osmanlı İmparatorluğunda da birçok Yahudi kökenli ailenin infaz edilmesinin müsebbibi buymuş. Mayasız ayini, nedir bu? 18 yaşına gelmiş bir erkek, bakire genç bir kızı katledip rüştünü ispat ediyor” diyor. Fatih Altaylı’nın şaşkınlığı ve itirazıyla birlikte, “Evet evet, böyle bir ayin var, mayasız ayini. Bugün de vardı basında birkaç yerde, okudum. Siz de bakarsınız. Böyle bir ayin türü var. Dosyada ve tutanaklara girdi, mahkeme de bunun üzerinde durdu” diye devam ediyor.
“Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, Fatih Altaylı’nın Youtube kanalına çıktı. Sakin bir şekilde Yahudilerin kanlı ayin yaptığını (doğru değil), bunun Osmanlı döneminde de yapıldığını (doğru değil) ve Garipoğlu ailesinin Yahudi olduğunu (doğru değil) açıkladı. Tepkiler üzerine de kendini “mahkemenin üzerinde durduğu senaryoları anlatıyorum. Mayasız ayini de bu gerekçelerden biri. Bu duruşma tutanaklarına ve gerekçeye yansıyan bir durum, benim görüşüm değil’ diyerek açıklamaya çalıştı. Ortaçağ Avrupası’nda yayılan bu komploya göre Yahudiler Pesah bayramında Hristiyan çocukları kaçırıp kanlarıyla mayasız ekmek olan matsa yapıyorlardı. Bu asılsız komplo yüzyıllarca devam etti, birçok masum Yahudi’nin cinayetle suçlanmasına ve asılmasına sebep oldu. – Nesi Altaras (Serbestiyet)
Sosyal medyadan gelen tepkiler üzerine, avukat Rezan Epözdemir yaptığı açıklamada, “Dört farklı senaryo üzerinde durdu diyorum ve mahkemenin üzerinde durduğu bu senaryoları anlatıyorum. Mayasız ayini de bu gerekçelerden biri. Bu duruşma tutanaklarına ve gerekçeye yansıyan bir durum, benim görüşüm değil. Yayının ilgili bölümünü izlemeden, beni antisemitik açıklama yapmakla suçlamak açıkça kötü niyetlidir ve benim asla kabul edemeyeceğim bir yaklaşımdır. Bu tür gerçek dışı, kötü niyetli ve hedef gösteren açıklamalar bu hunharca ve vahşice cinayeti de meşrulaştırmaktadır” dedi.
Avukat Betsy Penso, meslektaşı Rezan Epözdemir’i arayarak konunun detaylarını öğrenmek istedi. Açıklamasına benzer şekilde, bu iddiaların mahkeme tarafından ortaya sürüldüğünü ifade etti. Betsy Penso’nun Epözdemir’e sorduğu hangi mahkeme ve ne şekilde gündeme aldığı sorusu ise yanıtsız kaldı.
Oysa ki bir Yahudi, bir vatandaş ve bir avukat olarak Orta Çağ’dan kalan kan iftiralarının TC mahkemelerinde NASIL ve KİM TARAFINDAN zabta geçecek kadar ciddi olarak tartışıldığını anlamaya çalışıyordum. Konunun aydınlanması adına hiçbir bilgi paylaşmadığı gibi, asıl derdimizin ne olduğunu anlatamamış olduğum için üzgünüm. 2000’li yıllarda hala kan iftiralarının toplumun bir kesimi tarafından ciddiye alınmasına ne kadar katkı sunduğunun farkında değil. – Betsy Penso
Avukat Rezan Epözdemir, defaatle, ailenin Yahudi olduğuna ve ayin yaptıklarına dair iddialarının mahkemede dile getirildiğini ve araştırıldığını beyan ederken, yıllar önce katıldığı Esra Ceyhan’la A’dan Z’ye programındaki ifadelerine göre, bu iddiaları mahkemenin gündemine kendisi tarafından taşındığını söylüyor.
Yayına telefonla bağlanan ve cinayetin ardındaki motivasyonu merak eden bir izleyiciye verdiği yanıtta “Biliyorsunuz, genelleme yapmak çok doğru değil ama Osmanlı İmparatorluğunda birçok belli bir dinsel kökenden gelen anlayışın katledilmesinin müsebbibi olan bir mayasız ayini diye bir ayin türü var. 18 yaşına gelmiş bir genç rüştünü ispat etmek amacıyla, ailesine karşı, büyüdüğünü ispat etmek amacıyla, daha önce fiziksel birlikteliği olmayan bir genç kızı katlediyor ve ailesine rüştünü ispat ediyor. Biz yargılamanın safhası sırasında bunu da mahkemeye sunduk, dedik ki, bu mayasız ayini de olabilir. Böyle bir isim geçmeyim, bir dinsel grubun şeyinde olan, Yahudilerin çok fazla genelde infaz edilmesinin müsebbibi olan bir olay, bu da olabilir dedik” ifadelerini kullanıyor.
Yinelemek gerekirse, kan iftirası, Orta Çağ Avrupası’nda icat edilmiş antisemit temalardan birisidir, gerçeklikle alakası bulunmamaktadır. Garipoğlu ailesi Yahudi değildir. Bu iddialar, Münevver Karabulut cinayetinin odağını saptırmakla birlikte, Türkiye’de yaşayan Yahudilere yönelik antisemit söylemlerin artışına sebep olmaktadır.
2009 yılında gerçekleşen Münevver Karabulut cinayeti, katil Cem Garipoğlu’nun kardeşi Sakine Garipoğlu’nun Nilperi Şahinkaya ile fotoğrafı üzerinden tekrardan Türkiye’nin gündemine girdi. Münevver Karabulut’un işkenceyle ve vahşice katledilmesi, katil Cem Garipoğlu’nun aylarca adaletten kaçabilmesi, katilin ailesinin kanıtların yok edilmesi ve Cem Garipoğlu’nun saklanmasına yardımları, yine ailesinin cinayetin işlendiği odada bulunan kanepede mutlu aile fotoğrafı çektirmesi toplumsal hafızada adaletin sağlanmadığına dair inancın göstergesi olarak tepki çekmişti.
Geçen sene Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut’un, katil Cem Garipoğlu’nun ölmediği iddiası üzerine mezarının açılması talebi reddedilmesi üzerine sosyal medyada ailenin Yahudi olduğu ve ritüel yaptığı iftirasıyla antisemit mesajlarla gündeme gelmişti.
Münevver Karabulut cinayeti, daha önce düşük perdeden ifade edilen temelsiz iddiaların daha yüksek sesle söylendiği şekliyle yeniden gündemde. Fakat bu kez, Garipoğlu ailesinin Yahudi olduğu ve ayin yaptığı iddiaları Münevver Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir tarafından, Fatih Altaylı’nın YouTube kanalında dile getirildi.
Avukat Rezan Epözdemir, cinayetin motivasyonu üzerine mahkemede beyan edilen muhtemel senaryoları anlatırken “Burada bir tartışma oldu yargılama safhası sırasında. Mayasız ayini, Cezayir asıllı bir aile, Yahudi kökenli. Osmanlı İmparatorluğunda da birçok Yahudi kökenli ailenin infaz edilmesinin müsebbibi buymuş. Mayasız ayini, nedir bu? 18 yaşına gelmiş bir erkek, bakire genç bir kızı katledip rüştünü ispat ediyor” diyor. Fatih Altaylı’nın şaşkınlığı ve itirazıyla birlikte, “Evet evet, böyle bir ayin var, mayasız ayini. Bugün de vardı basında birkaç yerde, okudum. Siz de bakarsınız. Böyle bir ayin türü var. Dosyada ve tutanaklara girdi, mahkeme de bunun üzerinde durdu” diye devam ediyor.
Sosyal medyadan gelen tepkiler üzerine, avukat Rezan Epözdemir yaptığı açıklamada, “Dört farklı senaryo üzerinde durdu diyorum ve mahkemenin üzerinde durduğu bu senaryoları anlatıyorum. Mayasız ayini de bu gerekçelerden biri. Bu duruşma tutanaklarına ve gerekçeye yansıyan bir durum, benim görüşüm değil. Yayının ilgili bölümünü izlemeden, beni antisemitik açıklama yapmakla suçlamak açıkça kötü niyetlidir ve benim asla kabul edemeyeceğim bir yaklaşımdır. Bu tür gerçek dışı, kötü niyetli ve hedef gösteren açıklamalar bu hunharca ve vahşice cinayeti de meşrulaştırmaktadır” dedi.
Avukat Betsy Penso, meslektaşı Rezan Epözdemir’i arayarak konunun detaylarını öğrenmek istedi. Açıklamasına benzer şekilde, bu iddiaların mahkeme tarafından ortaya sürüldüğünü ifade etti. Betsy Penso’nun Epözdemir’e sorduğu hangi mahkeme ve ne şekilde gündeme aldığı sorusu ise yanıtsız kaldı.
Avukat Rezan Epözdemir, defaatle, ailenin Yahudi olduğuna ve ayin yaptıklarına dair iddialarının mahkemede dile getirildiğini ve araştırıldığını beyan ederken, yıllar önce katıldığı Esra Ceyhan’la A’dan Z’ye programındaki ifadelerine göre, bu iddiaları mahkemenin gündemine kendisi tarafından taşındığını söylüyor.
Yayına telefonla bağlanan ve cinayetin ardındaki motivasyonu merak eden bir izleyiciye verdiği yanıtta “Biliyorsunuz, genelleme yapmak çok doğru değil ama Osmanlı İmparatorluğunda birçok belli bir dinsel kökenden gelen anlayışın katledilmesinin müsebbibi olan bir mayasız ayini diye bir ayin türü var. 18 yaşına gelmiş bir genç rüştünü ispat etmek amacıyla, ailesine karşı, büyüdüğünü ispat etmek amacıyla, daha önce fiziksel birlikteliği olmayan bir genç kızı katlediyor ve ailesine rüştünü ispat ediyor. Biz yargılamanın safhası sırasında bunu da mahkemeye sunduk, dedik ki, bu mayasız ayini de olabilir. Böyle bir isim geçmeyim, bir dinsel grubun şeyinde olan, Yahudilerin çok fazla genelde infaz edilmesinin müsebbibi olan bir olay, bu da olabilir dedik” ifadelerini kullanıyor.
Yinelemek gerekirse, kan iftirası, Orta Çağ Avrupası’nda icat edilmiş antisemit temalardan birisidir, gerçeklikle alakası bulunmamaktadır. Garipoğlu ailesi Yahudi değildir. Bu iddialar, Münevver Karabulut cinayetinin odağını saptırmakla birlikte, Türkiye’de yaşayan Yahudilere yönelik antisemit söylemlerin artışına sebep olmaktadır.
Paylaş: