Makaleler

Fanon’un Düşüncesinde Yahudiler ve Antisemitizm

Sömürge edilenlerin psikolojisini incelediği kitabı Siyah Deri, Beyaz Maskeler’de Frantz Fanon antisemitizmden sıklıkla bahsediyor ve Siyahlar ile Yahudilerin toplumsal konumlarını, bundan doğan psikolojik durumunu karşılaştırıyor.

Antisemitizm ve siyah karşıtı ırkçılık arasında karşılaştırmaya girişmeden önce Fanon derinlikli bir şekilde Frankofon dünyadaki Yahudi nefretini inceliyor. Ona göre “Yahudi’den hırsı yüzünden korkulur. ‘Onlar’ her yerdedirler. Bankalar, borsalar, devlet hep ‘onlarla’ doludur. ‘Onlar’ her şeyi kontrol eder. Yakında tüm ülke ‘onların’ olacaktır. ‘Onlar’ sınavlarda ‘gerçek’ Fransızlardan daha iyi sonuçlar alırlar. Yakında ‘onlar’ bizim yasalarımızı yazacak.” (121) Burada konuşan hayali Fransız her gördüğü yerde Yahudileri görmekte, onların gerçek dışı bir güç odağı haline geldiğini hayal etmektedir. Fanon bu anlatıyı bir de anekdotla kuvvetlendirir: “Yakın bir zamanda devlet bürokrasisinden bir tanıdığım bana şöyle dedi ‘Ne dersen de ‘onlar’ hep birbirini kollar. Moch iktidardayken mesela devlet işlerindeki pis Yahudilerin sayısı dehşet vericiydi.” (121)

Yahudi-Güç / Siyah-Seks

Fanon için Yahudiler antisemitlerin aklında bir güç ve para odağıyken ırkçıların aklında siyahlar cinsel kuvvetleriyle öne çıkar. Bir ödül kazanan Yahudi mutlaka torpille kazanmıştır, Siyah ise inanılmaz cinsel kuvvetlere sahiptir. (121). Burada anlatmaya çalıştığı “Hükümet ve devlet işleri Yahudilerin insafında. Kadınlarımız ise Siyahların insafında.” (122) Bu temel mukayeseyi Fanon kitabı boyunca sürdürür: Yahudi durmadan para ile ilişkilendirilirken, Siyah hep seksle anılır.  Bu kıyas cezalandırma şeklinde de öne çıkar. Cinselliğiyle düşünülen Siyahlar hadım edilmekle cezalandırılırken bu Yahudiler için yaygın bir ceza değildir. Daha fikirsel bir tehdit olan Yahudi direkt öldürülür. (125) Ancak siyahlara uygulanan hadım, linç gibi saldırılar hep beden üzerindendir Fanon bunu Siyah adamın cinsel ve bedensel bir tehdit olarak görülmesine bağlar. (126-127)

Kendinden Nefret ve Yabancılaşma

Hem Siyahlar hem Yahudiler benzer şekilde hedef gösterilir: “İkimiz de Kötülüğü temsil ederiz.” (139) İkisinin de kimliği ve geçmişi silinmeye çalışılır, toplumda bir yeri yoktur (92) Bu hal Yahudileri kendini kendinden bile saklamaya iter. Yahudiliğini unutmak ister. Kötünün, çirkinin, Yahudi olduğu bir toplumda en antisemit odur; “Artık Yahudi olmayalım. Ben artık Yahudi değilim. Kahrolsun Yahudiler” der. (140) Buna örnek olarak Fanon Cezayir’de antisemit bir olaya tanık oluşunu hatırlatır. Hastalardan bazıları Yahudi bir kadına küfürler savurmaya başlayınca Yahudi olmayan bir hasta onlara karşı çıkar. Ancak Yahudi kadın antisemitlere destek verir ve Yahudileri savunan hastaya saldırır. (140) Bu şekilde “Antisemitizme cevap vermek için Yahudi kendisini de antisemit olur.” (141)

Bu refleksi Türkiye Yahudilerinde görmek de maalesef çok kolaydır. Antisemit bir durum olduğunda hemen kendi milliyetçiliğini öne sürer. En Türk milliyetçisi odur. Ailesi seve seve kendi dilinden feragat etmiştir, evde hep Türkçe konuşurlar. Askerlik yapmıştır, hatırlatır. Mutlaka Atatürk hayranıdır, belki evine resmini bile asmıştır. Travması öyle içseldir ki kendisi pogrom veya Varlık Vergisi’nin kurbanı olmuşsa bile devlete toz kondurmak istemez. Fanon bu şekilde günümüz Yahudi’sini de teşhis eder.

Görünürlük/Görünmezlik

Antisemit ile ırkçı zihinleri benzetmesini Fanon iki katlı bir örnekle açıklar. “Bir gün Antil yerlisi felsefe hoca bana şöyle dedi: ‘Birinin Yahudilere sövdüğünü duyduğun zaman dikkatli dinle, çünkü senden bahsediyor.’” (92) Fanon önce bu öğüdü ezilenlerin dayanışması olarak anlıyor. Ancak sonradan öğretmeninin daha basit bir mesaj verdiğini anlıyor: “antisemitlerin siyah karşıtı olması kaçınılmazdır.” (92)

Eziliş biçimde en önemli farklar ise görünürlüktür. Fanon açıkça söyler “[Yahudiler] avlanıyor, imha ediliyor, yakılıyor. […] Yahudi bulunduğu andan itibaren sevilmiyor. Ancak benim durumumda her şey yeni bir hal alıyor. Hiç şans verilmiyor. Ben dışardan üst-belirlenmişim.” (87) Yahudi kimliği bilinene kadar güvendedir ama Siyah için böyle bir güvenli an yoktur.

‘Atalarımız’ Kimdir?

Hem Yahudi hem de Siyah kültürel dayatmalar altındadır (151), başkasının kimliğini yaşaması beklenir. Ona var olmadığı anlatılır. Okulda Karayipli Siyah çocuklara ‘Atalarımız Galyalılar’ diye Fransa’nın antik halklarının tarihi öğretilir. (114) Bu tabi ki Türkiye’de de böyledir. Okulda Kürt yoktur. Yahudi sadece İkinci Beyazıt’ın hoşgörüsünü kanıtlayan bir obje olarak bir sayfada var olur. Ermeni yoktur – birden Birinci Dünya Savaşı arifesinde peyda olur, hemen yine yok olur. ‘Atalarımız Hunlar, Göktürkler’ anlatılır.

Bu benzerlik kaçınılmaz olarak Fanon için dayanışmayı doğurur: “Yahudi’ye katıldım, benim ortak acım olan kardeşim.

Kaynakça ve Not

Sayfa numaraları Fanon, Frantz. Black Skin, White Masks. Pluto Books 2008‘dan alınmıştır. Alıntı çevirileri yazar tarafından yapılmıştır.