Britanya’da 12 Aralık’ta gerçekleşecek olan erken genel seçimde önemli gündem maddelerinden biri İşçi Partisi’nin antisemitizmle olan problemleri ve Britanya Yahudilerinin parti lideri Jeremy Corbyn’e olan bakışı.
Sağcı medya olabildiğince bu konuya odaklanıyor. Geçtiğimiz hafta Telegraph gazetesinde Muhafazakar Parti’den bir Yahudi’nin yazdığı ‘Corbyn Kazanırsa Yahudiler Gider’ manşetiyle bir yazı yayınlandı.
2019 boyunca konu üzerine çok konuşulmuş ve birçok Yahudi figür Corbyn’i destekleyen bir açıklamada bulunmuştu. Bir grup milletvekili ise antisemitizmi sebep göstererek partiden istifa etmişti; bunların bazıları Yahudiydi.
Corbyn hem açıklamalarda hem de Guardian’a yazdığı bir makalede antisemitizme karşı olduğunu, her türlü ırkçılığa karşı çıkacağını söyledi. Ancak bazı anketlere göre Yahudilerin sadece yüzde 7’si İşçi Partisi’ne oy vermeyi düşünüyor ve bu büyük bir düşüş gösteriyor. Bir sene kadar önce yapılan başka bir ankete göre Yahudilerin yüzde 40’ı Corbyn başbakan olursa göç etmeyi düşüneceklerini söylerken başka bir anket Yahudilerin yüzde 87’sinin Corbyn’i antisemit bulduğunu gösteriyor.
Corbyn’in şahsen böyle görülmesine sebep olan en büyük olaylar Münih Olimpiyatları’ndaki teröristler için 2014’te bir anmaya katılıp çelenk bırakması, Hamas’tan ‘arkadaşlarım’ olarak bahsetmesi, Yahudilerin finansal gücüne odaklanan bir kitaba önsöz yazmış olması ve benzeri şeyler oldu. Corbyn’in dışında direkt olarak Yahudileri kapitalizm için sorumlu tutan, Yahudileri kana susamakla veya şiddet istemekle suçlayan İşçi Partisi üyeleri ve yöneticileri de oldu ve iddialara göre parti bu olayları yeterince ciddiye almadı.
Progresif bir Yahudi olan Jonathan Freedland sol politikalar isteyen ama bu antisemit olaylardan irkilen Yahudilerin düşüncelerini birkaç gün önce Guardian’da yazdı. Freedland’a göre Yahudilerin genelde sorunu İşçi Partisi’nin getirmek istediği radikal değişiklikler değil bizzat Corbyn’in başa geçmesi ile ilgili. Açıkça Yahudileri yalancı olmakla veya kan iftirasıyla suçlayan üyeler partiden uzaklaştırıldıktan sonra bile Corbyn bu kişileri övmeye devam etti. Irkçılığa karşı sıfır tolerans gibi sert bir pozisyon aldığını iddia eden bir liderin durmadan antisemitizm konusunda yetersiz oluşu maalesef Yahudileri partiden uzaklaştırıyor. Özellikle Brexit ile ilgili olan bu seçimde açık bir toplum isteyen Yahudilerin antisemit bir Corbyn ve Brexit yanlısı Boris Johnson arasında bir seçim yapması çok zor.
Britanya’da 12 Aralık’ta gerçekleşecek olan erken genel seçimde önemli gündem maddelerinden biri İşçi Partisi’nin antisemitizmle olan problemleri ve Britanya Yahudilerinin parti lideri Jeremy Corbyn’e olan bakışı.
Sağcı medya olabildiğince bu konuya odaklanıyor. Geçtiğimiz hafta Telegraph gazetesinde Muhafazakar Parti’den bir Yahudi’nin yazdığı ‘Corbyn Kazanırsa Yahudiler Gider’ manşetiyle bir yazı yayınlandı.
2019 boyunca konu üzerine çok konuşulmuş ve birçok Yahudi figür Corbyn’i destekleyen bir açıklamada bulunmuştu. Bir grup milletvekili ise antisemitizmi sebep göstererek partiden istifa etmişti; bunların bazıları Yahudiydi.
Corbyn hem açıklamalarda hem de Guardian’a yazdığı bir makalede antisemitizme karşı olduğunu, her türlü ırkçılığa karşı çıkacağını söyledi. Ancak bazı anketlere göre Yahudilerin sadece yüzde 7’si İşçi Partisi’ne oy vermeyi düşünüyor ve bu büyük bir düşüş gösteriyor. Bir sene kadar önce yapılan başka bir ankete göre Yahudilerin yüzde 40’ı Corbyn başbakan olursa göç etmeyi düşüneceklerini söylerken başka bir anket Yahudilerin yüzde 87’sinin Corbyn’i antisemit bulduğunu gösteriyor.
Corbyn’in şahsen böyle görülmesine sebep olan en büyük olaylar Münih Olimpiyatları’ndaki teröristler için 2014’te bir anmaya katılıp çelenk bırakması, Hamas’tan ‘arkadaşlarım’ olarak bahsetmesi, Yahudilerin finansal gücüne odaklanan bir kitaba önsöz yazmış olması ve benzeri şeyler oldu. Corbyn’in dışında direkt olarak Yahudileri kapitalizm için sorumlu tutan, Yahudileri kana susamakla veya şiddet istemekle suçlayan İşçi Partisi üyeleri ve yöneticileri de oldu ve iddialara göre parti bu olayları yeterince ciddiye almadı.
Progresif bir Yahudi olan Jonathan Freedland sol politikalar isteyen ama bu antisemit olaylardan irkilen Yahudilerin düşüncelerini birkaç gün önce Guardian’da yazdı. Freedland’a göre Yahudilerin genelde sorunu İşçi Partisi’nin getirmek istediği radikal değişiklikler değil bizzat Corbyn’in başa geçmesi ile ilgili. Açıkça Yahudileri yalancı olmakla veya kan iftirasıyla suçlayan üyeler partiden uzaklaştırıldıktan sonra bile Corbyn bu kişileri övmeye devam etti. Irkçılığa karşı sıfır tolerans gibi sert bir pozisyon aldığını iddia eden bir liderin durmadan antisemitizm konusunda yetersiz oluşu maalesef Yahudileri partiden uzaklaştırıyor. Özellikle Brexit ile ilgili olan bu seçimde açık bir toplum isteyen Yahudilerin antisemit bir Corbyn ve Brexit yanlısı Boris Johnson arasında bir seçim yapması çok zor.
Paylaş: