İstanbul’u ziyaret etmiş her seyyah mutlaka Haliç’in kuzey yakasında bulunan Galata Kulesine tüm ihtişamıyla tanık olmuştur. Galata Kulesi ve çevresi aynı zamanda kentin Yahudi sakinleri tarafından La Kula tabiriyle anılmaktadır. Bu tabir ‘kule’ sözcüğünün Türkçe dilinden, Sefarad Yahudilerinin konuştuğu Yahudi İspanyolcası (veya Ladino) diline geçmiş halidir. Ben de birçokları gibi İstanbul’a her gelişimde La Kula civarlarında çokça dolaşıp, Galata’nın Boğaz’a ve Haliç’e çıkan yokuşlarında İstanbul’un eski kozmopolit havasını oluşturan zengin kültürel mirasına defalarca tanık oldum. Aynı zamanda Galata ve La Kula çevreleri İstanbul’un Aşkenaz tarihinde önemli bir mekan olmuştur ve dolayısıyla şehrin Aşkenaz kültürel mirasının en yoğun olduğu yeridir. Galata’yı şüphesiz özel kılan bir bir başka konu Türkiye’de ayakta kalabilmiş üç Aşkenaz sinagogunun da bu semtte bulunmasıdır. Bu üç sinagog geç Osmanlı döneminde Aşkenaz toplumunun içindeki farklı sosyoekonomik gruplar için inşa edilmiştir. Bugün bu sinagogların üçü de ayaktadır ve mevcut halleri inşa ettiren sosyoekonomik grupların özelliklerini birebir yansıtıyor.
Türk Yahudi tarihinin yazımında genellikle 1492 senesi bir başlangıç olarak görülür. Bu bakış açısı İber Yarımadasında bulunan Yahudilerin İspanya ve Portekiz’den kovularak Osmanlı topraklarına yerleşmelerini baz alır. Fakat 1492 senesinden çok öncesinde de Anadolu ve günümüz İstanbul’unda yaşamış Yahudi toplulukları vardır. Benzer bir şekilde Türk tarih yazımında Doğu Avrupa kökenli Aşkenaz Yahudileri ile ilgili bilgiler 1930’lu yıllarında Nazi zulmünden kaçıp Türkiye’ye sığınan Yahudilerin hikayesiyle sınırlıdır. Oysa ki İstanbul’da yüzyıllardır süren bir Aşkenaz varlığından söz edilebilir. Türkiye’nin Yahudi tarihiyle ilgili okuduğum birçok kitap ve makale de bu kalıplaşmış çerçevelerden çok fazla çıkmayarak, ülkenin Yahudi tarihiyle ilgili birçok detayı unutulmaya mahkum etmiştir.
Yüksekkaldırım’dan Daha Fazlası
Bir toplum içerisindeki tarihi sosyal ve ekonomik sınıf ayrımları günümüzde de kültürel mirasın statüsünde ve korunmasında belirleyici bir etkendir. Bu durum İstanbul’un Aşkenaz mirasına bakınca da karşımıza çıkıyor. İstanbul’un üç Aşkenaz sinagogunun durumları direkt olarak o sinagogların eski cemaatlerinin sosyal statü, sınıf, ve hatta cinsiyetleriyle bağlantılıdır. Mesela İstanbul’daki Yahudi tarihi ve yaşamıyla ilgili birçok kaynakta Yüksekkaldırım Caddesinde bulunan Büyük Aşkenaz Sinagogunun resimleriyle karşılaşmanız muhtemeldir. Kubbesi üzerinde küçük bir Davut Yıldızıyla taçlanan bu sinagog aynı zamanda Türkiye’deki tek faal Aşkenaz sinagogudur ve sayısı çokça azalmış İstanbullu Aşkenaz cemaati tarafından halen kullanılmaktadır.
Günün herhangi saatinde birçok yerli ve yabancı turistin fotoğrafladığı bu sinagog belki de Türkiye’de en çok tanınan ve en çok sembolleşen Yahudi ibadethanelerinden biridir. Avusturya kökenli Aşkenazların maddi desteğiyle kurulmuş ve bu sebepten dolayı aynı zamanda Avusturya Sinagogu olarak bilinen bu sinagog görkemli bir törenle 1900 yılında ibadete açıldı. Açılış törenine Aşkenaz toplumundan birçok muteber misafirin yanı sıra dönemin Avusturya-Macaristan büyükelçisi de katılıp konuşma yapmıştır. Bu durum açılış aşamasında cemaatin sosyoekonomik öneminin de bir işaretidir.
Hemen yakında nispeten daha sessiz bir ara sokakta Schneidertempel Sanat Merkezi adında eski bir Aşkenaz sinagogu bulunmaktadır. Türkçesiyle Terziler Sinagogu olarak bilinen bu sinagog günümüzde Yahudi temalı bir kültür merkezi olarak varlığını sürdürüyor. İsminden yola çıkarak bu sinagogun çevrede yoğun olarak çalışan ve ikamet eden Aşkenaz terzileri için kurulduğu anlaşılmaktadır. 1894 yılında açılan bu sinagog Aşkenaz Terziler Loncası üyelerinin ve diğer zanaatkarlarının ibadet ihtiyacını karşılamak için 20. Yüzyılın ikinci yarısına kadar faaliyet göstermiştir. Bu kitlenin zamanla azalmasıyla beraber 1998 yılında Terziler Sinagogu bir sanat merkezine dönüştürüldü. Böylece unutulup harabe haline gelmesine karşın sinagog yeni yüzyılla beraber İstanbul’un kültürel miras haritasında yerini almıştır. Günümüzde de bu sinagog Yahudi miras turlarının bir uğrak noktasıdır ve İstanbul’la ilgili hemen hemen her seyahat rehberinde yerini bulmaktadır.
Or Hadaş
Gelelim Zürafa Sokağında bulunan ve günümüzde çok kötü durumda olan Or Hadaş (İbranice: Yeni Işık) Sinagoguna. Bu sinagogun bugünkü harabe durumunun tek sebebi yalnızca çok fazla küçülen Aşkenaz toplumunun sınırlı maddi durumu değil. Bir diğer sebep tarih yazımının ve kültürel miras üretiminin iktisadi ve sınıfsal şartlarla doğru orantılı olmasıdır. Zira Avusturya Sinagogunun cemaatini oluşturan varlıklı Aşkenazlar ve Terziler Sinagogunun cemaatini oluşturan zanaatkarlara karşın Or Hadaş Sinagogu Aşkenaz toplumunun fakir ve yardıma muhtaç bireyleri için kurulmuştu. Bu bireyler arasında fahişe olarak çalışan Yahudi kadınlar, hastalıklı kişiler ve yaşlı kimsesizler de vardı. 2019’un Mayıs ayında lisans tezimle ilgili araştırmalar yaparken ilk defa Or Hadaş Sinagogundan bir-iki satırla söz eden bir makaleyle karşılaştım.
Şehrin bu kadar önemli ve turistik bir bölgesinde bulunan ve Galata’nın kültürel hafızası için çok büyük önem taşıyan bu yapıyla ilgili çok az bilginin olmasını bir türlü anlandıramadım. Nasıl olabilirdi de Aşkenaz toplumunun kendi hazırladığı ve kendi dağıttığı bilgi broşürlerinde bile Or Hadaş’la ilgili tek söz edilmiyordu? Bu tarihe karşı büyük bir sorumsuzluk değil miydi?
19. yüzyılın sonlarında ibadete açılan Or Hadaş Sinagogu tarihi boyunca sosyokültürel açıdan dezavantajlı bireylerin dini ihtiyaçlarını karşıladı ve adeta güvenli ve sıcak bir sığınak işlevini gördü. Zamanla cemaati azalan Or Hadaş, 1987 yılında cemaat tarafından satılarak yıkılmaya terk edildi. O dönemden bu yana zarar görmeye devam etti ve bugünkü harap haline geldi. Bu durum bize tarihi sınıf ayrımlarının günümüz dünyasına nasıl yansıdığını çok net olarak gösteriyor. Cemaatinin statü ve sınıfsal özelliklerinden dolayı Or Hadaş hatırlanmaya ve yaşatılmaya değer bir yapı olarak görülmedi ve unutulup yok olmaya terk edildi. Oysa ki Or Hadaş Türkiye ve Galata’daki Yahudi tarihiyle ilgili çok önemli bir bellek ve hafıza noktasıdır. Bu sinagoga gelen kadınlar kimlerdi? Hangi dillerde dua ederlerdi? Bugün yaşayan torunları dünyanın nerelerindedir? Bu sinagogda kaç düğün gerçekleşmiştir? Aşkenaz toplumunun daha zengin cemaatleriyle ilişkileri nasıldı? İşte tüm bu soruların cevapları maalesef Or Hadaş’ın yıkık hali gibi karanlıkta kalıyor.
Gelelim tekrar Galata Kulesine. Yıllar boyunca La Kula, Or Hadaş Sinagogu üzerine gölgesini atmıştır. Kültürel miras bilincinin ve turizminin gelişmesiyle beraber İstanbul’da ve Türkiye’nin diğer kentlerinde bulunan birçok sinagog bugün korunması gereken önemli tarihi yapılar olarak görülmektedir. Galata’da bulunan Avusturya Sinagogu ve Terziler Sinagogu da bu çerçevede korunup İstanbul’un tarihi miras haritalarında yerlerini almışlardır. Umarım benzer bir şekilde Or Hadaş Sinagogu da hak ettiği ilgiyle yeniden ihya edilir ve üzerine yeni bir ışık tutulur. Böylece Or Hadaş’ı tamamen yıkılmaktan ve unutulmaktan kurtarma şansımız olabilir. Bunu yaparak İstanbul ve Galata’nın tarihi zenginliğine katkıda bulunmakla beraber tarih yazımında fazla sıklıkla dışlanan kadınlar, fakirler, ve dezavantajlı kişilerinin anılarını yaşatmış oluruz.
Kaynaklar:
“A Brief History of the Ashkenazi Community in Turkey.” Schneidertempel Arts Centre. Istanbul, 2019.
Altınöz, Meltem Özkan, en Mohammad Gharipour, ‘The Tofre Begadim Synagogue and the Non-Muslim Policy of the Late Ottoman Empire’, in: Sacred Precincts: The Religious Architecture of Non-Muslim Communities across the Islamic World 3 (2015) 334–352 .
“Ashkenazi Synagogue of Istanbul.” Ashkenazi Synagogue of Istanbul. Istanbul, n.d. Bali, Rıfat N. “Yirminci Yüzyılın Başlarında İstanbul’un Fuhuş Âleminde Yahudilerin Yeri.” http://www.rifatbali.com, 2003.
Güleryüz, Naim. “Or Hadaş Aşkenaz Sinagogu.” Şalom Gazetesi, November 8, 2017. http://www.salom.com.tr/arsiv/haber-104854-or_hadas_askenaz_sinagogu.html.
**Yazı ilk olarak İngilizce dilinde yazarın kendi blogunda yayınlanmış olup, yazar tarafından Avlaremoz için Türkçeleştirilmiştir.
[…] İstanbul’un Aşkenaz Mirasına ‘Yeni Bir Işık’ Tutmak – Kenan Cruz Çilli […]
[…] http://www.avlaremoz.com/2019/11/25/istanbulun-askenaz-mirasina-yeni-bir-isik-tutmak-kenan-cruz-cill… […]
[…] farklı Aşkenaz’ın hikayesini bir araya getiriyor. Bunun yanında var olan ve kapanan sinagoglar, farklı işyerleri ve mahalleler de projede anlatılıyor. 1300’de Aşkenazların ilk kez […]
[…] farklı Aşkenaz’ın hikayesini bir araya getiriyor. Bunun yanında var olan ve kapanan sinagoglar, farklı işyerleri ve mahalleler de projede anlatılıyor. 1300’de Aşkenazların ilk kez bugün […]