Elindeki sopayla cam kıran bıyıklı kepli bir adamın fotoğrafına bakınca şunu düşündüm: Bu adam sonraki gün utandı mı?
Yoksa oraya verdiği zararla gurur mu duydu?
Belki oradan bir şeyler çaldı. Yürüttüklerini kendine helal mi gördü?
Ne yaptığını çocuklarına gururla mı anlattı? Yoksa hiç anlatmadı mı? Peki ya torunlarına? İstanbullu Türkler acaba hiç soruyor mu ‘Dede sen o sırada neredeydin? Yoksa Daryo’nun tabelasından sarkan adam sen miydin?‘
Bu sene ilk kez ellerinde sopalar olan birçok kadının fotoğrafını da gördüm. Acaba kaç Türk anneannesine sordu: ‘Anneanne sen Beyoğlu’nda bir dükkana mı saldırdın?‘
6-7 Eylül İstanbul Pogromu’nun fotoğraflarına bakınca sadece kalabalık bir güruh, isimsiz bir kaos, adsız bir gayrimüslim nefreti görmüyorum. Kişiler görüyorum. Ve bu kişiler o akşam ayakkabılarını giymeyi, ellerine sopa almayı, cam kırmayı, sokakta gördükleri Rum, Ermeni, Yahudi kadınlara tecavüz etmeyi seçtiler.
Kimse onları zorlamadı. Tabi onları davet ettiler. ‘Vur, kır’ dediler. Onlar da vurup kırdı. Kimse özellikle tecavüze davet etmemişti, ama onu da yaptılar.
Charlottesville’deki Nazi buluşmasından sonra internet üzerinden toplu bir çabayla orada görülen birçok kişinin adı, adresi, mesleği bulundu. Nazi ve ırkçı oldukları ortaya çıkınca bu kişilerin bazıları işlerinden oldu. Hayatları etkilendi. Yasal ceza almasalar da itibar kaybı yaşadılar.
1955’te İstiklal’deki dükkanları indirenlerin, apartmanları taşlayanların, tecavüzcülerin, katillerin adlarını sonraki gün gazeteye yazsalar bu suçlular utanır mıydı? Pişman olur muydu? Yoksa ‘Evet, Hristiyan mezarında kafataslarıyla ben top oynadım‘ mı derdi?
Büyük topluluklara tabi ki nefret atfedilebilir. ‘Türkiye toplumu genellikle antisemit’ gibi bir cümle kurulabilir. Ama kişiler daha önemli. Aksiyon alanlar (veya özellikle almayanlar) bence daha önemli. Türk toplumu 1955’te Rumlara karşı nefretten başlayan ve tüm gayrimüslimlere saldırıya dönüşen bir pogrom yaptı. Ama aslında X adlı kişiler Tepebaşı’ndaki bakkalı soydu. Y adlı kimse Yüksekkaldırım’da bir kadına tecavüz etti. Bir Yahudi apartmanının kapıcısı ‘Burada herkes Türk, gidin başka kapıya’ derken başka kapıcılar ‘Bunların hepsi gavur‘ deyip saldırganlara kapıyı açtı. Sonraki gün apartmandakiler o kapıcıyla nasıl selamlaşsın?
Ve bu kişilerin bazıları aramızda. Bazıları ailelerinizde. İşte bunları merak ediyorum. Ben dedeme sordum, siz de dedenize sorun: ‘Pogrom olurken sen neredeydin?‘
[…] http://www.avlaremoz.com/2019/09/08/kisiler-sorumludur-nesi-altaras/ […]
[…] bulunurken bir sürü kişi de 1934 Trakya Pogromu‘ndan Varlık Vergisi‘ne, 6-7 Eylül İstanbul Pogromu’ndan 2003 Neve Şalom saldırına örnekler veriyor. Birçok kullanıcı Türkiye’de Yahudi […]