Arşiv Göze Çarpanlar

Fotoğraflarla Türk Yahudi Basını

Bugün halen kullandığımız ‘gazete’ sözcüğü, İtalya’da özellikle devletle ilgili kanun ve yaptırımları halka duyurmak adına madeni plakalar üzerine kazınarak halka dönemin para birimi “1 gazzetta”dan satışı sonrası türemiş bir kavramdır.

Kaynak: Şalom

Gazete zamanla, bildiri görevine yeni görevler eklemiş, kimi zaman siyasi erki denetleyen ‘yasama, yürütme ve yargıdan’ sonra 4. güç olmuştur. Türk Yahudileri, Osmanlı’ya Avrupa’dan aksamalı olarak gelen bu yeni iletişim metoduna hızla entegre olmuş ve hem kendi dillerini hem de kendi sorunlarını cemaatine ve cemaat dışına aktarmak için, kendi gazetelerini çıkarmışlar, kendi gazetecilerini yetiştirmişlerdir.

Bu hafta sizlerle Türk Yahudi Cemaati üyelerinin bazen cemaat kurumlarıyla bazen ise bireysel çabalarıyla çıkardıkları ve bugün ne yazık ki Şalom Gazetesi hariç basılı basının kalmadığı, Türk Yahudilerinin gazetecilik serüvenini izleyeceğiz.

Bu bölümü hazırlarken görselleri kullandığımız 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi ve değerli kuratörü Nisya İ. Allovi ile bilgileriyle her an bize rehber olmaya devam eden değerli hocamız Naim Güleryüz (Türk Yahudi Basını Tarihi / Gözlem Yayınları) beyefendiye bir kez daha huzurlarınızda teşekkür ederim.

1908 yılında Sada-yı Alem adlı gazete yayın müracaatına aldığı izinle, Ladino dilinde aynı anlama gelen ‘Halkın Sesi’ anlamındaki ‘La Boz del Pueblo’ gazetesini Jozef (Yosef) Romano, ‘El Komersiyal’ adlı gazetesi İzmir Yahudi Cemaatinin hizmetine sundu.

 

Yaakov Algranti tarafından 1891 yılında önce sadece salı ve cuma günleri daha sonra ise düzensiz, Yahudi İspanyolcası Ladino dilinde haftalık yayımlanmaya başlayan Le Nouvelliste / El Nuvelista.

 

İzmir Alliance ve Karataş Mektebleri Lisan-ı Osmanlı Muallimi, 1898 yılında birinci dereceden Mecidiye Nişanı ile ihsan eylenen, 1989 yılında da Mekatib-i Rüştiye Müfettişliğine tayin edilen Mehmed Hulusi Efendi’nin, 1897 yılında bir tarafı Türkçe (Osmanlıca) diğer tarafı Ladino (Yahudi İspanyolcası) olarak haftalık çıkardığı, Türkçe´de ‘Neşe’ anlamına gelen El Meseret adlı gazetesi.

 

Türk stenografisinin kurucusu Albert Benaroya´nın Atikva´nın başyazarlığından ayrılarak 24 Temmuz 1948 tarihinde Fransızca içerikle yayınladığı Türkçe ‘Doğu´nun Yıldızı’ anlamındaki ‘L’Etoile du Levant’.

 

5 Şubat 1953 tarihinde “Haftalık Siyasi Türkçe Musevice Gazete” mottosuyla Türkçe anlamı ‘Gerçek Işık’ anlamına gelen, İlyazer (Eliezer) Menda tarafından çıkarılan ‘La Vera Luz’.

 

1 Nisan 1931 tarihinde İsak Algazi, 1 yıl önce kapanan ‘El Tiempo’ adlı gazetesinin yerine çoğunlukla Yahudi İspanyolcası (Ladino) yayınlanmasına rağmen, Türkçe ve Fransızca makalelerin de yayınlandığı ‘Doğu´nun Sesi’ anlamına gelen ‘La Boz de Oriente’.
İsak Gabay’ın girişimiyle 1888 tarihinde “Vücut için gıda neyse okumak da zihin için odur” sloganıyla haberlerin yanı sıra Yahudi milletinin entelektüel birikimi de yükseltmek için çeşitli roman, bilmece ve şiirleri yayınlanmaya başlayan ‘La Edision de Martes de El Telegrafo’.

 

Türkçe-Musevice (Judeo-İspanyol) Siyasi-Edebi Haftalık Müstakil Gazete” sloganıyla Moşe Levi Belman, İsak Misistrano ve İsak Kohen ile birlikte çıkardıkları 20 Haziran 1957 tarihinde yayın hayatına başlayan ‘El Tiempo’.

 

II. Dünya Savaşı’nın başlamasına sadece 1 kala, 1 Ağustos 1939 tarihinde Albert Kohen tarafından 15 günde bir çıkarılan, David Fresko´nun da rehberliğinde Türk Yahudilerinin, Yeni Alfabeyi ve Türkçeyi benimsemeleri için kampanyalar oluşturan; Avram Galante, İbrahim Nom, Daniel Behar gibi akademik ve politik karakterli kişiler haricinde üniversite öğrencilerinden gelen mektupları da yayınlayan, Türkçede ‘Türkiye´nin Sesi’ anlamına gelen, kısa süre sonra yalnızca bu adı kullanacak olan ‘La Boz de Türkiye’.

 

19 Aralık 1947 tarihinde Yako (Yaakov) Kıymaz tarafından çıkarılan, başyazar denilen ‘genel yayın yönetmeninin’ Avram Beneroya olduğu Türkçe anlamı ‘Umut’ demek olan haftalık gazete ‘Atikva’. ​