Avlaremoz geçtiğimiz haftalarda 70 kişinin Yahudi toplumu gazetesi Şalom üzerine görüşünü içeren bir dosya yayınladı. Ben de görüşümü belirttim. Kısaca, Şalom’un Yahudilerin basın ihtiyacını karşılamayan, geniş topluma kendini kanıtlama ve hoş görünmek için cesur olamayan, siyasetten kaçak, gerçek dışı bir Türkiye yaşayan, homojen ve dişsiz bir yayın olduğunu söyledim.
Yahudi araştırmaları uzmanı Rıfat Bali, bu dosya hakkındaki görüşlerini bildiren bir yazı yazdı ve yazı Avlaremoz’da yayınlandı. Kendisinin cevabı çok yukarıdan bakan ve elitist bir yaklaşım olmuş. Paylaşılan görüşlerin çoğunun “yüzeysel, cemaatçi, konformist, hiçbir şey okumayan, dünyanın gidişatından ve bu ülkenin gerçekliğinden bihaber” olduğunu söylemiş. Rıfat Bali’nin bu yorumları bence doğru; Türkiye Yahudi toplumu kemikleşmiş fikirler dışında politik değil ve siyasal olarak aktif bir fikir alışverişine sahip değil. Ama bu durumdan Avlaremoz’un dosyasına röportaj vererek katılımcı olan bireyler sorumlu tutulamaz. Yıllardır süregelen antisemitizm, susturulma ve suskun olma politikaları Türkiye Yahudilerini sessiz ve apolitik yaptı. Bu apolitik toplumun gazetesiyle ilgili fikri yine de değerli. Sonuçta Şalom’u üreten de tüketen de bu toplum. Şalom iyi bir gazete veya yeterli bir cemaat yayını değil: bu konuda Bali’ye kesinlikle katılıyorum. Ama bir sürü insan Şalom’u beğeniyor. Türkiye’nin gidişatından bihaber oldukları fikri doğru olsa da bu kimseyi Şalom’la ilgili görüş bildirmekten geri tutamaz.
Bali’nin Avlaremoz’un yazarlarının Yahudi toplumunu anlamayan ve gerekli yayınları okumayan kişiler olduğunu belirtmesinin çok yersiz ve açıkça yanlış bir yorum. Kendisinin kitaplarını, ne kadar uzun ve pahalı olsalar da, okudum. Biliyorum ki Avlaremoz kadrosunda yer alan birçok kişi de okudu. Böyle aşağılayıcı bir cümlenin gereksiz olduğunu ve sadece Avlaremoz’u küçümsemek için kullanılmış olduğunu düşünüyorum.
Eleştirisinin tek yapıcı yönü, kırıcı şekilde söylemiş olsa da, ortada her fikre eşit şekilde yaklaşan bir Avlaremoz dosyasının var olması. Eğer bu dosyanın sonunda Avlaremoz’un editöryel bakışla aynı soruları cevaplayan bir yazısı olsaydı iyi olabilirdi. Çünkü temelde Bali haklı, Şalom’dan “çok başarılı, cemaatin haber ihtiyaçlarına yeterli, veya cesur” diye bahsetmek alenen hatalı. Bunun dışında Şalom’un kapanması fikrini gerçekçi bulmuyorum. Avlaremoz, Bali’nin bahsettiği gibi alternatif gayri resmî gazete olma yolunda gidiyor bence. Türkiye Yahudi toplumunun bir genci olarak, Bali’nin “genç beyin gücü ve motivasyonun” varlığını sorgulamasına içerliyorum. Okumuş olduğunuz Şalom dosyası, kendi kendini yayınlamadı. Tıpkı Avlaremoz’un diğer tüm işleri gibi bolca beyin gücü ve motivasyon gerektirdi.. Avlaremoz, Türkiye’nin köklü antisemitizmini doğrudan defalarca hedef almışken; Avlaremoz hakkında “Kurbağaları fazla ürkütmek istemeyen” tabirinin kullanılmasını yanlış bulunuyorum.
Avlaremoz geçtiğimiz haftalarda 70 kişinin Yahudi toplumu gazetesi Şalom üzerine görüşünü içeren bir dosya yayınladı. Ben de görüşümü belirttim. Kısaca, Şalom’un Yahudilerin basın ihtiyacını karşılamayan, geniş topluma kendini kanıtlama ve hoş görünmek için cesur olamayan, siyasetten kaçak, gerçek dışı bir Türkiye yaşayan, homojen ve dişsiz bir yayın olduğunu söyledim.
Yahudi araştırmaları uzmanı Rıfat Bali, bu dosya hakkındaki görüşlerini bildiren bir yazı yazdı ve yazı Avlaremoz’da yayınlandı. Kendisinin cevabı çok yukarıdan bakan ve elitist bir yaklaşım olmuş. Paylaşılan görüşlerin çoğunun “yüzeysel, cemaatçi, konformist, hiçbir şey okumayan, dünyanın gidişatından ve bu ülkenin gerçekliğinden bihaber” olduğunu söylemiş. Rıfat Bali’nin bu yorumları bence doğru; Türkiye Yahudi toplumu kemikleşmiş fikirler dışında politik değil ve siyasal olarak aktif bir fikir alışverişine sahip değil. Ama bu durumdan Avlaremoz’un dosyasına röportaj vererek katılımcı olan bireyler sorumlu tutulamaz. Yıllardır süregelen antisemitizm, susturulma ve suskun olma politikaları Türkiye Yahudilerini sessiz ve apolitik yaptı. Bu apolitik toplumun gazetesiyle ilgili fikri yine de değerli. Sonuçta Şalom’u üreten de tüketen de bu toplum. Şalom iyi bir gazete veya yeterli bir cemaat yayını değil: bu konuda Bali’ye kesinlikle katılıyorum. Ama bir sürü insan Şalom’u beğeniyor. Türkiye’nin gidişatından bihaber oldukları fikri doğru olsa da bu kimseyi Şalom’la ilgili görüş bildirmekten geri tutamaz.
Bali’nin Avlaremoz’un yazarlarının Yahudi toplumunu anlamayan ve gerekli yayınları okumayan kişiler olduğunu belirtmesinin çok yersiz ve açıkça yanlış bir yorum. Kendisinin kitaplarını, ne kadar uzun ve pahalı olsalar da, okudum. Biliyorum ki Avlaremoz kadrosunda yer alan birçok kişi de okudu. Böyle aşağılayıcı bir cümlenin gereksiz olduğunu ve sadece Avlaremoz’u küçümsemek için kullanılmış olduğunu düşünüyorum.
Eleştirisinin tek yapıcı yönü, kırıcı şekilde söylemiş olsa da, ortada her fikre eşit şekilde yaklaşan bir Avlaremoz dosyasının var olması. Eğer bu dosyanın sonunda Avlaremoz’un editöryel bakışla aynı soruları cevaplayan bir yazısı olsaydı iyi olabilirdi. Çünkü temelde Bali haklı, Şalom’dan “çok başarılı, cemaatin haber ihtiyaçlarına yeterli, veya cesur” diye bahsetmek alenen hatalı. Bunun dışında Şalom’un kapanması fikrini gerçekçi bulmuyorum. Avlaremoz, Bali’nin bahsettiği gibi alternatif gayri resmî gazete olma yolunda gidiyor bence. Türkiye Yahudi toplumunun bir genci olarak, Bali’nin “genç beyin gücü ve motivasyonun” varlığını sorgulamasına içerliyorum. Okumuş olduğunuz Şalom dosyası, kendi kendini yayınlamadı. Tıpkı Avlaremoz’un diğer tüm işleri gibi bolca beyin gücü ve motivasyon gerektirdi.. Avlaremoz, Türkiye’nin köklü antisemitizmini doğrudan defalarca hedef almışken; Avlaremoz hakkında “Kurbağaları fazla ürkütmek istemeyen” tabirinin kullanılmasını yanlış bulunuyorum.
Paylaş: