Kaynak: Turkisrael.org
Yazar: Yakup Barokas
Rıfat N. Bali hem bir araştırmacı, hem bir insan olarak çok saygı duyduğum bir dostum. Bu yazıyı yazmaya karar verirken açıkçası tereddüt ettim. Nedeni Bali’nin başkalarını eleştirme konusunda gösterdiği açık sözlülük, cesaret ve ilkesel duruşu kendisine karşı herhangi bir eleştiri yöneltildiğinde gösteremediğine, soğukkanlılığını koruyamadığına defalarca tanık olmamdır. Umarım bu kez aynısı olmaz.
Bali’nin 21 Kasım 2017 tarihinde Avlaremoz sitesinde; “70 Kişinin gözünden Şalom dizisi hakkında görüşlerim” başlığı altında yayınlanan yazıdan söz etmek istiyorum. Avlaremoz bu yazıyı sunarken şu yönde bir ifade kullanmıştır; “Tüm yorumlara açık olan platformumuz farklı görüş ve yorumları herhangi bir sansür uygulamadan yayınlamaya açıktır.” (Vurgu bana aittir)
Avlaremoz’un,, Şalom’un 70. yılı vesilesi ile birkaç bölümde yayımlanan yazı dizisinde, gazetenin düzenli okuru olan veya olmayan 70 kişinin görüşlerine yer verildi. Bazı itirazların aksine bence gazeteyi hiç okumayanların da görüşlerilerinin aktarılmış olması fazla önem taşımamaktaydı. Önemli olan gazetenin toplumda ne şekilde algılandığının ortaya çıkarılmaya çalışılmasıydı.
Bazı olumsuz yaklaşımlar kimi Şalom yöneticisi veya yazarını kızdırmış olsa da açıkçası 25 yıllık bir Şalomcu olarak ben yanlış kullanıldığından emin olduğum “bülten” nitelemesi dışında twitter mesajları ile gösterilen tepki ve alınganlıkları, hele 2-3 senelik yazarların “bu emeğimize saygısızlıktır” türünden serzenişleri hiç anlayabilmiş değilim. Her neyse…
Peki, Avlaremoz, Rıfat Bali’nin yazısını sunarken sansür uygulanmadığının altını belli bir şekilde çizme gereğini niye gördü, Bali’nin görüşlerine katılmıyoruz ama yayınlamamak ve sansür uygulamak da dik duruşumuzla çelişir mi denmek istendi?
Avlaremoz geleneksel “kayadez” politikasına karşı çıkmakta ve bu şiar altında internette yayın yapmaktadır. Sitelerine şöyle bir göz attığımda pek de gerçekleri öyle gümbür gümbür dile getirdiklerini, Türkiye Yahudi toplumu yönetiminin veya Şalom’un kırmızı çizgilerini pek aştığını görmedim. Hatta sağda solda yayımlanan bazı antisemit yazı veya bu türden davranışlara karşı basında çıkan makaleleri derlemenin ötesinde özgün bir yazı yazdıklarını da görmedim. Benim tespitim Avlaremoz bu açıdan bir Agos’un çok gerisinde kaldığı ve can alıcı pek çok konuya değinmekten kaçındığıdır. Parantez içinde şunu belirteyim; yazı yazarak antisemitizm ile mücadele edileceğini düşünmek de ayrıca bir hayaldir. Antisemitizmden kurtulmak isteyenin yapacağı tek şey günümüz dünyasında demokratik, insan haklarına saygılı, antisemitizmin olmadığı bir ülkede yaşamaktır.
Esasen Rıfat Bali de Avlaremoz’un yumuşak tavrını hiç tasvip etmemekte, bunu açık yüreklilikle söylemekte, Avlaremoz editörlerinin; “sen de haklısın, o da haklı” türünden yaklaşımları ve muhalefetleri ile bir yere varılmayacağını ileri sürmektedir.
Bali söz konusu yazısında Avlaremoz’a hitaben şöyle demektedir: “Şalom’u terbiye etmek ve iyileştirmek misyonunuz hüsranla sonuçlanacaktır, bu kesindir.”
Avlaremoz ekibine sormak istiyorum, gerçekten böyle bir misyon ile mi hareket ediyorsunuz? Ya dostumuz büyük bir yanılgı içindedir, ya da genç “Avlaremozcular” hadleri olmayarak boylarından büyük bir görev yüklenmişlerdir.
Ve akabinde Bali, Che Guevera’laşmakta; devrimlerin ve değişimin statükoyu yıkmakla gerçekleşeceğini veya gerçekleşemeyeceğini savunmaktadır.
Peki devrim ve değişim Rıfat Bali’ye göre nasıl gerçekleşecektir? “Değişim ŞALOM’un kapanması ve bunun yaratacağı boşluğun gerçek bir gazete ile ikame edilmesi ile başlayacaktır. Şalom’un terbiye edilmesi ile değil.”
Rıfat Bali; bu son satırlarının başta ve öncelikle Şalom gazetesi yöneticilerini ve çalışanlarını fevkalade üzeceğini, sinirlendireceğini ve de öfkelendireceğini bildiğini de söylemektedir.
Sevgili Rıfat Bali, 70 yıllık bir geçmişi olan Şalom gazetesinin günümüzdeki yazar ve yöneticileri sözlerinizi hiç nazarı itibara almamışlar, cevap vermeye bile değer görmemişlerdir. Ben ise ne sinirlendim, ne de öfkelendim, sadece sizin hesabınıza üzüldüm. Ayrıca, yine aynı yazıda, kendi fanusunda küçümser bir bakış ile bu toplumu (her halde Yahudi toplumunu) dünyanın gidişatından ve bu ülkenin gerçekliğinden bihaber olarak nitelendirmenize de üzüldüm. Ve bu satırları kaleme aldım. Sizin de sinirlenip öfkelenmeyeceğiniz umuduyla…
Kaynak: Turkisrael.org
Yazar: Yakup Barokas
Rıfat N. Bali hem bir araştırmacı, hem bir insan olarak çok saygı duyduğum bir dostum. Bu yazıyı yazmaya karar verirken açıkçası tereddüt ettim. Nedeni Bali’nin başkalarını eleştirme konusunda gösterdiği açık sözlülük, cesaret ve ilkesel duruşu kendisine karşı herhangi bir eleştiri yöneltildiğinde gösteremediğine, soğukkanlılığını koruyamadığına defalarca tanık olmamdır. Umarım bu kez aynısı olmaz.
Bali’nin 21 Kasım 2017 tarihinde Avlaremoz sitesinde; “70 Kişinin gözünden Şalom dizisi hakkında görüşlerim” başlığı altında yayınlanan yazıdan söz etmek istiyorum. Avlaremoz bu yazıyı sunarken şu yönde bir ifade kullanmıştır; “Tüm yorumlara açık olan platformumuz farklı görüş ve yorumları herhangi bir sansür uygulamadan yayınlamaya açıktır.” (Vurgu bana aittir)
Avlaremoz’un,, Şalom’un 70. yılı vesilesi ile birkaç bölümde yayımlanan yazı dizisinde, gazetenin düzenli okuru olan veya olmayan 70 kişinin görüşlerine yer verildi. Bazı itirazların aksine bence gazeteyi hiç okumayanların da görüşlerilerinin aktarılmış olması fazla önem taşımamaktaydı. Önemli olan gazetenin toplumda ne şekilde algılandığının ortaya çıkarılmaya çalışılmasıydı.
Bazı olumsuz yaklaşımlar kimi Şalom yöneticisi veya yazarını kızdırmış olsa da açıkçası 25 yıllık bir Şalomcu olarak ben yanlış kullanıldığından emin olduğum “bülten” nitelemesi dışında twitter mesajları ile gösterilen tepki ve alınganlıkları, hele 2-3 senelik yazarların “bu emeğimize saygısızlıktır” türünden serzenişleri hiç anlayabilmiş değilim. Her neyse…
Peki, Avlaremoz, Rıfat Bali’nin yazısını sunarken sansür uygulanmadığının altını belli bir şekilde çizme gereğini niye gördü, Bali’nin görüşlerine katılmıyoruz ama yayınlamamak ve sansür uygulamak da dik duruşumuzla çelişir mi denmek istendi?
Avlaremoz geleneksel “kayadez” politikasına karşı çıkmakta ve bu şiar altında internette yayın yapmaktadır. Sitelerine şöyle bir göz attığımda pek de gerçekleri öyle gümbür gümbür dile getirdiklerini, Türkiye Yahudi toplumu yönetiminin veya Şalom’un kırmızı çizgilerini pek aştığını görmedim. Hatta sağda solda yayımlanan bazı antisemit yazı veya bu türden davranışlara karşı basında çıkan makaleleri derlemenin ötesinde özgün bir yazı yazdıklarını da görmedim. Benim tespitim Avlaremoz bu açıdan bir Agos’un çok gerisinde kaldığı ve can alıcı pek çok konuya değinmekten kaçındığıdır. Parantez içinde şunu belirteyim; yazı yazarak antisemitizm ile mücadele edileceğini düşünmek de ayrıca bir hayaldir. Antisemitizmden kurtulmak isteyenin yapacağı tek şey günümüz dünyasında demokratik, insan haklarına saygılı, antisemitizmin olmadığı bir ülkede yaşamaktır.
Esasen Rıfat Bali de Avlaremoz’un yumuşak tavrını hiç tasvip etmemekte, bunu açık yüreklilikle söylemekte, Avlaremoz editörlerinin; “sen de haklısın, o da haklı” türünden yaklaşımları ve muhalefetleri ile bir yere varılmayacağını ileri sürmektedir.
Bali söz konusu yazısında Avlaremoz’a hitaben şöyle demektedir: “Şalom’u terbiye etmek ve iyileştirmek misyonunuz hüsranla sonuçlanacaktır, bu kesindir.”
Avlaremoz ekibine sormak istiyorum, gerçekten böyle bir misyon ile mi hareket ediyorsunuz? Ya dostumuz büyük bir yanılgı içindedir, ya da genç “Avlaremozcular” hadleri olmayarak boylarından büyük bir görev yüklenmişlerdir.
Ve akabinde Bali, Che Guevera’laşmakta; devrimlerin ve değişimin statükoyu yıkmakla gerçekleşeceğini veya gerçekleşemeyeceğini savunmaktadır.
Peki devrim ve değişim Rıfat Bali’ye göre nasıl gerçekleşecektir? “Değişim ŞALOM’un kapanması ve bunun yaratacağı boşluğun gerçek bir gazete ile ikame edilmesi ile başlayacaktır. Şalom’un terbiye edilmesi ile değil.”
Rıfat Bali; bu son satırlarının başta ve öncelikle Şalom gazetesi yöneticilerini ve çalışanlarını fevkalade üzeceğini, sinirlendireceğini ve de öfkelendireceğini bildiğini de söylemektedir.
Sevgili Rıfat Bali, 70 yıllık bir geçmişi olan Şalom gazetesinin günümüzdeki yazar ve yöneticileri sözlerinizi hiç nazarı itibara almamışlar, cevap vermeye bile değer görmemişlerdir. Ben ise ne sinirlendim, ne de öfkelendim, sadece sizin hesabınıza üzüldüm. Ayrıca, yine aynı yazıda, kendi fanusunda küçümser bir bakış ile bu toplumu (her halde Yahudi toplumunu) dünyanın gidişatından ve bu ülkenin gerçekliğinden bihaber olarak nitelendirmenize de üzüldüm. Ve bu satırları kaleme aldım. Sizin de sinirlenip öfkelenmeyeceğiniz umuduyla…
Paylaş: