Chris McNab’in ‘Almanya’nın Gizli Planı (Germany’s Secret Masterplan)’ isimli kitabından alınan yukarıdaki resim 10 Mayıs 1933’te Berlin Üniversitesi’nde Almanya karşıtı olduğu söylenen kitapların SA Personeli gözetiminde yakılışını gösteriyor.
Kaynak: Yaman Törüner / Milliyet
Hitler kendi fikir adamı ve sanatçılarının yetişmesini, Almanya’ya ve Nazizm’e karşı olan yazar ve sanatçıların yazı ve sanat eserlerinin yasaklanmasını istiyordu. Bu amaçla Kültür Bakanlığı’nda güzel sanatlar, film, müzik, radyo, edebiyat ve tiyatro eserlerini incelemek üzere bölümler oluşturuldu. Yahudilere ait her türlü kültürel hareket Almanların morallerini bozduğu gerekçesiyle yasaklandı.
1939 yılına gelindiğinde Naziler tarafından kontrol edilen 2.500 yayınevi, 23.000 kitapevi, 3.000 yazar ve her yıl taraftar sanatçılara verilen 50 adet sanat ve fikir eserleri ödülü vardı. Bu kontrol altında, yılda ortalama 20.000 civarında kitap basılıyordu. Almanların morallerini bozduğu iddiasıyla çok sayıda zararlı kitap toplandı ve bunların imhası gerçekleştirildi. Aşağıdaki harita, kitap yakılmalarının büyük ölçüde gerçekleştirildiği şehirleri gösteriyor.
Yasaklı yazarlar
Üçüncü Reich zamanında yasaklanan yazarlar arasında Alfred Adler, Albert Einstein, Friedrich Engels, Sigmund Freud, André Gide, Franz Kafka, Vladimir Lenin, Jack London, Rosa Luxemburg, Thomas Mann, Karl Marx, Alfred Neumann, Erich Maria Remarque, Leon Trotsky, Stefan Zweig de vardı.
Naziler, kendilerine karşı olan her türlü fikir ve sanat eserini yasaklamış olmalarına rağmen işgal ettikleri ülkelerdeki 21.903 sanat eserini Almanya’ya getirdiler. Bunlar arasında 5.281 tablo, 583 heykel, 5.825 dekoratif sanat eseri, 259 antik eser, 1.286 Doğu Asya sanat eseri bulunuyordu.
İkinci Dünya Savaşı başlayıncaya kadar özellikle Münih’te aralarında Wassily Kandinsky ve Paul Klee’nin de bulunduğu yüzlerce sanatçının sergisi açıldı. Goebbel’in Propaganda Bakanlığı tarafından ‘Gerçek Alman’ olarak nitelendirilen yazarlar, mimarlar, ressamlar, heykeltıraşlar, müzisyenler ve aktörler açıklandı. Bunlar arasında Josef Thorak(1889-1952), Richard Strauss(1864-1949), Carl Orff(1895-1982) ve Werner Egk(1901-1983) da vardı.
1938 yılına gelindiğinde İngiliz halkının yüzde 41.2’si, Amerikan halkının yüzde 34.2’si, Almanların ise sadece yüzde 8.6’sı haftada bir sinemaya gidiyordu. Sinemalarda gösterilen filmlerin tamamı Nazi propagandasından oluşan Alman yapımı filmlerdi. Tiyatrolarda ise, William Shakespeare’in eserleri, Hanns Johst’in The Prophets adlı piyesi, Benito Mussolini’yi anlatan The Hundred Days piyesi, Bernard Shaw’un Pygmalion eseri gibi oyunların gösterimine müsaade edilmişti.
1920’de 3.500 olan Almanya’da basılan gazete sayısı, 1932’de 3.400’e, 1934’te 3.200’e ve 1935’te 2.500’e düştü. Nazi taraftarı olmayan gazetelerin de haberleri satır satır kontrol ediliyor, yazarların araştırma yapmalarına izin verilmiyordu. 1944’e gelindiğinde medyanın yüzde 82’si Naziler tarafından doğrudan kontrol edilir durumdaydı.
Chris McNab’in ‘Almanya’nın Gizli Planı (Germany’s Secret Masterplan)’ isimli kitabından alınan yukarıdaki resim 10 Mayıs 1933’te Berlin Üniversitesi’nde Almanya karşıtı olduğu söylenen kitapların SA Personeli gözetiminde yakılışını gösteriyor.
Kaynak: Yaman Törüner / Milliyet
Hitler kendi fikir adamı ve sanatçılarının yetişmesini, Almanya’ya ve Nazizm’e karşı olan yazar ve sanatçıların yazı ve sanat eserlerinin yasaklanmasını istiyordu. Bu amaçla Kültür Bakanlığı’nda güzel sanatlar, film, müzik, radyo, edebiyat ve tiyatro eserlerini incelemek üzere bölümler oluşturuldu. Yahudilere ait her türlü kültürel hareket Almanların morallerini bozduğu gerekçesiyle yasaklandı.
1939 yılına gelindiğinde Naziler tarafından kontrol edilen 2.500 yayınevi, 23.000 kitapevi, 3.000 yazar ve her yıl taraftar sanatçılara verilen 50 adet sanat ve fikir eserleri ödülü vardı. Bu kontrol altında, yılda ortalama 20.000 civarında kitap basılıyordu. Almanların morallerini bozduğu iddiasıyla çok sayıda zararlı kitap toplandı ve bunların imhası gerçekleştirildi. Aşağıdaki harita, kitap yakılmalarının büyük ölçüde gerçekleştirildiği şehirleri gösteriyor.
Yasaklı yazarlar
Üçüncü Reich zamanında yasaklanan yazarlar arasında Alfred Adler, Albert Einstein, Friedrich Engels, Sigmund Freud, André Gide, Franz Kafka, Vladimir Lenin, Jack London, Rosa Luxemburg, Thomas Mann, Karl Marx, Alfred Neumann, Erich Maria Remarque, Leon Trotsky, Stefan Zweig de vardı.
Naziler, kendilerine karşı olan her türlü fikir ve sanat eserini yasaklamış olmalarına rağmen işgal ettikleri ülkelerdeki 21.903 sanat eserini Almanya’ya getirdiler. Bunlar arasında 5.281 tablo, 583 heykel, 5.825 dekoratif sanat eseri, 259 antik eser, 1.286 Doğu Asya sanat eseri bulunuyordu.
İkinci Dünya Savaşı başlayıncaya kadar özellikle Münih’te aralarında Wassily Kandinsky ve Paul Klee’nin de bulunduğu yüzlerce sanatçının sergisi açıldı. Goebbel’in Propaganda Bakanlığı tarafından ‘Gerçek Alman’ olarak nitelendirilen yazarlar, mimarlar, ressamlar, heykeltıraşlar, müzisyenler ve aktörler açıklandı. Bunlar arasında Josef Thorak(1889-1952), Richard Strauss(1864-1949), Carl Orff(1895-1982) ve Werner Egk(1901-1983) da vardı.
1938 yılına gelindiğinde İngiliz halkının yüzde 41.2’si, Amerikan halkının yüzde 34.2’si, Almanların ise sadece yüzde 8.6’sı haftada bir sinemaya gidiyordu. Sinemalarda gösterilen filmlerin tamamı Nazi propagandasından oluşan Alman yapımı filmlerdi. Tiyatrolarda ise, William Shakespeare’in eserleri, Hanns Johst’in The Prophets adlı piyesi, Benito Mussolini’yi anlatan The Hundred Days piyesi, Bernard Shaw’un Pygmalion eseri gibi oyunların gösterimine müsaade edilmişti.
1920’de 3.500 olan Almanya’da basılan gazete sayısı, 1932’de 3.400’e, 1934’te 3.200’e ve 1935’te 2.500’e düştü. Nazi taraftarı olmayan gazetelerin de haberleri satır satır kontrol ediliyor, yazarların araştırma yapmalarına izin verilmiyordu. 1944’e gelindiğinde medyanın yüzde 82’si Naziler tarafından doğrudan kontrol edilir durumdaydı.
Paylaş: