İkinci Dünya Savaşı sonunda Filistin’e gitmek üzere Avrupa’dan kaçan Yahudiler ve
Kıbrıs’ta kaldıkları kamplar üzerine bir çalışma yapan araştırmacı Eliana Hadjisavvas, Havadis’e konuşarak bu kamplarla ilgili anı veya bilgisi olan Kıbrıslı Türklere kendisi ile temasa geçmeleri ricasında bulundu.
1946-1949 yılları arasında Mağusa ve Larnaka’da kurulmuş olan ve 52,000 Yahudi mülteciye ev sahipliği yapan kamplar ile ilgili anıları veya bilgisi olan Kıbrıslı Türkler, Hadjisavvas’a gazetemiz aracılığı ile veya direk olarak ulaşabilir.
Lütfen biraz araştırmanızdan bahseder misiniz?
Hadjisavvas: Araştırmam, 2. Dünya Savaşı sırasında yerlerinden edilen Yahudilerle ilgili. Soykırımdan sağ kurtulan ve olası Nazi tehdidinden kaçmak isteyen on binlerce Yahudi, kutsal saydıkları ve o dönemde İngiliz himayesindeki Filistin’e gitmeye çalıştılar. Araştırmamda spesifik olarak ise, bu Yahudiler için İngilizlerce Kıbrıs’ta kurulan kamplara odaklanıyorum. Bu kampların tarihçesini, orada yaşayanları ve yaşananları araştırıyorum.
Kıbrıs’ta neden Yahudi mülteci kampları kuruldu?
Hadjisavvas: 2. Dünya Savaşı sonunda Yahudi soykırımından sağ kurtulan on binlerce Yahudi, Nazi Avrupası’ndan kaçarak yasadışı yollardan Filistin’e ulaşmak için denize açıldı. Arap devletleri tarafından karşı çıkılan toplu Yahudi göçünü sınırlandırarak Orta Doğu’daki çıkarlarını korumaya çalışan Britanya, Ağustos 1946 Kıbrıs’ta kamplar kurarak mültecileri buralara yerleştirdi. Filistin’e gitmelerini sağlayacak izin ve vizeler çıkana kadar bu kamplarda 52,000 Yahudi yaşadı ve 2,000’den fazla bebek doğdu. Kamplar Şubat 1949’da kapatıldı.
Kıbrıs’taki kamplar hangi bölgelerdeydi?
Hadjisavvas: Mağusa’daki Karakol (Karaolos) ve Larnaka Xylotymbou’da (Dikelya’da) kurulmuş yaklaşık 12 kamp vardı.
Elinizde bu kamplarda hayatın nasıl olduğuna dair bilgi var mı?
Hadjisavvas: Kamplardaki Yahudi mültecilerin çoğunluğu soykırımda ailelerini kaybetmiş 13-35 yaş arası kişilerdi. Kamplarda hayat zordu. Dikenli tellerle çevrili bir şekilde yaşayan mülteciler, yiyecek ve su kıtlığı çekiyorlardı. Britanya’nın bu kampların kurulmasında Alman savaş esirlerini çalıştırması mülteciler için bir huzursuzluk nedeni oldu. İzleme kulelerinde silahlı İngiliz askerlerin beklemesi ise, rahatsız edici bir şekilde Nazi kamplarını anımsatıyordu. Ancak sanırım en büyük sorunları can sıkıntısıydı. Yardım kuruluşları, özellikle de adadaki Amerikan Ortak Dağıtım Komitesi bu kamplarda eğitimden sağlığa, mesleki eğitimden atölye çalışmalarına hayati bazı hizmetler sunarak mültecileri Filistin’deki hayatlarına hazırlamaya çalıştı. Birçoğu için Kıbrıs, savaş sırasında yaşadıkları zorlukların ardından bir kişisel gelişim ve rehabilitasyon ortamı oldu.
Kamplarda yaşayan Yahudi mülteciler ve Kıbrıslılar arasında herhangi bir iletişim veya temas oldu mu?
Kamplardaki işler daha çok Yahudi yardım kuruluşları ve mültecilerin kendileri tarafından yürütülüyordu, ancak Kıbrıslılarla temas olağandışı değildi. Birçok Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum kamplarda işçi olarak çalıştı. Birçoğu kampa yiyecek ve mal getiriyordu. Ancak Kıbrıslıların mültecilerle en önemli teması dikenli teller altında kazılmış tünellerden kaçışlarına yardım etmeleriydi. Çoğunlukla komünist AKEL partisine üye olan Kıbrıslılar, Filistin’deki paramiliter birliklerle, Yahudilerin kamptan kaçmalarına ve Filistin’e varmalarına yardımcı oluyorlardı.
Bu kamplara dair anıları olan Kıbrıslılara ulaşabildiniz mi?
Araştırmam süresince sözlü tarih benim için hayati bir bilgi kaynağı oldu. Bu kampları hatırlayan bazı Kıbrıslı Rumlarla konuşma şansını yakaladım. Yahudi mültecilerin kamplardan kaçmasına yardım edenlerden, onlarla el altından yiyecek-sigara değiş tokuşu yapanlara kadar birçok kişi yaşadıklarını benimle paylaştı. Ancak bugüne kadar bu konuda Kıbrıslı Türklerle konuşma fırsatım olmadı. Kamplara dair anı veya bilgisi olan – bunlar ister kendi anıları, isterse ailelerinden, büyüklerinden dinledikleri anılar olsun – Kıbrıslı Türklerle konuşmaktan büyük bir mutluluk duyacağım.
Eliana Hadjisavvas’a ulaşmak için:
Telefon: +357 99655655
Email: [email protected]
1946-1949 yılları arasında Mağusa ve Larnaka’da kurulmuş olan ve 52,000 Yahudi mülteciye ev sahipliği yapan kamplar ile ilgili anıları veya bilgisi olan Kıbrıslı Türkler, Hadjisavvas’a gazetemiz aracılığı ile veya direk olarak ulaşabilir.
Lütfen biraz araştırmanızdan bahseder misiniz?
Hadjisavvas: Araştırmam, 2. Dünya Savaşı sırasında yerlerinden edilen Yahudilerle ilgili. Soykırımdan sağ kurtulan ve olası Nazi tehdidinden kaçmak isteyen on binlerce Yahudi, kutsal saydıkları ve o dönemde İngiliz himayesindeki Filistin’e gitmeye çalıştılar. Araştırmamda spesifik olarak ise, bu Yahudiler için İngilizlerce Kıbrıs’ta kurulan kamplara odaklanıyorum. Bu kampların tarihçesini, orada yaşayanları ve yaşananları araştırıyorum.
Kıbrıs’ta neden Yahudi mülteci kampları kuruldu?
Hadjisavvas: 2. Dünya Savaşı sonunda Yahudi soykırımından sağ kurtulan on binlerce Yahudi, Nazi Avrupası’ndan kaçarak yasadışı yollardan Filistin’e ulaşmak için denize açıldı. Arap devletleri tarafından karşı çıkılan toplu Yahudi göçünü sınırlandırarak Orta Doğu’daki çıkarlarını korumaya çalışan Britanya, Ağustos 1946 Kıbrıs’ta kamplar kurarak mültecileri buralara yerleştirdi. Filistin’e gitmelerini sağlayacak izin ve vizeler çıkana kadar bu kamplarda 52,000 Yahudi yaşadı ve 2,000’den fazla bebek doğdu. Kamplar Şubat 1949’da kapatıldı.
Kıbrıs’taki kamplar hangi bölgelerdeydi?
Hadjisavvas: Mağusa’daki Karakol (Karaolos) ve Larnaka Xylotymbou’da (Dikelya’da) kurulmuş yaklaşık 12 kamp vardı.
Elinizde bu kamplarda hayatın nasıl olduğuna dair bilgi var mı?
Hadjisavvas: Kamplardaki Yahudi mültecilerin çoğunluğu soykırımda ailelerini kaybetmiş 13-35 yaş arası kişilerdi. Kamplarda hayat zordu. Dikenli tellerle çevrili bir şekilde yaşayan mülteciler, yiyecek ve su kıtlığı çekiyorlardı. Britanya’nın bu kampların kurulmasında Alman savaş esirlerini çalıştırması mülteciler için bir huzursuzluk nedeni oldu. İzleme kulelerinde silahlı İngiliz askerlerin beklemesi ise, rahatsız edici bir şekilde Nazi kamplarını anımsatıyordu. Ancak sanırım en büyük sorunları can sıkıntısıydı. Yardım kuruluşları, özellikle de adadaki Amerikan Ortak Dağıtım Komitesi bu kamplarda eğitimden sağlığa, mesleki eğitimden atölye çalışmalarına hayati bazı hizmetler sunarak mültecileri Filistin’deki hayatlarına hazırlamaya çalıştı. Birçoğu için Kıbrıs, savaş sırasında yaşadıkları zorlukların ardından bir kişisel gelişim ve rehabilitasyon ortamı oldu.
Kamplarda yaşayan Yahudi mülteciler ve Kıbrıslılar arasında herhangi bir iletişim veya temas oldu mu?
Kamplardaki işler daha çok Yahudi yardım kuruluşları ve mültecilerin kendileri tarafından yürütülüyordu, ancak Kıbrıslılarla temas olağandışı değildi. Birçok Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum kamplarda işçi olarak çalıştı. Birçoğu kampa yiyecek ve mal getiriyordu. Ancak Kıbrıslıların mültecilerle en önemli teması dikenli teller altında kazılmış tünellerden kaçışlarına yardım etmeleriydi. Çoğunlukla komünist AKEL partisine üye olan Kıbrıslılar, Filistin’deki paramiliter birliklerle, Yahudilerin kamptan kaçmalarına ve Filistin’e varmalarına yardımcı oluyorlardı.
Bu kamplara dair anıları olan Kıbrıslılara ulaşabildiniz mi?
Araştırmam süresince sözlü tarih benim için hayati bir bilgi kaynağı oldu. Bu kampları hatırlayan bazı Kıbrıslı Rumlarla konuşma şansını yakaladım. Yahudi mültecilerin kamplardan kaçmasına yardım edenlerden, onlarla el altından yiyecek-sigara değiş tokuşu yapanlara kadar birçok kişi yaşadıklarını benimle paylaştı. Ancak bugüne kadar bu konuda Kıbrıslı Türklerle konuşma fırsatım olmadı. Kamplara dair anı veya bilgisi olan – bunlar ister kendi anıları, isterse ailelerinden, büyüklerinden dinledikleri anılar olsun – Kıbrıslı Türklerle konuşmaktan büyük bir mutluluk duyacağım.
Eliana Hadjisavvas’a ulaşmak için:
Telefon: +357 99655655
Email: [email protected]
Paylaş: