7 Ekim ve Sonrasına Dair: Türkiyeli Yahudiler Anlatıyor Röportajlar

Yoel anlatıyor: ‘Bazı Müslüman arkadaşlarımın yanında istemsizce utanç ve rahatsızlık hissetsem de ilişkimi direkt olarak etkilemiyor’ 

Yoel üniversite eğitimi nedeniyle 2 yıl önce İngiltere’ye yerleşmiş 20 yaşında bir genç. Yoel ile 7 Ekim saldırılarına dair hislerini, savaşın aile ve arkadaşlarıyla ilişkisine etkisini ve bu bağlamda artan antisemit vakalara, komplo teorilerine dair düşüncelerini konuştuk. Yoel 7 Ekim’den sonra geniş toplumdan arkadaşlarıyla ilişkisinde bir değişiklik olmasa da İsrail ile ilgili siyasi görüşleri nedeniyle aile ortamında gergin hissettiğini söylüyor. Şu anda yaşadığı ülkede bir Yahudi olarak kendini güvende hissetse de Türkiye’de Yahudi olduğunun bilinmesinden endişe duyuyor. Yoel’e göre, 7 Ekim’den sonra artan antisemit vakalar, özellikle 2. Dünya Savaşı sonrası antisemitizmle mücadele konusunda verilen çabanın bir işe yaramadığını gösteriyor. Sözü Yoel’e bırakıyorum. 

Liora: 7 Ekim’den nasıl haberdar oldun? Bu olaylar seni nasıl etkiledi? Nasıl hissettin?   

Yoel: 7 Ekim’den ilk olarak ailem aracılığıyla haberdar oldum. Aklıma ilk gelen şey İsrail’de yaşayan ve askerde olan arkadaşlarımın başına bir şey gelip gelmediği oldu. İlk birkaç günü çok büyük bir korkuyla geçirdim. Bu olaylardan sonra yaşadığım şehirde Israil taraflı ve Filistin taraflı çeşitli pasif protestolar oldu ve çoğunlukla ailemden ve yerel haber kanallarından savaşla ilgili bilgiler aldım. 

L: Geniş toplumdan kimse sana ulaşıp hâl hatır sordu mu? Farklı sosyal çevrelerden, arkadaşlarından ? 

Y: Üniversitemdeki bazı arkadaşlarım Yahudi olduğumu bildiklerinden herhangi bir arkadaşımın başına bir şey gelip gelmediğini ve iyi olup olmadığımı sordular. Sonrasında başka bir arkadaşım İstanbul’daki Filistin yanlısı protestoları duyunca spesifik olarak benim başıma bir şey gelip gelmediğini sordu.  

‘Kendimi baskı içerisinde hissediyordum ve kendi kendime kafamda hep cevap verme senaryoları oluşturuyodum.’ 

L: İsrail-Hamas-Filistin ile ilgili soruları cevaplaman konusunda senden beklenti içerisinde olanlar oldu mu? 

Y: Çoğunlukla bu konu bana karşı direkt olarak açılmadı ve kendimi böyle bir durumda bulmadım fakat kendimi yine de bir baskı içerisinde hissediyordum ve kendi kendime kafamda hep cevap verme senaryoları oluşturuyodum.  

L: Yaşanan olaylar gündelik hayatını nasıl etkiliyor? 

Y: Olaylar ilk başladığında hissettiğim korkudan birkaç günüm hiçbir şey yapmayarak geçmişti fakat şu anda hayatımı aktif olarak etkilemiyor. 

‘Aile içerisinde bazen gergin hissedebiliyorum çünkü siyonist olan anne ve babamın karşısında bu kadar hassas bir dönemde İsrail karşıtı düşüncelerimi açmam mümkün ve yerinde olmuyor.’ 

L: Hem ailenle hem Yahudi olan ve olmayan arkadaşların, tanıdıklarınla ilişkin nasıl etkilendi? 

Y: Aile içerisinde bazen gergin hissedebiliyorum çünkü siyonist olan anne ve babamın karşısında bu kadar hassas bir dönemde İsrail karşıtı düşüncelerimi açmam mümkün ve yerinde olmuyor. Çoğunlukla bu sohbetlerden kaçınmaya çalışıyorum.  Bazı Müslüman arkadaşlarımın yanında da istemsizce utanç ve rahatsızlık hissetsem de ilişkimi direkt olarak etkilemiyor.  

L: 7 Ekim sonrasında herhangi bir antisemit saldırıya maruz kaldın mı?  

Y: Direkt antisemit bir saldırıya maruz kalmadım ama İstanbul’da bir sahafın kapısına Yahudiler giremez yazdığı haberini gördükten sonra İstanbul’da dışarı çıkarken biraz korku hissettim.  

‘Türkiye’de de Yahudi olduğumun bilinmemesi halinde güvende hissediyorum.‘ 

L: 7 Ekim’den sonra yaşanan olaylar şu anda yaşadığın ülke ve geçmişte yaşamış olduğun ülkeler açısından aidiyet hissini etkiledi mi? Kendini olduğun yerde güvenli hissediyor musun?  

Y: Türk kimliğimle Yahudi kimliğimin farklı olduğunu görmeme sebep oldu, hala benim için ayrılamaz halde olsalar da aradaki çizgiler daha belirginleşti. Şu anda yaşadığım ülkeyle ilgili bir değişim yaratmadı. Şu an bulunduğum ülkede güvende hissediyorum. Türkiye’de de Yahudi olduğumun bilinmemesi halinde güvende hissediyorum.  Türkiye’de  7 Ekim öncesinde de birine Yahudi olduğumu söylemek her şekilde güvensiz hissettiriyodu zaten.  

L: Farklı politikacılar, parti temsilcileri ve medya tarafından gündeme getirilen çifte vatandaşların vatandaşlıktan atılması, Yahudilerin fişlenmesi gibi konularda ne düşünüyorsun, seni nasıl etkiledi? 

Y:Bu konuların abartıldığını ve korku yaratma amaçlı olduğunu düşünüyorum fakat her şekilde çok az bir tedirginlik yaratıyor. 

L: Dünya’da ve Türkiye’de antisemitizmin artması seni nasıl etkiliyor? Örneğin Rağmen Sahaf’ın kapısına “Yahudiler giremez” yazması veya Balat Or-Ahayim Hastanesi önünde eylem çağrısı yapılması… 

Y: Bu tip haberler tabii ki büyük bir gelecek kaygısı yaratıyor. Toplumsal olarak gelişmediğimiz ve İkinci Dünya Savaşı sonrası antisemitizmin azaltılmasında yapılan bütün gelişmelerin boşuna olduğu hissini yaratıyor. Bir insanın sırf ibranice olduğu için ismini söylemeye korkması, sinagoga gitmeye korkması ve hastaneye hatta sahafa gitmeye korkması hoş bir şey değil. Fakat ben aynı zamanda bazı insanlar gibi bunun bir dönüm noktası olduğunu ve antisemitizmin bir anda tekrar çok yüksek seviyelere çıkacağını düşünmüyorum. Bu olayların antisemitizmin yükselişinden çok azalması konusunda gelişme göstermediğimizin sinyalleri olduğunu düşünüyorum. 

L: Orta Çağ’dan kalma komplo teorilerinin ortaya çıkması, görünürlüğünün artması seni nasıl etkiliyor? Sana çevrenden bu yönde sorular geldi mi?  

Y: Bana bu yönde sorular sadece şaka bağlamında geldi. Ne olursa olsun toplumun bir kesimi komplo teorilerine inanıyor. Bu, 7 Ekim olaylarından önce de karşılaşılan bir şeydi fakat internet ortamı dışında hiçbir zaman bu komplo teorilere inanan biriyle karşılaşmadım ve sadece küçük bir grubun inandığını düşünüyorum.