Alliance israélite universelle (Alyans ya da AIU) personel kayıtlarına göre 23 Eylül 1890 yılında Manastır’da dünyaya gelen Eliezer Cohen öğretimine doğduğu kentteki AIU Erkek Mektebi’nde başlar. Okula başlangıç tarihi net olarak belli değildir. Ancak 1897–1903 yıllarını kapsayan okul belgelerinde Eliezer Cohen ismi ayakkabı, önlük veya üniforma yardımı alan öğrenci listelerinde sıkça karşımıza çıkar. Bu listelere göre Eliezer okulun en yoksul öğrencileri arasındadır.
Okul tarafından giydirilen fakir öğrencilerin listesi: Eliezer Cohen ikinci sırada. Kaynak: AIU Yougoslavie I E (4) Arié David, 2 Mayıs 1903
1905 yılına geldiğimizde Eliezer, Paris’te bulunan “Şark Yahudileri Muallim Mektebi”ne (ENIO) aday gösterilen üç Manastırlı öğrenciden biridir artık. O sene okula kabul edilmez ve bir yıl daha Manastır AIU okuluna devam eder. Girdiği her derste sınıfının en başarılı üç öğrencisi arasında yer alarak göz doldurur. Okul müdürü David Arié öğrencisini zeki, çalışkan ve azimli gibi sıfatlarla tanımlarken onun farkını “40 kişilik bir sınıfı bile idare etmede maharetli” diyerek ortaya koyar ve 1906 senesinde bir kez daha ENIO için Eliezer Cohen’i aday gösterir.
PARİS (Eylül 1906 – Ağustos 1909) — Dönüşüm
David Arié’nin olumlu görüşleri ve referansı meyvelerini verir ve Eliezer, sınıf arkadaşı Léon Graciani ile birlikte Paris’te bulunan ENIO’ya kabul edilir. Manastırlı iki arkadaş Roş Aşana’dan evvel, Eylül ortasında Paris’e varırlar. Cohen ve Graciano aileleri çok fakir olmalarına rağmen çocuklarına periyodik olarak küçük de olsa harçlık gönderirler. Bu süreçte ailelerin gönderdikleri harçlıkların sıklığını ve miktarlarını “AIU Yugoslavya” arşivlerinde keşfetmek mümkündür.
8 Kasım 1906 — Eliezer Cohen 10 frank 7 Ocak 1907 — Eliezer Cohen 10 frank 15 Mart 1907 — Eliezer Cohen 10 frank 24 Mart 1907 — Léon Graciano 7 frank 29 Mayıs 1907 — Eliezer Cohen 10 frank 28 Haziran 1907 — Léon Graciano 12 frank 19 Eylül 1907–Léon Graciano 12 frank 15 Haziran 1908 — Eliezer Cohen 15 frank
Eliezer üç yıllık Paris macerası boyunca Osmanlı, İran ve Fas sınırları içerisinde bulunan kentlerden gelen onlarca Yahudi öğrenciyle birlikte aynı yatakhanelerde konaklayacak, aynı karavanadan yemek yiyecek ve aynı sıralarda dirsek çürütecektir. Ancak her şeyin okuldan ve derslerden ibaret olmadığını, kültürel ve sosyal etkinliklerden de istifade ettiğini kendi cümleleriyle şu şekilde anlatır:
“Hangimiz ENIO’da okurken, üçüncü yılın sonuna doğru ayrılma anını büyük bir sabırsızlıkla beklemedik ki? Kesinlikle hepimiz. Yine de yatılı okuldaki hayata katlanmak zor değildi; … zevkle çalıştık ve bu büyük Paris’in her zevke sunduğu her türden güzellik ve zevkin tadını çıkardık. Mezun olmayı aceleye getirmemize neden olan şey neydi? Bu kesinlikle özgür olma, bağımsız olma ihtiyacıydı. Ufukta gelecek tozpembe ve neşeli görünüyordu. Daha iyi bir hayatın hayalini kuruyorduk.“
SELANİK (Eylül 1909 – Eylül 1912) – Özgürlük?
Temmuz 1909’da Öğretmen Mektebi’nden mezun olduğunda Eliezer artık yardımcı öğretmen olarak Alyans’ın herhangi bir okulunda çalışmak, yani “Alyans’a hizmet” için hazırdır. Özgür ve bağımsız olma anı gelmiştir. Tayin haberini mezuniyet sonrası tatil için gittiği aile evinde, dönemin Manastır Okul müdürü Mathias Benvenisté aracılığıyla alır. Kendi deyimiyle “dünün okul çocuğu bugünün ustası olmuştur.” İlk görev yeri tam da istediği gibi ailesine ve doğduğu kente yakın bir yerdir: Selanik.
Genç öğretmenin Selanik anılarını AIU Başkanı’na aktardığı ve hizmetteki ilk iki yılın özeti niteliğinde olan 1 Ocak 1912 tarihli mektup “şimdiye kadar hiç ele alınmamış bir konuya değinmeme izin veriniz” diye başlar ve bekâr bir müdür yardımcısının okulda ve okul dışındaki yaşamını konu alır. Bu mektupta Selanik kentinin doğal güzellikleri, kültürel ve sosyal atmosferi hakkında ilginç değerlendirmelerde bulunur.
Sözgelimi, 5 Ekim 1909 Salı akşam vakti Selanik’e vardığında Sukot bayramı olması sebebiyle altı gün boyunca bir otelde konaklamak zorunda kalan Eliezer kendi hayat tarzına ve inancına uygun bir pansiyon bulmanın zorluğunu şöyle ifade eder:
“Konaklama ve yemeğin çok pahalı olduğu Selanik’te, Yahudi ailelerde yemekli bir pansiyon bulmak zordur. Sonunda uygun bir tane bulduğumuzda, fiyat aşırı derecede yüksektir; ancak tamamen Yahudi bir hayat yaşamak istediğimiz için bu fedakârlığı kendimize borç biliriz. Bu koşullar altında para biriktiremediğimiz gibi, çoğu zaman maaşımızı aştığımızı ve bunun da bizi sıkıntıya soktuğunu düşünmelisiniz.“
Ekonomik sıkıntılar olsa da genç öğretmen Eliezer’in mesai sonrası en sevdiği etkinlik sahilde yaptığı yürüyüşlerdir.
“Günün yorucu işlerinden sonra, okulda geçirilen altı güzel saatin ardından, öğretmen rıhtımda açık denizin temiz ve saf havasını soluyarak kaybettiği gücü yeniden kazanacaktır. Güzel gün batımını, güneşin son ışıklarıyla parıldayan Olympos dağını hayranlıkla izlerken, insan bu güzelliklerden gerçekten etkilendiğini hissediyor ve okulda yaşadığı sıkıntıları kolayca unutuyor. Yürüyüşten sonra öğretmen çalışmak veya ertesi günkü derslerini hazırlamak için evine gider.“
Rutinleşen her etkinlik gibi bu yürüyüşlerin de bir yerde Eliezer’in can sıkıntısını dindirmekte yetersiz kaldığını söylemek yanlış olmaz. Okuldan sonra bile evde çalışan, maaşının sadece en temel ihtiyaçlarına yetmesinden şikâyet eden Eliezer’in aynı zamanda entelektüel kaygıları da bulunmaktadır. Bu konuda, Selanik kültür hayatını Paris ve İstanbul ile kıyasladığında son derece yetersiz bulur.
“İhtiyacımız olan ve Konstantinopolis’te sahip olduğumuz şey, büyük sanatçıların turlarıdır. Geçen yıl “Kamelya’daki Kadın“ı, “Kırmızı Elbise“yi vb. görme zevkine eriştik. Çok sevdiğimiz edebi hayatı birkaç günlüğüne tecrübe ettik. Ancak bu eğlenceler çok nadirdir. Selanik’in aktörler için bir cazibesi yok çünkü halk onlarla çok az ilgilenir…“
Yine de umutsuz değildir; Selanik’teki Alyans okullarından mezun gençlerin kurdukları Mezunlar Derneği’nin varlığından ve artan sosyal faaliyetlerinden dolayı hoşnuttur. Düzenlenen etkinliklerde işlenen konuların okuldaki derslerle paralel olması ise yalnızca Eliezer Cohen için değil, AIU Merkez Komitesini için de memnuniyet vericidir. Genç öğretmen bir bakıma kültür ve sanat konusunda yaşadığı eksikliği okul dışı aktivitelerle gidermeye çalışır. Ayrıca bekâr olmasından ötürü bu tür faaliyetlere daha çok zaman ve emek ayırabildiğini AlU yöneticilerinin dikkatine sunarken evli olmayan öğretmenlere karşı olumsuz yaklaşımları boşa çıkarma çabası da dikkat çekicidir.
Görev aldığı iki okuldaki (Moise Allatini ve Ecole populaire) sonuçlar son derece olumludur. 1911 yılında Moise Allatini’den mezun olan altı öğrencinin mühendislik ve tıp gibi matematik-fen bilimleri gibi alanlarda başarılı olmayı gerektiren fakülteler kazandığı görülür. Alt kademede de olsa bu okulda iki yıl boyunca aritmetik dersleri veren Eliezer Cohen’in katkıları yabana atılamaz.
1911–1912 öğretim yılına gelindiğindeyse Eliezer Cohen’in idealizmi zirvesine ulaşır. Bu tarihten itibaren yalnızca Ecole populaire (Mahalle Mektebi)’de görev alır ve tüm enerjisini burayı dönüştürmek için harcar. On yıllar boyunca hem Selanik Yahudi cemaatinin hem de Alyans’ın ihmal ettiği ve çoğunlukla fakir aile çocuklarının gittiği bu okulda derslerdeki niteliksel başarıdan çok, temel sosyal becerilerdeki gelişmelere odaklanır. Okulda yaşanan bu sancılı dönüşümden dolayı umutludur. Ancak, kardeşlerinin yaşadığı Üsküp’teki Alyans okulunun yeniden açılacağını öğrenir öğrenmez müdürlük için Merkez Komite’ye adaylığını sunar.
AYDIN-KIRKLARELİ-SELANİK-İZMİR-ADANA-ÜSKÜP— Yeni arayışlar
Merkez Komite bir mektubuyla kendisinden övgüyle bahsetse de Üsküp’teki göreve karı-koca okul müdürleri atanacağını bildirerek kendisini Aydın’a tayin eder. Aydın’a okul müdürü sıfatıyla 23 Eylül 1912 tarihinde varır ve cemaatin önde gelenleri tarafından tren garında karşılanır.
Aydın’daki Alyans okulunun genel bir görüntüsü (1914) Kaynak: Bibliotheque numérique de l’Alliance israélite universelle — AIUPHOT_482
O tarihlerde Kırklareli AIU okul müdürü Mayer eşinin memleketi Aydın’a tayin isteyince Eliezer de bu ivedi değişikliği kabul eder ve yola çıkar. Ancak Balkan Savaşı’nda Kırklareli Bulgar ordusu tarafından işgal edildiğinden ve çatışmalar sürdüğünden görev değişimi gerçekleşemez. Uzun bir yolculuk sonrası Selanik’e dönen Eliezer için işler burada da yaver gitmez çünkü Kırklareli’ne müdür olarak gitmeyi umarken İzmir’deki okula müdür yardımcısı olarak atandığı haberiyle sukut-u hayale uğrar.
Çaresiz, bir kez daha İzmir’e döner. Sıcak çatışma bölgesinde bulunan birçok şehirde geçen üç aylık stresli bir yolculuğun ardından İzmir’de müdür yardımcısı görevine başlar ama tayin meselesinin baş müsebbibi olarak gördüğü Nabon ile çalışmak istemez. Aydın’daki müdürlük görevinden sonra kendisini haksızlığa uğramış hisseder. Fas’ın Mogador kentinde bulunan başka bir Alyans okuluna müdür yardımcılığı görevini de seyahatin çok uzun ve yıpratıcı olacağını öne sürerek reddeder.
Savaş sonrası Osmanlı Türkiye’si ve Makedonya arasında hiçbir kara bağlantısının kalmadığı bir zamanda Eliezer her şeye rağmen şanslıdır. Kardeşi Jacques Cohen, Deutsche Orientbank’ın Adana şubesinde çalışmaktadır. Tüm bu süreçte kendisini yorgun hissettiğini söyleyerek dinlenmek ve tedavi olmak üzere kardeşinin yanına, Adana’ya, yerleşir ve sekiz sene boyunca Fransızca öğretmenliği yapacağı Osmanlı Sultanisi’nde göreve başlar.
Doğduğu topraklara daha yakın olmak isteğiyle midir, yoksa Alyans’a minnettarlıktan mı bilinmez ama 1920 yılında Üsküp’teki AIU okul müdürlüğü için bir kez daha başvuru yapar ve sekiz yıl sonra tekrar hizmete başlar. Bu görevi AIU personel kayıtlarına göre bir yıl sürer ve Eliezer Cohen’e dair arşiv belgeleri burada sona erer. Hayatının geri kalanında nerede yaşadığı, hala bekâr olup olmadığına dairse şimdilik hiçbir şey bilinmemektedir.
MANASTIR (1890-1906) — Doğum
Alliance israélite universelle (Alyans ya da AIU) personel kayıtlarına göre 23 Eylül 1890 yılında Manastır’da dünyaya gelen Eliezer Cohen öğretimine doğduğu kentteki AIU Erkek Mektebi’nde başlar. Okula başlangıç tarihi net olarak belli değildir. Ancak 1897–1903 yıllarını kapsayan okul belgelerinde Eliezer Cohen ismi ayakkabı, önlük veya üniforma yardımı alan öğrenci listelerinde sıkça karşımıza çıkar. Bu listelere göre Eliezer okulun en yoksul öğrencileri arasındadır.
Okul tarafından giydirilen fakir öğrencilerin listesi: Eliezer Cohen ikinci sırada.
Kaynak: AIU Yougoslavie I E (4) Arié David, 2 Mayıs 1903
1905 yılına geldiğimizde Eliezer, Paris’te bulunan “Şark Yahudileri Muallim Mektebi”ne (ENIO) aday gösterilen üç Manastırlı öğrenciden biridir artık. O sene okula kabul edilmez ve bir yıl daha Manastır AIU okuluna devam eder. Girdiği her derste sınıfının en başarılı üç öğrencisi arasında yer alarak göz doldurur. Okul müdürü David Arié öğrencisini zeki, çalışkan ve azimli gibi sıfatlarla tanımlarken onun farkını “40 kişilik bir sınıfı bile idare etmede maharetli” diyerek ortaya koyar ve 1906 senesinde bir kez daha ENIO için Eliezer Cohen’i aday gösterir.
PARİS (Eylül 1906 – Ağustos 1909) — Dönüşüm
David Arié’nin olumlu görüşleri ve referansı meyvelerini verir ve Eliezer, sınıf arkadaşı Léon Graciani ile birlikte Paris’te bulunan ENIO’ya kabul edilir. Manastırlı iki arkadaş Roş Aşana’dan evvel, Eylül ortasında Paris’e varırlar. Cohen ve Graciano aileleri çok fakir olmalarına rağmen çocuklarına periyodik olarak küçük de olsa harçlık gönderirler. Bu süreçte ailelerin gönderdikleri harçlıkların sıklığını ve miktarlarını “AIU Yugoslavya” arşivlerinde keşfetmek mümkündür.
8 Kasım 1906 — Eliezer Cohen 10 frank
7 Ocak 1907 — Eliezer Cohen 10 frank
15 Mart 1907 — Eliezer Cohen 10 frank
24 Mart 1907 — Léon Graciano 7 frank
29 Mayıs 1907 — Eliezer Cohen 10 frank
28 Haziran 1907 — Léon Graciano 12 frank
19 Eylül 1907–Léon Graciano 12 frank
15 Haziran 1908 — Eliezer Cohen 15 frank
Eliezer üç yıllık Paris macerası boyunca Osmanlı, İran ve Fas sınırları içerisinde bulunan kentlerden gelen onlarca Yahudi öğrenciyle birlikte aynı yatakhanelerde konaklayacak, aynı karavanadan yemek yiyecek ve aynı sıralarda dirsek çürütecektir. Ancak her şeyin okuldan ve derslerden ibaret olmadığını, kültürel ve sosyal etkinliklerden de istifade ettiğini kendi cümleleriyle şu şekilde anlatır:
“Hangimiz ENIO’da okurken, üçüncü yılın sonuna doğru ayrılma anını büyük bir sabırsızlıkla beklemedik ki? Kesinlikle hepimiz. Yine de yatılı okuldaki hayata katlanmak zor değildi; … zevkle çalıştık ve bu büyük Paris’in her zevke sunduğu her türden güzellik ve zevkin tadını çıkardık. Mezun olmayı aceleye getirmemize neden olan şey neydi? Bu kesinlikle özgür olma, bağımsız olma ihtiyacıydı. Ufukta gelecek tozpembe ve neşeli görünüyordu. Daha iyi bir hayatın hayalini kuruyorduk.“
SELANİK (Eylül 1909 – Eylül 1912) – Özgürlük?
Temmuz 1909’da Öğretmen Mektebi’nden mezun olduğunda Eliezer artık yardımcı öğretmen olarak Alyans’ın herhangi bir okulunda çalışmak, yani “Alyans’a hizmet” için hazırdır. Özgür ve bağımsız olma anı gelmiştir. Tayin haberini mezuniyet sonrası tatil için gittiği aile evinde, dönemin Manastır Okul müdürü Mathias Benvenisté aracılığıyla alır. Kendi deyimiyle “dünün okul çocuğu bugünün ustası olmuştur.” İlk görev yeri tam da istediği gibi ailesine ve doğduğu kente yakın bir yerdir: Selanik.
Genç öğretmenin Selanik anılarını AIU Başkanı’na aktardığı ve hizmetteki ilk iki yılın özeti niteliğinde olan 1 Ocak 1912 tarihli mektup “şimdiye kadar hiç ele alınmamış bir konuya değinmeme izin veriniz” diye başlar ve bekâr bir müdür yardımcısının okulda ve okul dışındaki yaşamını konu alır. Bu mektupta Selanik kentinin doğal güzellikleri, kültürel ve sosyal atmosferi hakkında ilginç değerlendirmelerde bulunur.
Sözgelimi, 5 Ekim 1909 Salı akşam vakti Selanik’e vardığında Sukot bayramı olması sebebiyle altı gün boyunca bir otelde konaklamak zorunda kalan Eliezer kendi hayat tarzına ve inancına uygun bir pansiyon bulmanın zorluğunu şöyle ifade eder:
“Konaklama ve yemeğin çok pahalı olduğu Selanik’te, Yahudi ailelerde yemekli bir pansiyon bulmak zordur. Sonunda uygun bir tane bulduğumuzda, fiyat aşırı derecede yüksektir; ancak tamamen Yahudi bir hayat yaşamak istediğimiz için bu fedakârlığı kendimize borç biliriz. Bu koşullar altında para biriktiremediğimiz gibi, çoğu zaman maaşımızı aştığımızı ve bunun da bizi sıkıntıya soktuğunu düşünmelisiniz.“
Ekonomik sıkıntılar olsa da genç öğretmen Eliezer’in mesai sonrası en sevdiği etkinlik sahilde yaptığı yürüyüşlerdir.
“Günün yorucu işlerinden sonra, okulda geçirilen altı güzel saatin ardından, öğretmen rıhtımda açık denizin temiz ve saf havasını soluyarak kaybettiği gücü yeniden kazanacaktır. Güzel gün batımını, güneşin son ışıklarıyla parıldayan Olympos dağını hayranlıkla izlerken, insan bu güzelliklerden gerçekten etkilendiğini hissediyor ve okulda yaşadığı sıkıntıları kolayca unutuyor. Yürüyüşten sonra öğretmen çalışmak veya ertesi günkü derslerini hazırlamak için evine gider.“
Selanik’in denizden bir görüntüsü. Sağ üstte iki Yahudi kişinin fotoğrafı. Yıl 1910.
Kaynak: Bibliotheque numérique de l’Alliance israélite universelle – AIUPHOT22577
Rutinleşen her etkinlik gibi bu yürüyüşlerin de bir yerde Eliezer’in can sıkıntısını dindirmekte yetersiz kaldığını söylemek yanlış olmaz. Okuldan sonra bile evde çalışan, maaşının sadece en temel ihtiyaçlarına yetmesinden şikâyet eden Eliezer’in aynı zamanda entelektüel kaygıları da bulunmaktadır. Bu konuda, Selanik kültür hayatını Paris ve İstanbul ile kıyasladığında son derece yetersiz bulur.
“İhtiyacımız olan ve Konstantinopolis’te sahip olduğumuz şey, büyük sanatçıların turlarıdır. Geçen yıl “Kamelya’daki Kadın“ı, “Kırmızı Elbise“yi vb. görme zevkine eriştik. Çok sevdiğimiz edebi hayatı birkaç günlüğüne tecrübe ettik. Ancak bu eğlenceler çok nadirdir. Selanik’in aktörler için bir cazibesi yok çünkü halk onlarla çok az ilgilenir…“
Yine de umutsuz değildir; Selanik’teki Alyans okullarından mezun gençlerin kurdukları Mezunlar Derneği’nin varlığından ve artan sosyal faaliyetlerinden dolayı hoşnuttur. Düzenlenen etkinliklerde işlenen konuların okuldaki derslerle paralel olması ise yalnızca Eliezer Cohen için değil, AIU Merkez Komitesini için de memnuniyet vericidir. Genç öğretmen bir bakıma kültür ve sanat konusunda yaşadığı eksikliği okul dışı aktivitelerle gidermeye çalışır. Ayrıca bekâr olmasından ötürü bu tür faaliyetlere daha çok zaman ve emek ayırabildiğini AlU yöneticilerinin dikkatine sunarken evli olmayan öğretmenlere karşı olumsuz yaklaşımları boşa çıkarma çabası da dikkat çekicidir.
Görev aldığı iki okuldaki (Moise Allatini ve Ecole populaire) sonuçlar son derece olumludur. 1911 yılında Moise Allatini’den mezun olan altı öğrencinin mühendislik ve tıp gibi matematik-fen bilimleri gibi alanlarda başarılı olmayı gerektiren fakülteler kazandığı görülür. Alt kademede de olsa bu okulda iki yıl boyunca aritmetik dersleri veren Eliezer Cohen’in katkıları yabana atılamaz.
1911–1912 öğretim yılına gelindiğindeyse Eliezer Cohen’in idealizmi zirvesine ulaşır. Bu tarihten itibaren yalnızca Ecole populaire (Mahalle Mektebi)’de görev alır ve tüm enerjisini burayı dönüştürmek için harcar. On yıllar boyunca hem Selanik Yahudi cemaatinin hem de Alyans’ın ihmal ettiği ve çoğunlukla fakir aile çocuklarının gittiği bu okulda derslerdeki niteliksel başarıdan çok, temel sosyal becerilerdeki gelişmelere odaklanır. Okulda yaşanan bu sancılı dönüşümden dolayı umutludur. Ancak, kardeşlerinin yaşadığı Üsküp’teki Alyans okulunun yeniden açılacağını öğrenir öğrenmez müdürlük için Merkez Komite’ye adaylığını sunar.
AYDIN-KIRKLARELİ-SELANİK-İZMİR-ADANA-ÜSKÜP— Yeni arayışlar
Merkez Komite bir mektubuyla kendisinden övgüyle bahsetse de Üsküp’teki göreve karı-koca okul müdürleri atanacağını bildirerek kendisini Aydın’a tayin eder. Aydın’a okul müdürü sıfatıyla 23 Eylül 1912 tarihinde varır ve cemaatin önde gelenleri tarafından tren garında karşılanır.
Aydın’daki Alyans okulunun genel bir görüntüsü (1914)
Kaynak: Bibliotheque numérique de l’Alliance israélite universelle — AIUPHOT_482
O tarihlerde Kırklareli AIU okul müdürü Mayer eşinin memleketi Aydın’a tayin isteyince Eliezer de bu ivedi değişikliği kabul eder ve yola çıkar. Ancak Balkan Savaşı’nda Kırklareli Bulgar ordusu tarafından işgal edildiğinden ve çatışmalar sürdüğünden görev değişimi gerçekleşemez. Uzun bir yolculuk sonrası Selanik’e dönen Eliezer için işler burada da yaver gitmez çünkü Kırklareli’ne müdür olarak gitmeyi umarken İzmir’deki okula müdür yardımcısı olarak atandığı haberiyle sukut-u hayale uğrar.
Çaresiz, bir kez daha İzmir’e döner. Sıcak çatışma bölgesinde bulunan birçok şehirde geçen üç aylık stresli bir yolculuğun ardından İzmir’de müdür yardımcısı görevine başlar ama tayin meselesinin baş müsebbibi olarak gördüğü Nabon ile çalışmak istemez. Aydın’daki müdürlük görevinden sonra kendisini haksızlığa uğramış hisseder. Fas’ın Mogador kentinde bulunan başka bir Alyans okuluna müdür yardımcılığı görevini de seyahatin çok uzun ve yıpratıcı olacağını öne sürerek reddeder.
Savaş sonrası Osmanlı Türkiye’si ve Makedonya arasında hiçbir kara bağlantısının kalmadığı bir zamanda Eliezer her şeye rağmen şanslıdır. Kardeşi Jacques Cohen, Deutsche Orientbank’ın Adana şubesinde çalışmaktadır. Tüm bu süreçte kendisini yorgun hissettiğini söyleyerek dinlenmek ve tedavi olmak üzere kardeşinin yanına, Adana’ya, yerleşir ve sekiz sene boyunca Fransızca öğretmenliği yapacağı Osmanlı Sultanisi’nde göreve başlar.
Doğduğu topraklara daha yakın olmak isteğiyle midir, yoksa Alyans’a minnettarlıktan mı bilinmez ama 1920 yılında Üsküp’teki AIU okul müdürlüğü için bir kez daha başvuru yapar ve sekiz yıl sonra tekrar hizmete başlar. Bu görevi AIU personel kayıtlarına göre bir yıl sürer ve Eliezer Cohen’e dair arşiv belgeleri burada sona erer. Hayatının geri kalanında nerede yaşadığı, hala bekâr olup olmadığına dairse şimdilik hiçbir şey bilinmemektedir.
Paylaş: