Yoksa siz de Şanlıurfa’ya kadar çok güzel olan otoyolun neden Urfa’dan sonra bozuk olduğunu irdeleyerek gelmekten vazgeçtiniz mi? Neden yollar bozuk? Acaba Mardin’e gidilmesin diye mi?
Ya da ‘Mardin’e kayyım atadık yollarının da güzel olmasına gerek yok’ diye mi düşünüldü…
Neyse konumuz siyaset değil ama ne yapalım siyaseti konuşmayalım desek de ucundan kıyısından değiyoruz çünkü çalışmalar hukuki ve devletsel olmayıp mutlaka siyasi oluyor.
Mardin kelimenin tam anlamıyla bizim şehrimiz yani Ocak Medya’nın.
Neden mi? Çünkü Mardin çok sesli,
Çünkü Mardin özgür,
Çünkü Mardin toplumun tüm renklerini barındırıyor.
Tek sesliliğin bu kadar hakim olduğu bir ortamda çok sesli olmak hem bir ayrıcalık hem de risk. Risk olmasının sebebi de bizi bir yere konumlandıramamaları.
Evet Ocak Medya’da önemli olan özgür ve çok seslilik.
Mardin de öyle.
Keldanisi, Süryanisi, Arabı, Kürdü, Türkü hepsi bir arada huzur içinde yaşıyorlar.
Keldani kilisesi olduğu gibi Süryani kilisesi de var ve hatta Protestan kilisesi bile. Zaten camileri hepinizi biliyorsunuz.
Peki ya sinagog? Acıdır ki Sinagog yok.
Peki neden yok?
Çünkü düşmanlık ve kasıtlı politikalar yüzünden Yahudiler şehri terk etmek zorunda kaldılar. Halbuki şehirdeki yedi mahalleden biri de Yahudi mahallesiydi.
Peki nasıl oldu bu? Şehirde yaşayan Yahudilerin burada barınmaması için Cuma günleri olan pazar Cumartesi gününe alındı ve bu kasıtlı olarak yapıldı. Burada yaşayan Yahudi nüfus da mecburen Mardin’den ayrılıp Nusaybin’e yerleşmek zorunda kalmıştı.
Bugün Mardin’de Sinagog yok ve Yahudi nüfus da.
Sadece bugün mü?
1990’da da yoktu, 1980’de de çünkü 1930’larda şehirden ayrılmışlardı.
Tek sesli toplumlar ancak Sovyetler ya da Güney Amerika gibi dikta rejimlerinde baskıyla inşa edilir ve yaşatılırlar ama Türkiye öyle bir ülke değil bu yüzden de biz durmadan ve ısrarla ‘Özgürlük ve Çok sesli’ olmaktan söz ediyoruz ve etmeye de devam edeceğiz.
Bu yüzden Mardin bizim şehrimiz.
Özgür ve çok sesli.
Bu çok seslilikte eksik olan ses de Sinagog. Mardin’e atanan Kayyım’a ve Türkiye Yahudi Cemaati’ne sesleniyorum: ‘Şehirde Yahudi nüfus kalmamış olsa da sembolik olarak olsa da eski Sinagog binasını restore edin ve ziyaretçilere açın’.
Belki 2022 yılı ağustos ayına yetişmez ama 2023 yılının 4 Ağustos tarihine kadar bu sinagogun faaliyete geçmesi için çaba sarf edin.
4 Ağustos Sefarad Yahudilerinin ülkemize gelmelerinin yıldönümü. (4 Ağustos 1492)
2023 hedefleri belirleyen siyasi iktidar da bu çalışmaya ön ayak olabilir, olmalıdır da.
Kaynak: Sinan Eskicioğlu / Ocak Medya
Mardin’e geldiniz mi?
Mardin’e gelip gezdiniz mi?
Camileri ve kiliseleri gördünüz mü?
Yoksa siz de Şanlıurfa’ya kadar çok güzel olan otoyolun neden Urfa’dan sonra bozuk olduğunu irdeleyerek gelmekten vazgeçtiniz mi?
Neden yollar bozuk? Acaba Mardin’e gidilmesin diye mi?
Ya da ‘Mardin’e kayyım atadık yollarının da güzel olmasına gerek yok’ diye mi düşünüldü…
Neyse konumuz siyaset değil ama ne yapalım siyaseti konuşmayalım desek de ucundan kıyısından değiyoruz çünkü çalışmalar hukuki ve devletsel olmayıp mutlaka siyasi oluyor.
Mardin kelimenin tam anlamıyla bizim şehrimiz yani Ocak Medya’nın.
Neden mi?
Çünkü Mardin çok sesli,
Çünkü Mardin özgür,
Çünkü Mardin toplumun tüm renklerini barındırıyor.
Tek sesliliğin bu kadar hakim olduğu bir ortamda çok sesli olmak hem bir ayrıcalık hem de risk. Risk olmasının sebebi de bizi bir yere konumlandıramamaları.
Evet Ocak Medya’da önemli olan özgür ve çok seslilik.
Mardin de öyle.
Keldanisi, Süryanisi, Arabı, Kürdü, Türkü hepsi bir arada huzur içinde yaşıyorlar.
Keldani kilisesi olduğu gibi Süryani kilisesi de var ve hatta Protestan kilisesi bile. Zaten camileri hepinizi biliyorsunuz.
Peki ya sinagog?
Acıdır ki Sinagog yok.
Peki neden yok?
Çünkü düşmanlık ve kasıtlı politikalar yüzünden Yahudiler şehri terk etmek zorunda kaldılar. Halbuki şehirdeki yedi mahalleden biri de Yahudi mahallesiydi.
Peki nasıl oldu bu?
Şehirde yaşayan Yahudilerin burada barınmaması için Cuma günleri olan pazar Cumartesi gününe alındı ve bu kasıtlı olarak yapıldı. Burada yaşayan Yahudi nüfus da mecburen Mardin’den ayrılıp Nusaybin’e yerleşmek zorunda kalmıştı.
Bugün Mardin’de Sinagog yok ve Yahudi nüfus da.
Sadece bugün mü?
1990’da da yoktu, 1980’de de çünkü 1930’larda şehirden ayrılmışlardı.
Tek sesli toplumlar ancak Sovyetler ya da Güney Amerika gibi dikta rejimlerinde baskıyla inşa edilir ve yaşatılırlar ama Türkiye öyle bir ülke değil bu yüzden de biz durmadan ve ısrarla ‘Özgürlük ve Çok sesli’ olmaktan söz ediyoruz ve etmeye de devam edeceğiz.
Bu yüzden Mardin bizim şehrimiz.
Özgür ve çok sesli.
Bu çok seslilikte eksik olan ses de Sinagog. Mardin’e atanan Kayyım’a ve Türkiye Yahudi Cemaati’ne sesleniyorum: ‘Şehirde Yahudi nüfus kalmamış olsa da sembolik olarak olsa da eski Sinagog binasını restore edin ve ziyaretçilere açın’.
Belki 2022 yılı ağustos ayına yetişmez ama 2023 yılının 4 Ağustos tarihine kadar bu sinagogun faaliyete geçmesi için çaba sarf edin.
4 Ağustos Sefarad Yahudilerinin ülkemize gelmelerinin yıldönümü. (4 Ağustos 1492)
2023 hedefleri belirleyen siyasi iktidar da bu çalışmaya ön ayak olabilir, olmalıdır da.
Sevgi ve Bilgiyle kalın
(Not: Konuyla ilgili bilgileri Şalom Gazetesi’nden okuyabilirsiniz: https://www.salom.com.tr/arsiv/haber/103555/mardin-yahudileri
Paylaş: