Avusturya’nın başkenti Viyana’da Osmanlı Sefarad Yahudileri tarafından 1887’de inşa edilen ve “Türk mabedi” olarak bilinen sinagogun, 9-10 Kasım 1938’de Naziler tarafından yakılarak yıkılması nedeniyle anma programı düzenledi.
Avusturya‘nın başkenti Viyana‘da Osmanlı Sefarad Yahudileri tarafından 1887’de inşa edilen ve “Türk mabedi” olarak bilinen sinagogun, 9-10 Kasım 1938’de Naziler tarafından yakılarak yıkılması nedeniyle anma programı düzenledi.
Programa, Türkiye’nin Viyana Büyükelçisi Ozan Ceyhun, Başkonsolos Asip Kaya, Viyana Belediye Başkanı Micheal Ludwig, Türk-Yahudi Toplumu Başkan Yardımcısı Deniz Saporta, Avusturya Yahudi Cemaati Başkanı Oskar Deutsch ve Haham Rav Naftali Haleva katıldı.
Belediye Başkanı Ludwig, burada yaptığı konuşmada, Osmanlı Yahudileri tarafından Viyana’nın ikinci bölgesinde inşa edilen sinagogun tarihçesine değindi. 1938’de Naziler tarafından “Kristal Gece” adı verilen, Almanya ve Avusturya’daki Yahudi azınlığına yönelik en kanlı saldırılar sonucunda Avusturya’da 42 sinagogun kullanılamaz hale getirildiğini aktaran Ludwig, 30 Musevinin hayatını kaybettiğini, çok sayıda kişinin yaralandığını söyledi.
Ludwig, bu saldırının Nazi döneminde Avrupa’daki Yahudi toplumuna yönelik katliam, sürgün ve toplama kamplarına giden sürecin başlangıcı olduğunu ifade etti.
Nazi döneminde yaşananlardan ders çıkartılması gerektiğini vurgulayan Ludwig, “Bugünkü anma programı, o dönemin kurbanlarını anma fırsatı sunduğu gibi şimdi ve gelecekte antisemitizmin her türüne karşı çıkmamız gerektiği sorumluluğunu da bizlere yüklüyor. Çok çirkin bir şekilde tezahür etmiş bu ırkçılık, bizlere hiç kimsenin etnik kökeni ya da dini aidiyetinden ötürü dışlanmaması gerektiğini gösteriyor.” dedi.
“Birlikte yaşam” vurgusu
Büyükelçi Ozan Ceyhun da Sefarad Yahudileri’nin 18. ve 19. yüzyılda iki ülke arasındaki en önemli köprülerden birini oluşturduğunu dile getirdi.
Nazi döneminde Türk diplomatların, zulme maruz kalan Yahudilere yardımcı olmak için ortaya koyduğu çabayı anımsatan Ceyhun, “Umarım bu anma programı, bizleri karşılıklı anlayış, hoşgörü ve birlikte yaşamı içeren bir geleceğe taşır. Ayrıca ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve artan antisemitizme karşı yürütülen mücadelede geçmişte yaşanan kötü tecrübelerden ders almaya yöneltir.” diye konuştu.
“Her türlü ırkçılığa karşı ayağa kalkmamız gerekiyor”
Etkinliğe katılan Türk-Yahudi Toplumu Başkan Yardımcısı Deniz Saporta da AA muhabirine yaptığı açıklamada, Nazi döneminde dedelerinin Türkiye’de yaşadıkları için bu zulümden etkilenmediklerini ve hayatta kaldıklarını kaydetti.
Saporta, Nazilerin Yahudilere yönelik uyguladığı soykırımın dünya tarihinin en kara sayfalarından biri olduğunu vurgulayarak, bunun asla unutulmaması gerektiğini, özellikle çocukların nefret söylemi ve ötekileştirmeden uzak tutulmasının önemine dikkati çekti.
“Antisemitizm, İslamofobi, her türlü ırkçılığa karşı hep birlikte ayağa kalkmamız gerekiyor.” diyen Saporta, ırkçılıkla mücadelede empatinin önemine işaret etti.
Programda, Haham Rav Naftali Haleva, Nazi kurbanları için dua etti.
Avusturya’nın başkenti Viyana’da Osmanlı Sefarad Yahudileri tarafından 1887’de inşa edilen ve “Türk mabedi” olarak bilinen sinagogun, 9-10 Kasım 1938’de Naziler tarafından yakılarak yıkılması nedeniyle anma programı düzenledi.
Kaynak: Haberler.com
Avusturya‘nın başkenti Viyana‘da Osmanlı Sefarad Yahudileri tarafından 1887’de inşa edilen ve “Türk mabedi” olarak bilinen sinagogun, 9-10 Kasım 1938’de Naziler tarafından yakılarak yıkılması nedeniyle anma programı düzenledi.
Programa, Türkiye’nin Viyana Büyükelçisi Ozan Ceyhun, Başkonsolos Asip Kaya, Viyana Belediye Başkanı Micheal Ludwig, Türk-Yahudi Toplumu Başkan Yardımcısı Deniz Saporta, Avusturya Yahudi Cemaati Başkanı Oskar Deutsch ve Haham Rav Naftali Haleva katıldı.
Belediye Başkanı Ludwig, burada yaptığı konuşmada, Osmanlı Yahudileri tarafından Viyana’nın ikinci bölgesinde inşa edilen sinagogun tarihçesine değindi. 1938’de Naziler tarafından “Kristal Gece” adı verilen, Almanya ve Avusturya’daki Yahudi azınlığına yönelik en kanlı saldırılar sonucunda Avusturya’da 42 sinagogun kullanılamaz hale getirildiğini aktaran Ludwig, 30 Musevinin hayatını kaybettiğini, çok sayıda kişinin yaralandığını söyledi.
Ludwig, bu saldırının Nazi döneminde Avrupa’daki Yahudi toplumuna yönelik katliam, sürgün ve toplama kamplarına giden sürecin başlangıcı olduğunu ifade etti.
Nazi döneminde yaşananlardan ders çıkartılması gerektiğini vurgulayan Ludwig, “Bugünkü anma programı, o dönemin kurbanlarını anma fırsatı sunduğu gibi şimdi ve gelecekte antisemitizmin her türüne karşı çıkmamız gerektiği sorumluluğunu da bizlere yüklüyor. Çok çirkin bir şekilde tezahür etmiş bu ırkçılık, bizlere hiç kimsenin etnik kökeni ya da dini aidiyetinden ötürü dışlanmaması gerektiğini gösteriyor.” dedi.
“Birlikte yaşam” vurgusu
Büyükelçi Ozan Ceyhun da Sefarad Yahudileri’nin 18. ve 19. yüzyılda iki ülke arasındaki en önemli köprülerden birini oluşturduğunu dile getirdi.
Nazi döneminde Türk diplomatların, zulme maruz kalan Yahudilere yardımcı olmak için ortaya koyduğu çabayı anımsatan Ceyhun, “Umarım bu anma programı, bizleri karşılıklı anlayış, hoşgörü ve birlikte yaşamı içeren bir geleceğe taşır. Ayrıca ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve artan antisemitizme karşı yürütülen mücadelede geçmişte yaşanan kötü tecrübelerden ders almaya yöneltir.” diye konuştu.
“Her türlü ırkçılığa karşı ayağa kalkmamız gerekiyor”
Etkinliğe katılan Türk-Yahudi Toplumu Başkan Yardımcısı Deniz Saporta da AA muhabirine yaptığı açıklamada, Nazi döneminde dedelerinin Türkiye’de yaşadıkları için bu zulümden etkilenmediklerini ve hayatta kaldıklarını kaydetti.
Saporta, Nazilerin Yahudilere yönelik uyguladığı soykırımın dünya tarihinin en kara sayfalarından biri olduğunu vurgulayarak, bunun asla unutulmaması gerektiğini, özellikle çocukların nefret söylemi ve ötekileştirmeden uzak tutulmasının önemine dikkati çekti.
“Antisemitizm, İslamofobi, her türlü ırkçılığa karşı hep birlikte ayağa kalkmamız gerekiyor.” diyen Saporta, ırkçılıkla mücadelede empatinin önemine işaret etti.
Programda, Haham Rav Naftali Haleva, Nazi kurbanları için dua etti.
Paylaş: