Afrika’nın en eski sinagogunda 300 İsrailli, Tunus’ta yaşayan Fransa Yahudileri ve yerel cemaat Ghriba’da kutlamak için toplandı.
Geleneksel bir Tunus şapkası olan kırmızı çaçya takan bir adam Ghriba’ya giden yolda yürüyordu. Ghriba, Tunus’un tarihi Yahudi cemaatinin şehri Djerba’nın en eski sinagogu. O yürürken küçük bir kalabalık ve darbuka sesleri vardı. Acayip olan adamın elleri ve ayakları üstünde yürüyüşüydü.
Yıllık Ghriba ziyareti Lag BaOmer sırasında oluyor ancak genelde katılımcılar bu kadar dramatik girişler yapmıyor. Londra’daki İspanyol ve Portekiz Sinagogu’nun hahamı ve Djerba yerlisi olan Rabbi İsrael Elia’ya göre bazı ziyaretçiler ‘eğer Tanrı bana yardım ederse, El Ghriba’ya emeklerim’ yeminini ediyor.
Tunus’un güney
sahilindeki küçük ada toplumunda büyürken Ghriba festivali yerel bir olaydı.
Ancak bu sene uluslararası bir öneme yükseldi. Genç Tunus demokrasisinin
inançlar arası kardeşliğe olan bağlılığını ve dört sene önce turistlere terör
saldırısı yaşanan ülkenin seyahat için güvenli olduğunu gösteriyor.
Başbakan Yusef Çahed, büyükelçiler, yabancı gazeteciler ve büyük bir grup taşınmış Tunuslu Yahudi oradaydı. 300’den fazla İsrailli’yi içeren grup oradaydı. Başbakan Djerba’nın ‘dünya çapında sembol’ oluşunu kutladı. Ramazan ayı sırasında başbakanın bir Yahudi kutlamasına gelmesi verdiği önemi gösterdi. Tunus ayrıca Ghriba’ya özel posta pulu bastırdı.
Lag BaOmer
arifesinde ziyaretöiler sinagoga mum yakmak ve duvarda bir kasedeki katı
yumurtalara dileklerini yazmak için girip çıktı. Şu anki bina 200 seneden yeni
olsa da efsaneye göre İlk Mabed’in [Bet HaMikdaş] yıkılışından sonra Yeruşalayim’den
kaçan hahamlar tarafından kuruldu.
Bahçede Tunus halk müziğine insanlar dans ediyordu. Tunis’ten gelen genç bir Müslüman ziyaretçiye göre olay ‘Tıpkı bir düğün gibi, Yahudi veya Müslüman.’[…]
Rabbi Elia’ya göre Ghriba ‘birlikte yaşama bayrağının sallandığı’ bir kutlama. ‘Tunus bu konuda çok ileride. Bin yıllardır Yahudi toplumunun mirasını devam ettirmesi bu ortak yaşam tarihinin bir göstergesi.’
Tek beğendiği şey
Yahudi-Müslüman ilişkisi değildi. ‘Ayrıca çok Sefarad bir olaya tanıklık
ediyoruz, Yahudileri tek çatıda topluyoruz. Bunu bugün o kadar görmüyoruz.’
Sfad’dan siyah
şapkalı bir haham gelince eşarplı kadınlar ondan hayır duası istedi. Kebap
arabaları arasında Paris’te hazan olan bir Tunuslu boukha (yerel incirli bir
içki) taşıyordu ve birden Altın Yeruşalayim’i söylemeye başladı.
Ziyaretçiler arasında Tunus Yahudi tarihinin en büyük ismi, Habib Kazdaghli, ve birkaç genç öğrencisi de oradaydı. Bir öğrenci Tunus’ta bir Yahudi müzesi için planlar hazırladı. Profesör Kazdaghli bu müzenin açılmasını çok istiyor. Bu Tunuslulara ‘kültür miraslarının çok-kültürlü olduğunu gösterir.’
Kaliforniya’dan gelen Yahudi mülteci grubu JIMENA’nın başkanı olan Gina Bublil-Waldman, buraya 60 yılın sonunda ilk kez geldi. Son geldiğinde anneannesiyle beraber Libya’dan gelmişti. Ondan birkaç sene sonra 6 Gün savaşı oldu ve ailesi Libya’dan kaçmak zorunda kaldı.
‘İşimden dolayı buradaki kapıların açılmasını çok iyi buluyorum.’ JIMENA için hep din ayrımcılığından bahseden Bublil-Waldman buraya gelen gençleri görmeyi çok sevdi.
La Presse de Tunisie’ye yazan Samir Dridi ‘Tunus’ta Yahudi ve Müslümanlar arasındaki beraberliğin mükemmel bir örneğiydi’ dedi.
Binlerce ziyaretçi geçen sene Başbakan Çahed tarafından atanan Yahudi Turizm Bakanı Rene Trabelsi’nin başarısının ispatı oldu. Ghriba’nın başkanının oğlu Lag BaOmer gecesinde iftar yemeği verdi. Yemekte Başbakan ve yerel Müslüman liderler Ramazan oruçlarını Yahudi misafirlerle beraber açtı.
Basın açıklaması yapan Turizm Bakanı şöyle dedi: ‘Tunus kapısını tüm çocuklarına açıyor. Geri geldiğinizde evde hissediyorsunuz.’ Kendini Arap Yahudisi olarak mı tanımlandığı sorulunca bakanın cevabı ‘Tabii ki’ oldu.
Djerba’nın 1300 Yahudisi
bir zamanlar 100 binin üstünde olan Tunus Yahudi nüfusunun çoğunluğunu teşkil
ediyor ve Arap dünyasında hala varlık gösteren son Yahudi toplumlarından biri.
1900 yıl geriye gittiği düşünülen antik bu yerleşimin geleceği umutlu. Ghriba partisinden sonra Rabbi Elia yeni bir Yahudi kız okulunun açılışına katıldı ve ‘Eve şevkle ve umutla dönüyorum’ dedi.
Kaynak: The JC, Simon Rocker, 23 Mayıs 2019
Çeviri: Nesi Altaras
Afrika’nın en eski sinagogunda 300 İsrailli, Tunus’ta yaşayan Fransa Yahudileri ve yerel cemaat Ghriba’da kutlamak için toplandı.
Geleneksel bir Tunus şapkası olan kırmızı çaçya takan bir adam Ghriba’ya giden yolda yürüyordu. Ghriba, Tunus’un tarihi Yahudi cemaatinin şehri Djerba’nın en eski sinagogu. O yürürken küçük bir kalabalık ve darbuka sesleri vardı. Acayip olan adamın elleri ve ayakları üstünde yürüyüşüydü.
Yıllık Ghriba ziyareti Lag BaOmer sırasında oluyor ancak genelde katılımcılar bu kadar dramatik girişler yapmıyor. Londra’daki İspanyol ve Portekiz Sinagogu’nun hahamı ve Djerba yerlisi olan Rabbi İsrael Elia’ya göre bazı ziyaretçiler ‘eğer Tanrı bana yardım ederse, El Ghriba’ya emeklerim’ yeminini ediyor.
Tunus’un güney sahilindeki küçük ada toplumunda büyürken Ghriba festivali yerel bir olaydı. Ancak bu sene uluslararası bir öneme yükseldi. Genç Tunus demokrasisinin inançlar arası kardeşliğe olan bağlılığını ve dört sene önce turistlere terör saldırısı yaşanan ülkenin seyahat için güvenli olduğunu gösteriyor.
Başbakan Yusef Çahed, büyükelçiler, yabancı gazeteciler ve büyük bir grup taşınmış Tunuslu Yahudi oradaydı. 300’den fazla İsrailli’yi içeren grup oradaydı. Başbakan Djerba’nın ‘dünya çapında sembol’ oluşunu kutladı. Ramazan ayı sırasında başbakanın bir Yahudi kutlamasına gelmesi verdiği önemi gösterdi. Tunus ayrıca Ghriba’ya özel posta pulu bastırdı.
Lag BaOmer arifesinde ziyaretöiler sinagoga mum yakmak ve duvarda bir kasedeki katı yumurtalara dileklerini yazmak için girip çıktı. Şu anki bina 200 seneden yeni olsa da efsaneye göre İlk Mabed’in [Bet HaMikdaş] yıkılışından sonra Yeruşalayim’den kaçan hahamlar tarafından kuruldu.
Bahçede Tunus halk müziğine insanlar dans ediyordu. Tunis’ten gelen genç bir Müslüman ziyaretçiye göre olay ‘Tıpkı bir düğün gibi, Yahudi veya Müslüman.’[…]
Rabbi Elia’ya göre Ghriba ‘birlikte yaşama bayrağının sallandığı’ bir kutlama. ‘Tunus bu konuda çok ileride. Bin yıllardır Yahudi toplumunun mirasını devam ettirmesi bu ortak yaşam tarihinin bir göstergesi.’
Tek beğendiği şey Yahudi-Müslüman ilişkisi değildi. ‘Ayrıca çok Sefarad bir olaya tanıklık ediyoruz, Yahudileri tek çatıda topluyoruz. Bunu bugün o kadar görmüyoruz.’
Sfad’dan siyah şapkalı bir haham gelince eşarplı kadınlar ondan hayır duası istedi. Kebap arabaları arasında Paris’te hazan olan bir Tunuslu boukha (yerel incirli bir içki) taşıyordu ve birden Altın Yeruşalayim’i söylemeye başladı.
Ziyaretçiler arasında Tunus Yahudi tarihinin en büyük ismi, Habib Kazdaghli, ve birkaç genç öğrencisi de oradaydı. Bir öğrenci Tunus’ta bir Yahudi müzesi için planlar hazırladı. Profesör Kazdaghli bu müzenin açılmasını çok istiyor. Bu Tunuslulara ‘kültür miraslarının çok-kültürlü olduğunu gösterir.’
Kaliforniya’dan gelen Yahudi mülteci grubu JIMENA’nın başkanı olan Gina Bublil-Waldman, buraya 60 yılın sonunda ilk kez geldi. Son geldiğinde anneannesiyle beraber Libya’dan gelmişti. Ondan birkaç sene sonra 6 Gün savaşı oldu ve ailesi Libya’dan kaçmak zorunda kaldı.
‘İşimden dolayı buradaki kapıların açılmasını çok iyi buluyorum.’ JIMENA için hep din ayrımcılığından bahseden Bublil-Waldman buraya gelen gençleri görmeyi çok sevdi.
La Presse de Tunisie’ye yazan Samir Dridi ‘Tunus’ta Yahudi ve Müslümanlar arasındaki beraberliğin mükemmel bir örneğiydi’ dedi.
Binlerce ziyaretçi geçen sene Başbakan Çahed tarafından atanan Yahudi Turizm Bakanı Rene Trabelsi’nin başarısının ispatı oldu. Ghriba’nın başkanının oğlu Lag BaOmer gecesinde iftar yemeği verdi. Yemekte Başbakan ve yerel Müslüman liderler Ramazan oruçlarını Yahudi misafirlerle beraber açtı.
Basın açıklaması yapan Turizm Bakanı şöyle dedi: ‘Tunus kapısını tüm çocuklarına açıyor. Geri geldiğinizde evde hissediyorsunuz.’ Kendini Arap Yahudisi olarak mı tanımlandığı sorulunca bakanın cevabı ‘Tabii ki’ oldu.
Djerba’nın 1300 Yahudisi bir zamanlar 100 binin üstünde olan Tunus Yahudi nüfusunun çoğunluğunu teşkil ediyor ve Arap dünyasında hala varlık gösteren son Yahudi toplumlarından biri.
1900 yıl geriye gittiği düşünülen antik bu yerleşimin geleceği umutlu. Ghriba partisinden sonra Rabbi Elia yeni bir Yahudi kız okulunun açılışına katıldı ve ‘Eve şevkle ve umutla dönüyorum’ dedi.
Paylaş: