“Kürtler aşiret halinde yaşıyorlar ifade özgürlüğüne ihtiyaçları yok” diyen hakimin 30 ay hapis cezası verdiği akademisyen Noemi Levy ile karar duruşmasını konuştuk
“Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriyi imzaladıkları için “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla yargılanan Barış Akademisyenlerinin duruşmaları Çağlayan İstanbul Adliyesi’nde devam ediyor. Geçen hafta da Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümünden ihraç edilen Yrd. Doç. Dr. Noemi Levy’nin 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde karar duruşması görüldü.
Mahkeme Noemi Levy hakkında, Terörle Mücadele Kanunu 7/2 uyarınca, “… sanığın sabit olan eylemine uyan TMK 7/2 uyarınca suçun işlenme şekli suçun işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önemi, failin güttüğü amaç ve saik, kastının ağırlığı dikkate alınarak 2 yıl; eylemi yayın yoluyla gerçekleştirdiğinden aynı maddenin 2. cümlesi gereğince cezanın yarı oranında artırılarak 3 yıl; cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri değerlendirilerek altıda bir oranında indirim yapılarak 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına” karar verdi. Ertelenmeyen mahkumiyet kararı, itiraz yoluyla istinaf mahkemesine taşınacak.
Noemi Levy, 2018’in Kasım ayında savunmasını verdiği duruşmada hâkimin tavrından dolayı 30 ay hapis cezası kararına şaşırmadığını belirtti. Hâkimin bir önceki duruşma esnasında “Kürtler aşiret halinde yaşıyorlar, ifade özgürlüğüne ya da özgürlüğe ihtiyaçları yok” tarzında sözleri olduğunu belirten Levy ayrıca, otururken hâkimin “Fransa Cezayir’de soykırım yaptı, bizim ülkemizde böyle bir şey yok” yorumunda bulunduğunu da söyledi.
Karar duruşmasının uzun sürmediğini ve daha önce verdiği bir kararla Hükmün Açıklanmasının Geri Bıraktırılması (HAGB) kararı talebinde bulunmadığını söyleyen Levy, hâkimin tavrına istinaden böyle bir talebi olsa da zaten hâkimin bu talebi kabul edeceğinin şüpheli olduğunu da sözlerine ekledi.
Levy, karar duruşmasında daha önce savunma verdiğini ve o savunmasının hâlâ geçerli olduğunu belirterek sözü avukatı İnayet Aksu’ya bıraktı. Levy, avukat Aksu’nun Yargıtay’ın Abdullah Öcalan ile ilgili yazılmış bir metin hakkında yerel mahkemede verilen beraat kararını onadığına ilişkin kararı mahkemeye sunmasına mahkeme heyetinin sinirlenerek tepki verdiğini belirtti.
Mahkeme Başkanı Tamer Keskin, “O mahkemenin ayıbı. Terör örgütünü övmek ifade özgürlüğü müdür? Şurada bir bayana tecavüz edilse ona da ifade özgürlüğü mü diyeceğiz? Yani şurada bir kadına tecavüz edilse bunu savunabilecek misiniz” sözleriyle avukatın savunmasına müdahale etti.
“Duruşma böyle bir seviyede geçti maalesef, bu yüzden verilen karar da çok şaşırtıcı olmadı”
Karar duruşmasında Levy’nin avukatı İnayet Aksu, Anayasa Mahkemesi’nin Ayşe Çelik kararına atıfla önümüzdeki günlerde akademisyenlerin dosyalarında hak ihlali kararı vereceğini düşündüğünü belirtti. Bu sebeple kararın verilmesinin ertelenmesini talep etti. Avukat Aksu’nun bu talebi oybirliğiyle reddedildi. Hâkim ayrıca, Yargı Reformu Strateji Belgesini kendisinin de okuduğunu ve bu davada af çıkacak bir emare bulamadığını söyledi.
Nisan 2017’de Boğaziçi Üniversitesi’nden ihraç edildikten sonra Türkiye Cumhuriyeti (T.C.) vatandaşı olduğunu belirten Levy, “Barış Bildirisine” imza attıktan sonra Ocak 2016’da T.C. vatandaşlığına başvurduğunu belirtti.
Bir önceki duruşmasında vatandaşlık meselesi üzerine hâkim ve mahkeme heyeti ile uzun bir diyalog yaşadığını söyleyen Levy, kendisinin T.C. vatandaşı olmasını beyan etmesinden sonra duruşmada T.C. vatandaşı olup olmadığının kontrol edildiğini ve kendisine nasıl TC vatandaşı olduğunun sorulduğunu belirtti. “Hem kadın hem yeni vatandaş” olarak kararda vatandaşlık meselesinin de belki bir unsur olabileceğini ve sürecin bir rasyonalite ile ilerlemediğini söyleyen Levy, hâkimin başka sanıklara da benzer bir ceza verdiği için, kendi durumuna özel bir tavır takınıldığını dair net bir yorum yapamadığını söyledi.
Noemi Levy’nin savunmasının tam metni için bakınız.
Kaynak: Medyascope, Gülçin Karabağ
“Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriyi imzaladıkları için “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla yargılanan Barış Akademisyenlerinin duruşmaları Çağlayan İstanbul Adliyesi’nde devam ediyor. Geçen hafta da Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümünden ihraç edilen Yrd. Doç. Dr. Noemi Levy’nin 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde karar duruşması görüldü.
Mahkeme Noemi Levy hakkında, Terörle Mücadele Kanunu 7/2 uyarınca, “… sanığın sabit olan eylemine uyan TMK 7/2 uyarınca suçun işlenme şekli suçun işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önemi, failin güttüğü amaç ve saik, kastının ağırlığı dikkate alınarak 2 yıl; eylemi yayın yoluyla gerçekleştirdiğinden aynı maddenin 2. cümlesi gereğince cezanın yarı oranında artırılarak 3 yıl; cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri değerlendirilerek altıda bir oranında indirim yapılarak 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına” karar verdi. Ertelenmeyen mahkumiyet kararı, itiraz yoluyla istinaf mahkemesine taşınacak.
Noemi Levy, 2018’in Kasım ayında savunmasını verdiği duruşmada hâkimin tavrından dolayı 30 ay hapis cezası kararına şaşırmadığını belirtti. Hâkimin bir önceki duruşma esnasında “Kürtler aşiret halinde yaşıyorlar, ifade özgürlüğüne ya da özgürlüğe ihtiyaçları yok” tarzında sözleri olduğunu belirten Levy ayrıca, otururken hâkimin “Fransa Cezayir’de soykırım yaptı, bizim ülkemizde böyle bir şey yok” yorumunda bulunduğunu da söyledi.
Karar duruşmasının uzun sürmediğini ve daha önce verdiği bir kararla Hükmün Açıklanmasının Geri Bıraktırılması (HAGB) kararı talebinde bulunmadığını söyleyen Levy, hâkimin tavrına istinaden böyle bir talebi olsa da zaten hâkimin bu talebi kabul edeceğinin şüpheli olduğunu da sözlerine ekledi.
Levy, karar duruşmasında daha önce savunma verdiğini ve o savunmasının hâlâ geçerli olduğunu belirterek sözü avukatı İnayet Aksu’ya bıraktı. Levy, avukat Aksu’nun Yargıtay’ın Abdullah Öcalan ile ilgili yazılmış bir metin hakkında yerel mahkemede verilen beraat kararını onadığına ilişkin kararı mahkemeye sunmasına mahkeme heyetinin sinirlenerek tepki verdiğini belirtti.
Mahkeme Başkanı Tamer Keskin, “O mahkemenin ayıbı. Terör örgütünü övmek ifade özgürlüğü müdür? Şurada bir bayana tecavüz edilse ona da ifade özgürlüğü mü diyeceğiz? Yani şurada bir kadına tecavüz edilse bunu savunabilecek misiniz” sözleriyle avukatın savunmasına müdahale etti.
“Duruşma böyle bir seviyede geçti maalesef, bu yüzden verilen karar da çok şaşırtıcı olmadı”
Karar duruşmasında Levy’nin avukatı İnayet Aksu, Anayasa Mahkemesi’nin Ayşe Çelik kararına atıfla önümüzdeki günlerde akademisyenlerin dosyalarında hak ihlali kararı vereceğini düşündüğünü belirtti. Bu sebeple kararın verilmesinin ertelenmesini talep etti. Avukat Aksu’nun bu talebi oybirliğiyle reddedildi. Hâkim ayrıca, Yargı Reformu Strateji Belgesini kendisinin de okuduğunu ve bu davada af çıkacak bir emare bulamadığını söyledi.
Nisan 2017’de Boğaziçi Üniversitesi’nden ihraç edildikten sonra Türkiye Cumhuriyeti (T.C.) vatandaşı olduğunu belirten Levy, “Barış Bildirisine” imza attıktan sonra Ocak 2016’da T.C. vatandaşlığına başvurduğunu belirtti.
Bir önceki duruşmasında vatandaşlık meselesi üzerine hâkim ve mahkeme heyeti ile uzun bir diyalog yaşadığını söyleyen Levy, kendisinin T.C. vatandaşı olmasını beyan etmesinden sonra duruşmada T.C. vatandaşı olup olmadığının kontrol edildiğini ve kendisine nasıl TC vatandaşı olduğunun sorulduğunu belirtti. “Hem kadın hem yeni vatandaş” olarak kararda vatandaşlık meselesinin de belki bir unsur olabileceğini ve sürecin bir rasyonalite ile ilerlemediğini söyleyen Levy, hâkimin başka sanıklara da benzer bir ceza verdiği için, kendi durumuna özel bir tavır takınıldığını dair net bir yorum yapamadığını söyledi.
Noemi Levy’nin savunmasının tam metni için bakınız.
Söyleşinin tamamı için:
Paylaş: