Kaynak: turkisrael.org, Ralf Arditti
İstanbul’da 32 yıldır yaşadığımız site Türkiye Yahudi Toplumunun aynasıydı. Gelir olarak rahat, ‘beyaz’ Türklerle yanyana oturan ve dostluk kuran, huzurlu ve nispeten kaygısız fakat gene de geleceği bulanık bir yaşam.
Etiler – Ulus’taki binaları 1980’lerin başında inşa eden, sonradan kaybettiğimizNiso Russo’ydu. Geniş bir arazi içerisinde, farklı arsa sahiplerini bir araya getirerek ve karşıt çıkarları dengeleyerek, bir yandan Boğaza ve diğer yandan Ortaköy vadisine bakan, hoş bir mimari tarz (Yılmaz Sanlı) ile 12 yapıyı yükseltmişti Ulus tepesinde.
Türkiye Yahudilerinin en mutlu yıllarıydı. Her ne kadar nüfus 1960’lardan beri düşme gösterse de, bu dönemde, özellikle Turgut Özal’ın dışa açık reformları sayesinde, daha önce İstanbul’u terk eden ve İsviçre veya İsrail’e göç eden birçok Yahudi vatandaş geri gelerek ülkenin ve kendilerinin ekonomik kalkınmalarına katkıda bulundular. Yahudilerin toplam sayısı 25.000 civarındaydı.
‘’Türkiye’nin parlak geleceğine inanmış’’ biri olarak ben de birçok dostumun çocuklarının yurt dışından dönmelerine kısmen neden olmuştum.
Buna rağmen 1980 ve 90’larda Yahudi nüfusu azalmaya devam etti. Yurt dışına okumaya giden gençlerin yarısı Türkiye’ye dönmüyordu. Necmettin Erbakan’ın Milli Birlik hükümetlerindeki bakanlarının İsrail ve Yahudi düşmanı söylemleri ortalığı bulandırmaya yetmişti. 1986’da Neve Şalom’a saldırıların acıları derinden hissediliyordu.
Sitemizde de eksilmeler başlamıştı fakat henüz endişe verici bir düzeye varmamıştı. Öte yandan büyüyen ekonomi ile birlikte Yahudi sanayicilerin daha büyük yatırımlar yapmaları azalan Yahudi sayısını görüntü olarak telafi eder durumdaydı. Sonuçta ‘’Ne yapalım, para kazanamayanlar kalkıp gidiyorlar’’ diyerek avunuyorduk.
Apartmanımıza yeni sanayiciler taşındığında birdenbire ‘’bayağı zenginleştik’’ havası gelmişti daha önce oturanlara. Sitemizde Yahudi oranı dörtte bir civarındaydı.
Türkiye Yahudi Cemaatinin kurumları da serpiliyordu. Or Ahayim ek binalarla genişliyor, Şalom renkli çıkıyor, Özel Musevi Lisesi başarıdan başarıya koşuyordu. Toplumun yönetimi profesyonellere emanet edilmişti.
2000’lerde Yahudi nüfusu azalmaya devam etti. Tahmin: 20.000 civarı. Site genel kurullarına gelen Yahudi sakinlerimiz beşte biri dahi bulmuyordu artık. 2001’de Üzeyir Garih’in, 2003’de Dişçi Yasef Yahya’nın öldürülmeleri Yahudileri bir hayli korkutmuştu.
2002’de AKP ilk seçildiğinde, Yahudiler ikiye bölündüler: Milli Görüş (Erbakan) geleneğinden geldikleri için güvenmeyenler ve istikrarlı hükümet kurup ekonomiyi adam ettikleri için ümit besleyenler.
Başlangıçta AKP azınlıklara, CHP ağırlığı olan hükümetlerden çok daha anlayışla yaklaştı. Tayyip Erdoğan ABD Yahudi kuruluşları ile sıcak ilişkiler kurdu. Ermeni Cemaatinin vakıflara zorla devredilen varlıklarının iade edilmesine ve inşaat izni verilmesine arka çıktı.
Sitemizden yurt dışına göç azaldı, neredeyse durdu. Kalanlar gidişattan memnundular. Bahçemizin ağaçları büyümüş, yeni havuz inşa edilmiş, dairelerimizin değerleri artmıştı.
Beş – altı yıl içinde durum tekrar değişti: 2008 Gaza Dökme Kurşun, 2009 Davos ‘One Minute’ ve 2013 Mavi Marmara olayları ile birlikte Türkiye Yahudilerinin Tayyip Erdoğan’a olan güvenleri kırıldı. 2010’ların başında nüfus 17.000’lere düşmüştü. Sitemizin ise artık küçük azınlığı Yahudi sakinlerden oluşuyordu.
Sitemizde fabrikaları olmayan komşularımızın çocukları okudukları İngiltere, Fransa veya Amerika’dan dönmüyorlardı. Bizim çocukların biri Londra’ya, diğeri Paris’e yerleşti.
Şimdilerde, konuşulmamakla beraber, Türkiye Yahudileri’nin sayısı 14.000’lerde tahmin ediliyor. 2013 Gezi olaylarından ve 2016 Darbe girişiminden sonra göç hızlandı. Varlıklılar ve fakirler kaldı, diğerleri geleceklerini İsrail’de veya Batı Avrupa’da arıyorlar, özelikle İspanyol ve Portekiz vatandaşlıkları elde edildikten sonra.
Biz de sitedeki dairemizi 2016 yılı baharında sattık ve kışları Londra’da oğlumuzun ve torunumuzun yanında, yazları da Assos yakınlarından Kozlu köyünde geçiriyoruz.
Bir umut ışığı: Dairemizi genç bir Yahudi çift satın aldı. Yaşları bizim oraya taşındığımız yıllardaki yaşımıza eşit. Uğurlu da geldi: Siteye taşınır taşınmaz bebekleri oldu.
Demek Türkiye Yahudileri henüz bitme noktasına gelmedi.
Kaynak: turkisrael.org, Ralf Arditti
İstanbul’da 32 yıldır yaşadığımız site Türkiye Yahudi Toplumunun aynasıydı. Gelir olarak rahat, ‘beyaz’ Türklerle yanyana oturan ve dostluk kuran, huzurlu ve nispeten kaygısız fakat gene de geleceği bulanık bir yaşam.
Etiler – Ulus’taki binaları 1980’lerin başında inşa eden, sonradan kaybettiğimizNiso Russo’ydu. Geniş bir arazi içerisinde, farklı arsa sahiplerini bir araya getirerek ve karşıt çıkarları dengeleyerek, bir yandan Boğaza ve diğer yandan Ortaköy vadisine bakan, hoş bir mimari tarz (Yılmaz Sanlı) ile 12 yapıyı yükseltmişti Ulus tepesinde.
Türkiye Yahudilerinin en mutlu yıllarıydı. Her ne kadar nüfus 1960’lardan beri düşme gösterse de, bu dönemde, özellikle Turgut Özal’ın dışa açık reformları sayesinde, daha önce İstanbul’u terk eden ve İsviçre veya İsrail’e göç eden birçok Yahudi vatandaş geri gelerek ülkenin ve kendilerinin ekonomik kalkınmalarına katkıda bulundular. Yahudilerin toplam sayısı 25.000 civarındaydı.
‘’Türkiye’nin parlak geleceğine inanmış’’ biri olarak ben de birçok dostumun çocuklarının yurt dışından dönmelerine kısmen neden olmuştum.
Buna rağmen 1980 ve 90’larda Yahudi nüfusu azalmaya devam etti. Yurt dışına okumaya giden gençlerin yarısı Türkiye’ye dönmüyordu. Necmettin Erbakan’ın Milli Birlik hükümetlerindeki bakanlarının İsrail ve Yahudi düşmanı söylemleri ortalığı bulandırmaya yetmişti. 1986’da Neve Şalom’a saldırıların acıları derinden hissediliyordu.
Sitemizde de eksilmeler başlamıştı fakat henüz endişe verici bir düzeye varmamıştı. Öte yandan büyüyen ekonomi ile birlikte Yahudi sanayicilerin daha büyük yatırımlar yapmaları azalan Yahudi sayısını görüntü olarak telafi eder durumdaydı. Sonuçta ‘’Ne yapalım, para kazanamayanlar kalkıp gidiyorlar’’ diyerek avunuyorduk.
Apartmanımıza yeni sanayiciler taşındığında birdenbire ‘’bayağı zenginleştik’’ havası gelmişti daha önce oturanlara. Sitemizde Yahudi oranı dörtte bir civarındaydı.
Türkiye Yahudi Cemaatinin kurumları da serpiliyordu. Or Ahayim ek binalarla genişliyor, Şalom renkli çıkıyor, Özel Musevi Lisesi başarıdan başarıya koşuyordu. Toplumun yönetimi profesyonellere emanet edilmişti.
2000’lerde Yahudi nüfusu azalmaya devam etti. Tahmin: 20.000 civarı. Site genel kurullarına gelen Yahudi sakinlerimiz beşte biri dahi bulmuyordu artık. 2001’de Üzeyir Garih’in, 2003’de Dişçi Yasef Yahya’nın öldürülmeleri Yahudileri bir hayli korkutmuştu.
2002’de AKP ilk seçildiğinde, Yahudiler ikiye bölündüler: Milli Görüş (Erbakan) geleneğinden geldikleri için güvenmeyenler ve istikrarlı hükümet kurup ekonomiyi adam ettikleri için ümit besleyenler.
Başlangıçta AKP azınlıklara, CHP ağırlığı olan hükümetlerden çok daha anlayışla yaklaştı. Tayyip Erdoğan ABD Yahudi kuruluşları ile sıcak ilişkiler kurdu. Ermeni Cemaatinin vakıflara zorla devredilen varlıklarının iade edilmesine ve inşaat izni verilmesine arka çıktı.
Sitemizden yurt dışına göç azaldı, neredeyse durdu. Kalanlar gidişattan memnundular. Bahçemizin ağaçları büyümüş, yeni havuz inşa edilmiş, dairelerimizin değerleri artmıştı.
Beş – altı yıl içinde durum tekrar değişti: 2008 Gaza Dökme Kurşun, 2009 Davos ‘One Minute’ ve 2013 Mavi Marmara olayları ile birlikte Türkiye Yahudilerinin Tayyip Erdoğan’a olan güvenleri kırıldı. 2010’ların başında nüfus 17.000’lere düşmüştü. Sitemizin ise artık küçük azınlığı Yahudi sakinlerden oluşuyordu.
Sitemizde fabrikaları olmayan komşularımızın çocukları okudukları İngiltere, Fransa veya Amerika’dan dönmüyorlardı. Bizim çocukların biri Londra’ya, diğeri Paris’e yerleşti.
Şimdilerde, konuşulmamakla beraber, Türkiye Yahudileri’nin sayısı 14.000’lerde tahmin ediliyor. 2013 Gezi olaylarından ve 2016 Darbe girişiminden sonra göç hızlandı. Varlıklılar ve fakirler kaldı, diğerleri geleceklerini İsrail’de veya Batı Avrupa’da arıyorlar, özelikle İspanyol ve Portekiz vatandaşlıkları elde edildikten sonra.
Biz de sitedeki dairemizi 2016 yılı baharında sattık ve kışları Londra’da oğlumuzun ve torunumuzun yanında, yazları da Assos yakınlarından Kozlu köyünde geçiriyoruz.
Bir umut ışığı: Dairemizi genç bir Yahudi çift satın aldı. Yaşları bizim oraya taşındığımız yıllardaki yaşımıza eşit. Uğurlu da geldi: Siteye taşınır taşınmaz bebekleri oldu.
Demek Türkiye Yahudileri henüz bitme noktasına gelmedi.
Paylaş: