Şalom Gazetesi’nin 70. yılı dolayısıyla 7 parça halinde hazırladığımız röportaj dizimizin ikincisi ile yayındayız. Diğer röportajlarımıza ulaşmak için buraya tıklayın.
Yeuda Adoni, 85, Rav, İstanbul
[Öncelikle] üstünde taşıdığı isim Şalom kelimesi huzur ve barışı ifade eder. Şalom Gazetesi, 70 yıldan beri neşredilen, çıkan bir gazete. Bu cemaatimiz için gerçekten faydalı bir şey. Tüm cemaat haberleri, tüm cereyan eden olayları sinagoglarda olsun, derneklerde olsun ailelerde olsun, bütün hadiseleri açığa çıkaran ve bilgi sunan bir gazete.
Ben Şalom’un ilk sahibini tanıdım, rahmetli Avram Leyon. Çok faal bir insandı. Tek başına, tek başına bir gazeteyi yürütüyordu. Şair Paşa Ziya Paşa Yokuşu’nda, -biliyorsunuz İtalyan Sinagogu’nun olduğu sokak- bir hanın içerisinde hemen başında, -orada 1. Karma İlkokulu vardı- okulun hemen yanında bir handa küçük bir odası vardı. Bütün yazı makineleri her şeyi orada idi. Bir hafta içinde röportajlarını olsun, bilgileri, sunduğu haberler olsun hepsini kendi toparlar, kendi yapardı. Gerçekten küçük bir gazete idi o zamanlar, bugünkü gibi büyük değildi. Ve herkes meraklıydı; yani Şalom ne zaman çıktı diye merak ederdi. Ve yazı yazmaya meraklı insan da çoktu, yazılarını, bilabedel tabii, yazarlardı. Ben de “Perasha de la Semana”, Haftanın Peraşası’nı ta o zamandan beri Şalom’da yazarım. Benden başka arkadaşlar da vardı. Ve gördüğüm bir şey vardı benim: Beklerlerdi Şalom Gazetesi’nin çıkacağı günü! Bir hafta. Çıktı mı herkes alır herkes gelir alırdı. Alamayan başkasından faydalanır, okurdu.
Şalom’un sahibi olan rahmetli Avram Leyon gerçekten büyük bir iş yapıyordu. Buna nazaran da o kadar mütevazı bir insandı. Çok çok mütevazı bir insandı, herkesle gazetesinin adı gibi huzur ile yaşayan bir insandı.
Ben Avram Leyon zamanında yazmaya başladım Şalom’a. O zamanlar başka bir gazete de vardı Şabat’tı adı, başka bir gazete de vardı: La Vera Luz. Bütün bu gazetelerin sahipleri rahmetli olunca gazeteler de gitti; ama Şalom’u Hahambaşı sahiplendi. Aldı ve bu gazeteyi devam ettiriyor. Tek bir gazete zaten başka bir ikincisi yok.
Ben gerçekten küçük yaşlardan beri Şalom okurdum. Ve hoşuma giderdi. Niye? Benim küçük yaştan beri kalda konuşmalarım olurdu ve çok etkinliğe katılırdım. Onları yazarlardı Şalom’da. Benim için ne yazdı Şalom merak ederdim, okurdum.
70 yıl içinde Şalom’da büyük ilerlemeler oldu. Bu ilerlemeler yalnız gazete için değil, her sahada oldu. Burada eskiden daktiloyla yazı yazarken, bugün bilgisayar var değil mi? Şalom da tabii o durumda kalamazdı, yok olurdu. Şalom’u daha sonra Hahambaşılık aldı. Yeni gelen nesil, yeni imkanlarla, teknolojiyle tabii daha çok geliştirdi. Bugün çıkan Şalom diğer gazeteler boyunda bir gazete. Her ne kadar haftada bir çıkıyor olsa da, diğer gazeteler kadar önemli. Yazarları da bugün gerçekten çok güzel yazıyorlar. Amatör yazarlar ve profesyonel yazarlar var. Çok güzel haberler yakalıyorlar. Çok güzel röportajlar yapıyorlar. Hafta içinde olan olayları gazeteye çok güzel yansıtıyorlar.
Şalom ile Yahudi kimliğim arasında şöyle bir bağ var: cemaat olaylarını yansıtıyor Şalom. Neler oluyor, neler olması gerekiyor bütün bunlar yansıyor. Bunları öğrenmek yalnız bana değil tüm insanlara zevk verir.
Herhangi bir olay olacaksa veya olmuşsa cemaatte: ‘Bakalım Şalom ne yazmış? Bunu nasıl ortaya çıkarmış? Şalom Gazetesi bunu nasıl yorumlamış?’ diye bir merak oluyor tabii.
Diyebilirim ki, Şalomu okuyan kimse bir eksiklik görmüyor. Çünkü bir hafta içinde olan her şey oraya yansımış oluyor. Okuyan kişi başka bir şey beklemiyor ondan.
Şalom bize her hafta Çarşamba günü gelir. Şalom’u gazeteden takip ediyorum.
Şalom güzel bir gazete ve yazarları da çok güzel yazıyorlar, hazırlanması da çok güzel oluyor. Ben ulu Tanrı’dan bütün yazarlarına ve çalışanlarına başarılar ve sağlıklar diliyorum. Zevkle ve şevkle bu işe devam etmelerini temenni ediyorum.
Rıfat Bali,69, Araştırmacı-Yazar, İstanbul
Şalom gazetesi benim için bir “azınlık cemaatinin fiili (de facto) resmî sözcüsü” anlamını taşıyor. “Resmî” sıfatını kullanmamın sebebi bu gazetenin kurucusu olan Avram Leyon’un vefatından sonra gazetenin ve isim hakkının Türk Musevi toplumunun sivil liderleri tarafından devralınıp, modernleştirerek cemaatin tek basın organı haline dönüştürülmesidir. Bugün şayet Türk Yahudi Toplumu’nda ellili, altmışlı yıllarda olduğu gibi birden fazla gazete ve/veya dergi yayınlanıyor olsaydı, Şalom o gazetelerden sadece biri olurdu. Ama tek gazete olduğu için ister istemez resmî bir hüviyet kazanıyor. Yahudiliğim ile Şalom arasında herhangi bir bağ kuramıyorum zira zihinsel dünyamın çok uzağında olan bir gazete.
Dijital çağda Türkiye Yahudilerin basın ihtiyacı nedir? Önce onu sorgulamak lazım. Dijital devrim yazılı basının en büyük tehdidi. Bu çağda haberlerin anında dolaştığı ve de güncelleştiği bir ortamda Şalom gibi gazetelerin çağa ayak uydurmaları, hem tam zamanlı profesyonel bir ekibe, hem de hakikatten gazeteci olan (halihazırda Şalom yazarlarının hiçbiri “gazeteci” değildir zira bu onların ikinci yarı zamanlı işleridir. Hayatlarını gazetecilikten kazanmıyorlar) bir ekibe gerek var. Bu da Şalom gibi ufak tirajlı bir gazetenin kaldırabileceği bir şey değil.
Şalom resmî hüviyetinden dolayı geleneksel liderlik siyaseti olan ihtiyatlı ve muhalif olmayan bir tavır içindedir. Resmi olması nedeniyle liderlerin olaylar karşısında gerçekten ne düşündüklerini, hangi siyasi partiye sempati ve/veya antipati ile baktıklarını, olayların perde arkasını hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. Öğrenebilmemiz için 2050/2060 senelerini beklememiz lazım zira yurtdışındaki yabancı Yahudi STK’ların arşivleri ancak o zaman erişime açılacaklardır! Eksikleri budur ve de onarılmayacak eksiklerdir. Faydası ise bir cemaatin resmi tavrının ne olduğu hususunda fikir vermesidir. Bir diğer eksikliği gazetede özgün araştırma ve mülakatların çok az, buna mukabil gereğinden fazla bir şekilde gelenekler ve dini ritüeller hakkında bilgilerin yer almasıdır.
Şalom’a aboneyiz. Sadece gazeteyi takip ediyorum. İnternet sitesini takip etmiyorum zira matbu gazete ile bir farkı yok. Abone olmasaydım internetten takip ederdim.
Solin Paçacı,28, Operasyon Koordinatörü, İstanbul
Bir gazetede kesinlikle olması gerektiğine inandığım objektifliği göremediğim için ve özellikle sosyal medya haberlerinde kaynak gösterilmeden paylaşılan “yanlış” bilgiler sebebiyle Şalom’u düzenli takip etmiyorum.
Şalom, 70 yıldır cemaat gazetesi olarak önemli bir kültürel simgedir. Fakat üzerlerinde kendilerini tekel görmenin verdiği bir hantallık olduğunu ve kesinlikle sadece belli bir yaş üstünü yakalayabilecek, çağın gerisinde kalmış bir gazete olduğunu düşünüyorum.
Daha çağdaş daha gençleri yakalayan bir tarzda Şalom umarım her zaman yayında olur ve umarım başka cemaat yayınlarının olmasına da vesile olur-öncülük eder.
Lisya Kalma, 30, Yayıncı, İstanbul
Şalom Gazetesi Türk Yahudi toplumun en önemli birleştirici güçlerinden fikrimce. Değeri çok büyük.
Yalnız ben değil, eminim ki, Türk Yahudi toplumunun her bireyinin (aktif olarak takip etseler de etmeseler de) Şalom ile derin bir bağı var. Toplumumuz hakkında güncel haberlerden bilgi sahibi olmanın hepimizin için düşündüğümüzden daha kritik olduğunu düşünüyorum. Hepimizin bu derin bağı kurması çok önemli.
Türkiye’de ne yazık ki çok geniş sayıda bir toplum olmamamıza rağmen Şalom her zaman doğru içeriği veren, gerektiği yerde risk alan cesur bir yayın bence. Faydaları çok fazla, ilk cevabımda söylediğim gibi bu tarz yayınlar toplumu bir arada tutar, birleştirici güçleri çok fazladır. Bu yüzden “iyi ki var” diyorum. “Eksik” olarak tanımlamak istemem bu önerimi, ancak Şalom’da daha çok Yahudi toplumunun insanlarının Şabat ve bayram gecelerinden videolar görmek isterdim.
Ailem [Şalom’a] üye. Her Şabat gecesi ailemin evinde Şalom Gazetesi’ni okumak vazgeçilmez bir ritüelim.
Şalom’un daha çok internet sitesini takip ediyorum. Gündem olsun, kültür-sanat bölümü olsun her zaman, doğru yazarların yazılarının bulunduğu bir gazete Şalom. Özellikle dünyadan Yahudiler hakkında haberler vermesi ve eski mektupları, hikayelerin yayınlanması çok hoşuma gidiyor.
Isaac Haskiya, 78, Dış Ticaret, Kopenhag
Şalom’u ben çocukken babam Ezra evde okurdu ama devamlı bir şekilde değildi! 1945-1950lerden bahsediyorum. Hatırladığım kadarıyla o zamanlar daha fazla Ladino/İspanyol Yahudiliği vardı. Bugün İnternet’te gördüğüm Şalom daha Türkleşmiş, yâni iç ve dış politika haberleri Türkiye zâviyesinden anlatılmaktadır. Yanılıyorum belki!?
Tahminim şu ki Türkiye’de kalan Yahudiler da aynen bu şekilde gelişmiş, yâni çok daha Türkleşmiş. Hem dil bakımından, hem de görüş bakımından. Anlayacağın, bu günün Yahudileri ile benim çocukluğumun İstanbul Yahudileri arasında büyük fark var. Şalom da bu farkı aksettiriyor! Yazarlar da öyle!
Sami Habib, 28, Endüstri Mühendisi, Nürnberg
Şalom benim için –maalesef- gitgide eriyen bir toplumda insanlarımızı bir arada tutan en önemli araçlardan biri. Küçüklüğümüzde her hafta salonda mutlaka görmeye alıştığımız, günler geçtikçe eskisi kadar hayatımızda olmayan bir araç.
Daha dün gibi hatırlıyorum, dedem Sami Habib’in ropörtajını okuduğum günü, belki de ilk kez o kadar detaylı okumuştum gazeteyi. O zamanlar etrafta dedemin ne kadar önemli bir sporcu olduğunu, Şalom’da ropörtajının çıktığını söylüyordum. O günlerden bu günlere gelirsek, belki Şalom çok fazla değişmedi ama maalesef günümüz şartları çok değişti. Artık eskisi kadar elimize almadığımızdan mıdır, okuyacak daha ilginç şeylerimiz olduğundan mıdır bilemiyorum ama Şalom eskisi kadar hayatımızın içinde değil.
Toplumumuz hakkındaki haberleri almak açısından Şalom yeterli sayılabilir aslında, ama belki de toplum içinde daha büyük bir kitleye ulaşmak konusunda sıkıntıları olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar günümüz dünyasında yazılı basın eskisi kadar yaygın olmasa da, şahsen her zaman Şalom’u elime alıp okumayla internetten okumanın aynı olmadığını düşünüyorum. Ancak bunu diyen birisi olarak bile en son ne zaman gazeteyi elime alıp okuduğumu hatırlamıyorum maalesef.
Abone olmadığımdan dolayı yazılı gazeteden ziyade internet sitesini takip etmeye çalışıyorum. Türkiye toplumunun hatrı sayılır bir kısmının böyle bir gazetenin varlığından haberi olmadığını düşünüyorum, bu biraz da Musevi toplumunun daha içeri kapalı yapısından kaynaklanıyor. Örneğin bu nedenden dolayı da hiçbir zaman Şalom’un THY uçuşlarında olmasını beklemedim. Aksine belki olması bana ilginç gelirdi. Özetle Şalom senelerdir toplumumuzun önemli yapıtaşlarından biri, seneler geçip şartlar değişse de onu daha ileri götürmek için hepimize görevler düşüyor.
Sandy Kohen, 32, Klinik Psikolog, İstanbul
[Şalom bence] bir toplum olduğumuzun göstergesi.
Küçüklüğümden beri Şalom her zaman ailemin evinde vardı. Hiçbir zaman düzenli bir okuyucu veya takipçi olmadım. Ama evde hep olduğu için küçüklükten beri çok sık göz attım.
Şu anda Şalom’u gazete olarak kendi evime almıyorum. İnternet üzerinden takip ediyorum. Kesinlikle eskiye göre çok daha modern ve güncel olduğunu düşünüyorum. Her yaş insan için ve her türlü ilgi alanına göre okunacak materyal olduğunu düşünüyorum.
Şalom’un Yahudi kimliğinin ve değerlerinin devamı, bir topluma ait hissetmek için kritik bir öneme sahip olduğunu düşünüyorum.
[Türkiye toplumunda] genel olarak böyle bir yayın organının varlığından haberleri var mı bilmiyorum. Varsa bile genel Türk toplumu bu dergiyi antisemit söylem unsuru yapıyordur. Sosyal medyada Şalom yazarlarına göndermelerle böyle söylemlere rastladığımı hatırlıyorum.
[Şalom Yahudilerin basılı yayın ihtiyacını karşılıyor mu] emin değilim. Ama kesinlikle kendi toplumumuzun bir basın yayın organının olmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Her yaşa ve ilgi alanına hitap ettikçe de insanların okuma isteğini arttıracaktır ve kendi toplumunun yayınını okuması da yahudi kimliğini geliştirecektir diye düşünüyorum. Yazılı basından daha çok da sosyal medya, internet gibi teknolojinin kullanılması da Şalom’un bilinirliğini ve okunmasını arttıracak ve yeni neslin ilgisini çekecektir.
Eksik olarak şunu söyleyebilirim, Şalom Yahudi toplumunun bir yayın organı ise, kısmen bizim sesimizi temsil ediyor. O nedenle bence belirli konularda daha net duruşunun olması lazım, bazı farklı bakış açılarına da yer vermesi gerektiğini düşünüyorum. Bazen bana sadece tek ve çekingen bir bakış açısı ile Yahudi değerlerini savunduğnu düşünüyorum.
Açıkçası [Şalom’un THY dış hatlar uçuşunda bulunmamasını] hiç düşünmemiştim. THY’de yer alsa aslında Türkiye için ciddi bir modernleşme ve ilerleme göstergesi olurdu.
Genel olarak okuduğum [herhangi] bir gazete yok. Haber almak için köşe yazıları ya da farklı kaynaklar kullanıyorum internet ve sosyal medya üzerinden. Şalom’u ilgimi çeken bir şeyler olduğunda okuyorum. Gündem anlamında pek okumuyorum ama farklı konulardaki yazar ve yazıları okuyorum ve dergiye bakıyorum.
Daryo Levi, 30, Perdeci, İstanbul
Şalom bence yüzyıllardır sürgünlerde kalmış bir milletin, giderek azalmakta ve zorluk çekmekte olan bir milletin, ülke içerisinde kayda değer bir varlık olduğunun etiketi, aynı zamanda tarihe atılmış bir imzası, hafızasıdır. Bu açıdan gerek tarihsel gerek de dönemsel olarak varlığı son derece önemlidir.
Basılı ve geniş toplum tarafından da ulaşılabilir olduğunu düşünürsek cemaatimizin temsiliyeti bakımından gayet faydalı ve yeterli buluyorum. Sadece tarafımıza yapılan nefret suçlarını ve bunlara karşı olan yaptırımları daha sık ve ciddi bir şekilde duyursa daha faydalı bir yaklaşımda bulunmuş olacağını, aynı zamanda dindaşlarımız için de bir güven duygusu oluşturacağını düşünüyorum.
Şalom Gazetesi’ne abone değilim ama gazeteyi de internet sitesini de sıklıkla takip ediyorum.
Viki Benezra, 57, Ev hanımı, İstanbul
Şalom, cemaatimizde olanları, doğum ölüm gibi haberleri öğrenmeme yardımcı olan bir gazate bana göre. İlk ne zaman okuduğumu hatırlamıyorum. Eskiye nazaran şimdiki Şalom Gazetesi’nde cemaatle ilgili daha çok bilgi var. Gençlere daha çok yazım hakkı tanınmış ve daha güncel.
Şalom ile Yahudi kimliğim arasında bir bağ kurmuyorum. Türkiye toplumunun Şalom’dan haberdar olduğunu düşünmüyorum. Şalom’u çok fazla okuduğum söylenemez, Yahudilerin basın ihtiyacını pek karşılamıyor.
Diğer azınlık gazeteleri THY dış hatlarda varsa ve sadece Şalom yoksa bu düşündürücü bir durumdur, olması iyi olurdu.
Şalom’a abone değilim, hiçbir yerden almıyorum, annemlerde arada bir denk gelirsem okuyorum. Gazetenin internet sitesinden ölümleri ve doğumları takip ediyorum. Eskisi kadar gazete okumadığımdan pek takip ettiğim söylenemez açıkçası, haberleri televizyondan takip etmek daha kolay geliyor.
Nevzat Fresko, 62, Tıp Doktoru, İstanbul
[Şalom] benim için mensubu olduğum halde çok yakın olmadığım toplumla bir bilgilendirici, eğitici bağ. [Şalom’u ilk defa okuyalı] asgari 30 sene olmuştur; daha önce evimize gelmezdi sanırım.
[Şalom artık] dış çevre ile daha fazla yakınlaşmaya gayret ediyor gibi. Bu gayretin yöntemleri konusunda rezervlerim var, ancak yapılabileceklerde sınırı koyan Şalom değil sanırım. Ayrıca gerek din ve kimlik aidiyeti gerekse toplum haberleri konularında bilgilendirici yazıların da artmış olduğunu sanıyorum. Gençlerin de belirgin ve olumlu katkıları var. Daha dinamik ve dolu.
[Şalom ile Yahudi kimliğim arasındaki bağı anlatmam] zor; bir beslenme veriyor sanırım bana. Ama işi çok zor; zira benim aidiyet duygum hiç bir din, toplum veya fikir ile çok yakın değil, herşeyi objektif değerlendirip yargılamaya meyilliyim.
[Şalom’un] özellikle ileri yaşlardaki nüfus için çok yararlı olduğunu düşünüyorum. Standart bilgilendirme gazetesi olmanın ve somut bazı çerçevesi dar tutulmuş toplumsal eleştiri ve görüşlerin dışında çağdaş bir siyasi duruş geliştirememiş olmasının eksikliğini daha çok entelektüel ve genç okurlar farkediyordur, ancak bunun nedeninin Şalom veya yöneticilerinde olduğunu, -en azından son 5 senedir- sanmıyorum. Ortam tedbiri elden bırakmamayı gerektiriyor.
Şalom’a aboneyim. Gazeteye her hafta bakıyorum, vakit olmazsa birikenleri toplu okuyorum. Arasıra internete de bakıyorum. Aslında onu daha yoğun izleyebilmem lazım, ama yaş dolayısı ile elde kağıt tutma alışkanlığım var.
Şalom Gazetesi’nin 70. yılı dolayısıyla 7 parça halinde hazırladığımız röportaj dizimizin ikincisi ile yayındayız. Diğer röportajlarımıza ulaşmak için buraya tıklayın.
Yeuda Adoni, 85, Rav, İstanbul
[Öncelikle] üstünde taşıdığı isim Şalom kelimesi huzur ve barışı ifade eder. Şalom Gazetesi, 70 yıldan beri neşredilen, çıkan bir gazete. Bu cemaatimiz için gerçekten faydalı bir şey. Tüm cemaat haberleri, tüm cereyan eden olayları sinagoglarda olsun, derneklerde olsun ailelerde olsun, bütün hadiseleri açığa çıkaran ve bilgi sunan bir gazete.
Ben Şalom’un ilk sahibini tanıdım, rahmetli Avram Leyon. Çok faal bir insandı. Tek başına, tek başına bir gazeteyi yürütüyordu. Şair Paşa Ziya Paşa Yokuşu’nda, -biliyorsunuz İtalyan Sinagogu’nun olduğu sokak- bir hanın içerisinde hemen başında, -orada 1. Karma İlkokulu vardı- okulun hemen yanında bir handa küçük bir odası vardı. Bütün yazı makineleri her şeyi orada idi. Bir hafta içinde röportajlarını olsun, bilgileri, sunduğu haberler olsun hepsini kendi toparlar, kendi yapardı. Gerçekten küçük bir gazete idi o zamanlar, bugünkü gibi büyük değildi. Ve herkes meraklıydı; yani Şalom ne zaman çıktı diye merak ederdi. Ve yazı yazmaya meraklı insan da çoktu, yazılarını, bilabedel tabii, yazarlardı. Ben de “Perasha de la Semana”, Haftanın Peraşası’nı ta o zamandan beri Şalom’da yazarım. Benden başka arkadaşlar da vardı. Ve gördüğüm bir şey vardı benim: Beklerlerdi Şalom Gazetesi’nin çıkacağı günü! Bir hafta. Çıktı mı herkes alır herkes gelir alırdı. Alamayan başkasından faydalanır, okurdu.
Şalom’un sahibi olan rahmetli Avram Leyon gerçekten büyük bir iş yapıyordu. Buna nazaran da o kadar mütevazı bir insandı. Çok çok mütevazı bir insandı, herkesle gazetesinin adı gibi huzur ile yaşayan bir insandı.
Ben Avram Leyon zamanında yazmaya başladım Şalom’a. O zamanlar başka bir gazete de vardı Şabat’tı adı, başka bir gazete de vardı: La Vera Luz. Bütün bu gazetelerin sahipleri rahmetli olunca gazeteler de gitti; ama Şalom’u Hahambaşı sahiplendi. Aldı ve bu gazeteyi devam ettiriyor. Tek bir gazete zaten başka bir ikincisi yok.
Ben gerçekten küçük yaşlardan beri Şalom okurdum. Ve hoşuma giderdi. Niye? Benim küçük yaştan beri kalda konuşmalarım olurdu ve çok etkinliğe katılırdım. Onları yazarlardı Şalom’da. Benim için ne yazdı Şalom merak ederdim, okurdum.
70 yıl içinde Şalom’da büyük ilerlemeler oldu. Bu ilerlemeler yalnız gazete için değil, her sahada oldu. Burada eskiden daktiloyla yazı yazarken, bugün bilgisayar var değil mi? Şalom da tabii o durumda kalamazdı, yok olurdu. Şalom’u daha sonra Hahambaşılık aldı. Yeni gelen nesil, yeni imkanlarla, teknolojiyle tabii daha çok geliştirdi. Bugün çıkan Şalom diğer gazeteler boyunda bir gazete. Her ne kadar haftada bir çıkıyor olsa da, diğer gazeteler kadar önemli. Yazarları da bugün gerçekten çok güzel yazıyorlar. Amatör yazarlar ve profesyonel yazarlar var. Çok güzel haberler yakalıyorlar. Çok güzel röportajlar yapıyorlar. Hafta içinde olan olayları gazeteye çok güzel yansıtıyorlar.
Şalom ile Yahudi kimliğim arasında şöyle bir bağ var: cemaat olaylarını yansıtıyor Şalom. Neler oluyor, neler olması gerekiyor bütün bunlar yansıyor. Bunları öğrenmek yalnız bana değil tüm insanlara zevk verir.
Herhangi bir olay olacaksa veya olmuşsa cemaatte: ‘Bakalım Şalom ne yazmış? Bunu nasıl ortaya çıkarmış? Şalom Gazetesi bunu nasıl yorumlamış?’ diye bir merak oluyor tabii.
Diyebilirim ki, Şalomu okuyan kimse bir eksiklik görmüyor. Çünkü bir hafta içinde olan her şey oraya yansımış oluyor. Okuyan kişi başka bir şey beklemiyor ondan.
Şalom bize her hafta Çarşamba günü gelir. Şalom’u gazeteden takip ediyorum.
Şalom güzel bir gazete ve yazarları da çok güzel yazıyorlar, hazırlanması da çok güzel oluyor. Ben ulu Tanrı’dan bütün yazarlarına ve çalışanlarına başarılar ve sağlıklar diliyorum. Zevkle ve şevkle bu işe devam etmelerini temenni ediyorum.
Rıfat Bali, 69, Araştırmacı-Yazar, İstanbul
Şalom gazetesi benim için bir “azınlık cemaatinin fiili (de facto) resmî sözcüsü” anlamını taşıyor. “Resmî” sıfatını kullanmamın sebebi bu gazetenin kurucusu olan Avram Leyon’un vefatından sonra gazetenin ve isim hakkının Türk Musevi toplumunun sivil liderleri tarafından devralınıp, modernleştirerek cemaatin tek basın organı haline dönüştürülmesidir. Bugün şayet Türk Yahudi Toplumu’nda ellili, altmışlı yıllarda olduğu gibi birden fazla gazete ve/veya dergi yayınlanıyor olsaydı, Şalom o gazetelerden sadece biri olurdu. Ama tek gazete olduğu için ister istemez resmî bir hüviyet kazanıyor. Yahudiliğim ile Şalom arasında herhangi bir bağ kuramıyorum zira zihinsel dünyamın çok uzağında olan bir gazete.
Dijital çağda Türkiye Yahudilerin basın ihtiyacı nedir? Önce onu sorgulamak lazım. Dijital devrim yazılı basının en büyük tehdidi. Bu çağda haberlerin anında dolaştığı ve de güncelleştiği bir ortamda Şalom gibi gazetelerin çağa ayak uydurmaları, hem tam zamanlı profesyonel bir ekibe, hem de hakikatten gazeteci olan (halihazırda Şalom yazarlarının hiçbiri “gazeteci” değildir zira bu onların ikinci yarı zamanlı işleridir. Hayatlarını gazetecilikten kazanmıyorlar) bir ekibe gerek var. Bu da Şalom gibi ufak tirajlı bir gazetenin kaldırabileceği bir şey değil.
Şalom resmî hüviyetinden dolayı geleneksel liderlik siyaseti olan ihtiyatlı ve muhalif olmayan bir tavır içindedir. Resmi olması nedeniyle liderlerin olaylar karşısında gerçekten ne düşündüklerini, hangi siyasi partiye sempati ve/veya antipati ile baktıklarını, olayların perde arkasını hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. Öğrenebilmemiz için 2050/2060 senelerini beklememiz lazım zira yurtdışındaki yabancı Yahudi STK’ların arşivleri ancak o zaman erişime açılacaklardır! Eksikleri budur ve de onarılmayacak eksiklerdir. Faydası ise bir cemaatin resmi tavrının ne olduğu hususunda fikir vermesidir. Bir diğer eksikliği gazetede özgün araştırma ve mülakatların çok az, buna mukabil gereğinden fazla bir şekilde gelenekler ve dini ritüeller hakkında bilgilerin yer almasıdır.
Şalom’a aboneyiz. Sadece gazeteyi takip ediyorum. İnternet sitesini takip etmiyorum zira matbu gazete ile bir farkı yok. Abone olmasaydım internetten takip ederdim.
Solin Paçacı, 28, Operasyon Koordinatörü, İstanbul
Bir gazetede kesinlikle olması gerektiğine inandığım objektifliği göremediğim için ve özellikle sosyal medya haberlerinde kaynak gösterilmeden paylaşılan “yanlış” bilgiler sebebiyle Şalom’u düzenli takip etmiyorum.
Şalom, 70 yıldır cemaat gazetesi olarak önemli bir kültürel simgedir. Fakat üzerlerinde kendilerini tekel görmenin verdiği bir hantallık olduğunu ve kesinlikle sadece belli bir yaş üstünü yakalayabilecek, çağın gerisinde kalmış bir gazete olduğunu düşünüyorum.
Daha çağdaş daha gençleri yakalayan bir tarzda Şalom umarım her zaman yayında olur ve umarım başka cemaat yayınlarının olmasına da vesile olur-öncülük eder.
Lisya Kalma, 30, Yayıncı, İstanbul
Şalom Gazetesi Türk Yahudi toplumun en önemli birleştirici güçlerinden fikrimce. Değeri çok büyük.
Yalnız ben değil, eminim ki, Türk Yahudi toplumunun her bireyinin (aktif olarak takip etseler de etmeseler de) Şalom ile derin bir bağı var. Toplumumuz hakkında güncel haberlerden bilgi sahibi olmanın hepimizin için düşündüğümüzden daha kritik olduğunu düşünüyorum. Hepimizin bu derin bağı kurması çok önemli.
Türkiye’de ne yazık ki çok geniş sayıda bir toplum olmamamıza rağmen Şalom her zaman doğru içeriği veren, gerektiği yerde risk alan cesur bir yayın bence. Faydaları çok fazla, ilk cevabımda söylediğim gibi bu tarz yayınlar toplumu bir arada tutar, birleştirici güçleri çok fazladır. Bu yüzden “iyi ki var” diyorum. “Eksik” olarak tanımlamak istemem bu önerimi, ancak Şalom’da daha çok Yahudi toplumunun insanlarının Şabat ve bayram gecelerinden videolar görmek isterdim.
Ailem [Şalom’a] üye. Her Şabat gecesi ailemin evinde Şalom Gazetesi’ni okumak vazgeçilmez bir ritüelim.
Şalom’un daha çok internet sitesini takip ediyorum. Gündem olsun, kültür-sanat bölümü olsun her zaman, doğru yazarların yazılarının bulunduğu bir gazete Şalom. Özellikle dünyadan Yahudiler hakkında haberler vermesi ve eski mektupları, hikayelerin yayınlanması çok hoşuma gidiyor.
Isaac Haskiya, 78, Dış Ticaret, Kopenhag
Şalom’u ben çocukken babam Ezra evde okurdu ama devamlı bir şekilde değildi! 1945-1950lerden bahsediyorum. Hatırladığım kadarıyla o zamanlar daha fazla Ladino/İspanyol Yahudiliği vardı. Bugün İnternet’te gördüğüm Şalom daha Türkleşmiş, yâni iç ve dış politika haberleri Türkiye zâviyesinden anlatılmaktadır. Yanılıyorum belki!?
Tahminim şu ki Türkiye’de kalan Yahudiler da aynen bu şekilde gelişmiş, yâni çok daha Türkleşmiş. Hem dil bakımından, hem de görüş bakımından. Anlayacağın, bu günün Yahudileri ile benim çocukluğumun İstanbul Yahudileri arasında büyük fark var. Şalom da bu farkı aksettiriyor! Yazarlar da öyle!
Sami Habib, 28, Endüstri Mühendisi, Nürnberg
Şalom benim için –maalesef- gitgide eriyen bir toplumda insanlarımızı bir arada tutan en önemli araçlardan biri. Küçüklüğümüzde her hafta salonda mutlaka görmeye alıştığımız, günler geçtikçe eskisi kadar hayatımızda olmayan bir araç.
Daha dün gibi hatırlıyorum, dedem Sami Habib’in ropörtajını okuduğum günü, belki de ilk kez o kadar detaylı okumuştum gazeteyi. O zamanlar etrafta dedemin ne kadar önemli bir sporcu olduğunu, Şalom’da ropörtajının çıktığını söylüyordum. O günlerden bu günlere gelirsek, belki Şalom çok fazla değişmedi ama maalesef günümüz şartları çok değişti. Artık eskisi kadar elimize almadığımızdan mıdır, okuyacak daha ilginç şeylerimiz olduğundan mıdır bilemiyorum ama Şalom eskisi kadar hayatımızın içinde değil.
Toplumumuz hakkındaki haberleri almak açısından Şalom yeterli sayılabilir aslında, ama belki de toplum içinde daha büyük bir kitleye ulaşmak konusunda sıkıntıları olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar günümüz dünyasında yazılı basın eskisi kadar yaygın olmasa da, şahsen her zaman Şalom’u elime alıp okumayla internetten okumanın aynı olmadığını düşünüyorum. Ancak bunu diyen birisi olarak bile en son ne zaman gazeteyi elime alıp okuduğumu hatırlamıyorum maalesef.
Abone olmadığımdan dolayı yazılı gazeteden ziyade internet sitesini takip etmeye çalışıyorum. Türkiye toplumunun hatrı sayılır bir kısmının böyle bir gazetenin varlığından haberi olmadığını düşünüyorum, bu biraz da Musevi toplumunun daha içeri kapalı yapısından kaynaklanıyor. Örneğin bu nedenden dolayı da hiçbir zaman Şalom’un THY uçuşlarında olmasını beklemedim. Aksine belki olması bana ilginç gelirdi. Özetle Şalom senelerdir toplumumuzun önemli yapıtaşlarından biri, seneler geçip şartlar değişse de onu daha ileri götürmek için hepimize görevler düşüyor.
Sandy Kohen, 32, Klinik Psikolog, İstanbul
[Şalom bence] bir toplum olduğumuzun göstergesi.
Küçüklüğümden beri Şalom her zaman ailemin evinde vardı. Hiçbir zaman düzenli bir okuyucu veya takipçi olmadım. Ama evde hep olduğu için küçüklükten beri çok sık göz attım.
Şu anda Şalom’u gazete olarak kendi evime almıyorum. İnternet üzerinden takip ediyorum. Kesinlikle eskiye göre çok daha modern ve güncel olduğunu düşünüyorum. Her yaş insan için ve her türlü ilgi alanına göre okunacak materyal olduğunu düşünüyorum.
Şalom’un Yahudi kimliğinin ve değerlerinin devamı, bir topluma ait hissetmek için kritik bir öneme sahip olduğunu düşünüyorum.
[Türkiye toplumunda] genel olarak böyle bir yayın organının varlığından haberleri var mı bilmiyorum. Varsa bile genel Türk toplumu bu dergiyi antisemit söylem unsuru yapıyordur. Sosyal medyada Şalom yazarlarına göndermelerle böyle söylemlere rastladığımı hatırlıyorum.
[Şalom Yahudilerin basılı yayın ihtiyacını karşılıyor mu] emin değilim. Ama kesinlikle kendi toplumumuzun bir basın yayın organının olmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Her yaşa ve ilgi alanına hitap ettikçe de insanların okuma isteğini arttıracaktır ve kendi toplumunun yayınını okuması da yahudi kimliğini geliştirecektir diye düşünüyorum. Yazılı basından daha çok da sosyal medya, internet gibi teknolojinin kullanılması da Şalom’un bilinirliğini ve okunmasını arttıracak ve yeni neslin ilgisini çekecektir.
Eksik olarak şunu söyleyebilirim, Şalom Yahudi toplumunun bir yayın organı ise, kısmen bizim sesimizi temsil ediyor. O nedenle bence belirli konularda daha net duruşunun olması lazım, bazı farklı bakış açılarına da yer vermesi gerektiğini düşünüyorum. Bazen bana sadece tek ve çekingen bir bakış açısı ile Yahudi değerlerini savunduğnu düşünüyorum.
Açıkçası [Şalom’un THY dış hatlar uçuşunda bulunmamasını] hiç düşünmemiştim. THY’de yer alsa aslında Türkiye için ciddi bir modernleşme ve ilerleme göstergesi olurdu.
Genel olarak okuduğum [herhangi] bir gazete yok. Haber almak için köşe yazıları ya da farklı kaynaklar kullanıyorum internet ve sosyal medya üzerinden. Şalom’u ilgimi çeken bir şeyler olduğunda okuyorum. Gündem anlamında pek okumuyorum ama farklı konulardaki yazar ve yazıları okuyorum ve dergiye bakıyorum.
Daryo Levi, 30, Perdeci, İstanbul
Şalom bence yüzyıllardır sürgünlerde kalmış bir milletin, giderek azalmakta ve zorluk çekmekte olan bir milletin, ülke içerisinde kayda değer bir varlık olduğunun etiketi, aynı zamanda tarihe atılmış bir imzası, hafızasıdır. Bu açıdan gerek tarihsel gerek de dönemsel olarak varlığı son derece önemlidir.
Basılı ve geniş toplum tarafından da ulaşılabilir olduğunu düşünürsek cemaatimizin temsiliyeti bakımından gayet faydalı ve yeterli buluyorum. Sadece tarafımıza yapılan nefret suçlarını ve bunlara karşı olan yaptırımları daha sık ve ciddi bir şekilde duyursa daha faydalı bir yaklaşımda bulunmuş olacağını, aynı zamanda dindaşlarımız için de bir güven duygusu oluşturacağını düşünüyorum.
Şalom Gazetesi’ne abone değilim ama gazeteyi de internet sitesini de sıklıkla takip ediyorum.
Viki Benezra, 57, Ev hanımı, İstanbul
Şalom, cemaatimizde olanları, doğum ölüm gibi haberleri öğrenmeme yardımcı olan bir gazate bana göre. İlk ne zaman okuduğumu hatırlamıyorum. Eskiye nazaran şimdiki Şalom Gazetesi’nde cemaatle ilgili daha çok bilgi var. Gençlere daha çok yazım hakkı tanınmış ve daha güncel.
Şalom ile Yahudi kimliğim arasında bir bağ kurmuyorum. Türkiye toplumunun Şalom’dan haberdar olduğunu düşünmüyorum. Şalom’u çok fazla okuduğum söylenemez, Yahudilerin basın ihtiyacını pek karşılamıyor.
Diğer azınlık gazeteleri THY dış hatlarda varsa ve sadece Şalom yoksa bu düşündürücü bir durumdur, olması iyi olurdu.
Şalom’a abone değilim, hiçbir yerden almıyorum, annemlerde arada bir denk gelirsem okuyorum. Gazetenin internet sitesinden ölümleri ve doğumları takip ediyorum. Eskisi kadar gazete okumadığımdan pek takip ettiğim söylenemez açıkçası, haberleri televizyondan takip etmek daha kolay geliyor.
Nevzat Fresko, 62, Tıp Doktoru, İstanbul
[Şalom] benim için mensubu olduğum halde çok yakın olmadığım toplumla bir bilgilendirici, eğitici bağ. [Şalom’u ilk defa okuyalı] asgari 30 sene olmuştur; daha önce evimize gelmezdi sanırım.
[Şalom artık] dış çevre ile daha fazla yakınlaşmaya gayret ediyor gibi. Bu gayretin yöntemleri konusunda rezervlerim var, ancak yapılabileceklerde sınırı koyan Şalom değil sanırım. Ayrıca gerek din ve kimlik aidiyeti gerekse toplum haberleri konularında bilgilendirici yazıların da artmış olduğunu sanıyorum. Gençlerin de belirgin ve olumlu katkıları var. Daha dinamik ve dolu.
[Şalom ile Yahudi kimliğim arasındaki bağı anlatmam] zor; bir beslenme veriyor sanırım bana. Ama işi çok zor; zira benim aidiyet duygum hiç bir din, toplum veya fikir ile çok yakın değil, herşeyi objektif değerlendirip yargılamaya meyilliyim.
[Şalom’un] özellikle ileri yaşlardaki nüfus için çok yararlı olduğunu düşünüyorum. Standart bilgilendirme gazetesi olmanın ve somut bazı çerçevesi dar tutulmuş toplumsal eleştiri ve görüşlerin dışında çağdaş bir siyasi duruş geliştirememiş olmasının eksikliğini daha çok entelektüel ve genç okurlar farkediyordur, ancak bunun nedeninin Şalom veya yöneticilerinde olduğunu, -en azından son 5 senedir- sanmıyorum. Ortam tedbiri elden bırakmamayı gerektiriyor.
Şalom’a aboneyim. Gazeteye her hafta bakıyorum, vakit olmazsa birikenleri toplu okuyorum. Arasıra internete de bakıyorum. Aslında onu daha yoğun izleyebilmem lazım, ama yaş dolayısı ile elde kağıt tutma alışkanlığım var.
Paylaş: