Holokost denilince akla daha çok kamplar gelse de soykırımda öldürülen üç Yahudi’den biri Sovyetler Birliği topraklarında kitlesel infazlar sonucu katledildi. Yerel gönüllü güçlerin de katılımı ile…
Terörün Topografyası Müzesi’nde yer alan “Kitlesel İnfazlar: Baltık Denizi’nden Karadeniz’e 1941-1944” (Mass Shootings: The Holocaust From the Baltic to the Black Sea 1941-1944), Almanya’da bugüne kadar bu büyüklükte sergiye dönüşmeyen bir konuya odaklanıyor. Nazi Almanyası’nın yarı askeri milis kuvveti SS ve silahlı kuvvetler Wehrmacht üyeleri, Alman polisi ile yerel gönüllü güçlerinden oluşan dört mobil ölüm / kırım taburunun (Einsatzgruppen) Sovyet topraklarında 2 milyonun üzerinde Yahudi’yi, 30 bin Roman’ı ve 17 bin psikiyatri hastasını öldürmesini…
Başta Almanya olmak üzere dünya genelinde Holokost denildiğinde ilk akla gelenler Auschwitz, Majdanek, Treblinka gibi ölüm kampları olsa da, dağılan Sovyetler Birliği’nin vatandaşları arasında Nazi işgali döneminde topraklarında yaşananlar öncelikli olarak hatırlanmakta. Bunun nedeni ise “Mermilerin Holokost’u” diye adlandırılan ve kamplar dışındaki katliamların Ukrayna, Beyaz Rusya, Baltık ülkeleri ve Rusya’nın batısındaki toplum hafızasında unutturulmaması.
Almanya’ya, Nazilerin Avrupa’nın doğusunda yaptıklarını tarihi belgeler ve fotoğraflarla kitlesel cinayetleri hatırlatan serginin ilk bölümü, ziyaretçilerini katliamların düzenlendiği merkezlere bir harita üzerinde götürüyor. Baltık Denizi’nden Karadeniz kıyılarına uzanan geniş bir alanda…
Haritaya her konulan nokta ölümün ağırlığını taşıyor. En az 500 kadın, erkek ya da çocuğun öldürüldüğü alana bir nokta konuluyor. Noktaların sıklaştığı, beyaz zeminin siyaha dönüştüğü yerler kitlesel cinayetlerin en yüksek olduğu merkezler…
Sergi 1941 yılının Temmuz ayının sonlarında başlıyor. Çünkü bu tarihte SS ve Alman polis güçlerinin Nazi liderliğinin yazılı emri olmadan Yahudileri kadın, erkek ya da çocuk diye ayırmadan vurması başlıyor.
Sergide ziyaretçileri ilk sarsan 29-30 Eylül’de 34 bin Yahudi’nin Ukrayna’nın Kiev şehrindeki Babi Yar Katliamı oluyor. Hemen ardındansa sergide geniş yer bulan bir bölgeye odaklanılıyor, Sovyetler’in Batı sınırında yer alan Volhynia içerisindeki Yahudi nüfusunun büyük bölümü yok edilen Mizocz’a… 1939’daki Stalin-Hitler paktı ile Sovyet sınırlarında bulunan bölgede 1942 yılının Mayıs ile Aralık ayları arasında yaklaşık 160 bin Yahudi katledildi. Ve bu süreç adım adım takip bir zaman çizelgesi ile birlikte sunulmakta…
O dönem Doğu Polonya’da bulunan, bugünse Ukrayna sınırlarında yer alan Mizocz bölgesinin önemi ise Berlin’deki Nasyonal Sosyalist yönetim ile Nazi işgali altındaki Doğu Avrupa’daki yetkililer arasındaki işbirliğini göstermesi.
Zamanla belirli bölgelerde yoğunlaşan katliamlar için bir “infaz turizmi” de başlıyor ve işgal üçlerinin binlerce üyeleri ile yereldeki nüfus doğrudan dahil olmasa da, bu toplu katliamları izlemeye başlıyor.
Serginin devamı Kiev ve Riga başta olmak üzere geniş bir alanda yaşananları okuma ve dinleme olanağı sağlıyor. Kronolojik bir sıra eşliğinde… En ince ayrıntısına kadar…
Almanların bu kitlesel katliamlara nasıl motive olduğunu da sorgulamaya davet eden sergide kurtulanların fotoğrafları ve röportajları da yer alıyor.
Terörün Topografyası Vakfı (Topographie des Terrors) ile Katledilen Avrupalı Yahudiler Anıtı Vakfı (Denkmal für die ermordeten Juden Europas) tarafından ortak düzenlenen sergi 28 Eylül’de başladı. 2017 yılının 17 Mart’ına kadar devam edecek.
Serginin düzenlendiği Terörün Topografyası Müzesi’nin Holokost ve Holokost sonrası Almanya toplumu tarihinde önemli yeri bulunmakta.
Potsdam Meydanı’nın çok yakınında bulunan, bugün müzenin olduğu bölgede 1933 yılından 1945’e kadar Nasyonal Sosyalist terörün merkezi yer almaktaydı: Gizli Devlet Polisi (kendine ait özel hapishanesi ile), SS yönetimi, SS’nin (SD) Gizli Servis ve Reich Güvenlik Baş Dairesi (Reichssicherheitshauptamt). Bu noktadan Nasyonal Sosyalizm’in siyasi muhaliflerinin yurt içinde ve yurtdışında takip edilmesi ve yok edilmesi yönetildiği gibi soykırım bürokratikleştirilmiş ve organize edilmişti.
[…] oldu. Struma gemisi battığında daha İsrail’in kurulmasına yıllar vardı. Rusya’daki pogromlarda binler öldürülürken, Bağdat’ta iki yüze yakın Yahudi katledilirken daha İsrail’in adı […]