Korona döneminde online buluşmaların normalleşmesi dünyaya dağılmış olan Ladino konuşanların sıklıkla bir araya gelmesine vesile oldu. Saraybosna’dan Rodos’a, Edirne’den Viyana’ya geniş bir coğrafyada konuşulan bi dili hala yaşatanlar İsrail, ABD, Kanada, Türkiye, Arjantin, Fransa, ve daha birçok ülkede hayatlarını sürdürüyor.
9 Ağustos’ta Ladino buluşmalarında bir atılım oldu ve farklı ülke ve kurumlardan 8 kişi her Pazar canlı yayınlanacak Enkontros de Alhad (Pazar Buluşmaları) adlı bir talk show başlattı. Bütün program tamamen Ladino gerçekleşti. Zoom’daki yüz kişilik kapasite hızlıca doldu. Youtube ve Facebook üzerinden de canlı yayın yapıldı. Okuma pratiği için birçok kaynak olsa da, bu program Ladino’yu dinlemek ve sesini tanımak için bir ihtiyacı dolduruyor.
Arjantin’deki Sentro Kultural Sefarad’dan Liliana Benveniste’nin açtığı ilk programda katılımcılar Ladino ilgili çalışmalarını ve kendilerini anlatarak başladı. İsrail’deki Sentro Moshe Gaon’dan Eliezer Papo merkezinin kuruluşunu anlatırken Dallas’tan katılan ve Ladino öğrenenler arasında çok tanınan İzmirli Rachel Amado Bortnick son dönemde Amerikan Sefarad Kardeşliği (La Ermandad) üzerinden verdiği derslerden ve en büyük Ladino grubu olan Ladinokomunita’dan bahsetti. La Ermandad’ın verdiği diğer Ladino dersinin öğretmeni olan Bryan Kirschen ise Sefarad olmayan bir Yahudi aileden gelip bu dile nasıl bağlandığını, özellikle bu yaz verdiği online derslerden bahsetti.
İstanbul’dan Karen Gerşon Şarhon: Dilimiz Yaşıyor, Yaşatıyoruz
Shmuel Refeal Bar İlan Üniversite’sindeki Salti Ensititüsü’nün dil çalışmalarından ve İsrail’de Ladino öğretiminden, Paris’teki Aki Estamos (Buradayız) dergisinden Jenny Laneurie ise hem yayından hem ailesinden bahsetti. Grubun İstanbul’daki üyesi Karen Gerşon Şarhon da Sentro Sefaradi (İstanbul Sefarad Merkezi) adına konuştu. Sefarad Yahudilerinin dili ilgili Türkiye’deki en önemli isim olan Karen şu anda (maalesef) Ladino yayınlanan tek süreli yayın olan, editörlüğünü yaptığı El Amaneser’den ve İstanbul’da tüm gün süren geleneksel Uluslarası Ladino Günü’nünden bahsetti. Bunun dışında Türkçe çıkan Şalom gazetesinin her hafta bir (nadiren iki) sayfa bastığı Ladino kısmı da düzenleyen Karen korona sırasında gençlerden dile ilginin arttığını, birçok yeni yazar kazandıklarını söyledi. En önemlisi de Ladino’dan hep “öldü, ölüyor, ölecek” diye bahsedilmesinin aksine, dilin yaşadığını, gençlerden ilginin arttığını, ve bu gibi programlarda konuşarak dilin canlılığının kanıtlandığını söyledi.
Saraybosna, İzmir, İstanbul, Selanik gibi farklı Sefarad toplumlardan gelenlerin konuşmaları Ladino içindeki bölgesel bazı farkları da göstermiş oldu. Balkanlardan gelen Eliezer Papo konuşmak (avlar), yapmak (azer) ve cep (aldikera) gibi birçok kelimenin başına f harfi ekleyip favlar, fazer ve faldikera derken Türkiyeliler bu f eklemesini yapmıyor.
Halk Kahramanı Djoha (Coha)
Bu tanıtımların ardından tüm katılımcılar Sefarad folkloründe önemli bir yeri olan Djoha’dan birer veya ikişer hikaye anlattılar. Sefarad kültürüne Osmanlı’nın Nasreddin Hoca’sından giren bu karakter karşımıza bazen açıkgöz, bazen şapsal, bazen Yahudi bazen Türk olarak çıkıyor ama mutlaka güldürüyor. Yaygınca bilinen ve bu programda da anlatılan bir hikayeye göre Djoha bir gün güvende olsun diye parasını üstüne iyice saklıyor ve eve dönerken hırsızlara yakalanıyor. Eli bıçaklı hırsızlar Djoha’nın üstünü arayıp tarayıp hiçbir şey bulamıyor. Rahatlayan Djoha, bakın bende bir şey yok deyince hırsızlar, iyi o zaman bunu keselim diye sinirleniyorlar. Bunun üzerine Djoha ‘Yahu siz de biraz iyi arayın, bir tekrar arayın’ diyor.
Programa her Pazar bu sayfadan takip edebilirsiniz.
Korona döneminde online buluşmaların normalleşmesi dünyaya dağılmış olan Ladino konuşanların sıklıkla bir araya gelmesine vesile oldu. Saraybosna’dan Rodos’a, Edirne’den Viyana’ya geniş bir coğrafyada konuşulan bi dili hala yaşatanlar İsrail, ABD, Kanada, Türkiye, Arjantin, Fransa, ve daha birçok ülkede hayatlarını sürdürüyor.
9 Ağustos’ta Ladino buluşmalarında bir atılım oldu ve farklı ülke ve kurumlardan 8 kişi her Pazar canlı yayınlanacak Enkontros de Alhad (Pazar Buluşmaları) adlı bir talk show başlattı. Bütün program tamamen Ladino gerçekleşti. Zoom’daki yüz kişilik kapasite hızlıca doldu. Youtube ve Facebook üzerinden de canlı yayın yapıldı. Okuma pratiği için birçok kaynak olsa da, bu program Ladino’yu dinlemek ve sesini tanımak için bir ihtiyacı dolduruyor.
Arjantin’deki Sentro Kultural Sefarad’dan Liliana Benveniste’nin açtığı ilk programda katılımcılar Ladino ilgili çalışmalarını ve kendilerini anlatarak başladı. İsrail’deki Sentro Moshe Gaon’dan Eliezer Papo merkezinin kuruluşunu anlatırken Dallas’tan katılan ve Ladino öğrenenler arasında çok tanınan İzmirli Rachel Amado Bortnick son dönemde Amerikan Sefarad Kardeşliği (La Ermandad) üzerinden verdiği derslerden ve en büyük Ladino grubu olan Ladinokomunita’dan bahsetti. La Ermandad’ın verdiği diğer Ladino dersinin öğretmeni olan Bryan Kirschen ise Sefarad olmayan bir Yahudi aileden gelip bu dile nasıl bağlandığını, özellikle bu yaz verdiği online derslerden bahsetti.
İstanbul’dan Karen Gerşon Şarhon: Dilimiz Yaşıyor, Yaşatıyoruz
Shmuel Refeal Bar İlan Üniversite’sindeki Salti Ensititüsü’nün dil çalışmalarından ve İsrail’de Ladino öğretiminden, Paris’teki Aki Estamos (Buradayız) dergisinden Jenny Laneurie ise hem yayından hem ailesinden bahsetti. Grubun İstanbul’daki üyesi Karen Gerşon Şarhon da Sentro Sefaradi (İstanbul Sefarad Merkezi) adına konuştu. Sefarad Yahudilerinin dili ilgili Türkiye’deki en önemli isim olan Karen şu anda (maalesef) Ladino yayınlanan tek süreli yayın olan, editörlüğünü yaptığı El Amaneser’den ve İstanbul’da tüm gün süren geleneksel Uluslarası Ladino Günü’nünden bahsetti. Bunun dışında Türkçe çıkan Şalom gazetesinin her hafta bir (nadiren iki) sayfa bastığı Ladino kısmı da düzenleyen Karen korona sırasında gençlerden dile ilginin arttığını, birçok yeni yazar kazandıklarını söyledi. En önemlisi de Ladino’dan hep “öldü, ölüyor, ölecek” diye bahsedilmesinin aksine, dilin yaşadığını, gençlerden ilginin arttığını, ve bu gibi programlarda konuşarak dilin canlılığının kanıtlandığını söyledi.
Saraybosna, İzmir, İstanbul, Selanik gibi farklı Sefarad toplumlardan gelenlerin konuşmaları Ladino içindeki bölgesel bazı farkları da göstermiş oldu. Balkanlardan gelen Eliezer Papo konuşmak (avlar), yapmak (azer) ve cep (aldikera) gibi birçok kelimenin başına f harfi ekleyip favlar, fazer ve faldikera derken Türkiyeliler bu f eklemesini yapmıyor.
Halk Kahramanı Djoha (Coha)
Bu tanıtımların ardından tüm katılımcılar Sefarad folkloründe önemli bir yeri olan Djoha’dan birer veya ikişer hikaye anlattılar. Sefarad kültürüne Osmanlı’nın Nasreddin Hoca’sından giren bu karakter karşımıza bazen açıkgöz, bazen şapsal, bazen Yahudi bazen Türk olarak çıkıyor ama mutlaka güldürüyor. Yaygınca bilinen ve bu programda da anlatılan bir hikayeye göre Djoha bir gün güvende olsun diye parasını üstüne iyice saklıyor ve eve dönerken hırsızlara yakalanıyor. Eli bıçaklı hırsızlar Djoha’nın üstünü arayıp tarayıp hiçbir şey bulamıyor. Rahatlayan Djoha, bakın bende bir şey yok deyince hırsızlar, iyi o zaman bunu keselim diye sinirleniyorlar. Bunun üzerine Djoha ‘Yahu siz de biraz iyi arayın, bir tekrar arayın’ diyor.
Programa her Pazar bu sayfadan takip edebilirsiniz.
Paylaş: