Arşiv Göze Çarpanlar

Diyarbakır Meryem Ana Süryani Kadim Kilisesi 20 Kişilik Cemaatiyle Ayakta Kalmaya Çalışıyor

Kaynak: Mavri Thalassa, Gizem Yılmaz

Diyarbakır/ Suriçi Meryem Ana Süryani Kadim Kilisesi’ne adım attığımda yüzyıllar boyu ayakta kalmış bir yapı, büyük bir vakurluk ve sessizlikle karşılıyor beni. Milattan önce güneş tapınağı olarak kullanılan bir mabedin üzerine 3. Yüzyılda kurulan Meryem Ana Süryani Kadim Kilisesi, tarihi hücrelerinize kadar hissedebileceğiniz bir inanç merkezi.

Dünyanın gelmiş geçmiş en kadim halklarından Süryani Ortodoksların ibadet yeri olarak kullandıkları, inançlarını yüzyıllar boyunca yerine getirebilen kilise şimdi cemaat sayısının azalmasıyla Diyarbakır’dan dünyaya yükselen sessiz bir çığlık gibi.

Mar Yakup’un bu kilisede yapılan bir sinod kararı ile Nusaybin Piskoposluğuna yükseltilmesi, Süryani edebiyatının önemli isimlerinden Suruçlu Mar Yakup’un (ö.521) ve Mar Yakup Barsalibi’nin (ö. 1171) mezarlarının burada olması kilisenin önemini artırıyor. Ancak, 1915 yılına kadar Süryanice, Osmanlıca, Arapça ve Fransızca eğitim verilen bir okula sahip olan hatta özel bandosunun bulunduğu kilise bugün yalnızlığın ortasında 20 kişilik cemaatiyle ayakta kalma savaşı veriyor.

Aslın Mardin Midyatlı Saliba Açış, 20 yıldır kilisede görev yapıyor. Çalışkan, güler yüzlü bir ev sahipliğiyle karşılıyor konuklarını. Sohbetimiz sırasında sık sık “barış” sözcüğünü vurguluyor. Dünyanın dört bir tarafında yaşayan Süryanileri sorduğumuzda ise “Keşke hepsi burada kalmış olsaydı hiç dağılmasaydık. İster istemez azınlık olarak kalıyorsun. Şu anda bir ayin yapıyoruz daha önceki yıllara baktığımızda, o zamanlar kilise çok kalabalık oluyordu, içinde bulunduğumuz avlulara kadar taşıyordu. Bu kişilerin hepsi gitti yirmi kişi kaldık” diyor.

Dünyanın en kadim halklarından birisiniz Süryaniler denince akla neler gelmeli?

Süryani, çoğu zaman bir inanç bir mezhep sayılsa da aslında bir ırktır. Bütün Süryani Ortodoks Kiliselerinin üzerinde Süryani Kadim Ortodoks yazar. İnanç olarak Hristiyan’ız, mezhep olarak Ortodoks’uz.

Asuriler, Keldaniler ve Süryaniler arasındaki farklar neler?

Aralarındaki fark imparatorluk. Biz Süryaniler Aramiyiz. Keldaniler de Süryanilerin bir kolu. Biz Mezopotamya diyoruz, Zaten Süryanilerin ilk yeri Mezopotamya. Onlara atalarımız diyoruz, Süryanilerin ataları Asurlular ve Aramiler. İmparatorluklardan sonra Süryaniler ikinci bir devlet tercih etmedi. O yüzden din ve devlet işlerini birbirinden ayırt ederek tamamen inanç üzerinden gitti. O yüzden biz kendimize Asuri de Arami de demiyoruz. Süryani diyoruz.

Kültürünüzü tam anlamıyla yaşayabildiğinizi düşünüyor musunuz?

Evet kesinlikle. Hala daha eskisi gibi devam ediyoruz.

Ailenizden bahsedebilir misiniz? Aile büyükleriniz yaşadıkları trajedileri size aktardılar mı?

Tabi ki hem onların yaşadıkları şeyler hem de bizim gördüğümüz şeyler, baskılar oluyordu. Bunları baskıları kendimiz de aynı şekilde yaşadık. Mesela Müslüman olan komşu köylerden bize uygulanan baskılar olurdu ve bizden öncekilerde benzer şeyler anlatılırdı. 

Şu anda Türkiye’de kaç Süryani yaşıyor dünyada dağılmış kaç Süryani var?

Diyarbakır’da Süryani olarak dört aile, toplam yirmi kişiyiz. Bazıları farklı sayılar söyleyebilir bu kesinlikle doğru değil. Tabii aslı, ataları Ermeni olan, Süryani olan şu anda da aslımız budur diyen kişiler var. Asıl ayrı bir mesele tabii ki kimse aslını inkâr etmez. Bu ayrı bir konudur. Şu anda kilisemize tabii olan Süryani sayısı yirmi kişi. Bazı dernekler oluyor (mesela Süryani Kültür Derneği) kendilerine Süryani-Müslüman diyorlar. Öyle bir şey yok. Biz bunlara Süryani diyemeyiz çünkü kendileri Müslümanlığı yaşıyorlar. Türkiye’de yaklaşık olarak 20.000 30.000 civarında Süryani var. Dünyadaki dağılmışlık Avrupa ülkelerinden en çok İsveç’edir. Diğer ülkelerden en çok nüfusa sahip oldukları ülke Hindistan, 1,5 – 2 milyona yakın Süryani Hindistan’da yaşamaktadır. Hepsi buradan göç etmektedir. Bunların haricinde Amerika’da, Kanada’da, Almanya’da da yoğunlukla Süryaniler yaşamaktadır.

Peki bu dağılmışlık sizi etkiliyor mu?

Keşke hepsi burada kalmış olsaydı hiç dağılmasaydık. İster istemez azınlık olarak kalıyorsun. Şu anda bir ayin yapıyoruz daha önceki yıllara baktığımızda, o zamanlar kilise çok kalabalık oluyordu, içinde bulunduğumuz avlulara kadar taşıyordu. Bu kişilerin hepsi gitti yirmi kişi kaldık.

Daha önce ayrılmış olan ailelerden Türkiye’ye geri dönmek isteyen veya dönenler var mı?

Tabi ki hepsi olmasa da çoğu dönmek ister. Ama önce ülkemizin o güvenceyi sağlaması lazım. Biz Ortodoks Süryaniler olarak barışçıl bir ırkız. Din ve devlet işlerini birbirinden ayrı tutmamızın sebebi budur. Devletle de oturup kalktığımız olmuştur. Biz örgütleşmedik silaha ve şiddete karşıyız. Tabi ki dönmek istiyoruz çünkü anavatanımız burası, topraklarımız burası. Biz Farklı bir yerden gelmedik. Ancak dönmek için şu anki şartlar pek de elverişli değil. 

Hangi dilleri konuşabiliyorsunuz, kendi dilinizi yaşatmak için neler yapıyorsunuz?

Ben üç dili anadilim gibi biliyorum; Süryanice, Kürtçe ve Türkçe. Kendi dilimizi Elimizden geldiğince yaşatmaya çalışıyoruz. Tabii okullarımız resmi olmadığı için bu biraz zor. Çocuklara da fırsatımız olduğunca öğretiyoruz, manastırlara gönderiyoruz. Kendim de daha önceden Süryanice öğretmenliği yaptım.

Çocuklar okula giderken dillerini konuşmakta sorun yaşıyor mu?

Resmi dil Türkçe olduğu için okullarda Türkçe konuşmak zorundalar.

İnancınızı özgürce yaşayabiliyor musunuz?

Şu anda evet yaşayabiliyoruz.

Müslümanlaştırılmış Süryaniler ile iletişiminiz nasıl?

Herkesle iletişimimiz iyi. Ama ben bunu şu şekilde söyleyebilirim; eğer Süryani ise Süryani’dir, Kürt’se Kürt’tür; Müslüman’sa Müslüman’dır, Hristiyan’sa Hristiyan’dır. İnanç böyle. Ben insanları bu şekilde kandırmaya karşıyım. Eğer kendine Süryani diyorsa o kişi o zaman ya kendi aslına dönecek ya da Süryani’yim demeyecek. Herkesin dedeleri ataları Süryani’dir Ermeni’dir bu zaten böyle. Herkes farklı yerlerden gelmiş veya gönderilmiş. Sonradan Müslüman olmuşsan, Müslümanlaştırılmışsan ve şu an özüne dönmüyorsan kendine Süryani demek bence insanları kandırmak. 

Süryanilerin toplumdan beklentileri neler. Nasıl bir ortamda yaşamak isterdiniz?

Tamamen barışçıl şekilde ve kardeşçe yaşamak tercihimizdir. Herkesi de böyle barışçıl bir şekilde davet ederiz. İster Müslüman olsun ister Hristiyan olsun bundan sonra beraber kardeşçe yaşamamız lazım.