Üç bölümden oluşan ve birinci bölümüne buradan ulaşabileceğiniz röportajın ikinci bölümünü sizlerle paylaşıyoruz. Keyifli okumalar.
A.Muzaffer Erol: Görüşmeler yaptığınız İsrail’deki Kürt Yahudilerinin demografik yapısı, hangi şehirlerde ikamet ettikleri, hangi mesleklerle uğraştıkları konusunda bilgi verebilir misiniz?
Duygu Atlas: İsrail’de yaşayan, 150 – 200 bin civarında Kürt Yahudisinden bahsediyoruz. Bu rakam tabii ki sadece Irak Kürdistan’ından gelenler değil, Suriye, İran ve Türkiye’den gelenlerle birlikte, toplam nüfusun bu rakamlar arasında olduğu düşünülüyor. Özellikle Kudüs ve çevresinde yaşıyorlar. Bunun dışında İsrail’in kuzey ve güneyinde sınırlara yakın yerleşimlerde yaşıyorlar. Mesela Yardena, Shtula gibi moşavlar Kürtler tarafından kurulmuş. Şu anda İsrail’in hemen hemen her yerinde olduklarını söyleyebiliriz ama kültürel etkilerin en fazla görüldüğü yerin Kudüs olduğu düşünülebilir. Kuliner yaşam, mutfak kültürü, gece hayatı bağlamında Kudüs’ün dışına taşmaya başlayan bir etki söz konusu, mesela Azura isimli Kudüs’te kurulmuş bir restoran, Tel Aviv’de de bir şube açtı, çünkü Tel Aviv’den de talep var. Ama Yahudi Kürtlerle karşılaşmak için Kudüs en güzel yerlerden birisi.
Avrupa’dan gelen Yahudiler İsrail’e göç ettiklerinde, Kürtler ile karşılaştırıldığında daha eğitimlilerdi, daha geniş bir networkleri vardı, İsrail’in merkezine yerleştiler. İş bulma olanaklarına daha çok sahiplerdi, ama Kürtlerin yerleştirildikleri yerlere bakıldığında merkezi değil kuzey ve güneyde çevre yerleşimleri görüyoruz. Dolayısıyla eğitim ve istihdam olanakları Aşkenazlara göre daha kısıtlıydı ve kızların okula gitmesine gerek olmadığı gibi kültürel kodlar da vardı. Bizim dinlediğimiz ilk kuşak hikayelerinde bu tür bilgiler çok fazla vardı. Mesela küçüklüğünden beri yazar olmak istediğini belirten ve İbranice-Aramice sözlük yazan görüşmecimizin ailesi ona “sen kızsın senin okumana gerek yok” demişler. O da inat edip, hem küçük yaşta çamaşırcılık yapıp para kazanmış hem de eğitimine devam etmiş, bu şekilde ilk İbranice-Aramice sözlüğün yazarı olmuş.
AME: İlk kuşak hangi mesleklerle uğraşabilmiş?
DA: Eğitimsizlik nedeniyle daha çok yol yapımlarında, inşaatlarda çalışmışlar. Toplum içerisindeki pozisyonlarını yükseltmek için, Aşkenazların İsrail’i kurma söylemlerine karşı “ülkeyi biz de kurduk, biz inşa ettik” söylemini kullanmaya başlamışlar. Sürekli bir kendini kanıtlama ihtiyacı içerisinde olmuşlar. 17 senedir orada yaşayan birisi olarak İsrail’in bütün kültürlerin biraraya geldiği, kaynaştığı bir yer olmasından dolayı Kürtlerin yıldızlarının çok parladığını düşünüyorum. İsrail’deki neredeyse her şef restoranında mutlaka menüde bir Kürt yemeği var. “Kurdish Pastry” olarak geçiyor, çünkü özellikle Kudüs’ün şehir hayatının ve dokusunun önemli bir parçası haline gelmiş durumda Kürtler. İlk geldiklerinde tablalar üzerinde börek, limonata satmışlar, çok zorluk çekmişler ve bunlar daha sonra bugün Mahane Yahuda olarak bilinen ünlü pazar yerinin oluşmasında çok önemli bir rol oynamış. Şimdi ise politikaya da bağlarsak, İsrail’in bölgedeki, 7 Ekim sonrasında da gözlemlenen yalnızlığı ile Kürtlerin IŞİD’e karşı savaşmış olmaları birleştiğinde tüm bu faktörler Kürtlerin İsrail’deki konumunu besleyen şeyler gibi geliyor bana.
AME: Şu anda gastronomi alanının dışında İsrail’de bilim, siyaset, devlet bürokrasisi gibi alanlarda yükselme konusunda Kürt Yahudilerin durumu nasıl?
Mesut Alp: Tabii bunların hepsine haiz, bunların hepsini yapabiliyor Kürtler. Bakanlıktan tutun, orduda büyük komutanlıklara kadar, ana haber sunuculuğuna kadar yani her yerde varlar, çünkü öyle bir engel yok İsrail’de fiziken. Duygu’nun söylediği gibi ilk İbranice-Aramice sözlüğü yazan bir görüşmecimiz oldu. Maalesef kabinenin en radikal sağcı bakanı Ben Gvir, Kürdistan’dan gelen bir ailenin çocuğu olarak Kudüs’te doğmuş.
Kürtler dünyanın her yerinde, “her yerde ülkeler inşa ettik bir Kürdistan’ı kuramadık” derler. Yani her yerde inşaat sektörüne girme nedeni dili bilmemesi, gastronomiye girme nedeni dili bilmemesi. Kürt bir Yahudi ailenin çocuğu olarak Kudüs’te doğan, bizim de konserine gittiğimiz İlana Eliya İsrail’de önemli bir sanatçıdır. Onun konserinde tanıştığımız birisi kızının bir televizyon kanalında anahaber bülteni sunduğunu söyledi. İlk kuşak görüşmecilerimiz, iyi yerlere geldiklerini göstermek istiyorlardı.
Bahar Başer: Benim mülakatlarımda da çok çıkmıştı. Hemen oğlunun orduda ya da polis teşkilatında önemli yerlere geldiğini söyleyen görüşmecilerim olmuştu. İlk kuşağın yaşadığı sıkıntıları ikinci kuşağın yaşamadığını gösterme kaygısı da var.
AME: Diğer Yahudi gruplarla ilişkileri nasıl karışık evlilikler var mı?
DA: İlk nesilde karışık evlilik yokmuş. Sadece Kürt-Kürt evliliği değil, aynı yerlerden gelen Kürtler arasında evlilikler oluyormuş ama artık sonraki kuşaklarda böyle birşey yok. İsrail’in asimile edici gücü çok fazla, dolayısıyla ikinci kuşakta direkt kayboluyor bu tür alışkanlıklar.
AME: Mizrahi tanımlaması İsrail’e göç eden ve Aşkenaz olmayan neredeyse bütün Yahudilerin üstüne otomatik olarak yapışan bir tanımlama. Bu tanımlamayı sahipleniyor mu Kürt Yahudiler?
DA: Kürt Yahudileri Arap ülkelerinden gelenlerin içerisinde kabul ediliyorlar, ama kendilerini belirttiğimiz gibi Mizrahi olarak değil Kürt olarak tanımlıyorlar. Türkiye’den gelen Sefaradlarla da ilişki içerisinde değiller. Bahsettiğimiz Azura restoranın sahibi Diyarbakır’dan gelmiş ve diğer Kürt Yahudilerle ilişki içerisinde.
Güliz Vural - Eti Feller'in aile albümünden bir sayfa, Kudüs, 2023
DA: Kürtler ilk başlarda çok hor görülmüş bir toplum İsrail’de. Aşkenazların domine ettiği bir siyasi kültürden bahsediyoruz İsrail’de. Siyasi kültür çok beyaz ve çok Avrupa merkezli. Mizrahileri eğitimsiz, geri bir grup olarak görüyorlar. Yahudiler Avrupa’dayken cahil ve eğitimsizlere “Yunan” derlemiş. İsrail’e göç ettikten sonra cahil ve eğitimsizlere “Kürt” demeye başlamışlar.İsrail’de bu maalesef azalmakla birlikte hala devam eden ve duyduğumda düzeltmeye çalıştığım birşey, mesela bir şey anlamıyorsun, sana diyor ki, kalın kafalı anlamında, “Sen Kürt müsün?”.
MA: Biz İsrail’de böyle bir durumla karşılaştık. Yafo’da bir grup gezdiriyordum ve Kürt lafını duydum, önce tam olarak anlayamadım ve sormaya karar verdim. Israrım sonucunda Duygu “burada birşey anlamadığında Kürt müsün denilir” dedi. Bunun da tabii bir arka planı var kendine göre. Kürtler belki de diğer göçmen grupları içerisinde İbranilerle yerelde irtibata geçmiş olan en eski gruptur. Eski İbranilerin dili Aramice ve geldiği coğrafyanın dili olan Kürtçe konuşuyorlar. Bunun için çemberin dışında kalıyorlar dil konusunda. “Anlamıyor musun, Kürt müsün?” meselesi buradan kaynaklanıyor.
AME: Türkiye’den göç etmiş Kürt Yahudilere ulaşma şansınız oldu mu?
DA: Türkiye’nin doğusundan gelen Yahudiler çok dağınıklar ve çok uzun zaman içinde geldikleri için çok fazla görmüyorsunuz maalesef. Mesela sinagogları var, ama cemaat artık iyice küçülmüş çünkü birinci nesilden neredeyse kimse kalmamış, hayatta değiller.
MA: 2-3 yıl önce sosyal medya aracılığıyla, anonim bir isimle, Antep’ten bana ulaşan birisi oldu. Antep’te halen yaşayan 5 – 6 aile olduğunu söyledi. Aralarından bir kişinin yeni öldüğünü, gizlice dua ederek ve ölen kişinin Yahudi olduğunu gizleyerek defnettiklerini söyledi. Ben de neden gizlendiklerini sordum, cevaben “bizim sinagogumuz şu anda sergi salonu” dedi.
İsrail’de ise Türkiye’den geldikleri şehre göre değişen bir kimlik inşa etmişler. Mesela Duygu Urfa’dan gelen Yahudilerin gecelerine gitmişti. Sıra gecesi neyse İbrahim Tatlıses neyse o kültür devam eder. Onun için buraya göç etmiş Urfalı Yahudilerde politik bellek çok güçlü değildir. Örneğin bir Diyarbakır değildir. Diyarbakır Yahudisi restoran işletmesine rağmen oturup sohbet ettiğinde politika konuşur seninle. En son gittiğimizde, oturdu iki saat bizimle politika konuştu.
DA: Evet 7 Ekim üzerine konuştuk.
MA: Onun için mesela Mardin’den gelen Kürt Yahudileriyle konuştuğunuzda çok fazla Kürdistan, lider gibi ifadelerle karşılaşmamanız, politik anlatılar duymamanız geldiği yerden kaynaklanan bir kimlik. Mesela Mardin Yahudisiyle İsrail’de karşılaştığınızda eminim ki ilk anlatacağı, Berdan Mardini, Sıla dizisi vesaire olacaktır çünkü büyük bir ihtimalle şehrini böyle satıyordur arkadaşlarına, kendisini böyle tarif ediyordur.
AME: Dinle ilişkileri nasıl, Şabat’a bakıyorlar mı mesela?
DA: Biraz dindar bir grup, gelenekselcilik olduğu söylenebilir. Şabata bakıyorlar. Sonraki kuşaklarda da dindarlık söz konusu. Bu gelenekselciliğin ve dindarlığın siyasal davranışa da sirayet ettiğini düşünüyorum. Ağırlıklı olarak sağa yönelmişler.
AME: İsrail’deki politik yönelimleri, politikleşme deneyimleri hakkında gözlemleriniz neler?
MA: Dünya Kürtleri içerisinde ilk kez Kürtlerin sağcı olduğu bir Kürt komünitesi gördüm, İsrail Kürtlerinin %95’i sağcı diyebilirim. Bu beni şok etmişti, Netanyahu’nun fotoğraflarını evlerine asan görüşmecilerimiz oldu ya da aşırı dindar olan Kürt Yahudilere rastladık. Çok şaşırmıştım.
BB: Daha önce belirttiğim gibi ben zaten siyasal yönelim ve politik aktivizm deneyimlerini görme fikriyle yola çıkmıştım. İsrail siyasetine Kürt Yahudilerin etkileri nelerdir, İsrail neden Kürdistan’ı destekliyor gibi sorularla yola çıkmıştım. İsrail’e gidip de bu konuda neredeyse hiçbir şey bulamamak, Avrupa’daki Kürt diasporası ile karşılaştırıldığında potansiyele rağmen, sistematik bir mobilizasyon görmemek çok ilginçti. Ama siyasi aktivizm konusunda değerlendirilebilecek kimi örnekler tabii ki var. Mesela Duygu ile birlikte bulduğumuz dergilerden birisinde Molla Mustafa Barzani’ye İsrail’deki Kürt Yahudilerden yazılmış bir destek mektubu bulmuştuk. Bir savaş, kriz anında komünitenin yazıp, imzaladığı bir destek mektubu. Dolayısıyla Halepçe, Anfal gibi kriz zamanlarında yükselen bir aktivitizm olarak düşünülebilir. Bunun dışında yardım kampanyaları, küçük protestolar elbette var. Hala da olmaya devam ediyor.
IŞİD ile savaş sırasında Kürtlerin ve Kürt kadınlarının yükselen imajı, İsrail’deki Kürdistanlı Yahudi komünitesini etkiliyor ve Kürt olmak bir gurur vesilesine dönüşebiliyor. Gençlerde ilgi yeniden alevlenebiliyor.
Mesut Alp Kudüs, 2023 Dans eğitmeni ve dahol oyuncusu Liron genç bir öğrencisiyle birlikte
AME: Newroz kutlamalarını İsrail’de yapıyorlar mı, göç sonrasında geleneklerdeki ritüellerdeki dönüşümler nasıl?
DA: Seharane dedikleri bir kutlamaları var, Yahudi Newroz’u denilebilir. Baharın gelişini kutladıkları bir bayram ama Faslıların, Hamursuzdan bir gün sonra kutladığı Mimouna bayramına denk geldiği için 1970lerde Ekim ayında yapmaya karar veriyorlar bu kutlamayı. Son yıllarda Kürdistan’daki Kürtlerle, İsrail’deki Yahudi Kürtleri birbirlerine yakınlaştırmak için Seharane bir platform görevi de görüyor. Bu kutlamalara Suriye’den, Rojava’dan gelenler oluyor, Kürt diasporasından sanatçıların gelip sahne aldığı bir aktivizm alanı gibi.
AME: Görüşmecilerinizden bir tanesi Kürt toplumu müzesi kurmak istediğini belirtiyor. İsrail’de Kürdistan Yahudilerinin hafızasına ve kültürüne dair çalışmalar yapılıyor mu?
DA: Babil Yahudileri Müzesi var İsrail’de ancak bu müze içerisinde Kürtler maalesef kendilerine fazla yer bulamıyor. Bağdat Yahudileri domine ediyor denilebilir. Sergide mesela Kürdistan Yahudileri haritada geçiyor ama onun dışında hiçbir şey yok haklarında. Lübnan sınırındaki Shtula ve Yardena moşavlarında küçük müzeler var ve bu yerleşim yerlerinde Kürt kültür geceleri düzenleniyor. Kürt kültürünü, danslarını, yemeklerini tanıtan organizasyonlar yapılıyor. O yüzden çok güzel olabilir bence Kürdistan Yahudileri Müzesi gibi bir şey olsa. Görüşmecimiz fikren böyle bir hazırlık olduğunu, bir miktar para da topladıklarını söylemişti ama olur mu olmaz mı emin olamadım ben açıkçası.
BB: 7 Ekim’den sonra daha da zor olabilir. Ben de Tel Aviv’deki Diaspora Müzesi’ne gittim. Arşivlerden Kürdistan’ın hangi köyünden kaç kişi geldi gibi bilgiler vardı. Ama genel olarak yani Kürtler nasıl “Türkiye’de yaşayan herkes Türktür” söylemi içerisinde kayboluyorsa ya da özellikle kaybediliyorsa aynı şey orada da vardı yani Mizrahim grubunun içerisinde biraz bahsediliyorlar. Arap Yahudiler içerisinde öylece bahsediliyorlar, “Kürtler de vardı” gibi. Akademik olarak da sistematik olarak çok az çalışma var. Birkaç İbranice kitap gördük ama onun dışında herşey Bağdat Yahudileri üzerineydi. Mesela Netflix’de çok güzel bir belgesel var Remember Bagdat adında, Yahudilerin Bağdat’tan nasıl sürüldüklerini anlatıyor ama Kürdistan Yahudilerinin tecrübeleri çok farklı. Onlar pogromlara uğramıyorlar. Belgeselde görülebileceği gibi Bağdat’taki Yahudilerin hem yöneticilerle ilişkileri var hem de ekonomik olarak daha farklı bir konuma sahiplerdi. Kürdistan Yahudilerinin o zaman Irak’taki ve şimdi Israil’deki sosyopolitik konumlarını belgeleyen daha fazla çalışmaya ihtiyaç var.
DA: Bağdat, Kahire gibi kentlerden gelen Yahudiler, Mizrahilerin içinde daha farklı bir yerdeler.
BB: Tabii sosyal kapital olarak çok farklı yani o yüzden Kürtistanlı Yahudilerin tecrübelerinin gerçekten ayrıca çalışılması gerekiyor.
Kapak Fotoğrafı:Güliz Vural, 2023 Kudüs’ün Mahane Yehuda Pazarı’nda Suriye Kürt yemekleri konusunda uzmanlaşmış Ishtabach restoranında bir işçi restoranın spesiyalitesi olan şamburak hazırlıyor.
Üç bölümden oluşan ve birinci bölümüne buradan ulaşabileceğiniz röportajın ikinci bölümünü sizlerle paylaşıyoruz. Keyifli okumalar.
A.Muzaffer Erol: Görüşmeler yaptığınız İsrail’deki Kürt Yahudilerinin demografik yapısı, hangi şehirlerde ikamet ettikleri, hangi mesleklerle uğraştıkları konusunda bilgi verebilir misiniz?
Duygu Atlas: İsrail’de yaşayan, 150 – 200 bin civarında Kürt Yahudisinden bahsediyoruz. Bu rakam tabii ki sadece Irak Kürdistan’ından gelenler değil, Suriye, İran ve Türkiye’den gelenlerle birlikte, toplam nüfusun bu rakamlar arasında olduğu düşünülüyor. Özellikle Kudüs ve çevresinde yaşıyorlar. Bunun dışında İsrail’in kuzey ve güneyinde sınırlara yakın yerleşimlerde yaşıyorlar. Mesela Yardena, Shtula gibi moşavlar Kürtler tarafından kurulmuş. Şu anda İsrail’in hemen hemen her yerinde olduklarını söyleyebiliriz ama kültürel etkilerin en fazla görüldüğü yerin Kudüs olduğu düşünülebilir. Kuliner yaşam, mutfak kültürü, gece hayatı bağlamında Kudüs’ün dışına taşmaya başlayan bir etki söz konusu, mesela Azura isimli Kudüs’te kurulmuş bir restoran, Tel Aviv’de de bir şube açtı, çünkü Tel Aviv’den de talep var. Ama Yahudi Kürtlerle karşılaşmak için Kudüs en güzel yerlerden birisi.
Avrupa’dan gelen Yahudiler İsrail’e göç ettiklerinde, Kürtler ile karşılaştırıldığında daha eğitimlilerdi, daha geniş bir networkleri vardı, İsrail’in merkezine yerleştiler. İş bulma olanaklarına daha çok sahiplerdi, ama Kürtlerin yerleştirildikleri yerlere bakıldığında merkezi değil kuzey ve güneyde çevre yerleşimleri görüyoruz. Dolayısıyla eğitim ve istihdam olanakları Aşkenazlara göre daha kısıtlıydı ve kızların okula gitmesine gerek olmadığı gibi kültürel kodlar da vardı. Bizim dinlediğimiz ilk kuşak hikayelerinde bu tür bilgiler çok fazla vardı. Mesela küçüklüğünden beri yazar olmak istediğini belirten ve İbranice-Aramice sözlük yazan görüşmecimizin ailesi ona “sen kızsın senin okumana gerek yok” demişler. O da inat edip, hem küçük yaşta çamaşırcılık yapıp para kazanmış hem de eğitimine devam etmiş, bu şekilde ilk İbranice-Aramice sözlüğün yazarı olmuş.
AME: İlk kuşak hangi mesleklerle uğraşabilmiş?
DA: Eğitimsizlik nedeniyle daha çok yol yapımlarında, inşaatlarda çalışmışlar. Toplum içerisindeki pozisyonlarını yükseltmek için, Aşkenazların İsrail’i kurma söylemlerine karşı “ülkeyi biz de kurduk, biz inşa ettik” söylemini kullanmaya başlamışlar. Sürekli bir kendini kanıtlama ihtiyacı içerisinde olmuşlar. 17 senedir orada yaşayan birisi olarak İsrail’in bütün kültürlerin biraraya geldiği, kaynaştığı bir yer olmasından dolayı Kürtlerin yıldızlarının çok parladığını düşünüyorum. İsrail’deki neredeyse her şef restoranında mutlaka menüde bir Kürt yemeği var. “Kurdish Pastry” olarak geçiyor, çünkü özellikle Kudüs’ün şehir hayatının ve dokusunun önemli bir parçası haline gelmiş durumda Kürtler. İlk geldiklerinde tablalar üzerinde börek, limonata satmışlar, çok zorluk çekmişler ve bunlar daha sonra bugün Mahane Yahuda olarak bilinen ünlü pazar yerinin oluşmasında çok önemli bir rol oynamış. Şimdi ise politikaya da bağlarsak, İsrail’in bölgedeki, 7 Ekim sonrasında da gözlemlenen yalnızlığı ile Kürtlerin IŞİD’e karşı savaşmış olmaları birleştiğinde tüm bu faktörler Kürtlerin İsrail’deki konumunu besleyen şeyler gibi geliyor bana.
AME: Şu anda gastronomi alanının dışında İsrail’de bilim, siyaset, devlet bürokrasisi gibi alanlarda yükselme konusunda Kürt Yahudilerin durumu nasıl?
Mesut Alp: Tabii bunların hepsine haiz, bunların hepsini yapabiliyor Kürtler. Bakanlıktan tutun, orduda büyük komutanlıklara kadar, ana haber sunuculuğuna kadar yani her yerde varlar, çünkü öyle bir engel yok İsrail’de fiziken. Duygu’nun söylediği gibi ilk İbranice-Aramice sözlüğü yazan bir görüşmecimiz oldu. Maalesef kabinenin en radikal sağcı bakanı Ben Gvir, Kürdistan’dan gelen bir ailenin çocuğu olarak Kudüs’te doğmuş.
Kürtler dünyanın her yerinde, “her yerde ülkeler inşa ettik bir Kürdistan’ı kuramadık” derler. Yani her yerde inşaat sektörüne girme nedeni dili bilmemesi, gastronomiye girme nedeni dili bilmemesi. Kürt bir Yahudi ailenin çocuğu olarak Kudüs’te doğan, bizim de konserine gittiğimiz İlana Eliya İsrail’de önemli bir sanatçıdır. Onun konserinde tanıştığımız birisi kızının bir televizyon kanalında anahaber bülteni sunduğunu söyledi. İlk kuşak görüşmecilerimiz, iyi yerlere geldiklerini göstermek istiyorlardı.
Bahar Başer: Benim mülakatlarımda da çok çıkmıştı. Hemen oğlunun orduda ya da polis teşkilatında önemli yerlere geldiğini söyleyen görüşmecilerim olmuştu. İlk kuşağın yaşadığı sıkıntıları ikinci kuşağın yaşamadığını gösterme kaygısı da var.
AME: Diğer Yahudi gruplarla ilişkileri nasıl karışık evlilikler var mı?
DA: İlk nesilde karışık evlilik yokmuş. Sadece Kürt-Kürt evliliği değil, aynı yerlerden gelen Kürtler arasında evlilikler oluyormuş ama artık sonraki kuşaklarda böyle birşey yok. İsrail’in asimile edici gücü çok fazla, dolayısıyla ikinci kuşakta direkt kayboluyor bu tür alışkanlıklar.
AME: Mizrahi tanımlaması İsrail’e göç eden ve Aşkenaz olmayan neredeyse bütün Yahudilerin üstüne otomatik olarak yapışan bir tanımlama. Bu tanımlamayı sahipleniyor mu Kürt Yahudiler?
DA: Kürt Yahudileri Arap ülkelerinden gelenlerin içerisinde kabul ediliyorlar, ama kendilerini belirttiğimiz gibi Mizrahi olarak değil Kürt olarak tanımlıyorlar. Türkiye’den gelen Sefaradlarla da ilişki içerisinde değiller. Bahsettiğimiz Azura restoranın sahibi Diyarbakır’dan gelmiş ve diğer Kürt Yahudilerle ilişki içerisinde.
AME: Kürdistan Yahudileri İsrail’de ayrımcılıkla karşılaşıyorlar mı?
DA: Kürtler ilk başlarda çok hor görülmüş bir toplum İsrail’de. Aşkenazların domine ettiği bir siyasi kültürden bahsediyoruz İsrail’de. Siyasi kültür çok beyaz ve çok Avrupa merkezli. Mizrahileri eğitimsiz, geri bir grup olarak görüyorlar. Yahudiler Avrupa’dayken cahil ve eğitimsizlere “Yunan” derlemiş. İsrail’e göç ettikten sonra cahil ve eğitimsizlere “Kürt” demeye başlamışlar. İsrail’de bu maalesef azalmakla birlikte hala devam eden ve duyduğumda düzeltmeye çalıştığım birşey, mesela bir şey anlamıyorsun, sana diyor ki, kalın kafalı anlamında, “Sen Kürt müsün?”.
MA: Biz İsrail’de böyle bir durumla karşılaştık. Yafo’da bir grup gezdiriyordum ve Kürt lafını duydum, önce tam olarak anlayamadım ve sormaya karar verdim. Israrım sonucunda Duygu “burada birşey anlamadığında Kürt müsün denilir” dedi. Bunun da tabii bir arka planı var kendine göre. Kürtler belki de diğer göçmen grupları içerisinde İbranilerle yerelde irtibata geçmiş olan en eski gruptur. Eski İbranilerin dili Aramice ve geldiği coğrafyanın dili olan Kürtçe konuşuyorlar. Bunun için çemberin dışında kalıyorlar dil konusunda. “Anlamıyor musun, Kürt müsün?” meselesi buradan kaynaklanıyor.
AME: Türkiye’den göç etmiş Kürt Yahudilere ulaşma şansınız oldu mu?
DA: Türkiye’nin doğusundan gelen Yahudiler çok dağınıklar ve çok uzun zaman içinde geldikleri için çok fazla görmüyorsunuz maalesef. Mesela sinagogları var, ama cemaat artık iyice küçülmüş çünkü birinci nesilden neredeyse kimse kalmamış, hayatta değiller.
MA: 2-3 yıl önce sosyal medya aracılığıyla, anonim bir isimle, Antep’ten bana ulaşan birisi oldu. Antep’te halen yaşayan 5 – 6 aile olduğunu söyledi. Aralarından bir kişinin yeni öldüğünü, gizlice dua ederek ve ölen kişinin Yahudi olduğunu gizleyerek defnettiklerini söyledi. Ben de neden gizlendiklerini sordum, cevaben “bizim sinagogumuz şu anda sergi salonu” dedi.
İsrail’de ise Türkiye’den geldikleri şehre göre değişen bir kimlik inşa etmişler. Mesela Duygu Urfa’dan gelen Yahudilerin gecelerine gitmişti. Sıra gecesi neyse İbrahim Tatlıses neyse o kültür devam eder. Onun için buraya göç etmiş Urfalı Yahudilerde politik bellek çok güçlü değildir. Örneğin bir Diyarbakır değildir. Diyarbakır Yahudisi restoran işletmesine rağmen oturup sohbet ettiğinde politika konuşur seninle. En son gittiğimizde, oturdu iki saat bizimle politika konuştu.
DA: Evet 7 Ekim üzerine konuştuk.
MA: Onun için mesela Mardin’den gelen Kürt Yahudileriyle konuştuğunuzda çok fazla Kürdistan, lider gibi ifadelerle karşılaşmamanız, politik anlatılar duymamanız geldiği yerden kaynaklanan bir kimlik. Mesela Mardin Yahudisiyle İsrail’de karşılaştığınızda eminim ki ilk anlatacağı, Berdan Mardini, Sıla dizisi vesaire olacaktır çünkü büyük bir ihtimalle şehrini böyle satıyordur arkadaşlarına, kendisini böyle tarif ediyordur.
AME: Dinle ilişkileri nasıl, Şabat’a bakıyorlar mı mesela?
DA: Biraz dindar bir grup, gelenekselcilik olduğu söylenebilir. Şabata bakıyorlar. Sonraki kuşaklarda da dindarlık söz konusu. Bu gelenekselciliğin ve dindarlığın siyasal davranışa da sirayet ettiğini düşünüyorum. Ağırlıklı olarak sağa yönelmişler.
AME: İsrail’deki politik yönelimleri, politikleşme deneyimleri hakkında gözlemleriniz neler?
MA: Dünya Kürtleri içerisinde ilk kez Kürtlerin sağcı olduğu bir Kürt komünitesi gördüm, İsrail Kürtlerinin %95’i sağcı diyebilirim. Bu beni şok etmişti, Netanyahu’nun fotoğraflarını evlerine asan görüşmecilerimiz oldu ya da aşırı dindar olan Kürt Yahudilere rastladık. Çok şaşırmıştım.
BB: Daha önce belirttiğim gibi ben zaten siyasal yönelim ve politik aktivizm deneyimlerini görme fikriyle yola çıkmıştım. İsrail siyasetine Kürt Yahudilerin etkileri nelerdir, İsrail neden Kürdistan’ı destekliyor gibi sorularla yola çıkmıştım. İsrail’e gidip de bu konuda neredeyse hiçbir şey bulamamak, Avrupa’daki Kürt diasporası ile karşılaştırıldığında potansiyele rağmen, sistematik bir mobilizasyon görmemek çok ilginçti. Ama siyasi aktivizm konusunda değerlendirilebilecek kimi örnekler tabii ki var. Mesela Duygu ile birlikte bulduğumuz dergilerden birisinde Molla Mustafa Barzani’ye İsrail’deki Kürt Yahudilerden yazılmış bir destek mektubu bulmuştuk. Bir savaş, kriz anında komünitenin yazıp, imzaladığı bir destek mektubu. Dolayısıyla Halepçe, Anfal gibi kriz zamanlarında yükselen bir aktivitizm olarak düşünülebilir. Bunun dışında yardım kampanyaları, küçük protestolar elbette var. Hala da olmaya devam ediyor.
IŞİD ile savaş sırasında Kürtlerin ve Kürt kadınlarının yükselen imajı, İsrail’deki Kürdistanlı Yahudi komünitesini etkiliyor ve Kürt olmak bir gurur vesilesine dönüşebiliyor. Gençlerde ilgi yeniden alevlenebiliyor.
Mesut Alp Kudüs, 2023 Dans eğitmeni ve dahol oyuncusu Liron genç bir öğrencisiyle birlikte
AME: Newroz kutlamalarını İsrail’de yapıyorlar mı, göç sonrasında geleneklerdeki ritüellerdeki dönüşümler nasıl?
DA: Seharane dedikleri bir kutlamaları var, Yahudi Newroz’u denilebilir. Baharın gelişini kutladıkları bir bayram ama Faslıların, Hamursuzdan bir gün sonra kutladığı Mimouna bayramına denk geldiği için 1970lerde Ekim ayında yapmaya karar veriyorlar bu kutlamayı. Son yıllarda Kürdistan’daki Kürtlerle, İsrail’deki Yahudi Kürtleri birbirlerine yakınlaştırmak için Seharane bir platform görevi de görüyor. Bu kutlamalara Suriye’den, Rojava’dan gelenler oluyor, Kürt diasporasından sanatçıların gelip sahne aldığı bir aktivizm alanı gibi.
AME: Görüşmecilerinizden bir tanesi Kürt toplumu müzesi kurmak istediğini belirtiyor. İsrail’de Kürdistan Yahudilerinin hafızasına ve kültürüne dair çalışmalar yapılıyor mu?
DA: Babil Yahudileri Müzesi var İsrail’de ancak bu müze içerisinde Kürtler maalesef kendilerine fazla yer bulamıyor. Bağdat Yahudileri domine ediyor denilebilir. Sergide mesela Kürdistan Yahudileri haritada geçiyor ama onun dışında hiçbir şey yok haklarında. Lübnan sınırındaki Shtula ve Yardena moşavlarında küçük müzeler var ve bu yerleşim yerlerinde Kürt kültür geceleri düzenleniyor. Kürt kültürünü, danslarını, yemeklerini tanıtan organizasyonlar yapılıyor. O yüzden çok güzel olabilir bence Kürdistan Yahudileri Müzesi gibi bir şey olsa. Görüşmecimiz fikren böyle bir hazırlık olduğunu, bir miktar para da topladıklarını söylemişti ama olur mu olmaz mı emin olamadım ben açıkçası.
BB: 7 Ekim’den sonra daha da zor olabilir. Ben de Tel Aviv’deki Diaspora Müzesi’ne gittim. Arşivlerden Kürdistan’ın hangi köyünden kaç kişi geldi gibi bilgiler vardı. Ama genel olarak yani Kürtler nasıl “Türkiye’de yaşayan herkes Türktür” söylemi içerisinde kayboluyorsa ya da özellikle kaybediliyorsa aynı şey orada da vardı yani Mizrahim grubunun içerisinde biraz bahsediliyorlar. Arap Yahudiler içerisinde öylece bahsediliyorlar, “Kürtler de vardı” gibi. Akademik olarak da sistematik olarak çok az çalışma var. Birkaç İbranice kitap gördük ama onun dışında herşey Bağdat Yahudileri üzerineydi. Mesela Netflix’de çok güzel bir belgesel var Remember Bagdat adında, Yahudilerin Bağdat’tan nasıl sürüldüklerini anlatıyor ama Kürdistan Yahudilerinin tecrübeleri çok farklı. Onlar pogromlara uğramıyorlar. Belgeselde görülebileceği gibi Bağdat’taki Yahudilerin hem yöneticilerle ilişkileri var hem de ekonomik olarak daha farklı bir konuma sahiplerdi. Kürdistan Yahudilerinin o zaman Irak’taki ve şimdi Israil’deki sosyopolitik konumlarını belgeleyen daha fazla çalışmaya ihtiyaç var.
DA: Bağdat, Kahire gibi kentlerden gelen Yahudiler, Mizrahilerin içinde daha farklı bir yerdeler.
BB: Tabii sosyal kapital olarak çok farklı yani o yüzden Kürtistanlı Yahudilerin tecrübelerinin gerçekten ayrıca çalışılması gerekiyor.
Kapak Fotoğrafı: Güliz Vural, 2023 Kudüs’ün Mahane Yehuda Pazarı’nda Suriye Kürt yemekleri konusunda uzmanlaşmış Ishtabach restoranında bir işçi restoranın spesiyalitesi olan şamburak hazırlıyor.
Röportajın ilk bölümüne buradan ulaşabilirsiniz.
Röportajın üçüncü ve son bölümüne buradan ulaşabilirsiniz.
Paylaş: