Balat semti, birçoğunuzun bildiği üzere İstanbul Yahudilerinin en eski yerleşim yerlerinden biridir. Dolayısıyla Balat ve civarında tarih boyunca, Bizans döneminden bu yana bir sürü sinagog inşa edilmiş. Bunların bazıları kuruluşlarına önayak olmuş cemaatlerinin geldikleri coğrafyanın ismini taşımaktadır. Örneğin Ahrida Sinagogu Makedonya’nın Ohri kentinden, Yanbol Sinagogu Bulgaristan Yambol kasabasından, Kasturya Sinagogu da Yunanistan Kastoria şehrinden ismini almaktadır. Eskiden Balat ve çevresinde bunlar gibi onlarca sinagog varmış. Günümüzde ise bunlardan yalnızca dördü sağlam bir şekilde ayaktadır, ve iki tanesi (Ahrida ve Yanbol) halen aktif bir şekilde kullanılmaktadır.
20. yüzyılın ilk yarısı boyunca Balat’ın Yahudi nüfusu öncelikle İstanbul’un diğer semtlerine, sonradan da İsrail’e göç etmiştir. Bu göç hareketleriyle beraber semtteki sinagogların birçoğu cemaatsiz kaldı ve kaderlerine terk edildi. Bu sinagoglardan bazıları harabe bir şekilde olsa da günümüze ulaşabilmiştir ve aktif olarak kullanıldığı dönemlerini hatırlayan birçok kişi hala yaşamaktadır. Onların anıları, yaşam tecrübeleri, ve hayat hikayeleri de bu anlamda çok önemlidir. Ben de birkaç ay önce, birbirinden kıymetli ve değerli bu tecrübeler ve hikayelerle ilgili bir anı derleme çalışmasına başladım. Bu kapsamda İstanbul’un çeşitli sinagoglarıyla ilgili sözlü veya yazılı mülakatlar gerçekleştirip, bu tür anıları bir araya getirmeyi amaçlıyorum. Araştırmalarımın ilk aşamasında da Balat’ın eski Unkapanı, Selaniko, ve Eliyahu sinagoglarını çalışarak başlamaya karar verdim.
1. Unkapanı Sinagogu
Okuduğum bir makaleye göre, bu tarihi sinagog kıyı şeridinde Haliç’e sıfır bir noktada bulunuyormuş. Hatta Haliç sularından bakınca Unkapanı Sinagogu ihtişamlı bir yalıya benziyormuş. Ta 1985 yılına kadar… bu yılda maalesef Büyükşehir belediyesinin Haliç çevresi “düzenleme” çalışmaları kapsamında bir sürü tarihi binayla beraber yıkılmış. ‘Unkapan’ kelimesini duyunca, aklıma ünlü Sefarad şarkısı Bre Sarika Bre g eliyor. Şarkının nakaratında: “yo te va merkar, sapatos d’Unkapan, chizmes de Cibali…” yani “ben sana Unkapan’dan ayakkabı, Cibali’den çizme alacağım” sözleri geçiyor. Bunu düşününce de acaba bu halk şarkısını ilk söyleyenler zamanında bu sinagogdan da geçmiş midir, burada dua etmiş midir diye sorarım kendime.
2. Selaniko Sinagogu
Selanik şehrinden Balat’a gelen Yahudiler tarafından kurulmuş bu sinagogun tarihi Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar dayanıyormuş. Aynı zamanda Sigri Sinagogu olarak bilinen bu mabetle ilgili çok güzel bir anıya rastladım. 1970’li yıllarda bir Purim bayramında bu sinagogda büyük bir kutlama olmuş, kutlama sonrası sinagogun bir duvarı çökmüş ve mucizevi bir şekilde bu olayda kimse yaralanmamış. O yandan bu yana Purim kutlamalarını özellikle Balat’ta düzenleme geleneği hep devam etmiş ve günümüzde Ahrida Sinagogunda yapılan şenlikli kutlamalarla bu gelenek halen sürdürülüyor. Bugünlere sinagogdan yalnızca dört harap duvar ulaşabilmiş. Yakın zamanlarda Balat’taki Sveti Stefan Bulgar Kilisesinin kapsamlı ve başarılı bir şekilde restore edilmesi, kilisenin hemen çaprazında bulunan Selaniko Sinagogunun da restore edilmesiyle ilgili birçok kişiyi umutlandırdı.
3. Eliyahu Sinagogu
Ocak ayında Balat’ta gezinirken, tesadüfen metruk bir binanın kapısı üzerinde minik İbranice yazılı bir levha gördüm. “Kal Kadoş Eliyahu – 5656 (1895/6)” yazılı bu levha, binanın eski bir sinagog olduğunu işaret ediyor. Biraz araştırınca da gerçekten eskiden Balat’ta Eliyahu/Eliav Sinagogu diye bir ibadethanenin bulunduğunu öğrendim. Ne zaman ibadete kapandığını bilmiyorum. Fakat günümüzde binası çok kötü durumda.
Bu sinagoglarla ilgili şahsi anıları olanlar ve bu anıları paylaşmak isteyenler bana email adresimden ulaşabilirler. Ayrıca, bu proje için İstanbul’un tüm diğer sinagoglarıyla ilgili de anı derliyorum. Benim için her türlü katkı çok değerlidir. Şimdiden teşekkürler. [email protected]
[…] https://www.avlaremoz.com/2020/05/06/bu-sinagoglari-hatirliyor-musunuz/ […]
[…] başlıyor. (Baer 31) Zorla göç edip geldikleri yerlerin adlarıyla Kastorya, Ahrida (Ohrid) gibi sinagoglar kuran bu Yahudilerin sonraki yüzyıllarda gerçek dışı bir şekilde ‘davet’ […]
[…] (Baer 31) Zorla göç edip geldikleri yerlerin adlarıyla Kastorya, Ahrida (Ohrid) gibi sinagoglar kuran bu Yahudilerin sonraki yüzyıllarda gerçek dışı bir şekilde ‘davet’ […]