Türkiye Yahudi toplumu son on-on beş senede, genel Türkiye toplumuyla beraber, daha muhafazakâr ve daha dindar oldu. Tek başına bakıldığında bu değişim beklenti dahilinde ve dindar çevrelere göre olumlu olarak görülebilir. Ancak bu değişimin doğal olmayan yüzü Türkiye Yahudi toplumunun Chabad’la tanışmasıyla oldu.
Tam adıyla Chabad-Lubavitch, Yahudi dünyasında bir tarikat gibi. Doğu Avrupa kökenli, günümüzde Amerika merkezli bir dini hareket olup, doksanlar itibariyle neredeyse dünyanın her yerine yayıldı. Aleni amacı Yahudileri dini kimlikleriyle bağlantıya geçirmek, pratikteki amacı ise Yahudiliği kendi algıladıkları biçimi ile yaygınlaştırmaktır.
Türkiye Yahudi toplumunun ezici çoğunluğu Sefarad, yani İspanya-Portekiz kökenli. Sefaradların Osmanlı topraklarına yerleşmesinden itibaren, son 500 senelik tarih boyunca evrilen Yahudi toplumu, kendine has sosyal ve dinsel bir yapıya sahip. Türkiye Yahudi toplumunun, her Yahudi toplumu gibi, kendi gelenekleri ve yerel olarak, deneyimle ve zamanla oluşmuş, bir din ve gelenek anlayışı var. Aşkenaz Ortodoks, yani Doğu Avrupa’da gelişmiş bir hareket olan Chabad, Sefarad kültürüyle hiçbir ilişkisi olmamasına rağmen Türkiye’ye gelerek toplumumuza din anlayışımızın yanlış olduğunu, dinimizin gereklerini yerine getirmediğimizi, başka türlü bir Yahudi hayatı sürdürmemiz gerektiğini söylemeye başladı. Hareket, kendini Aşkenaz olduğu halde öyle tanıtmıyor; sadece Yahudi olduğunu söylüyor. Kültür olarak Türkiye Yahudi toplumuna yabancılığını saklıyor. Aşkenaz bir Yahudilik anlayışını bizim toplumumuza empoze ediyor. Bu dayatmalar eskiden Şabat’ta sinagoglarda kullanılan hoparlörlerin kaldırılmasından tutun, hahambaşının kişisel hayatında Şabat kurallarını ne denli uyguladığına dair eleştirilere kadar uzanmıştır. Toplumumuzda erkeklerin kadınlarla el sıkışmaması gibi ekstrem bir uygulama yokken birden bu fikir yaygınlaşmaya başladı. Türkiye Yahudileri yüzyıllarca kendi anlayışları çerçevesinde, asimile olmadan, yaşamlarını sürdürdüler, ama ansızın tamamen yabancı kökenli bir hareket bize kimliğimizi yeniden yorumlattı ve biz buna izin verdik. Chabad’ın Türkiye Yahudileri arasında mürit kazanması, toplumumuz içindeki pozisyonunu güçlendirdi ve giderek her mevzuya karışır, yerel dini otoriterleri kontrol eder, onlara üstten bakar bir duruma gelmesine sebep oldu.
Chabad, toplumumuza bizim kültür, gelenek, tarih ve din anlayışımıza yabancı bir Yahudilik getirmiş, artan takipçileriyle yavaşça toplumumuza daha köktenci, daha norm dışı bir Yahudilik empoze etmeye başlamıştır. Bunu misyonerlikle yapmıştır. Yahudi misyonerliğinin diğer misyoner hareketlerden tek farkı sadece zaten hali hazırda Yahudi olanları hedef alması. Bu uluslararası Aşkenaz hareket, ezici çoğunluğu Sefarad olan toplumumuza Aşkenaz kültürünü empoze etmiştir. Böylece yerel toplumumuzun dokusuyla oynamıştır ve bunu sürdürmektedir. Yabancı misyonerlerin başlattığı bu süreç açıkça ve reddedilemez bir şekilde Aşkenaz kültür emperyalizmidir.
Özellikle genç yetişkinlerden oluşan mürit kitlesi zamanla radikalleşti. Bu radikal grup, daha yaşlı ve kendini Sefarad din anlayışında dindar görenleri hor görmeye başladı. Sanki şu anda altmış yaşının üstünde, senelerdir dinin gereklerini yerine getiren insanlar dinlerini “yanlış” uygulamış gibi davranmaktalar. Yaşlılar dini “yanlış” değil, Sefarad ve Türkiye Yahudilerinin şartlarına göre tanımlamıştır. Bu dışardan gelen Aşkenaz kültür emperyalizmi ise Türk Sefarad Yahudiliği “yanlış” addetti.
Yıllardır sinagoglara giden toplum üyeleri, her sene değişen ve katılaşan kurallarla ve hayatlarında duymadıkları yeni, dıştan gelme geleneklerle karşılaşmakta. Ayrıca, toplumumuzda bir ayrılma yaratıldı, Chabadçı radikaller, kendilerinden daha az Yahudi gördüklerini aşağılamayı, onları Yahudi saymama hakkını kendilerinde görmekteler.
Bunları kendime tepki çekmek ya da dindarlaşanları ayıplamak için yazmıyorum. Sadece doğruları açık konuşalım istiyorum: Chabad bugün ne kadar toplumumuza insanları ikna ede ede katıldıysa da kültürü ve dini anlayışı bize yabancıdır. Chabad’ın dindarlaştırma çabası bir tür Aşkenaz kültür emperyalizmidir. Kendi yerel ve tarihsel değerlerimizi ve geleneklerimizi dindar görünmek adına değiştirmek zorunda olmamalıyız ve böyle hissettirilmemeliyiz. Kimsenin başka birini, Chabad gibi katı ve Aşkenazlaşmış değil diye, yaftalaması ve eleştirmesi kabul edilemez.
[…] yayımlanan, Nesi Altaras’ın “Dışarıdan Etkiler” ismini taşıyan Chabad-Lubativtch hakkındaki eleştirileri barındıran yazısından sonra gelen […]
[…] öğretmeye de çalışıyorum tabii. Bir şey daha söyleyeceğim. Kendi ailemden böyle gördüm. Chabad olduğumuz için ben her Şabat sinagoga giderek büyüdüm. Gidecek yeri olmayan […]
[…] Habat müritleri de Aşkenaz değil. Avlaremoz‘u uzun süredir okuyanlar bu harekete dair eleştirileri […]