Röportajlar

Röportaj: Ses Getiren Yahudi Arşivi Çalışması Tire’den Çıktı

1
Kaynak: tireyahudileri.com

Murat Sanus, iki yıldır Tire belediye’si danışmanlığı yapmakta. Kentin müze arşivlerinde araştırma yaparken karşılaştığı eski evlilik sözleşmelerinden yola çıkıp, bugün dünyanın en detaylı Yahudi tarihi arşivlerinden birini oluşturuyor. Tire’deki farklı dinlerin tarihi; Büyük İskender zamanında bölgeye sürgün edilen Naomiler, Hayimler, Esterler, ailesini Auschwitz’de kaybeden Kalomiti’ler, eczacı Sami, uzaya çıkan ilk Yahudi Ilan Ramon’un ailesi ve karambol oyunu. Murat Sanus’la Sefarad’ların Tire’si namı değer Küçük Safed’i ve Jews of Tire projesi hakkında konuştuk..

Bu kadar değerli bir arşivi oluşturmak ciddi emek gerektirir. Sizin açınızdan, Türkiye tarihi için Osmanlı, Bizans Yahudileri ile ilgili araştırma yapma isteğinizi başlatan ilk faktör neydi?

Belediyemizin çok başarılı bir Kent Müzesi var (www.tirekentmuzesi.com). Müze Müdürümüzün desteğiyle Kent Arşivi’nde araştırma yaparken evlilik sözleşmelerini gördüm. 1920’li, 1930’lu yıllarda gerçekleştirilen evliliklerde Yahudi vatandaşlarımızın fotoğrafları Avrupa’da, Amerika’da yaşayanlara benziyordu. Küçük bir kasabada son derece şık insanlar. Ayrıca Müslüman vatandaşlarımız sözleşmelerin çok büyük kısmına isim mührü vururken, Yahudiler isimlerini yazıp imzalarını atıyorlardı, yani bir çoğu okuma yazma biliyordu. Bu beni çok etkiledi ve araştırmamı derinleştirmeye karar verdim.

Kaynak: tireyahudileri.com, Lion- Refka Danon düğününden (1948)
Kaynak: tireyahudileri.com, Lion- Refka Danon düğününden (1948)

Jews of Tire projesine nasıl başladınız?  Resimlere soy ağaçlarına karnelere eski evlilik belgelerine imzalara kadar çok derin bir araştırma bu. Bilgilere erişiminiz nereden, nasıl oldu?

Araştırmamı derinleştirme düşüncemi Belediye Başkanımız Sn. Tayfur Çiçek ile paylaştığımda beni çok cesaretlendirdi. Zaten gerek ailemdeki gerekse ilçedeki yaşça büyük kişilere ne zaman cemaatimizi sorsam her zaman okul arkadaşlarından, Naomilerden, Hayimlerden, Esterlerden ve güzel anılardan bahsederlerdi. Bunun üzerine, benim için uzun soluklu bir serüven başladı. Bugüne kadar 150.000’den fazla doküman arasından cemaatimizle ilgili olanları cımbızla çeker gibi ayıkladım. Başlangıç noktam Belediyemiz arşivleri oldu. Sonrasında İzmir Cemaat arşivleri başta olmak üzere bir çok başka kuruluşta araştırmalarımı sürdürerek 1800’lü yılların başından bu yana kentimizde yaşamış tüm Yahudi vatandaşlarımızın bilgilerine ulaştım.

Kaynak: tireyahudileri.com ;Beja, Saba, Barşimantov, Düenya ve Saban ailelerinin toplu fotoğrafı
Kaynak: tireyahudileri.com ;Beja, Saba, Barşimantov, Düenya ve Saban ailelerinin toplu fotoğrafı

Tirede’ki eskiden var olan çok kültürlü yaşam hakkında bilgi alabilir miyim? Hangi kültürler yaşıyordu ve bu kültürler arası komşuluk ilişkileri nasıldı? 

Tire’nin tarihi 5000 yıl öncelerine kadar gitmektedir. Dinler öncesi dönemde pagan topluluklara ev sahipliği yaptığı gibi sonrasında da Yahudilere, Hıristiyanlara, Ermenilere ve Müslümanlara kapılarını açmıştır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Sefarad, Romanyot ve Aşkenaz Yahudileri, Rum ve Ermeni Ortodoksları Müslüman halkla iç içe barış içerisinde yaşamıştır. Bu halklar çeşitli meslekleri benimsemiş ve o alanda uzmanlaşmıştır. Örneğin, Yahudiler, terzilik, manifaturacılık, konfeksiyon, ayakkabıcılık, hırdavat ve çerçilik alanlarında uzmanlaşmıştı. Kentte yaşayan biri kıyafet diktirmek istiyorsa bir Yahudi terziye giderdi. Tarım ve çiftçilik Müslümanların uzmanlık alanıydı. Pazarda satılan ürünlerin hemen hepsi onların emeğiydi. Az sayıda olan Ermenilerin genellikle taş ustası olduğunu görüyoruz. Rumlar ise yurtiçi ve yurtdışı ticareti yönlendirirdi. 1922 yılında kentten ayrılmalarıyla birlikte tarım ürünlerinin ihracatı Yahudilere geçti.

4
Kaynak: tireyahudileri.com ; Behor Moşe ve Sara Kalomiti

Terk edilmiş mezar taşlarını  çözümlemek.. Bildiğim kadarıyla eski taşları okumak ciddi emek, eski lisan bilgisi gerektiriyor ve kolay değil. Bu aşamada nasıl ilerlediniz?

Uzun yıllar önce bir yol genişletme çalışması sırasında Yahudi mezarlığının tümü ile Müslüman mezarlığının bir kısmı maalesef ortadan kaldırılmış. Bir süre önce yapılan çalışmayla bu mezar taşlarının bir kısmı bulunarak Tire girişine taşınan Yahudi mezarlığına koyulmuş. Başkanımızın o dönemde Belediye’de iş makinesi operatörü olarak çalışan kişiyi bularak, dere yatağına götürülen taşların sayısının 500 civarında olduğunu öğrendiğini duyunca bölgede bir çalışma daha yaptık ve bulduğumuz çok sayıdaki mezar taşını aynı yerde topladık. Bu taşları tercüme etmek için, sizin de belirttiğiniz gibi, İbranice bilmek yetmiyor.

Kaynak: tireyahudileri.com ; Bechor Menahem Kohen’e ait mezar taşı (1846)
Kaynak: tireyahudileri.com ; Bechor Menahem Kohen’e ait mezar taşı (1846)

Yazıtlar şiirsel bir dilde ve kutsal kitaba atıflar yapıyor. Katalogladığım 200’ü aşkın mezar taşının tercümesi ve sadeleştirilmesi için Bar-Ilan Üniversitesi’nden Dr. Dov Cohen’den destek aldım. Kökleri Tire’ye uzanan değerli dostum Dr. Cohen’e bu nedenle minnet borçluyum. Öte yandan, Hayfa Üniversitesi’nden Prof. Minna Rozen, bu konunun dünya çapındaki uzmanlarından. Ekibiyle birlikte Batı Anadolu’daki Yahudi mezarlıklarını ziyaret ederek o da bir katalog çalışması yapmış ve bu kapsamda da 1987’de Tire’yi ziyaret etmiş. Kendisi büyük bir nezaket göstererek Tire’de yaptığı çalışmaları benimle paylaştı. Listesindeki taşların bazıları artık ortada yokken bizim sonradan bulduğumuz bir çok taş da onun listesinde yok. Cemaatin yüzyıllarca Tire’de yaşadığı düşünüldüğünde daha bulmamız gereken çok sayıda mezar taşı olmalı.

Romanyot ve Sefaradların köklerini, izlerini bulabileceği dev bir arşiv oluşturmuşsunuz… Muhtemelen dünyanın en zengin  ses getirecek dijital Yahudi arşivlerinden biri. Bir de bununla ilgili bir kitabınız da var. Üniversitelerden tarih bölümleri, yurtdışından veya yurt içinden tarihçiler sizinle irtibata geçti mi ?

Dünyada Yahudi tarihi ile ilgili “dev arşiv” tanımlamasını kullanabileceğimiz bir çok çalışma, kurum-kuruluş arşivi ve internet sitesi var. Ancak, sanırım, hiç biri benim arşivim kadar kompakt, güvenilir ve detaylı değil. Arşivimiz, 150 yıllık bir periyotta, kentimizde yaşayan 7.800 civarındaki Yahudi’yi kapsıyor. Aile bilgileri, doğum, ölüm, evlilik, dini evlilik, okul bilgileri ve fotoğraflar… Bu arşivi satın almak için yurtdışından ciddi miktarlar teklif edildi ama o zaman insanlar bu bilgilere ücretsiz şekilde ulaşamayacaktı. Bu nedenle, ben tüm bilgilerin halka açık olmasını tercih ettim ve her türlü iletişim aracını kullanarak ataları Tire’de yaşamış olan kişilere ulaşmaya çalıştım ve bu bilgileri onlarla paylaştım.

Bu maksatla, Facebook’ta Jews of Tire adlı bir grup kurdum. Projem duyuldukça çok sayıda kişi benimle irtibata geçerek ataları hakkında bilgi aldı. Bugüne kadar adını bilmediği büyük büyükbabasının kim olduğunu öğrendi, babaannesinin fotoğrafını gördü. Ve bu insanlar, projeyi sahiplenerek bana bilgi, öykü, belge ve aile fotoğraflarını göndermeye başladılar. Tabii, bu husus, çok sayıda akademisyenin de ilgisini çekti. Daha önce değindiğim Minna Rozen ve Dov Cohen’in yanı sıra, Hayfa Üniversitesi’nden Dr. Gila Hadar, Michael Waas, Bar-Ilan Üniversitesi’nden Efrat Aviv (ki ailesi Tire kökenlidir) başta olmak üzere çok sayıda öğretim görevlisiyle müşterek çalışmalar yaptım. Ayrıca, ünlü soybilimci Laurence Abensur-Hazan, bana bildiği her şeyi, araştırma tekniklerini ve kanallarını aktarmaya çalıştı. Çeşitli dergilerde İngilizce ve Fransızca olarak projemi, yaptıklarımı ve amaçlarımı yazarak, benim için dünyaya bir pencere açtı. Sonuç olarak, bu proje, artık beni aşarak bir kolektif çalışmaya dönüşmüştür. 2015’te çıkan kitap da bu çalışmanın meyvesidir. Tire Belediyesi Kültür Yayınlarından çıkan kitap, konuyla ilgili olanlara ücretsiz olarak dağıtılmıştır. Şu an isteyenler, www.tireyahudileri.com ya da www.jewsoftire.com adreslerinden bu dijital arşive ulaşabilirler.

Kaynak: tireyahudileri.com
Kaynak: tireyahudileri.com

Dünyanın dört bir yanına yayılan Tire’lilerin aileleri kendileri de size içerik sağlamak için gönüllü oluyorlar mı?

Sanırım dünyada köklerine en bağlı olan ve geçmişini araştırmaya en meyilli topluluk, bilinen nedenler dolayısıyla, Yahudilerdir. Kendilerine, herhangi bir menfaat ya da karşılık beklemeksizin bu bilgileri sunduğumda, hepsi çok mutlu oluyorlar ve karşılığında bir şeyler yapmak istiyorlar. Kimi belge, bilgi ve öyküler kimi ise aile fotoğraflarını paylaşıyor. Zaten hepsiyle dostluk aşamasına geçtik. Bir bölümü Tire’ye ziyaretime geldi, bir çoğu da gelmek için plan yapıyor.

Kaynak: tireyahudileri.com
Kaynak: tireyahudileri.com

Arşiv çalışmalarında sizi en çok etkileyen olay ne oldu?

O kadar enteresan şeyler yaşadım ki… Örneğin, artık dostum olan ve bana çok yardım eden bir kişinin babasının zamanında bir ikiz kardeşi olduğunu ve küçük yaşta vefat ettiğini saptadım. Babası henüz bir hafta önce vefat etmişti ve kendisine bu konudan hiç bahsetmemişti. Acaba neden bahsetmemişti, yoksa o da mı bilmiyordu. Bu soruların cevabını bir haftayla kaçırdık. Yine bir başka kişinin dedesinin bir aile tarafından evlatlık olarak büyütüldüğünü belirlemiştim. Torunu yıllardır bir soyadına ait sanıyordu kendisini ama aslında başka bir ailedendi. Uzaya çıkan ilk Yahudi olan ve dönüşte Columbia uzay mekiğinin düşmesi sonucu yaşama veda eden Ilan Ramon’un eşi Rona’nın ailesi de Tire’nin köklü ailelerinden Barsimantov’lardır. Anlatacak o kadar çok hikayem var ki…

Kaynak: tireyahudileri.com
Kaynak: tireyahudileri.com

Toplumun bir kesiminin bir yeri terk etmesi, geride kalanlara ne hissettiriyor? Terk edilmiş evler, ibadethaneler, sokaklar…bunun hüznünü yaşayanlar oluyor mu? Geride kalanlardan komşularını arayanlar var mı?

Alliance Israelite Okulu Müdürü Bohor Amiel’in 29.09.1922 tarihli mektubunda (Tire’nin kurtuluş tarihi 04.09.1922’dir) Yunan ordusu ve Rum halkının giderken sadece Müslümanlara değil Yahudilere de eziyet ettiklerini, mallarını yağmaladıklarını anlatılır. Anlatımı, Tire’de yaşayan bir Müslüman’dan farksızdır. Tire Yahudileri “yaşadığın yere uyum sağla” görüşünü benimseyen akımdandılar. İşgal Kuvvetleri komutanının işbirliği teklifini red ettiler. Hatta, dönemin Hahamı İsmael ha-Cohen bu nedenle çok zor durumda kalmıştı. Bu zor dönemlerde kader birliği yapmış olan iki halk doğal olarak birbirini kolay unutamıyor. Bütün içtenliğimle söylüyorum ki, o dönemleri sorduğum her yaşlı vatandaşımızın yüzüne bir gülümseme yayılıyor ve başlıyor güzel anılarını anlatmaya. Her yıl İsrail’den eski vatanlarını ziyaret etmeye gelenler olduğu gibi Tire’den de arkadaşlarını ziyarete gidenler oluyor. 50-60 yıllık dostluklar biliyorum. Tire’nin en büyük şansı ise, Başkanımızın ilk döneminde, Yahudi mahallesini kentsel koruma planı içine alması. Bu mahalle, 100-150 yıllık evleriyle olduğu gibi o dönemi bize yaşatıyor.

Kaynak: tireyahudileri.com ; Avşalom Levi, Liya Colodro, Salamon Canias ve Refail Beja (1950)
Kaynak: tireyahudileri.com ; Avşalom Levi, Liya Colodro, Salamon Canias ve Refail Beja (1950)

Tarihi sinagoglar, eski Sefarad evleri, yemekleri , oyunları, deyimleri Tire’de izleri hâlâ kaldı mı?

Tire’de 3 tane sinagog varmış: Kaal Yachan, Kaal de Abaco ve Kaal Shalom. 1916 büyük yangınında üç sinagog da yanmış. Sonrasında Shalom Sinagogu restore edilmiş. 1960’lı yıllarda kentte kayda değer bir cemaat kalmayınca Vakıflar Müdürlüğü’ne devredilmiş ve halen bir mefruşat mağazasına kiraya veriliyor. Belediye olarak bu sinagogu devralarak restore etmek ve Tire Yahudileri Müzesi olarak kullanıma sunmak istedik. Vakıflar Bölge Müdürlüğü ile bu konuda anlaşarak protokol imzalamamıza rağmen sonradan karşımıza bazı bürokratik sorunlar çıktı. Ancak, kentimize bir Yahudi Müzesi kazandırma projemiz rafa kalkmadı. Evlerin bir çoğu daha önce bahsettiğim gibi ayakta.

Tire gastronomisi Yahudi ve mübadele ile Girit ve diğer yerlerden gelen halklardan etkilenmiştir. Pandispanya, boyoz, sübiyye, somata, kavrulmuş karpuz çekirdeği, kurabiye çeşitleri ilk aklıma gelenler. Abraham Galante’ye göre, Tire cemaati kağıt oyunları oynamayı çok severmiş. Bendeki bir çok aile fotoğrafında da genç kızların elinde iskambil kağıdı vardır. Bize bıraktıkları oyun ise Karambol’dür (Carambola). Bu oyun bilardoyu andırır ancak büyük dikdörtgen bir alanda (12×4 mt), tahtadan yapılmış toplar ve leklerle oynanır. Sefarad Yahudileri’nin kentimize getirdiği bu oyun, başka hiçbir kentte görülmemiştir. Dini yaşamlarına bağlılıkları nedeniyle Tire’ye “Küçük Safed” adı verilmişti. Tire’de bir dönem 3 adet Yeşiva vardı; bu nedenle, kente “Bilge Adamlar ve Yazarların Önemli Kenti” denirdi. Ayrıca, cemaatin dinine olan bağlılığını anlatmak için İzmir’de şu deyim çok kullanılırdı: “En Tirya, quando no hay pechcado en Chabbat se passan.”

Khal Shalom (Kal Şalom) Sinagogun şimdiki hali
Khal Shalom (Kal Şalom) Sinagogun şimdiki hali

Tire’deki eskiden yaşayan yahudi nüfus ne kadardı? Bu nüfus şu an kaç kişi? 

Tire’ye gelen gezginlerden ve nüfus tahrirlerinden görebildiğimiz kadarıyla 18. Ve 19. Yüzyılda Yahudi nüfusu 1.500 ile 3.500 arasında gidip gelmiş. Geçmiş yüzyıllarda İzmir’de kayda değer bir yerleşim yokken Tire çok daha önemli bir merkezdi. Dolayısıyla Yahudi nüfusu da fazlaydı. Ancak, İzmir’in önemli bir liman kenti haline gelmesiyle dünyadan gelen bir çok levantenin yanı sıra Tire’den ve Manisa’dan da İzmir’e göçler yaşanmıştır. Cemaatin devamı açısından göç edenlerin yerine çeşitli ülkelerden ve Anadolu şehirlerinden Tire’ye gelenler de uzun süre kentteki kimliği devam ettirmiştir. İsrail Devleti’nin kuruluşuyla göçler artmış ve 1960’lı yıllara gelindiğinde Yahudi nüfusu çok azalmıştır. 2009 yılında Sami Beja Günel’in (Eczacı Sami) vefatıyla ilçedeki Yahudi varlığı son bulmuştur.

11

Aile ağaçlarında karşınıza en çok çıkan soyadlardan bir kaçını alabilir miyim?

Soyadı Kanunu değişikliği sonrası bilindiği üzere ülkemizde yaşayan Yahudi aileleri birer Türkçe soyadı edindiler. Bu dönemde aynı aileden bazı bireyler dahi farklı soyadları aldılar. Ben bugüne kadar 403 adet farklı soyadı alındığını tespit ettim ve bunları 159 ana soyadı altında topladım. Bir örnek vermek gerekirse; Sardas (Sadra) ailesinin üyeleri, kanun sonrası Üstün, Uyguner, Yenidünya, Talşik, Örgün ve İdgü soyadlarını almışlar. Tabii, bu yeni soyadlarından ana (kök) ailelere gitmek çok zor oluyor ve zamanla 159 olan ana soyadı toplamını 120’lerin altına düşürmeyi amaçlıyorum. Tire’nin en kalabalık ve önemli ailelerinden bazıları: Barsimantov, Sardas, Levi, Azar, Beja, Kanyas, Kohen, Bonomo, Çiprut, Danon, Eskapa, Mizrahi, Kalomiti ve Saban’lardır.

Kaynak: tireyahudileri.com
Kaynak: tireyahudileri.com

Belgeselinizin tanıtımı çok olumlu tepkiler alıyor. Kimlerle çalıştınız? Ne zaman tamamlanmış olarak televizyonlarda izleme imkânımız olacak?

Müzeyle birlikte yaşama geçirmek istediğim en büyük proje Tire Yahudileri ile ilgili iki bölümlü bir belgesel çekmek. Yönetmeni değerli dostum Fatih Aycı. Senaryoyu başarılı yazar ve senaryo yazarı Murat Arslan kotarıyor. Yönetici yapımcı (executive producer) da yılların deneyimi, bir çok ödüle ve ses getiren işe imzasını atmış olan Sadık Deveci ağabeyimiz. Bu proje kırka yakın işinde uzman ve bize inanmış profesyonelle gerçekleştirilecek. Son sinema teknikleri, teknolojik ekipmanlar ve işin duygusunu izleyene geçirecek bir tarzla çekilecek.

(belgesel tanıtımını izlemek için tıklayınız)

Tanıtımda tek başına Tire’deki mahallesini, evini ziyaret eden beyin hikayesini sizden dinleyebilir miyim? Hüzünü izleyenlere geçiyor.. Kendisine nasıl ulaştınız? 

Teaser’da bize, kökleri Tire’den olan tiyatrocu Hayim Simsolo beyefendi eşlik etti. O ev, Bohor Moşe Kalomiti ve ailesinin çok uzun yıllar oturduğu bir evdir. Üç kardeşi, daha önce Fransa’ya göç etmiş olan bir diğer kardeşlerinin yanına gider. Amaçları evlenmek için uygun birer aday bulmaktır. Ancak, kısa süre sonra savaş başlar. Ev sahibi İsak Kalomiti orduya katılır ve savaş bitip eve döndüğünde kardeşlerini bulamaz. Yıllarca kimse bu üç kardeşin (Esther, Miriam, Nissim) akıbetini bilemez. 1993 yılında, Bohor Moşe’nin torunu Oded Mann (kendisi çok iyi dostumdur), Tel Aviv’deki Beit Hatefutsot Müzesi’ni ziyaret eder ve arşivde soyadı ile ilgili araştırmalar yaparken söz konusu üç kardeşin Auschwitz kurbanları arasında olduğunu tespit eder.

Konuyu annesine açar ve 10 kardeşten tek yaşayan, 91 yaşındaki Haim Kalomiti’ye durumu anlatmaya karar verirler. Kendisi çok yaşlıdır ama kardeşlerinin sonunu bilmeyi hak etmektedir. Haim, belgeleri eline alıp okuduktan sonra gökyüzüne bakar ve uzun bir iç çeker. Esther, Miriam ve Nissim’in başına gelenleri tam elli yıl sonra öğrenebilmiştir. Kalomiti ailesinin başına gelenler beni çok etkilemişti. Küçücük bir Ege kentinde de doğsanız, kader sizi işte böyle kendisine çekebiliyor. Belgeselimizin bir bölümü genel olarak cemaatimizin tarihçesini, gündelik yaşam tarzını ve bir çok detaylı bilgiyi içeren, canlandırma tekniğini kullanacağımız şekilde olacak. Diğer bölümünde ise bu ailenin özeline inilerek, buradan savaşın anlamsızlığını ve soykırımın vahşetini aktarmaya çalışacağız.

Kaynak: tireyahudileri.com
Kaynak: tireyahudileri.com

Her hangi bir destek aldınız mı bir bakanlıktan veya her hangi bir fondan? Bir diğer deyişle sponsorunuz var mı?

Daha önce de belirttiğim üzere, Tire Yahudileri’ni dünyaya tanıtma projesi tamamen kâr amacı gütmeyen, sosyal bir proje. Verdiğimiz hiçbir hizmetten ücret talep etmiyoruz. Dolayısıyla hiçbir düzenli düzensiz gelirimiz yok. Belediyemizin desteğiyle çıkardığımız bir kitap ve benim 3 yılımı harcayarak ve çevremdeki gönüllü dostlarımdan aldığım destekle ortaya çıkardığımız bir veri bankası-internet sitesi var. Bu belgeselin, öğrenci işi, el kamerasıyla çekilmiş bir iş olmasını istemiyorum.

Kentimi ve cemaatimizi en mükemmel şekilde anlatabilmek ve bu ruhu izleyene geçirebilmek istiyorum. Bu da, tabii ki, bütçeyle olabilecek bir hedef. Bugüne kadar, hiçbir kurumdan ne fon talep ettim ne de aldım. Ancak, bu sefer desteğe ihtiyacımız var. Gönüllülük esası bir yere kadar götürüyor insanı. Bu nedenle, projemizle, yaptıklarımız ve yapacaklarımızla ilgili bir sunum dosyası hazırladım. Bazı dostlarım, dosyayı New York’ta yaşayan Yahudilerle paylaşacak. Oldukça umutluyum. Ülkemizden de ilgilenen olursa her türlü detayı paylaşmaktan mutluluk duyarım. Sponsorlar için tabii ki, bir çok avantajlar sağlayacağız. Belgeselimizin öncelikle her yıl mart ayında New York’ta yapılan Sefarad Yahudileri Film Festivali’nde gösterilmesini amaçlıyoruz. Sonrasında da Amerika, Kanada ve Avrupa’daki çeşitli Yahudi Filmleri festivallerine katılacağız ve bazı televizyon kanallarıyla gösterim için anlaşmalar yapacağız.

Kaynak: tireyahudileri.com
Kaynak: tireyahudileri.com

Murat bey, bu toprakların çok kültürlü izlerinin unutulmaması için çabalarınız hepimiz için çok değerli. Böyle bir çalışmaya bu kadar emek harcadığınız için başta size ve fikrinizi hayata geçirmek için destek olan sponsorunuza çok teşekkür ederim…

Ben de size adımızı duyurmak için vesile olduğunuz için teşekkür ederim. Şehirler tarihleriyle yaşarlar. Hâlen Tire’de 20 farklı restorasyon projesi bir arada yürütülüyor. Burası Aydınoğulları Beyliği’ne de başkentlik yapmış bir kent. Tam bir gizli cennet. Tarihe, huzura, yeşile ve gastronomiye meraklı olan herkesi kentimize bekliyoruz. (Riva Hayim)

3 comments on “Röportaj: Ses Getiren Yahudi Arşivi Çalışması Tire’den Çıktı

  1. […] bu arşivi oluşturmaya başlamış. Sanus, Yahudi kültürüyle ilgili yayın yapan Avlaremoz* adlı internet sitesine verdiği söyleşide çıkış noktasını “1920’li, […]

  2. […] Yahudi toplumu, gerek Tire, Ankara, İstanbul, Selanik, Tsafet, Manisa gibi muhtelif Osmanlı kentlerinden, gerekse İber […]

  3. […] Yahudi toplumu, gerek Tire, Ankara, İstanbul, Selanik, Tsafet, Manisa gibi muhtelif Osmanlı kentlerinden, gerekse İber […]

Comments are closed.