Kaynak: Agos
HDP milletvekili Garo Paylan Varlık Vergisi’nin yıldönümünde hak ihlallerinin araştırılması ve adaletin sağlanması amacıyla Meclis Araştırması açılmasını talep etti.
Paylan teklifin giriş metninde şu ifadelere yer verdi:
“Ülkemizdeki azınlık toplumlarının büyük bir yıkım daha yaşamasına neden olan Varlık Vergisi yasası 11 Kasım 1942 tarihinde TBMM tarafından oybirliğiyle kabul edildi. Üzerinden tam 79 yıl geçmesine rağmen, Varlık Vergisi yasasının mağdur ettiği yurttaşlarımızın kayıplarını tespit etmek için TBMM bugüne kadar adım atmadı.
Bu nedenle; Varlık Vergisi yasasını hazırlayan ve uygulayan kamu görevlilerinin belirlenmesi, yaşanan can ve mal kayıplarının tespit edilmesi, mağdur olan kişilerin maddi ve manevi kayıplarının tazmin edilmesi, bu sayede geçmişle yüzleşmenin sağlanması ve geç de olsa adaletin yerini bulması için, Anayasa’nın 98’inci, İç Tüzüğün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederiz.”
Paylan’ın teklifinin gerekçesi şöyle:
“Müslüman yurttaşlarımızdan farklı tarifeyle, Hristiyan ve Yahudi yurttaşlarımızdan fahiş servet vergisi alınmasını düzenleyen Varlık Vergisi Kanunu bugünden tam 79 yıl önce, 11 Kasım 1942 tarihinde TBMM’de 350 milletvekilinin oybirliğiyle kabul edilmiş ve yürürlüğe girmiştir. Varlık Vergisi Kanunu, Başbakan Şükrü Saraçoğlu hükümetinin “Türk burjuvazisi” oluşturma yolundaki bir icraatıdır. Saraçoğlu Varlık Vergisi Kanunu’nun gerekçesini: “Bu kanun aynı zamanda bir devrim kanunudur. Bize ekonomik bağımsızlığımızı kazandıracak bir fırsat karşısındayız. Piyasamıza egemen olan yabancıları böylece ortadan kaldırarak, Türk piyasasını Türklerin eline vereceğiz. Bu memleket tarafından gösterilen misafirperverlikten faydalanarak zengin oldukları halde, ona karşı bu nazik anda vazifelerini yapmaktan kaçınacak kimseler hakkında bu kanun, bütün şiddetiyle uygulanacaktır.” diye ırkçı ifadelerle açıklamıştır.
Varlık Vergisi mükelleflerinin yüzde 87’si, nüfusun yüzde 3’ünü oluşturan Hristiyan ve Yahudi azınlıklardan oluşmaktaydı. Bu yurttaşlardan Müslümanlardan misliyle farklı olarak, yüzde 50 oranında vergi alınmaktaydı. Varlık Vergisi kapsamında 315.000.000 TL vergi toplandığı, toplanan verginin 280.000.000 TL’sinin ise Hristiyan ve Yahudi yurttaşlara ödetildiği bilinmektedir.
İkinci Dünya Savaşı’nın yokluk yıllarında Varlık Vergisi’yle Hristiyan ve Yahudi vatandaşlarımız bir yıkım daha yaşadı. Yıkıcı vergiyi ödeyemeyen vatandaşlar arasında; Türkiye’yi terk etmek zorunda kalanlar, vergiyi ödemek için mallarını yok pahasına haraç-mezat satanlar, işlerini, tüm varlıklarını, hatta hayatlarını kaybedenler oldu. Vergiyi ödeyebilecek güce sahip olmayan Hristiyanlar ve Yahudiler, 27 Ocak 1943 tarihinden itibaren Eskişehir’in Sivrihisar ve Erzurum’un Aşkale ilçelerindeki çalışma kamplarına gönderilmek üzere bazı merkezlerde toplandılar. Dedem dâhil binlerce yurttaşımız Aşkale’deki kamplara gönderilerek, mükellef tutuldukları Varlık Vergisi’ni ağır iklim şartlarında ve büyük baskılar altında bedenen çalışarak ödemek zorunda bırakıldı. Çalışmak için gönderilenler arasından bilinen 21 kişi yaşamını kaybetti. Sorumlu tutuldukları vergiyi çalışarak ödeme kuralı ise sadece Hristiyan ve Yahudiler için getirilmişti.
Vergilendirilen gruplar arasında en fazla vergi yükünün azınlıklara yüklenmiş olması, onların Türkiye Cumhuriyeti tarafından “eşit yurttaş” olarak görülmediğinin en büyük işaretlerinden biridir. Bu acı ve adaletsiz durum, kendisini 13 yıl sonra 6-7 Eylül 1955 tarihinde tekrar göstermiştir. Türkiye’de tutunmaya çalışan son azınlıklar da, bu iki vahim olay ile yaşadıkları topraklarda eşit yurttaş olma umudunu yitirmiştir. 1914 yılında nüfusun yüzde 40’ını oluşturan Hristiyan ve Yahudi halklar, 1927 yılında yüzde 3, günümüzde ise binde 1 seviyesine inmiştir.
Sonuç olarak, birçok ölüme, yoksulluğa ve en önemlisi azınlıklar için Türkiye’de eşit yurttaşlığa dair umudun yok olmasına neden olan icraatlardan biri olan Varlık Vergisi, günümüzde hala araştırılmamış, azınlıkların bu uygulama sonucunda yaşadığı mağduriyetler ve ortaya çıkan adaletsizlikle yüzleşilmemiştir. Bu bağlamda, Varlık Vergisi nedeniyle oluşan hak ihlallerinin araştırılması ve adaletin sağlanarak Türkiye halklarının birlikte, adilce yaşama iradesinin ve umudunun tekrar canlanabilmesi için TBMM geç de olsa sorumluk almalıdır. Bu amaçla bir Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz.”
[…] kurbanlarının ve ne kadar vergilendirildiklerinin kesin olarak tespit edilmesi için bir Meclis Araştırma önergesi verdi. Bu önerge tamirat için zaruridir. Ancak bu bilgiler resmen yayınlandıktan sonra […]