70. Yılında 70 Kişinin Gözünden Şalom (Bölüm 3/7)

Şalom Gazetesi’nin 70. yılı dolayısıyla 7 parça halinde hazırladığımız röportaj dizimizin üçüncüsü ile yayındayız. Diğer röportajlarımıza ulaşmak için buraya tıklayın.

Avram Leyon, Fotoğraf: Şalom

Reyan Tuvi, 50, Belgeselci/Gazeteci, İstanbul

Türkiyeli Yahudiler’in basılı yayın organı olan Şalom’u, hem cemaat haber ve meselelerinin hem de Türkiye haberlerinin paylaşıldığı bir mecra olarak görüyorum. Yahudiler’in birbirinden haberdar olmasının getirdiği dayanışma ve birliktelik hissini pekiştiren ortak bir alan olması da yayının önemini artırıyor.

Şalom’a ilk kez, çocukluk ve gençlik yıllarımın geçtiği İzmir’de gazetecilikle ilgilendiğim zamanlarda ilgi duyduğumu hatırlıyorum. Daha yoğun bir Yahudilik hissinin verilmeye çalışıldığı o ortam ve yıllarda, aile ortamında da adı geçerdi ancak eve alınmazdı.

Şalom’u hiçbir zaman hakkını vererek okumadığımı üzülerek itiraf etmeliyim. Bu bende zaman zaman özeleştiri yapma gereği de uyandırmıştır. Ancak çok uzun aralıklarla göz attığım Şalom’un kendini değişen çağa ayak uydurmaya ve azınlık gazetesi olmaktan çıkıp genel okuyucuya hitap etmek için bir atılım yapmaya doğru yöneldiğine inanıyorum.

Yahudi kimliği çok sık aklına gelmeyen biri olarak Şalom’la da [Yahudi kimliğim arasında] bir bağ kurmuyorum.

Gözlemlerime dayanarak, Türkiye toplumunda, Şalom’a, ‘’azınlık gazetesi’’, ‘’Yahudiler’in yayın organı’’ ya da ‘’Yahudiler’in ifade imkanı/ fırsatı’’ perspektifinden bakıldığını söyleyebilirim. Türkiye’deki Yahudi nüfusun mevcutta ülke nüfusuna göre oldukça düşük olması ve gittikçe azalması da bu bakışı perçinliyor.

Sıklıkla okumamış olsam da, Şalom’un Yahudiler’in basılı yayın ihtiyacını bir ölçüde karşıladığını düşünüyorum. Geçmiş yıllarda da bugün de Şalom alan Yahudiler’in evlerine hep başka gazeteler de girdiğini gözlemledim. Bugün artık Türkiyeli Yahudiler yoğun bir şekilde sanal medyadan da Türkiye ve dünyayı takip ediyorlar. Nüfusu gittikçe küçülmekte olan Türkiyeli Yahudileri büyük ölçüde görünür kılan Şalom’un, birleştirici bir yanı olduğunu teslim etmekle beraber gazetenin yeterince risk almadığını ve antisemitizme karşı verilmesi gereken mücadelede istikrarlı bir yol izlemediğini düşünüyorum.

THY dış hatlar uçuşlarında sadece Şalom değil birçok başka gazete de yer almıyor. Gazetelerde bilinçli olarak bir seçim yapılıyorsa ki- ben böyle bir izlenim edindim- diğer gazetelerin olmaması bana ne hissettiriyorsa, Şalom ya da Agos’un yer almaması da aynı şeyi hissettiriyor.

Şalom’a abone değilim ve genelde satın almıyorum. Gazeteyi takip etmiyorum. Zaman zaman internet sitesine göz atıyorum.

[Neden okumadığım sorusunun cevabını] vermeye çocukluğumdan başlamam gerekli belki de. Farklı görüşlere ve dünya meselelerine açık bir ailede büyüdüm. Evimize onlarca yıl boyunca Cumhuriyet ve başka bir iki gazete daha girdi. İzmir’deki çocukluğum ise- ailemi bunun dışında tutarak- Yahudi kimliğinin fazlasıyla altının çizildiği bir ortamda geçti. Dolayısıyla kendimi bildim bileli, biraz da tepkisel olarak, hep bu çerçeveyi kırmaya çalışarak yaşadım. Başka hayatlara ve dünyalara açılma çabamda, birçok Yahudi unsuru hayatımın dışında bıraktım. Bu geçmişimi Şalom’a bağlamaya çalışırsam, gazeteciliğe başladığım yıllarda, bir dönem ilgi duymuş olsam da, zaman içinde Şalom da alışkanlıklarımın dışında bıraktığım unsurlardan oldu. Bu tarz bir yayın organı, bana o zamanlarda da sınırlı ve dar bir dünya sunuyordu, sanırım bugün de… Geleneklerimi ve kimliğimi inkar etmesem de, Şalom bende zaman zaman merak uyandırsa da, sadece onu okumanın bana yetmeyeceği bilinciyle, hep başka bilgi kaynakları arayışında oldum.

 

Rafael Sadi, 62, Ticaret, İsrael

Şalom Gazetesi ile Yahudi kimliğimiz arasında nasıl bir bağ var diye soruyorsanız cevap çok basit. Şalom Gazetesi, Türk Yahudileri’nin simgesi, sembolüdür. Bu her ne kadar bizim için böyle ise geniş toplum dediğimiz Müslüman Türkler için de öyledir. Bunu sonucu olarak da Şalom Gazetesi her kelimesinde, her noktasında çok ama çok dikkatli olmak zorundadır. Açık veremeyiz. Gözler hep Şalom’un üzerinde olacaktır. Yapacak bir şey yok yaşadığımız toplum budur ve Şalom Gazetesi yönetimi de buna uygun yayın yapmaktadır haklı olarak.

Şalom aynı zamanda barış demek olup Yahudiliğin esasını teşkil eder. Barış olmayan bir Yahudilik kavramı mümkün olamaz.

Sosyal medyanın yanında basılı yayın hem daha pahalı hem daha zahmetli. Ancak Şalom’un sosyal medyada varlığı onur vericidir. Olmaması eksiklik olurdu.

Şalom’a abone değilim. Elimden geldiğince takip ediyoruım. Bazen sinirlensem de okuyorum. Haklı olarak muhalif olma şansı yok bazen yandaş medya gibi yazılar çıkıyor. Hangisi diye sormayın, çıkınca dikkatinizi çekerim.

 

İgal Ers, 27, Analist, Barselona

Şalom, benim için Türk Yahudi Toplumu’nun resmi sesini temsil ediyor. Bu da değişik “çatlak” seslerin potada erimesine neden oluyor.

Türk Yahudisi bir birey olarak öyle ya da böyle biz de varız demesini sağladığı için Şalom’un önemli olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar ulaştığı kesim ufak da olsa ulusal konuşmaya dahil etmesi azımsanamaz bir önem teşkil ediyor.

Daha önce bahsettiğim gibi “resmi” sesin temsilcisi olduğu için söylenenler her kesimin düşüncesini yansıtmıyor. Ayrıca yeni medyadan da fazla faydalanılamıyor, bu yüzden biraz eski usul görülmesine neden oluyor.

Şalom’a abone değilim ama ailem abone. Şalom’un yazar kadrosuna dahil olduğum kendi bölümümde çıkan yazıları takip ediyorum ancak gazetenin tamamını sürekli olarak okumuyorum.

 

Avi Haligua, 38, Proje Koordinatörü, Vancouver

Şalom her şeyden önce, Türkiyeli Yahudi kimliğinin var olduğunu ifade ediyor. Hahambaşının da katıldığı iftarları falan saymazsak, Türkiyeli Yahudilerin kamusal alandaki nadir görünütülerinden biri Şalom. Maalesef, fazlasıyla “Türk”, bazen karışık, bazen çapraşık. Nadiren de olsa pasif-agresif. Ama asla agresif değil. Hem yaşadığı coğrafyanın, hem de imparatorluk sonrası ulus devletin ağır kimlik bunalımlarından payına düşeni ziyadesiyle almış bir Yahudi Cemaati gazetesi. Yani, özetle biraz ben, eh okuduğunuza göre biraz da siz. Benim için, son tahlilde, içine doğduğum cemaatin gazetesi. İstanbul’dan çok uzaklarda, evdekilerin neler hissetiğini, yaşadığını anlamama yardımcı bir kör değneği.

Okumaya meraklı bir çocuktum. Yöremde bulduğum her şeyi okurdum. Bu sebeple düzenli yayınları ne zaman okumaya başladığımı hatırlamıyorum ama çocukluğumdan hatırladığım sayfa boyu, logo ve dizaynlar var. Bir de nedense diğer mekanlardan daha çok gramamamın evinde hatırlıyorum Şalom’u. Çocukluğumun Şalomu’ndan hatırladığım bir diğer ayrıntı ise gazetenin o zamanlar daha fazla Ladino içerdiği.

Türkiyede yayınlanan her gazete döneme göre daha çok ya da daha az haber yapar. Şalom da takip edebildiğim kadarıyla bu gerçeklikten muaf değil. Bu sebeple Şalom’un daha iyi ve daha kötü dönemleri var demek daha doğru olabilir. İlk okuduğum Şalom’dan beri internetin de icat olduğunu hesaba katarsak, [ilk okuduğum Şalom ile son okuduğum Şalom] karşılaştırması biraz zorlaşıyor.

Şalom istesem de istemesem de benim de parçam. Türkiye’de Yahudi kimliğinin nadir tezahürlerinden birisi olarak beni de temsil ediyor.

Vallahi bana göre [Şalom] Türkiye’de “Yahudi Cemaatinin Gazetesi” olarak biliniyorsa fazla söze hacet yok. [Türkiye toplumundaki algısının] afedersin Rum gibi, afedersin Ermeni gibi algılandığını düşünüyorum. Bir de milliyetçilik ve din soslu kapitalizmle iyice bulanıklaşan Türkiye’de, soyu tükenmekte olan Yahudi cemaati üyelerinin ahval ve şeraiti ortada. Gazete algısına gelene kadar epey yolumuz var.

[Yahudilerin] basılı yayın ihtiyacı var mı bilecek kadar yakında değilim. Ancak bir cemaatin, bir yayın organı olması hiçbir zaman hayra alamet değildir diyebilecek kadar da uzaktayım. Şalom tek olmaktan muzdarip bir yayın organı. Tek olduğu için söyledikleri “resmileşiyor”. Bu sebeple de “her şeyi” söyleyemiyor. Öte yandan net, bir politik hat ile yönetildiği için haberleri tekil bir perspektifin ürünleri. Başka görüşlerin, tartışmaların olmadığı bir Yahudi kamusal alanı, zaten tek tipleştirilen Yahudi bireyi bir kere daha kalıba sokuyor.

[Şalom’un THY dış hatlar uçuşlarında bulunmaması] Türkiyeli bir Yahudi olduğumu hissettiriyor. Türkiyeli bir Yahudi olmanın, Türkiye’de ne manaya geldiğine dair güzel bir gösterge.

Şalom’a abone değilim, internetten takip ediyorum.

 

Albi Angat, 44, Finans Müdürü, İstanbul

Şalom bana objektif haber yapan bir gazeteyi ifade ediyor. Şalom’u ilk kez 1990 senelerinde babamın iş yerinde okudum. Aboneydi babam. İlk okuduğum Şalom, pek içeriği olmayan bir gazeteydi ama son yıllarda çok gelişti. Genç, kültürlü dinamik yazarlar edindi. Uluslararası röportajlar yapan, siyasi olsun ekonomi olsun, özellikle kültürel dallarda büyük çıkış yaptı Şalom Gazetesi. Şalom Gazetesi’yle bağım; her hafta okuma isteğim, takip etme isteğim, özellikle kültürel konuları… Şalom algısı Türk toplumunda maalesef önyargılı, objektif olmadığı düşünülüyor. Halbuki tam tersi, Yahudilerin basın ihtiyacını maddi yönden tam olarak karşılayamıyor olabilir.

Şalom Gazetesi THY uçuşlarında kesinlikle yer almalı, daha çok kitleye ulaşmalı ve Şalom Gazetesi’nin sadece Yahudi Cemaati gazetesi değil objektif, çağdaş, demokratik bir gazete olduğu belirtilmeli.

Şalom’a abone değilim. Ağabeyim abone, oradan faydalanıyorum. Aynı zamanda internet sitesinden de takip ediyorum.

 

Niso Hakim, 52, Avukat, İstanbul

[Şalom’u] Yahudi toplumundan haber kaynağı ve Yahudi toplumunun geniş toplumdaki en göz önündeki ve açık temsilcisi olarak görüyorum. Özellikle yoğun sosyal medya kullanımı ve teknolojik iletişim kanallarının bu denli artması ile çok daha fazla göz önünde ve takipte. Bu bakımdan Yahudi toplumunu temsili ve bağlayıcılığı açısından önemi çok fazla.

[Şalom’u] çocukken babam eve getirdiğinde okurdum. Çok fazla ilgimi çekmezdi. Sadece Yahudi toplumunun gazetesi olarak bilirdim ve genellikle yaşı büyükler okurdu. Bir de şunu hatırlıyorum; gazete bir türlü atılmazdı, uzun süre evde birileri okurdu.

[İlk okuduğum Şalom ile son okuduğum Şalom arasında] çok fark var. İlk okuduğum daha zayıf, daha az çeşitli, daha renksizdi sanki. Şimdi çok daha geniş bir haber çeşitliliği, konular ve içerik mevcut.

[Şalom ile Yahudi kimliğim arasında] önemli bir bağ var bence. Şalom’u okumak ve takip etmek Yahudi kimliği açısından bir gösterge olabilir.

Bana göre Türkiye toplumunun algısı şöyle: Şalom, Yahudi toplumunu temsil ediyor ve resmi söyleme pek dokunmadan ve zıtlaşmadan, suyunda bir politikası var.

Bence [Yahudiler’in] basılı yayın ihtiyacı bu kadar. Ancak özellikle yaşı daha küçük olanların takibi için sosyal medya ve dijital alan çok önemli. Bu alanlara yapılacak yatırımın klasik yazılı basın mecrasına yapılacak yatırımdan daha önemli ve elzem olduğunu düşünüyorum.

[Şalom’un THY uçuşlarında bulunmamasını] bir eksiklik olarak hissetmiyorum.

[Şalom’a] abone değilim. Genelde kitapçılardan satın alıyorum. Gazeteyi takip ediyorum, internet sitesini pek takip etmiyorum. Alışkanlığım böyle.

 

Rozi Ülçer, 57, Emekli, İstanbul

[Şalom bence] Yahudi toplumunun tek basın organı ve yaşatmak için elimizden geleni yapmamız gereken bir gazete. Hem toplumumuzdaki olayları takip etmemiz ve parçası olduğumuzu hissetmemiz açısından, hem de merak edenlere kendimizi tanıtabilmemiz açısından çok önemli.

[Şalom’u ilk defa okuyalı] uzun zaman oldu, muhtemelen orta okul çağlarındaydım. [Şalom ile] ilk tanıştığımda annem, babam okuduğu için bakardım, bana çok hitap etmezdi sanırım. Judeo Espanyol ağırlıklıydı sanki. Çok anımsamıyorum. Ama 80’li yıllarda birçok arkadaşımın gerek dış basından yaptıkları tercümelerle, gerek yorumları ile gazeteyi “gençleştirdiğini” hatırlıyorum.

Bugün gazete haftalık olması sebebi ile gündemi geriden takip etse de, yorumları, araştırmaları ve dış haberler servisi ile geniş bir kitlenin ilgisini çekebilecek durumda. En büyük eleştirim, yazıların uzunluğunun konunun önemine göre değil, hazırlayanın yolladığı metine göre olması.

Şalom, dinim çoğunluktan farklı da olsa, ülkemde hür bir şekilde yaşadığımın ve sesimi duyurabileceğimin bir göstergesi.

[Türkiye toplumunda Şalom’u] çok önemsediklerini sanmıyorum. Entelektüel olmayan kesimin varlığından bile haberi olmaması muhtemel. Bilen de, daha çok toplumumuzu ilgilendiren bir gazete olduğunu düşünüyordur. Ya da bakalım Yahudiler neler yapıyor diye merak edip ara ara baktıkları bir gazete… Tek ağırlığı var olması.

[Şalom’un Yahudilerin basılı yayın ihtiyacını karşılıyor olması] hedeflenen amaca bağlı. Toplumumuzda gerçekleşen etkinlikler hakkında bilgilendirmek, kurumlarımızı veya farklı portreleri tanıtmak ise amaç, yerine getiriyor. Judeo Espanyol dilini yaşatmak için verdikleri mücadele ve El Amaneser de takdire şayan. Ayrıca gazete ile sınırlı kalmıyor, Şalom Dergi çok başarılı. Gönüllülerin ağırlıkta olduğu bir grupla bundan daha fazlasını başarmak çok güç. Yahudilerin basılı yayın ihtiyacını yeterli ölçüde karşılamadığını düşünen varsa destek versin, sadece eleştirmesin.

Geniş topluma sesimizi duyurma konusuna gelince: ilgisiz kişilerin ilgisini çekmeyi, olabilecek en iyi gazeteyle bile başaramayız diye düşünüyorum. Ama merak edip siteyi bir tıklayayım diyenlere doyurucu bir içerik sunmak lazım. Web sitesi çok iyi, konular çeşitli… Önemli olan dürüst olmak ve düşüncemizi doğru ifade etmek. Gazete bu açıdan da cesur ve başarılı.

[THY dış hatlar uçuşlarında Şalom’un yer almayışını] şu ana kadar hiç düşünmemiştim. Sizin gibi büyük düşünen gençlere ihtiyacımız olduğunu hissettirdi…

Bir ara şehir değişikliğinden [Şalom] aboneliğimi dondurdum, tekrar aktive etmem lazım, bana hatırlattınız.

Gazeteyi ve internet sitesini takip ediyorum. Okumadığım haftalar oluyor, vakitsizlik…

 

Teri Levi Yıldız, 40, İnsan Kaynakları İşe Alım Danışmanı, İstanbul

[Şalom’un] her kesime hitap eden, farklı yazarların, farklı konuların içerisinde yer alan, bizlerin tek basın organı olduğunu düşünüyorum.

[Şalom’u ilk kez] 12-13 yaşlarında [okuduğumu hatırlıyorum].

[Şu anda okuduğum Şalom’da eskisi Şalom’a göre] daha fazla yazar ve konu çeşitliliği var. [Şalom’un] bizim tek yayın organımız olması önemli.

Bence [Şalom] azınlık gazetesi olarak görülüyor. Hiç tahmin etmediğim kişilerin takip ettiği yazarlar olduğunu biliyorum.

Bence [Şalom] genel olarak [Yahudiler’in basın] ihtiyaçlarını karşılıyor. Farklı konular hakkında  bizleri bilgilendiriyor. Yapılan aktiviteler, alınan toplumsal kararlar hakkında bilgi veriyor.

[THY dış hatlar uçuşlarında] yabancı gazetelerin olması kadar Şalom’un da yer almasının önemli ve hakkımız olduğunu düşünüyorum.

[Şalom’a] abone değilim. İnternet sitesinden takip ediyorum.

 

Edi Baruh, 43, Fuar Organizasyoncusu, İstanbul

Şalom bence bir geleneğin devam ettirilmesidir. Şalom’u ilk kez 12-13 yaşlarımda okudum şu anda 43 yaşında olduğuma göre 30 sene olmuş… O zamanki Şalom’da Ladino sayfalar da vardı, ve daha amatörce hazırlanmış bir gazeteydi.

Ben Şalom’un genel olarak Türk Yahudi Cemaati’ni yansıttığına inanıyorum.

Geniş toplumdaki Şalom algısının Yahudi algısından bir farkı olduğunu düşünmüyorum. %90’ı Yahudi komşu istemeyen Türk halkı Şalom’u da hoş karşılamıyordur.

Bence [Şalom Yahudilerin basılı yayın ihtiyacını] yüksek oranda karşılıyor, cemaat faaliyetlerini ele alıp sunma biçimi gayet güzel. Eksiklik olarak biraz daha cesur bir duruşu olabilir sanki.

THY’yi yöneten zihniyet belli olduğu için Şalom’un [THY dış hatlar uçuşlarında] yer almaması gayet doğal. 10.000 kişiye hitap eden Şalom’dan önce milyonlarca kişiye hitap eden bir takım muhalif gazeteleri dahi uçakta bulundurmuyorlar.

Şalom’a abone değilim. İnternet sitesinden takip ediyorum.

 

Rifka Koray, 56, Emekli, İstanbul

Şalom’u benden bir parça olarak görüyor ve aynı zamanda da onun bir parçası olduğumu hissediyorum. Yani oldukça kuvvetli bir aidiyet duygusu ifade ediyor bana. Ortadan kalksa veya bir sebeple ulaşıp okuyamasam “sıla hasreti” olurdu yokluğu.

Şalom’un eski halini 1960’lı yılların sonlarına doğru, anneannem Şişli Sinagogu’nun sokağındaki evinde okurken elinde gördüğümü hayal meyal hatırlıyorum. Daha sonraları, sanırım 1990’lı yılların ortalarında, yeni Şalom’la tanıştım ve okuma alışkanlığını o zamanlarda edindim. İlk okuduğum Şalom sanki içerik olarak daha dar çerçeveli, sadece bizim kimliğimize ve hayatımıza odaklı gibiydi. Şimdilerde Şalom’u yelpazesini genişletmiş, daha günlük hayata dair, daha magazinsel, daha renkli buluyorum.

[Şalom için] tam anlamıyla Yahudiliğimi ve Türkiyeliliğimi sarıp kucaklayan bir aidiyet bağı diyebilirim. İçeriği açısından Yahudilikle dolu ve lisanının Türkçe olması dolayısıyla da tam olarak Türkiye Yahudilerine hitap ediyor.

Türkiye toplumunun büyük bir çoğunluğunun, birçok konuda olduğu gibi Şalom konsunuda da maalesef “bilgisiz ama uzman düzeyde fikir sahibi” olduğunu düşünüyorum. Ekşisözlük’e bakarsak bu toplumda Şalom algısı çok olumsuz; antisemitizm Şalom algısını biçimlendiren unsur sonuçta. Ancak Türkiye Yahudi toplumunda Şalom’un, çok sevilen ve dikkatle takip edilen bir yayın organı olduğunu görüyorum.

Mevcut siyasi, sosyal ve kültürel şartlar altında, içerik ve düzey olarak hem yayım ekibi ve hem de okuyucu kitlesi açısından Şalom’un yeterli olduğunu düşünüyorum. Şalom’un eksikliği iç politikadan “yok sayacak kadar” uzak durması. En büyük faydası ise cemaatin aidiyet duygusuna hitap ederek, tarihi ve kültürel olarak nesiller arasında köprü rolü oynaması.

[Şalom’un THY dış hatlar uçuşlarında bulunmaması] politik bir sonuç olduğunu bildiğim için “genetik alışkanlık”tan olsa gerek hiçbir şey hissettirmiyor. Olsa çok hoş olurdu tabii ama olmaması bu nedenle beni hiç şaşırtmıyor.

Şalom’a aboneyiz. Gazeteyi hem internet ve hem de sosyal medya üzerinden takip ediyorum.

1 comment on “70. Yılında 70 Kişinin Gözünden Şalom (Bölüm 3/7)

  1. […] 70. Yılında 70 Kişinin Gözünden Şalom (Bölüm 3/7) […]

Comments are closed.