Arşiv Göze Çarpanlar

Mexico City’nin Yahudi Tarihini Korumak

Monica Unikel Tarihi Justo Sierra Sinagogu’nda
Fotoğraf: Zony Maya Kaynak: TabletMag

Kaynak: TabletMag Alan Grabinsky, 30 Ekim 2017

Çeviri: Nesi Altaras

Monica Unikel 23 senedir tur gezdiriyor ve aynı zamanda Meksika’nın başkentindeki en eski sinagogların birinde bir kültür merkezi yaratılmasına yardım etti.

1 Kasım’daki Ölüler Günü’nde binlerce Meksikalı aile Mexico City’nin en büyük mezarlıklarından olan Dolores Panteonu’na gidiyor. Burada mumlar yakılıyor, mariachi şarkıları söyleniyor ve ölü akrabaların mezarlarında yemek yeniyor. Sokağın hemen karşısında küçük Aşkenaz mezarlığında Monica Unikel özel bir tur gezdiriyor. Çünkü Meksikalı Yahudilerin bu güne özel bir ritüelleri yok. Çoğu Meksikalı’nın aksine Yahudiler ölü akrabaları için mihraplar yapmıyor ve Ölüler Günü’nde mezarlık ziyaretine gitmiyor. Bu nedenle Unikel’in Yahudi turları ona göre “Meksika Yahudilerinin kutlamalara katılmaları ve geniş topluma ölümle ilgili nasıl düşündüğümüzü göstermek için kaçırılmaz bir fırsat.

Unikel 20 yılı aşkın bir süredir Mexico City’nin 20. yüzyıl göçmen mahallesi olan La Merced’de aylık yürüyüş turları düzenliyor. 1920’lerden İkinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar Unikel’in ailesini de içeren Doğu Avrupalı Yahudi bir göç dalgası Meksika’ya geldi. Antisemitizmden kaçan Yahudiler Polonya, Ukrayna ve Almanya gibi yerlerdendi. Çoğu için Meksika ABD’ye giden yolda bir duraktı ama birçoğu ABD’nin uyguladığı göçmen kotaları nedeniyle Meksika’da kaldı. La Merced’e yerleştiler ve kumaş, terzilik ve küçük tüccarlık işlerine girdiler.

Unikel ayrıca Nidje İsrael sinagogunun içindeki Justo Sierra Tarihi Sinagogu kültür merkezini yönetiyor. Bu sinagog Mexico City’deki en eski sinagoglardan biri. Time Out dergisine göre burası başkentin merkezinde ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri.

Ukraynalı ve Polonyalı göçmenlerden oluşan ve 1920’lerde Meksika’ya ulaşan Unikel, Meksika Yahudi tarihine takıntılı. Mexico City’de Yahudi Araştırmaları üzerine hiçbir program olmadığı için İberoamericana Üniversite’sinde sosyoloji okudu ve bütün projelerini Yahudi meseleleri üzerine oluşturdu.

Unikel 32 yıldır evli olduğu kocasıyla Meksika’nın Engizisyon Arşivi’nde tanıştı. O sırada Justo Sierra yakınlarında 1594’te kazığa bağlanıp yakılan Carjaval ailesiyle ilgili araştırma yapıyordu. “Bence [kocamla tanışmam] Engizisyon’dan çıkan en romantik hikâye,” dedi gülerek.

Oğlu Jacko’nun doğumundan sonra, Unikel, Londra’ya gitti ve orada ilk kez bir Yahudi turuna katıldı. İbrani Üniversite’sinden aldığı fonla 1980’lerin sonunda araştırmacı olarak sözlü tarih projesi üzerinde çalışıyordu ve bu sırada Mexico City’nin merkezinde yaşayan Sefarad Yahudileriyle ilgili inanılmaz hikayeler dinledi. Bunun üzerine Londra’dan döndükten sonra bu deneyimle de birlikte kendi turunu başlatmaya karar verdi.

İlk turu 20 Kasım 1994’teydi. Bugün turları Meksikalı Yahudi okullarının müfredatının parçası.

Mexico City Yahudi Araştırma ve Arşivleme Merkezi’nin başındaki Enrique Chmelnik’e göre “Tarihi alanları korumak yeterli değil. Monica bunun ötesinde, Mexico City’nin Yahudi geçmişine başka kimsenin yapmadığı gibi hayat veriyor.

Asylum adlı bir Yahudi sanatçı kolektifinden 10 kişiyle birlikte bir salı sabahı Unikel’in turuna katıldım. […]

İlk durağımız Jardin de Loreto Plaza’ydı. Burada iki kilise Meksika’nın en eski iki sinagoguyla karşılıklı duruyor. Unikel siyah beyaz bir resim çıkardı – yıllardır aynını kullanıyor – ve arkamızdaki Monte Sinai’yi gösterdi. Bu Meksika’nın ilk sinagoguydu ve 1918 yılında çoğunlukla Ortadoğu’dan gelen Yahudiler tarafında açılmıştı.

Unikel binayı ilk gördüğünde ön cephesinde süsleme yoktu. Sonra biri ona şimdi elinde tuttuğu fotoğrafı gösterdi ve onun “aklını uçurdu.” Meğerse cephe 1980’lerde etraftaki binalarla uyum sağlaması için değiştirilmiş. Bunun sebebi de Papa John Paul II’nin ziyaretiymiş. 1990’larda restore edilmiş. Bina bir Mason mabedi gibi – Meksika’ya ilk gelen Yahudilerin birçoğu Mason’du – tasarlanmış. Yerleri kareli fayanslardan oluşuyor ve U şeklinde bankaları mevcut.

Mexico City’deki sinagoglar sokaklarının adını lakap olarak alıyor (Justo Sierra gibi) ve bir sonraki durakta bu lakap yüzünden ailesine bir mektupta İsa, Meryem ve Yahya’da dua ettik diyen bir Yahudi’den bahsediyor. (“Ailesi herhalde şok olmuştur.”)

Kalabalık sokaklar ve hoparlörlerden geçerek güneşli bir köşeye vardık. Burada eskiden bir kaşer kasap varmış. Turunu planlarken Unikel eski Yiddish gazeteleri taramış ve reklamlara odaklanmış. Bu sayede Soledad Sokak 20 numarayı bulmuş. Burada bugün çocuk elbiseleri satan dükkân eskiden Fuller’mış. Şehrin ilk kaşer pastanelerinden olan Fuller dönemin Meksika Yahudiler için çok bilinen bir yermiş. Bize gazete kupürleri gösterdi: mağazaların isimleri – Varşova, Rusya – göçmenlerin nostaljisini anlatıyor. En son yine Nidje İsrael’e, Justo Sierra Tarihi Sinagogu’na geldik. (Sinagog bir ay evvel gerçekleşen depremden sonra bir haftalığına kapanmış ama sonra şehirden izinle geri açılmıştı. Turda görülen hiçbir binaya zarar gelmemişti.)

Unikel turlarına başladığında sokaklar pazarlarla doluydu ve sinagoglara ulaşmak imkansızdı.  “Etraf savaş alanı gibiydi, ” dedi. İkinci en eski sinagog Nidje Israel, 1922’de Aşkenaz Yahudiler tarafından açıldı ve o da bakımsızdı. 1930’larda cemaat şehir merkezinden Roma, Condesa ve sonra Polanco gibi yeni orta sınıf mahallelere taşınmaya başladı. Sonra daha da uzaklara taşındılar; 1980’lerden beri 50 bin kişilik Yahudi cemaatinin çoğu şehrin dışında, dağlarda sitelerde yaşıyor.

Şehir merkezinde olmasına rağmen Nidje İsrael taşınmalardan sonra da faaliyete devam etti. Bunun sebebi Herrera ailesiydi. Dönme olan bu aile dua etmeye gelen herkese yemek veriyordu. Mekân sadece dua için kullanıldı: Raquel adlı bir Yahudi kadın bodrum katta kaşer şarap üretmeye başladı ve bir başkası, Isaac Betech, girişin yakınında zahter hazırlıyordu. (Unikel’e göre şehirdeki en iyi zahter buymuş). “Ne zaman bir grupla gelsem reaksiyon aynı oluyor: ‘Burası inanılmaz bir ter. Metruk olması çok üzücü.’’”

2007’de Mexico City Merkezi Yönetimi’nin düzenlediği bir davette Yahudi cemaatinden Raul Pawa Yönetimden Moreno Toscano’yla sinagogun halini konuştu. Belediye şehir merkezine yatırım yapmaya ve o mahalleye gidecek troleybüs tasarlamaya başlamıştı. Unikel de şehrin Aşkenaz cemaatinin liderlerinin bir toplantısına çağrılmış ve fikri alınmıştı. Konu tartışmalıydı: Sinagog az kullanılıyordu ve Unikel burayı geniş topluma açmaktan yanaydı. Ancak bazı dini liderler ‘sinagog’ adı altında kültür merkezi olmasına karşıydı çünkü dua yapılamayacaktı. Son kullanım amacından bağımsız olarak Unikel öncü oldu ve restorasyonun acil olduğunu söyledi. Eğer mabet çökerse cemaatin çok üzüleceğini söyledi.

Justo Sierra sinagogunun ana kapısı

Sinagog 2010’da müze olarak açıldı ve şehirde Yahudi olmayanların girebildiği tek sinagog haline geldi. Uzun ve detaylı Yunan kolonları, altın süslemeleriyle muhteşem bir yer. Unikel turunu ziyaretçilere bu sinagoga model olan Doğu Avrupa’da bir yeri göstererek bitiriyor.

Bitirdikten sonra eşiyle iki haftalık bir tatilde olan bir tur katılımcısına yaklaştım. Asylum grubundan olmayan adam Unikel’in turunu bir sitede okumuş ve ondan haber beklemişti. Babası Polonya’dan Uruguay’a, sonra da New York’a geldiği için Latin Amerika göçleriyle bağ hissettiğini söyledi. “İnanılmazdı,” dedi sinagogun tavanındaki resme bakarken, “başka Yahudilerin vardığı ve yerleştiği sokakları gezmek.”