Forensic Architecture (Adli Mimari), Goldsmiths University of London’da İsrailli mimar Eyal Weizman tarafından yönetilen ve dünyanın dört bir yanındaki devlet şiddeti ve insan hakları ihlallerini araştırmak için mimari teknik ve teknolojileri kullanan çok disiplinli bir araştırma grubudur. Sizin için son araştırmalarından biri olan İsrail’in Gazze’deki Ekokırımı adlı çalışmayı Türkçe’ye çevirdik. Yazının orijinaline ve daha fazla belgeye buradan ulaşabilirsiniz.
Çeviren: Deyvi Papo
Forensic Architecture’ın ‘herbisit savaşları’ın Gazze’nin doğu şeridinde Filistinli çiftçilere olan etkisi üzerine yaptığı araştırmalardan yola çıkarak yayınladığı bu yeni çalışma, Filistin Toprak Günü’nde meyve bahçeleri ve seraların Ekim 2023’ten beri İsrail ordusu tarafından sistematik bir biçimde yıkımına odaklanıyor. Yaptığımız analizler bu yıkımın oldukça kapsamlı ve kasıtlı, Gazze’deki kıtlık sorununu iyice derinleştiren bir doğa kırımı olduğunu gözler önüne seriyor. Ayrıca bu araştırma, söz konusu doğa kırımının Filistinlilerin hayati kaynaklara erişimini bilinçli olarak engelleyen yaygın bir pratiğin parçası olduğunu da ortaya koyuyor.
Filistinli çiftçiler 2014’ten beri Gazze sınırındaki tarlalarına havadan herbisit atıldığına ve düzenli olarak tarım alanlarına buldozerlerle girildiğine şahit olmaktadırlar. Aynı zamanda, İsrailli işgal kuvvetlerinin saldırılarına maruz kalmaktadırlar. Tarlaların yanıbaşındaki ileri düzeyde bir mühendislik, gözlemci sistemleri ve çitlerle donatılmış olan Gazze sınırı askeri tampon bölgenin varlığını daha da pekiştirmektedir.
Ekim 2023’te başlayan İsrail’in kara harekatı buradaki birçok meyve bahçesinin kökünü kazıdı ve İsrail ordusu işgal ettiği Gazze Şeridi’nde sistematik bir şekilde tarım alanları ve alt yapıyı hedef aldı.
Önünüzdeki araştırma Gazze’deki çiftçi dernekleri ve tarım işçileriyle beraber yürütülen çalışmalardan yola çıkarak, İsrail’in Gazze’deki tarım alanları ve bitki örtüsünü nasıl yok ettiğini ve bu yıkımın besin güvenliğiyle Filistinlilerin hayatları üzerinde nasıl bir etkiye sahip olduğunu gözler önüne sermektedir..
Son Meyve Bahçeleri
Ebu Suffiye ailesi on yıldan beri Gazze’nin doğu sınırındaki Doğu Cibali mahallesindeki son kalan zeytin, nar ve narenciye bahçelerinde tarımla uğraşmaktadırlar.
Doğrudan İsrail’in inşa ettiği askeri tampon bölgeye bakan bu meyve bahçeleri ve başka çiftçiler tarafından da kullanılan tarım alanları, yakınında 1 metreden yüksek herhangi bir bitkinin güvenlik tehdidi oluşturduğunu ve yok edileceğini ilan eden İsrail işgal kuvvetleri tarafından yıkılma tehdidi ile karşı karşıyaydılar. Böylece, Ebu Suffiye ailesi ve komşularının varlığı dümdüz edilmiş bir Gazze manzarasının sömürgeci tahayyülü ile mücadele etmek zorunda kaldı. .
2018 yılında İsrail’in çevre yıkımına karşı yapılan sivil protestolarda Ebu Suffiye çiftliğini çevreleyen alanlar işgale karşı çıkan protestocuların toplanma alanı haline geldi.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik yıllardır sürdürdüğü abluka insanların temiz suya ve hayati tarım malzemelerine erişimini engellese de, Ebu Suffiye’nin meyve bahçesi özenli bakımı ve çabaları sayesinde büyümüştü.
Ancak ailenin topraklarını koruma çabaları İsrail’in son askeri saldırılarına karşı koyamadı: Ocak 2024 tarihli uydu görüntüleri çiftliğin İsrail’in kara harekatıyla yok edildiğini gösteriyor. Askeri üsler oluşturmak için buldozerler tarafından topraktan setler çekilmiş ve araziye yeni bir yol açılmış.
Ordunun bu hafriyat çalışmaları daha önce gayet verimli olan bir Filistin tarım alanını sömürgeci kuvvetin hakim olduğu bir askeri karakola dönüştürdü.
Ebu Suffiye çiftliğinin ve komşu tarım arazilerinin on yıllar içinde değişen manzarasının izini uydu ve hava görüntülerini kullanarak sürebildik. Tarihi hava fotoğrafları, 1967’deki İsrail işgalinden önce bölgedeki Filistin tarlalarını ve meyve bahçelerini gösteriyor. İsrail’in arazi kamulaştırmasına ve ardından gelen yerleşim inşaatlarına rağmen tarımsal açıdan zengin olan bu alanda ekim faaliyetleri yasadışı yerleşimleri desteklemek için yol ve altyapı inşa etmek üzere sökülüp düzleştirildiği 2000’li yıllara kadar devam etti. İsrail yerleşimlerinin 2005 yılında kaldırılmasının ardından, düzenli saldırılara ve temel tarım malzemelerine erişim eksikliğine rağmen, Ebu Suffiye ailesi gibi Filistinli çiftçiler araziyi başarılı bir şekilde yeniden ekilebilir hale getirdiler.
Yaptığımız bu analiz, İsrail işgali tarafından çevrede yapılan zorunlu değişikliklere rağmen Filistinlilerin bu tarım arazilerini ekmeye devam ettiğini de ortaya koymaktadır.
Gazze’deki Ekolojik Katliam
2023’ten önce Gazze’de 170 kilometrekarelik tarım arazisi bulunuyordu ve bu da toplam alanın yaklaşık yüzde 47’sine tekabül ediyordu. Bu tarlalar ve meyve bahçeleri, kuşatma altındaki Filistinliler için bölgesel bir gıda güvenliği kaynağı haline gelmişti.
Figür 5. Gazze’deki meyve bahçelerinin (gri) ve ekili alanların (beyaz) 6 Ekim 2023 tarihli haritası (solda) (Kent State Üniversitesi’nden Dr. He Yin tarafından 10 m Sentinel-1 ve Sentinel-2 görüntülerinin arazi kullanımı ve arazi örtüsü haritalamasına dayandırılmıştır.), 19 Şubat 2024 itibariyle İsrail’in Gazze’yi karadan işgalinin haritası (sağda) ile karşılaştırılmıştır. (Forensic Architecture)
Yaptığımız analiz İsrail’in kara harekatının, Gazze’deki çiftlik ve meyve bahçelerinin yaklaşık yüzde 50’sinin ötesine geçtiğini gösteriyor. Bu askeri faaliyetten kaynaklanan tarımsal yıkımın boyutunu ölçmek için, ‘uzaktan algılama’ yöntemini kullandık ve bölgenin ‘bitki örtüsü endeksini’ (uydu görüntülerinin analiz edilmesiyle ölçülen bitki yaşamının sağlığı ve sağlamlığının bir göstergesi) işgalden önce ve sonra olmak üzere karşılaştırdık. Bu karşılaştırma, Mart 2024 itibariyle hedef alınan ve yok edilen tarımsal alanların Gazze’de daha önce gıda üretimi için kullanılan arazilerin yaklaşık yüzde 40’ını oluşturduğunu ortaya koymaktadır.
Figür 6. NDVI analizi bitki örtüsü ile kaplı alanları göstermektedir. Soldaki harita Şubat 2021’de Gazze’deki canlı bitki örtüsünü, sağdaki harita Şubat 2024’teki canlı bitki örtüsünü göstermektedir. Sentinel-2 uydu verilerinin 2021 ve 2024 yıllarının 20 Ocak ve 8 Şubat tarihleri arasındaki bulutsuz mozaikleri bu NDVI çalışmasının temelleri olarak kullanılmıştır. (Forensic Architecture)
Gazze’nin sınırına yakın tarım alanlarının yok edilmesi, İsrail ordusunun ‘tampon bölgesini’ genişleterek, Filistinliler için yaşanabilir alanı daha da daralttığına işaret ediyor.
Figür 7. Ekim 2023 öncesi ve sonrasında tarım alanları ve meyve bahçelerinin NDVI analizinin karşılaştırılması, toplam gıda kaynaklarının %40’ında bir kayıp olduğunu göstermektedir. Kırmızının daha koyu tonları daha yüksek tahribat seviyelerine işaret etmektedir. (Forensic Architecture)
Tarımsal alt yapıyı hedef almak
Hayati önem taşıyan tarımsal altyapı olarak seralar da kara harekatının başlamasından bu yana sistematik olarak tahrip edilmiştir.
İsrail’in kara harekatının ilk haftalarında uydu görüntüleri seraların büyük ölçüde tahrip edildiğini göstermektedir; Ekim 2023 ile Mart 2024 arasında Gazze’deki seraların yaklaşık üçte biri yok edilmiştir.
Figür 8. Ekim 2023’ten bu yana Gazze’deki seraların neredeyse üçte biri yok edildi. (Forensic Architecture)
Forensic Architecture, Ekim 2023’ten bu yana çiftlikler ve seralar da dahil olmak üzere toplamda 2.000’den fazla tarım alanının yıkıldığını ve yerlerine genellikle İsrail askeri birliklerinin toprak hafriyatından oluşan savunma noktalarının inşa edildiğini tespit etti.
Bu yıkımın en yoğun yaşandığı bölge, kara harekâtının ilk aşamalarında seraların yüzde 90’ının yok edildiği Gazze’nin kuzey kesimi oldu.
Figür 9. Soldaki harita Ekim 2023’ten bu yana kuzey Gazze’de yıkılan (kırmızı) ve kısmen yıkılan (turuncu) seraları göstermektedir. Sağdaki harita ise, Aralık 2023 itibariyle İsrail kara işgali sırasında yıkılan seraları göstermektedir. (Forensic Architecture)
İsrail ordusu güneye doğru ilerledikçe tarım arazilerinin ve altyapının tahribatı da beraberinde ilerliyor. Yüz binlerce Filistinlinin yerinden edildiği güneydeki Han Yunus kenti çevresindeki seraların yüzde 40’ının, Ocak 2024’ten bu yana yok edildiğini gözlemledik.
Figür 10. Soldaki harita Ekim 2023’ten bu yana Güney Gazze’de yıkılan (kırmızı) ve kısmen yıkılan (turuncu) seraları göstermektedir. Sağdaki harita ise, Şubat 2024 itibariyle İsrail kara işgali sırasında işgal edilen alanla ilişkili olarak yıkılan seraları göstermektedir. (Forensic Architecture)
Askeri destek araçları ve traktörler İsrail’in kara harekatına eşlik ederek askeri karakolları güçlendirmek için rutin olarak hafriyat çalışmaları yapmaktadırlar. Bu araçlar oradan ayrıldıklarında ise arkalarında harap olmuş ve yaşanamaz bir alan bırakmaktadırlar.
Gazze’deki tarım arazilerinin ve altyapının tahrip edilmesi kasıtlı bir ekokırım eylemidir ve İsrail’in soykırıma varan kampanyasının önemli bir ayağıdır. Hedef alınan çiftlikler ve seralar zaten on yıllardır kuşatma altında olan bir nüfus için yerel gıda üretiminin temelini oluşturmaktadır. Bu sistematik tarımsal yıkımın etkileri, Gazze’deki Filistinlilerin hayatta kalabilmeleri adına kritik kaynaklardan mahrum bırakılmalarına yönelik diğer kasıtlı eylemlerle birlikte daha da kötüleşmektedir. Bu eylemler arasında, Gazze’de devam etmekte olan ve İsrail tarafından yaratılan felaket boyutundaki kıtlık, Gazze’ye gönderilen insani yardımların engellenmeye devam edilmesi, tıbbi altyapının tahrip edilmesi, fırınlar, okullar, camiler, kiliseler ve kültürel miras alanları da dahil olmak üzere diğer sivil altyapı alanlarının onarılamayacak şekilde tahrip edilmesi, yer almaktadır.
Forensic Architecture (Adli Mimari), Goldsmiths University of London’da İsrailli mimar Eyal Weizman tarafından yönetilen ve dünyanın dört bir yanındaki devlet şiddeti ve insan hakları ihlallerini araştırmak için mimari teknik ve teknolojileri kullanan çok disiplinli bir araştırma grubudur. Sizin için son araştırmalarından biri olan İsrail’in Gazze’deki Ekokırımı adlı çalışmayı Türkçe’ye çevirdik. Yazının orijinaline ve daha fazla belgeye buradan ulaşabilirsiniz.
Çeviren: Deyvi Papo
Forensic Architecture’ın ‘herbisit savaşları’ın Gazze’nin doğu şeridinde Filistinli çiftçilere olan etkisi üzerine yaptığı araştırmalardan yola çıkarak yayınladığı bu yeni çalışma, Filistin Toprak Günü’nde meyve bahçeleri ve seraların Ekim 2023’ten beri İsrail ordusu tarafından sistematik bir biçimde yıkımına odaklanıyor. Yaptığımız analizler bu yıkımın oldukça kapsamlı ve kasıtlı, Gazze’deki kıtlık sorununu iyice derinleştiren bir doğa kırımı olduğunu gözler önüne seriyor. Ayrıca bu araştırma, söz konusu doğa kırımının Filistinlilerin hayati kaynaklara erişimini bilinçli olarak engelleyen yaygın bir pratiğin parçası olduğunu da ortaya koyuyor.
Filistinli çiftçiler 2014’ten beri Gazze sınırındaki tarlalarına havadan herbisit atıldığına ve düzenli olarak tarım alanlarına buldozerlerle girildiğine şahit olmaktadırlar. Aynı zamanda, İsrailli işgal kuvvetlerinin saldırılarına maruz kalmaktadırlar. Tarlaların yanıbaşındaki ileri düzeyde bir mühendislik, gözlemci sistemleri ve çitlerle donatılmış olan Gazze sınırı askeri tampon bölgenin varlığını daha da pekiştirmektedir.
Ekim 2023’te başlayan İsrail’in kara harekatı buradaki birçok meyve bahçesinin kökünü kazıdı ve İsrail ordusu işgal ettiği Gazze Şeridi’nde sistematik bir şekilde tarım alanları ve alt yapıyı hedef aldı.
Önünüzdeki araştırma Gazze’deki çiftçi dernekleri ve tarım işçileriyle beraber yürütülen çalışmalardan yola çıkarak, İsrail’in Gazze’deki tarım alanları ve bitki örtüsünü nasıl yok ettiğini ve bu yıkımın besin güvenliğiyle Filistinlilerin hayatları üzerinde nasıl bir etkiye sahip olduğunu gözler önüne sermektedir..
Son Meyve Bahçeleri
Ebu Suffiye ailesi on yıldan beri Gazze’nin doğu sınırındaki Doğu Cibali mahallesindeki son kalan zeytin, nar ve narenciye bahçelerinde tarımla uğraşmaktadırlar.
Doğrudan İsrail’in inşa ettiği askeri tampon bölgeye bakan bu meyve bahçeleri ve başka çiftçiler tarafından da kullanılan tarım alanları, yakınında 1 metreden yüksek herhangi bir bitkinin güvenlik tehdidi oluşturduğunu ve yok edileceğini ilan eden İsrail işgal kuvvetleri tarafından yıkılma tehdidi ile karşı karşıyaydılar. Böylece, Ebu Suffiye ailesi ve komşularının varlığı dümdüz edilmiş bir Gazze manzarasının sömürgeci tahayyülü ile mücadele etmek zorunda kaldı. .
Figür 1. Ebu Suffiye ailesinin Gazze’nin doğu sınırındaki Doğu Cebaliye’de bulunan zeytin, nar ve narenciye bahçelerinin 2019 yılına ait görüntüsü (© Ain Media Gaza)
2018 yılında İsrail’in çevre yıkımına karşı yapılan sivil protestolarda Ebu Suffiye çiftliğini çevreleyen alanlar işgale karşı çıkan protestocuların toplanma alanı haline geldi.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik yıllardır sürdürdüğü abluka insanların temiz suya ve hayati tarım malzemelerine erişimini engellese de, Ebu Suffiye’nin meyve bahçesi özenli bakımı ve çabaları sayesinde büyümüştü.
Figür 2. Kasım 2023 tarihli uydu görüntüsü (©️ Planet Labs PBC) Abu Suffiye ailesinin meyve bahçesinin büyümesini göstermektedir.
Ancak ailenin topraklarını koruma çabaları İsrail’in son askeri saldırılarına karşı koyamadı: Ocak 2024 tarihli uydu görüntüleri çiftliğin İsrail’in kara harekatıyla yok edildiğini gösteriyor. Askeri üsler oluşturmak için buldozerler tarafından topraktan setler çekilmiş ve araziye yeni bir yol açılmış.
Şekil 3. Ebu Suffiye ailesinin meyve bahçelerinin Ocak 2024 tarihli uydu görüntüsü (© Planet Labs PBC), çiftliğin İsrail ordusu tarafından yıkıldığını (beyaz renkte) ve tahkimat ile yeni bir yol inşa edildiğini (sarı renkte) ortaya koymaktadır.
Ordunun bu hafriyat çalışmaları daha önce gayet verimli olan bir Filistin tarım alanını sömürgeci kuvvetin hakim olduğu bir askeri karakola dönüştürdü.
Ebu Suffiye çiftliğinin ve komşu tarım arazilerinin on yıllar içinde değişen manzarasının izini uydu ve hava görüntülerini kullanarak sürebildik. Tarihi hava fotoğrafları, 1967’deki İsrail işgalinden önce bölgedeki Filistin tarlalarını ve meyve bahçelerini gösteriyor. İsrail’in arazi kamulaştırmasına ve ardından gelen yerleşim inşaatlarına rağmen tarımsal açıdan zengin olan bu alanda ekim faaliyetleri yasadışı yerleşimleri desteklemek için yol ve altyapı inşa etmek üzere sökülüp düzleştirildiği 2000’li yıllara kadar devam etti. İsrail yerleşimlerinin 2005 yılında kaldırılmasının ardından, düzenli saldırılara ve temel tarım malzemelerine erişim eksikliğine rağmen, Ebu Suffiye ailesi gibi Filistinli çiftçiler araziyi başarılı bir şekilde yeniden ekilebilir hale getirdiler.
Yaptığımız bu analiz, İsrail işgali tarafından çevrede yapılan zorunlu değişikliklere rağmen Filistinlilerin bu tarım arazilerini ekmeye devam ettiğini de ortaya koymaktadır.
Gazze’deki Ekolojik Katliam
2023’ten önce Gazze’de 170 kilometrekarelik tarım arazisi bulunuyordu ve bu da toplam alanın yaklaşık yüzde 47’sine tekabül ediyordu. Bu tarlalar ve meyve bahçeleri, kuşatma altındaki Filistinliler için bölgesel bir gıda güvenliği kaynağı haline gelmişti.
Figür 5. Gazze’deki meyve bahçelerinin (gri) ve ekili alanların (beyaz) 6 Ekim 2023 tarihli haritası (solda) (Kent State Üniversitesi’nden Dr. He Yin tarafından 10 m Sentinel-1 ve Sentinel-2 görüntülerinin arazi kullanımı ve arazi örtüsü haritalamasına dayandırılmıştır.), 19 Şubat 2024 itibariyle İsrail’in Gazze’yi karadan işgalinin haritası (sağda) ile karşılaştırılmıştır. (Forensic Architecture)
Yaptığımız analiz İsrail’in kara harekatının, Gazze’deki çiftlik ve meyve bahçelerinin yaklaşık yüzde 50’sinin ötesine geçtiğini gösteriyor. Bu askeri faaliyetten kaynaklanan tarımsal yıkımın boyutunu ölçmek için, ‘uzaktan algılama’ yöntemini kullandık ve bölgenin ‘bitki örtüsü endeksini’ (uydu görüntülerinin analiz edilmesiyle ölçülen bitki yaşamının sağlığı ve sağlamlığının bir göstergesi) işgalden önce ve sonra olmak üzere karşılaştırdık. Bu karşılaştırma, Mart 2024 itibariyle hedef alınan ve yok edilen tarımsal alanların Gazze’de daha önce gıda üretimi için kullanılan arazilerin yaklaşık yüzde 40’ını oluşturduğunu ortaya koymaktadır.
Figür 6. NDVI analizi bitki örtüsü ile kaplı alanları göstermektedir. Soldaki harita Şubat 2021’de Gazze’deki canlı bitki örtüsünü, sağdaki harita Şubat 2024’teki canlı bitki örtüsünü göstermektedir. Sentinel-2 uydu verilerinin 2021 ve 2024 yıllarının 20 Ocak ve 8 Şubat tarihleri arasındaki bulutsuz mozaikleri bu NDVI çalışmasının temelleri olarak kullanılmıştır. (Forensic Architecture)
Gazze’nin sınırına yakın tarım alanlarının yok edilmesi, İsrail ordusunun ‘tampon bölgesini’ genişleterek, Filistinliler için yaşanabilir alanı daha da daralttığına işaret ediyor.
Figür 7. Ekim 2023 öncesi ve sonrasında tarım alanları ve meyve bahçelerinin NDVI analizinin karşılaştırılması, toplam gıda kaynaklarının %40’ında bir kayıp olduğunu göstermektedir. Kırmızının daha koyu tonları daha yüksek tahribat seviyelerine işaret etmektedir. (Forensic Architecture)
Tarımsal alt yapıyı hedef almak
Hayati önem taşıyan tarımsal altyapı olarak seralar da kara harekatının başlamasından bu yana sistematik olarak tahrip edilmiştir.
İsrail’in kara harekatının ilk haftalarında uydu görüntüleri seraların büyük ölçüde tahrip edildiğini göstermektedir; Ekim 2023 ile Mart 2024 arasında Gazze’deki seraların yaklaşık üçte biri yok edilmiştir.
Figür 8. Ekim 2023’ten bu yana Gazze’deki seraların neredeyse üçte biri yok edildi. (Forensic Architecture)
Forensic Architecture, Ekim 2023’ten bu yana çiftlikler ve seralar da dahil olmak üzere toplamda 2.000’den fazla tarım alanının yıkıldığını ve yerlerine genellikle İsrail askeri birliklerinin toprak hafriyatından oluşan savunma noktalarının inşa edildiğini tespit etti.
Bu yıkımın en yoğun yaşandığı bölge, kara harekâtının ilk aşamalarında seraların yüzde 90’ının yok edildiği Gazze’nin kuzey kesimi oldu.
Figür 9. Soldaki harita Ekim 2023’ten bu yana kuzey Gazze’de yıkılan (kırmızı) ve kısmen yıkılan (turuncu) seraları göstermektedir. Sağdaki harita ise, Aralık 2023 itibariyle İsrail kara işgali sırasında yıkılan seraları göstermektedir. (Forensic Architecture)
İsrail ordusu güneye doğru ilerledikçe tarım arazilerinin ve altyapının tahribatı da beraberinde ilerliyor. Yüz binlerce Filistinlinin yerinden edildiği güneydeki Han Yunus kenti çevresindeki seraların yüzde 40’ının, Ocak 2024’ten bu yana yok edildiğini gözlemledik.
Figür 10. Soldaki harita Ekim 2023’ten bu yana Güney Gazze’de yıkılan (kırmızı) ve kısmen yıkılan (turuncu) seraları göstermektedir. Sağdaki harita ise, Şubat 2024 itibariyle İsrail kara işgali sırasında işgal edilen alanla ilişkili olarak yıkılan seraları göstermektedir. (Forensic Architecture)
Askeri destek araçları ve traktörler İsrail’in kara harekatına eşlik ederek askeri karakolları güçlendirmek için rutin olarak hafriyat çalışmaları yapmaktadırlar. Bu araçlar oradan ayrıldıklarında ise arkalarında harap olmuş ve yaşanamaz bir alan bırakmaktadırlar.
Gazze’deki tarım arazilerinin ve altyapının tahrip edilmesi kasıtlı bir ekokırım eylemidir ve İsrail’in soykırıma varan kampanyasının önemli bir ayağıdır. Hedef alınan çiftlikler ve seralar zaten on yıllardır kuşatma altında olan bir nüfus için yerel gıda üretiminin temelini oluşturmaktadır. Bu sistematik tarımsal yıkımın etkileri, Gazze’deki Filistinlilerin hayatta kalabilmeleri adına kritik kaynaklardan mahrum bırakılmalarına yönelik diğer kasıtlı eylemlerle birlikte daha da kötüleşmektedir. Bu eylemler arasında, Gazze’de devam etmekte olan ve İsrail tarafından yaratılan felaket boyutundaki kıtlık, Gazze’ye gönderilen insani yardımların engellenmeye devam edilmesi, tıbbi altyapının tahrip edilmesi, fırınlar, okullar, camiler, kiliseler ve kültürel miras alanları da dahil olmak üzere diğer sivil altyapı alanlarının onarılamayacak şekilde tahrip edilmesi, yer almaktadır.
Forensic Architecture Ekibi
Araştırma Ekibi Başı
Eyal Weizman
Araştırma Sorumlusu
Shourideh C. Molavi
Araştırmacılar
Lucia Rebolino
Samaneh Moafi
Proje Desteği
Robert Trafford
Isabella Parlamis
Elizabeth Breiner
Paylaş: