Arşiv Haberler

Menemen Olayı’nda İdama Mahkum Edilen Hayimoğlu Jozef – Serdar Korucu

Bugün, İzmir’in Menemen ilçesinde asteğmen Kubilay’ın katledilmesinin yıldönümü. Olayın ardından hakkında idam kararı verilenler arasında bir Türkiye Yahudisi de bulunuyordu: Hayimoğlu Jozef.

15723931_10154208362048581_1241774904_n
Asteğmen Kubilay’ın katledildiği Menemen Olayı’nın üzerinden 86 yıl geçti. Olaya Menemen’in Gaybi Mahallesi’nde oturan Hayimoğlu Jozef’in de adı karışıyordu. Alkışladığı iddiası ile…

Hayimoğlu Jozef için kız kardeşi Raşey Biton, 25 Ocak 1931’de Divanı Harp Reisi Mustafa Muğlalı Paşa’ya bir mektup gönderiyordu. Biton, kardeşinin affedilmesini istiyordu.

“BİZ MUSEVİLER; BU VATANIN MİNNETTAR EVLÂTLARIYIZ”

“Divanı Harp Reisi Muhteremi Paşa Hazretlerine Efendim,

Kardaşım Jozef, vatan ve millet haini mürtecileri güya alkışladığından dolayı mevkuf bulunuyor ve müddeiumumi bey dahi cezalandırılmasını istiyor. Her ne kadar kendisi lâzım gelen müdafaasını yapmış ise de şu maruzatımın da nazarı dikkate alınmasını çok istirham ederim: Biz Museviler; bu vatanın minnettar evlâtlarıyız. Vatanımızın refah ve saadeti bizim refah ve saadetimizdir. Sırf vatanda huzur ve asayişin tamamile vücudunu bütün kalbile istiyen bir unsur varsa o da biz Musevileriz. Her zaman da bu vatana faideli olmağa çalıştık, hiç bir vakit siyasî işlere karış¬ madık. Kardaşım da bu zümredendir. Ticaretinden başka hiç bir işe karışmaz. Bütün kasaba ahalisi bunu tasdik eder. Burada cinayet işliyen ve hükümeti cümhuriyeye isyan eden ahlâksız ve seciyesiz adamlarla kardaşım ne manen ve ne de maddeten ve hatta ne de dinen ve mezheben bir alâka ve rabıtası ve menfaati yokki bunlara kalen veya maddeten müzahir olsun.” Bunu hiç bir zaman ne akıl ve ne de Heyeti Âliyenizin yüksek vicdanı kabul edemez. Kardaşımın o sırada evde bulunduğunu bütün komşular bilir. Yalan ihbarda bulunanın ahlâki hüvviyeti memleketten sorulur ve ayni zamanda kardaşımın gösterdiği şahitlerle muvacehe yapılırsa ve maruzatımla da mukayese yapılırsa hakikat meydana çıkacaktır. Adaletinizden emin olarak istirhamatımın nazara alınmasını ve dolayısile tahliyesini göz yaşlarımla istirham ederim Muhterem Paşa Hazretleri.”

jozefkardesi
Bu mektubun da yer aldığı 2 Şubat 1931’deki TBMM zabıt ceridesine göre Divanı Harp Reisi Mustafa Muğlalı Paşa zanlılar arasında yer alan Ramiz’e o gün yaşananlarını soruyordu. Ve söz Hayimoğlu Jozef’e geliyordu.

“SEN YAHUDİ MİSİN NESİN DEDİ, TÜRKÜM DEDİM”

“Hâdise sabahı dükânımı açmak üzere geldim. Jözef te gelmişti. Hükümet önündeki meydanlıkta bir takım kimseler bayrak altında toplanıp dönüyorlardı. Onlardan bir ihtiyar silâhlı olduğu halde yanıma geldi. Sen yahudimisin nesin dedi. Ben de türküm dedim. Öyle ise şu sancağın altından geç Mehdi geldi, öyleye kadar müsaade vardır. Geçmeyecek olursanız Menemenin etrafını 70000 arap sarmıştır. Sonra hepimiz kesileceksiniz dedi. Kayserili Hasan namında birine sordum. Bunlar serserilerin biridir. Şimdi nerede ise tutarlar dedi. Bu sancaklı adamlar yürüyorlardı. Ben de nereye gidiyorlar diye bakmak üzere arkaları sıra gittim. Vaziyetlerinden şüphe ettim, düz yola çıktılar.”

“JOZEF’İ DÜKKAN ÖNÜNDE BIRAKTIM, BİR DAHA GÖRMEDİM”

Mustafa Paşa, Ramiz’e “Jozef ne yaptı?” diye sorduğunda Ramiz’in yanıtı “Jozef’i sabahleyin dükân önünde bıraktım. Bir daha kendisini görmedim” oluyordu. Arsındansa sıra Hayimoğlu Jozef’e geliyordu. “Sen de asiler o zabitin başını keserken el çırpmak suretile alkışlamışsın. Mesele nasıl oldu aynen söyle” denildiğinde yanıtı şöyleydi:

“Paşa Hazretleri, o sabah dükânıma açmak üzere çıktım. Yolda tesadüf ettiğim birisi Menemenin etrafını 70000 bin evliya sarmış dedi. Ben de ona Menemende evliyanın ne işi var, evliyalar buldu buldu da buraya mı gelecek aldırmadım. Yalandır dedim, dükâna gittim. Meğer hükümet meydanlığına bayrakla bu asiler gelmiş. Jandarma Ali Efendi bunların yanına sokulup bir şeyler sordu. Silâhlı bayraklı bu kimseleri görünce bunlar eyi bir hayıra delâlet etmiyor dedim ve hemen dükânımı kapayıp evime gittim ve dışarı çıkmadım”

“DEDİKLERİNİZ SABİT OLURSA CEZAMA RAZIYIM”

Mustafa Paşa, Jozef’e sonuna kadar orada bulunduğuna ve alkışladığı yönündeki iddiaları bir kez daha soruyordu:

“Hayır Paşa Hazretleri kat’iyen yalandır. El çırpmadığım gibi işin sonuna kadar da bulunmadım. Bu dedikleriniz sabit olursa cezama razıyım, kendileri de burada söylesinler. Ben söylediğim vaziyette bunları görünce evime gittiğimi, Tahsin ve Mehmet Efendilerle ispat ederim. Bunlarla birlikte evde oturduk. Bunlarla beraber korktuk kaçtık.”

“ASİLERE NEYE GELDİKLERİNİ SORMADIM, HÜKÜMET CEZASINI VERİR”

Neden kendi evlerine kaçtığına dair soruya, “Bizim ev daha yakın olduğu için paşam” yanıtını veren Hayimoğlu Jozef, “Silâhlar atıldı o vakit çıktık. Hatta o esnada ölüleri muayene ediyorlardı. O vakit herkes dükânını açıyordu, biz de açtık” diyordu. “Asilere neye geldiniz diye sormadın mı?” sorusuna ise yanıtı, “Sormadım Paşa Hazretleri. Benim işime girmez. Hükümet onların cezasını verir” diye oluyordu.

Jozef aleyhinde bir şahitlik de vardı. Hoca Mehmetoğlu İbrahim, Jozef’i el çırparken gördüğünü söylüyordu. Bu sırada Jozef ayağa kalkıyor, “Üzümlerini handa ıskarta çıkarttım ondan bana garez ediyor. Kabul etmem yalandır” diyordu.

kubilay

“BEN ALKIŞLAMADIM, BÜTÜN MÜSLÜMANLAR ALKIŞLADI”

Ve idam kararlarının uygulanacağı duyurulan gün, Hayimoğlu Jozef’in medyada yer alan son sözleri 3 Şubat 1931’de Cumhuriyet gazetesinde yayınlandı.

“İdam mahkumları arasında Hayım Jozef isminde bir de Musevi vardır. Hayım mürtecileri alkışladığından idama mahkum olmuştur. Hayım demiştir ki:
– Ben o gün konaktan geçiyordum, herkes toplanmıştı. Ben de seyretmeğe başladım. Bir hoca ben Mehdi’yim dedi, sonra da zabitin başını kesti. Herkes alkışladı ben sade baktım.
– Sen alkışlamadın mı*
– Vallahi körolayım ben alkışlamadım… Bütün müslümanlar alkışladı.”

1931-01-16Haberin devamında Hayimoğlu Jozef ile özel bir görüşme de vardı. Hayimoğlu Jozef, bir kez daha masum olduğunu anlatmaya çalışıyordu.

“Ben hükümet konağı önünden geçiyordum. Herkes toplanmıştı. Ben de seyretmiye başladım. Bir hoca “Ben Mühdiyim” dedi. Sonra zabitin başını kesti. Herkes alkışladı. Ben sadece baktım. Kör olayım. Ben alkışlamadım.”

Bu görüşme sırasında muhabir “Seni belki affederler” diyordu ama Hayimoğlu Jozef’in yanıtı netti:

“Hayır idam edecekler.”