7 Ekim ve Sonrasına Dair: Türkiyeli Yahudiler Anlatıyor Röportajlar

Vivi Anlatıyor: ‘Antisemit saldırıya maruz kalmadım, ama basının tek taraflılığı bana yetti.’  

75 yaşındaki ev hanımı Vivi ile 7 Ekim saldırılarına tepkisini ve savaşın Türkiye’deki yansımasını konuştuk. Bu dosyadaki çoğu görüşmeci gibi Vivi de böyle bir saldırıyı hiç beklemiyordu ve o günden görüntüler karşısında dehşete kapıldı. Vivi, kamusal alanda veya arkadaş çevresinde antisemit bir tepkiyle karşılaşmasa da Türkiye medyasında çıkan yanlı haberlerden ve tarikatların boy gösterdiği protestolardan oldukça rahatsız. Hayatı boyunca Türkiye’de yaşamış olan Vivi, antisemit olaylara alışık ama şu anda hükümetin Türkiyeli Yahudileri korumak için gerekli önlemleri aldığını da düşünüyor. Allah’ın da onu koruyacağını düşündüğü için çevresinden duyduğu antisemit vakalar şimdilik onu tedirgin etmiyor. 

Sözü Vivi’ye bırakıyorum.  

Liora: 7 Ekim saldırısından nasıl haberdar oldun? O günden sonra olan gelişmelere dair hatırladığın detayları bizimle paylaşır mısın? Seni nasıl etkiledi, nasıl hissettirdi, nasıl düşündürdü? 

Vivi: İnanamadık, hiç beklemiyorduk. Çok uzun senelerdir sınıra tecavüz gibi bir olay olmamıştı, böyle bir zarar vermemişlerdi İsrail’e. Böyle büyük bir zararı hiç beklemiyorduk, şok olduk üzüldük. Duyduğumuz şeyler çok vahşiceydi.  

L: Olanları öğrendiğinde ailenle veya arkadaşlarınla konuştun mu bu konuyu?  

V: İlk olarak kız kardeşimle konuştum, sonra bütün gün bu olayı konuştuk tabii. Çok tesir altında kaldık. Duyduğuma göre İsrail Gazze’ye su ve elektrik veriyordu ve buna karşılık bir dostluk adımı bekliyordu. İki senedir bir hareket olmamıştı Hamas’ta. Uslu durmalarına karşılık İsrail Mısır’ın da teşvikiyle parayla su veriyordu onlara. Ancak pek çok kişiden İsrail’in Gazze’ye elektriği parasız verdiğini duyuyorduk. Onlar da teşekkür edip duruyordu, sanki bir dostluk adımı atılacaktı. Ondan sonra 7 Ekim’le karşılaşınca bizim için büyük bir şok oldu.  

‘Nişantaşı’nda bazı kimseler kapıcılara soruyormuş Gayrimüslüm oturuyor mu, Yahudi aileler oturuyor mu diye’ 

L: Geniş toplumdan kimse sana ulaşıp hâl hatır sordu mu? Apartmandaki yakın ilişkileriniz olan komşularınız olabilir mesela veya farklı sosyal çevrelerden sıkça görüştüğünüz kişiler olabilir. 

V: Çevremdeki kişiler bir şey söylemedi yalnız kızım çok tedirgin oldu. Çünkü Nişantaşı’nda bazı kimseler kapıcılara soruyormuş Gayrimüslim oturuyor mu, Yahudi aileler oturuyor mu diye. Bu 5-6 apartmanda olmuş. Bu beni çok tedirgin etmedi ama kızımı etti.  

L: Seni neden tedirgin etmedi?   

V: Etmedi, Allah korur dedim ne bileyim.  

L: Yakın arkadaşlarından bir yorum geldi mi bu olaylarla ilgili?  

V: Hem ben hem kız kardeşim aynı şeyi yaşadık. Yakın arkadaşlarımız  arasından bir müddet bizi aramayanlar için acaba bize düşman mı kesildiler diye düşündük. Benim de bir arkadaşım bir müddet aramadı, ama ondan sonra ‘Vivi’cim kusura bakma aramadım,’ dedi. Yani arkadaşlarımla ilişkimde bir değişiklik olmadı. Bir şeyler düşündülerse bile yansıtmadılar.  

‘Her iki tarafın ölüleri için de üzülüyorum. Masum Filistinliler de ölüyor. Tamam Hamas diyoruz, ama Gazze’de de bütün insanlar kötü değil.’ 

L: İsrail’de yaşanan olaylarla ilgili senden yorum yapman beklendi mi? 

V: Yok. Hiç. Onlar bahsini açmadığı için biz de açmadık. Sadece bir arkadaşımın samimi bir arkadaşının başına şöyle bir olay geldi. Yeni işe başladığı için bir pasta yapmıştı ve bunu kendi arkadaşlarıyla paylaşmış. Onun Müslüman bir arkadaşı da ‘kan dökülüyor Gazze’de, bu hanım pastalarla uğraşıyor’ diye sanal ortamda yorum yazmış bir okulun grubundan.   

Şunu da söylemem lazım: Bir sürü vahşet yaşandı 7 Ekim’de. Bir bebeği canlı canlı fırına vermek kadar… Ama bunlar Türk medyasında yer almadı. Yalnız öbür tarafın haberlerine yer verildi. Biraz bunlar da yer alsın isterdim.  

L: Günlük hayatını nasıl etkiledi?  

V: Her iki tarafın ölüleri için de üzülüyorum. Masum Filistinliler de ölüyor. Tamam Hamas diyoruz, ama Gazze’de de bütün insanlar kötü değil. Onların ölümü de İsraillilerin ölümü de benim gücüme gidiyor, barış içinde yaşamak varken. 7 Ekim’den itibaren Müslüman arkadaşlarımdan hiçbir düşmanlık veya normalden farklı bir davranış görmedim, ama daha keyifsiz günler geçirmeye başladım. Uzakta da olsak bu harp keyfimizi kaçırdı.  

L: Peki 7 Ekim sonrasında kamusal alanda antisemit bir saldırıya maruz kaldın mı?  

V: Yok hiç kalmadım ama basın yetti. Haberlerin yanlı olması beni çok üzdü.  

L: 7 Ekim’den sonra yaşanan olaylar şu anda yaşadığın ülkeye aidiyet hissini etkiledi mi? Kendini güvende hissediyor musun? Başka bir ülkeye göç etmeyi düşündün mü?  

V: İlk birkaç gün meydanlarda toplanan halktan rahatsız oldum. Bayrak yakmalar, kötü sloganlar ve tarikatların da bu vesileyle boy göstermesi… O toplantılar beni baya rahatsız etti. Hiç korkmam yaz bunları da… 

L: Son zamanlarda yaşanan – Rağmen Sahaf’ın kapısına “Yahudiler giremez” yazması veya Balat Or-Ahayim Hastanesi önünde eylem çağrısı yapılması gibi antisemit olaylar seni nasıl hissettirdi? 

V: E alıştık… Diğer harplerden alıştık. Her zaman oluyor böyle şeyler. Ya konsolosluğun önünde ya sinagoglarda ama hakkını da yememek lazım hükümet gereken önlemi alıyor. Bunu da yadsıyamayız. Sinagogların önünde panzerler bile var. Şişli sinagogunun önünde, Musevi lisesinin önünde.  

L: Kan iftirası gibi Orta Çağ’dan kalma komplo teorilerinin ortaya çıkması, görünürlüğünün artması seni nasıl etkiliyor? Bu konuda ne düşünüyorsun? 

V: Netanyahu da saçmaladı.  Savaş başlarken bir ara Tevrat’tan şeyler okumaya başladı. Yani dini niye araya sokuyorlar? Her iki tarafta da saçmalayanlar var.   

L: Eklemek istediğin başka bir şey var mı? 

V: Valla İsrail saldırmıyor, ama saldırılınca sert cevap veriyor. Bunu da takdir etmek lazım ki Lübnan’la barışmıştı ta ki İran sınıra Hizbullah’ı yerleştirene kadar. Mısır’la artık çok yakın dost gibi. Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan’la bir problemleri yok. Mahmut Abbas şimdiye kadar çok karışmadı. Çok savaşçı bir millet olsa bunlarla barış yapar mı? 

Bir de Erdoğan’ın Hamas bir terör örgütü değildir demesi bana hiç inandırıcı gelmedi.  

Bir şey daha duydum. Kendi vatandaşları ölürken Hamas’ın başı Haniye Ankara’daydı, çok lüks bir evde. Cuando empezó esto yallah se fue a la Katar (Bu olaylar başlayınca hemen Katara kaçtı). Orda lüks bir otelde masajlar vs… halkı ölürken… Haberlerden okudum. Halkını fazla düşünmüyor. Kendi ülkesinde bu kadar kan akıtılırken lüksü düşünmemesi gerekiyor.  

7 Ekim ve Sonrasına Dair: Türkiyeli Yahudiler Anlatıyor” röportaj dizisinin diğer içeriklerine buradan ulaşabilirsiniz.

Avlaremoz’un resmi bir görüşü yoktur. Yayımlanan röportajlar, kişinin kendi görüşleridir. Çok sesli bir platform olma amacı taşıyan Avlaremoz’da, nefret söylemi içermedikçe, farklı düşünceler kendisine yer bulmaktadır.