Şalom Gazetesi’nin 70. senesi için gerçekleştirdiğimiz röportaj projemizin katılımcılarından, okuyucumuz Rıfat Bali’nin yayınlamamız için yolladığı, dosyamız hakkında görüş ve eleştirilerini aşağıda iletiyoruz. Tüm yorumlara açık olan platformumuz, farklı görüş ve yorumları herhangi bir sansür uygulamadan yayınlamaya açıktır.
İlginç ve yapılmamış bir işti dolayısıyla tebrik etmek lazım. Ancak… devrimler ve değişim, var olan statükoyu yıkıp tahrip etmek ve yerine yeni bir şey inşa etmekle gerçekleşir … veya gerçekleşemez… Ve yahut alternatif inşa edersin.
Dolayısıyla Avlaremoz editörlerinin “sen de haklısın, o da haklı” türünden yaklaşımları ve yumuşak muhalefetleri ile bir yere varılmaz. Yani umut ettiğiniz Şalom’u terbiye etmek ve iyileştirmek misyonunuz hüsranla sonuçlanacaktır, bu kesindir. Bu toplumun yapısını anlamadığınız ve de anlayabilmenizi kolaylaştıracak hiçbir yayını okumadığınız için (sadece sizlere has bir durum değil, dijital çağın bir gerçeği) sadece buzdağının görünen ucu ile uğraştınız ve de problemin ne kadar derin ve köklü olduğunu anlamadınız… Bu açıdan Avlaremoz’un orta yol, yumuşak muhalefet tarzını hiçbir şekilde tasvip etmiyorum… Açık yüreklilikle söyleyeyim…
Ancak bu dizi benim için çok öğretici oldu… Bu toplumun büyük bir kısmının, sözüm ona elitleri dahil, ne kadar yüzeysel, cemaatçi, konformist, hiçbir şey okumayan, dünyanın gidişatından ve bu ülkenin gerçekliğinden bihaber olduğunu bir daha gösterdi.
Birkaç gencin (örneğin Nesi Altaras, Alp Allovi) doğrudan ve sözünü sakınmayan beyanlarını ise çok beğendim.
Değişim ŞALOM’un kapanması ve bunun yaratacağı boşluğun gerçek bir gazete ile ikame edilmesi ile başlayacaktır. Şalom‘un terbiye edilmesi ile değil. Bu son satırlarımın başta ve öncelikle Şalom gazetesi yöneticilerini ve çalışanlarını fevkalade üzeceğini, sinirlendireceğini ve de öfkelendireceğini tabii ki biliyorum. Ancak tavrım gerçekleri apaçık, bütün sertliğiyle söylemek. Yoksa kimilerinin yanlış yorumlayabileceği gibi, kesinlikle “kişisel bir kan davası”nın tortusuyla yazılmış satırlar değil. İkinci bir yol “alternatif” bir “gayri resmî” gazetenin yayınlanmasıdır. Ancak halihazırdaki Türk Yahudi toplumu içinde bunu gerçekleştirebilecek genç beyin gücü ve motivasyonun var olduğuna hiç inanmıyorum. Dolayısıyla statüko devam edecektir. Şalom “resmî” yayına devam edecek, tek “gayri resmî” basın organı da kurbağaları fazla ürkütmek istemeyen Avlaremoz olacaktır.
Şalom Gazetesi’nin 70. senesi için gerçekleştirdiğimiz röportaj projemizin katılımcılarından, okuyucumuz Rıfat Bali’nin yayınlamamız için yolladığı, dosyamız hakkında görüş ve eleştirilerini aşağıda iletiyoruz. Tüm yorumlara açık olan platformumuz, farklı görüş ve yorumları herhangi bir sansür uygulamadan yayınlamaya açıktır.
İlginç ve yapılmamış bir işti dolayısıyla tebrik etmek lazım. Ancak… devrimler ve değişim, var olan statükoyu yıkıp tahrip etmek ve yerine yeni bir şey inşa etmekle gerçekleşir … veya gerçekleşemez… Ve yahut alternatif inşa edersin.
Dolayısıyla Avlaremoz editörlerinin “sen de haklısın, o da haklı” türünden yaklaşımları ve yumuşak muhalefetleri ile bir yere varılmaz. Yani umut ettiğiniz Şalom’u terbiye etmek ve iyileştirmek misyonunuz hüsranla sonuçlanacaktır, bu kesindir. Bu toplumun yapısını anlamadığınız ve de anlayabilmenizi kolaylaştıracak hiçbir yayını okumadığınız için (sadece sizlere has bir durum değil, dijital çağın bir gerçeği) sadece buzdağının görünen ucu ile uğraştınız ve de problemin ne kadar derin ve köklü olduğunu anlamadınız… Bu açıdan Avlaremoz’un orta yol, yumuşak muhalefet tarzını hiçbir şekilde tasvip etmiyorum… Açık yüreklilikle söyleyeyim…
Ancak bu dizi benim için çok öğretici oldu… Bu toplumun büyük bir kısmının, sözüm ona elitleri dahil, ne kadar yüzeysel, cemaatçi, konformist, hiçbir şey okumayan, dünyanın gidişatından ve bu ülkenin gerçekliğinden bihaber olduğunu bir daha gösterdi.
Birkaç gencin (örneğin Nesi Altaras, Alp Allovi) doğrudan ve sözünü sakınmayan beyanlarını ise çok beğendim.
Değişim ŞALOM’un kapanması ve bunun yaratacağı boşluğun gerçek bir gazete ile ikame edilmesi ile başlayacaktır. Şalom‘un terbiye edilmesi ile değil. Bu son satırlarımın başta ve öncelikle Şalom gazetesi yöneticilerini ve çalışanlarını fevkalade üzeceğini, sinirlendireceğini ve de öfkelendireceğini tabii ki biliyorum. Ancak tavrım gerçekleri apaçık, bütün sertliğiyle söylemek. Yoksa kimilerinin yanlış yorumlayabileceği gibi, kesinlikle “kişisel bir kan davası”nın tortusuyla yazılmış satırlar değil. İkinci bir yol “alternatif” bir “gayri resmî” gazetenin yayınlanmasıdır. Ancak halihazırdaki Türk Yahudi toplumu içinde bunu gerçekleştirebilecek genç beyin gücü ve motivasyonun var olduğuna hiç inanmıyorum. Dolayısıyla statüko devam edecektir. Şalom “resmî” yayına devam edecek, tek “gayri resmî” basın organı da kurbağaları fazla ürkütmek istemeyen Avlaremoz olacaktır.
Paylaş: