Arşiv Haberler

Harvard, Cemal Kafadar ve yardımcısını Ortadoğu Çalışmaları Merkezi’ndeki görevinden azletti

Osmanlı tarihçisi Cemal Kafadar ve Ortadoğu tarihçisi Rosie Bsheer’in görevinden alınmasının sebebi resmi olarak açıklanmasa da, The Harvard Crimson‘ın haberine göre bu karar, Trump yönetiminin üniversite bütçesinde yapacağı kesintiler, Kafadar ve Bsheer’in Filistin destekçisi olması ve Siyonist mezunlar grubunun üniversiteye yaptıkları baskıdan kaynaklanıyor.

Prof. Dr. Cemal Kafadar, Türk Tarih Kurumu’nun Youtube sayfası için gerçekleştirilen ve 19 Ekim 2024 tarihinde yayınlanan röportajda adeta yaşanacakları öngörmüştü. Başında olduğu Harvard Ortadoğu Çalışmaları Merkezi’nin (CMES, Center of Middle Eastern Studies) faaliyetlerini ve Filistin’deki soykırımın kampüslerdeki etkisini anlatmıştı. 

Cemal Kafadar, öğrencilerin düzenlediği “Filistin ve Tarihçi” başlıklı toplantıyı anlatırken tarihçinin görevini şöyle ifade etmişti:

“Yeniden sık sık hatırladığım, çok önemli izler bırakmış birisi benim hayatımda dedem. Son zamanlarda sık sık hatırlamamın sebebi tabii ki savaş, yaşanan felaketler, Filistin’deki soykırım. Harvard’da bir toplantıda tarihçilik ve Filistin konulu bir toplantı yaptık. Öğrenciler düzenledi aslında. Bu dünyada böyle bir şey olurken tarihçi ne düşünür ne yapar diye bir toplantı düzenlediler ve bizleri davet ettiler. Hadi hesap verin bakayım gibi. Tabii öyle değil ama yani dünyada yer yerinden oynarken sen köşende bunlarla alakan yokmuş gibi tarihçiliğe devam eder misin, etmez misin, ne yaparsın, ne düşünürsün, çalışmaları nasıl etkiler falan gibi soruları konuşmak için bir toplantı düzenlediler. Ben de dedemle başlamıştım.”

Cemal Kafadar gibi Ortadoğu Çalışmaları Merkezi’ndeki görevine son verilen Rosie Bsheer hakkında da konuşmuştu:

“Mesela şimdi Rosie (Bsheer) meslektaşıma (iki yerden) doçentlik teklif edildi, ikisini de kabul etmedi çünkü ikisi de Siyonist. Rosie diyor ki ‘ben Modern Ortadoğu hocasıyım, Beyrut, Lübnanlıyım, Suudi Arabistan çalışıyorum, oraya gidip geliyorum. Benim o meşhur Siyonist ile anılan bir kürsü sahibi olarak seyahat etmem doğru olmaz bir, ben istemiyorum iki.’ Haklı olarak da kabul etmedi. Başka bir isim buldular. İşin burası mühim, Türkiye’de Amerikan akademyasının pek bilinmeyen yanları.”

Trump yönetiminin ardından üniversitelere yapılan baskıyı ve Ortadoğu Çalışmaları Merkezi’nin rolünü ve bu merkezlerin tarihsel gelişimini şu sözlerle açıklamıştı:

“50’lerde bunlar kurulurken kesinlikle Amerika’nın Soğuk Savaş vizyonuna hizmet etmesi beklenerek kuruldular. Şimdi çok iyi biliniyor, o gün bile gizli kapaklı değil ama tabii arşiv çalışmalarıyla daha net ortada. Sonra ne oldu? Bu merkezler bir yere kadar işlerini yaptılar (…)  Hem Amerika’nın 68’den sonra yaşadığı siyasi dönüşüm hem de bazı entelektüel gelişmeler bunları çok prestijli yerler olmaktan çıkardı. Benim gibi bir insan öyle bir yerde olmayı istemez. Mecbur değilse tarihte, sosyolojide olmayı tercih eder. Çünkü o yapılar kuruluş itibariyle aldığı şekle eleştirel bakarak girdik biz bu sahaya. Onun sağladığı imkanları yeni anlayışla kullanmaya çalışıyoruz. Yani oryantalizm eleştirisi yaparak (…) Bizim Ortadoğu Çalışmaları Merkezi geçtiğimiz yıl içinde Harvard kampüsündeki Filistin sempatisiyle şekillenen isyanın, kampüs hareketliliğinin odaklarından olmuştur. Ben de bununla iftihar ediyorum. (…) 

50’lerde bu yapıları kuran insanların istemeyeceği bir duruş ama buraya evrildi, bence de iyi oldu. Mesela Harvard ya da Columbia’daki bu merkezlerin şu anda aldığı tavrı eleştiren büyük para babalarının bir kısmının düşüncesi 50’lerin, 60’ların vizyonuna dönmek (…) Trumpçıların en şiddetle kızdığı gelişme nedir? 60’lardan 70lerden bu yana Amerikan akademyasının radikallerin eline geçmesi denilen hadise. ‘Biz akademiyi bunlara teslim ettik, bunlar çocuklarımızı radikal yapıyor.’ İyi veya kötü doğru veya yanlış diyemeyeceğim. Benim de durduğum yer belli.”

Ortadoğu Çalışmaları Merkezi’ndeki başkan ve başkan yardımcılığı görevlerinden azledilen Cemal Kafadar ve Rosie Bsheer fakültedeki görevlerine devam edecekler.