Hepimiz özgür olana kadar hiçbirimiz özgür değiliz.
Zeytin Ağaçlarının Ağladığı Yer İsrail işgali altındaki Filistin halkının mücadelelesine ve dayanıklılığına dair yakıcı bir pencere sunuyor. Film, kayıp, kuşaklararası travma ve adalet arayışı temalarını araştırıyor.
Film bir yandan İsrail/Filistin’deki mevcut krizin arka planını ele alıp Filistinli gazeteci ve terapist Ashira Derwish’in, aktivist Ahed Tamimi’nin, İsrailli gazeteci Amira Hass’ın ve Batı Şeria’daki insanların hayatlarına ışık tutuyor. Diğer yandan da Dr. Gabor Maté’nin İsrail hapishanelerinde işkence gören bir grup kadına travma ve iyileşme çalışmaları sunduğu anlara tanık olmamızı sağlıyor.
Atalarından kalma topraklara el konulmasının, sınır dışı edilmelerin, hapsedilmelerin, ev yıkımlarının, su yoksunluğunun ve temel insan haklarının reddinin acımasız gerçekliğine tanık olan kadim manzaralar derin yaralar taşıyor. Yine de baskı perdesinin ardında, Filistin halkını onlarca yıldır süren karanlığa ve parçalanmış yaşamlara taşıyan derin kökleri olan direnişi bir an için görebiliyoruz.
Bu duygusal yolculuk, ezilenlerin insanlığını gözler önüne sererken şu soruyla boğuşuyor: Zalimi kendi zulmüne karşı bu kadar acımasızca kör eden şey nedir?
Sinema değişim için güçlü bir kuvvet olabilir. Filmin amacı, salt eğitimin ötesinde, kalpleri ve zihinleri gerçekten harekete geçirmek ve izleyicilere çok uzun süredir cevapsız kalan özgürlük, eşitlik ve haysiyet çağrılarını tekrarlamaları için ilham vermektir.
Film, Filistin’deki işgalin sona ermesi, Filistin halkının eşit haklara ve adil muameleye kavuşması ve bölgedeki tüm nesiller arası travma döngülerine şifanın yayılması hayaline mütevazı bir katkı olmayı amaçlamakta.
Filistinli şair Mahmud Derviş’in “Zeytin ağaçları kendilerini eken elleri bilseydi, yağları gözyaşına dönüşürdü” sözüne gönderme yapan filme sunulan katkılar Filistin’de zeytin ağacı dikimini, Gazze’de insani yardımı ve Filistin topluluklarında travmaların iyileştirilmesini destekliyor.
6-27 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan etkinlikte Angela Davis, Gabor Maté’den oluşan aktivist, sanatçı ve akademisyenler 21 gün boyunca Filistin üzerine konuşmalar gerçekleştirecekler.
Filmin prömiyerinin yapılacağı çevrimiçi etkinliğin takvimine linkten ulaşabilir ve kayıt yaptırabilirsiniz.
Filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz.
Hepimiz özgür olana kadar hiçbirimiz özgür değiliz.
Zeytin Ağaçlarının Ağladığı Yer İsrail işgali altındaki Filistin halkının mücadelelesine ve dayanıklılığına dair yakıcı bir pencere sunuyor. Film, kayıp, kuşaklararası travma ve adalet arayışı temalarını araştırıyor.
Film bir yandan İsrail/Filistin’deki mevcut krizin arka planını ele alıp Filistinli gazeteci ve terapist Ashira Derwish’in, aktivist Ahed Tamimi’nin, İsrailli gazeteci Amira Hass’ın ve Batı Şeria’daki insanların hayatlarına ışık tutuyor. Diğer yandan da Dr. Gabor Maté’nin İsrail hapishanelerinde işkence gören bir grup kadına travma ve iyileşme çalışmaları sunduğu anlara tanık olmamızı sağlıyor.
Atalarından kalma topraklara el konulmasının, sınır dışı edilmelerin, hapsedilmelerin, ev yıkımlarının, su yoksunluğunun ve temel insan haklarının reddinin acımasız gerçekliğine tanık olan kadim manzaralar derin yaralar taşıyor. Yine de baskı perdesinin ardında, Filistin halkını onlarca yıldır süren karanlığa ve parçalanmış yaşamlara taşıyan derin kökleri olan direnişi bir an için görebiliyoruz.
Bu duygusal yolculuk, ezilenlerin insanlığını gözler önüne sererken şu soruyla boğuşuyor: Zalimi kendi zulmüne karşı bu kadar acımasızca kör eden şey nedir?
Sinema değişim için güçlü bir kuvvet olabilir. Filmin amacı, salt eğitimin ötesinde, kalpleri ve zihinleri gerçekten harekete geçirmek ve izleyicilere çok uzun süredir cevapsız kalan özgürlük, eşitlik ve haysiyet çağrılarını tekrarlamaları için ilham vermektir.
Film, Filistin’deki işgalin sona ermesi, Filistin halkının eşit haklara ve adil muameleye kavuşması ve bölgedeki tüm nesiller arası travma döngülerine şifanın yayılması hayaline mütevazı bir katkı olmayı amaçlamakta.
Filistinli şair Mahmud Derviş’in “Zeytin ağaçları kendilerini eken elleri bilseydi, yağları gözyaşına dönüşürdü” sözüne gönderme yapan filme sunulan katkılar Filistin’de zeytin ağacı dikimini, Gazze’de insani yardımı ve Filistin topluluklarında travmaların iyileştirilmesini destekliyor.
6-27 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan etkinlikte Angela Davis, Gabor Maté’den oluşan aktivist, sanatçı ve akademisyenler 21 gün boyunca Filistin üzerine konuşmalar gerçekleştirecekler.
Filmin prömiyerinin yapılacağı çevrimiçi etkinliğin takvimine linkten ulaşabilir ve kayıt yaptırabilirsiniz.
Filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz.
Paylaş: