Kaynak: rootmetals, Debbie Letchman
Bu resimde çok yanlış bir şeyler var.
Yom HaShoah ya da diğer ismiyle Yahudi Soykırımını Anma Günü’nde Auschwitz – Birkenau’nun kapısının önünde Holokost’tan kurtulanları protesto etmek. 7 Ekim’de bacaklarının arasından kan fışkırırken rehin alınan İsrailli genç Naama Levy’nin annesine “yazıklar olsun!” diye bağırmak. İsrailli şarkıcı Eden Golan’ı Eurovision Şarkı Yarışması öncesinde İsveç’teki otel odasının önünde bekleyen binlerce kişilik linç kalabalığı. New York’ta Nova Müzik Festivali Katliamı anma sergisinin önünde protestocular. Bir Siyonistten bağış alan bir hastanede tedavi gördükleri için kanser hastası çocuklara bağıran Filistin yanlısı protestocular.
Tüm bunlar – ve çok daha fazlası – Filistin için.
Protesto, ifade özgürlüğü ve toplanma özgürlüğü demokrasinin ayırt edici özellikleridir. Eğer İsrail’in politikalarına karşıysanız, bunu protesto etmek kesinlikle hakkınızdır. Ama aslında kimi protesto ediyorsunuz? Ve neden?
Çin’in Uygurlara yönelik muamelesi ya da Tibet’i işgali ile ilgili bir sorununuz varsa, gidip Çin Büyükelçiliğini mi protesto edersiniz… yoksa bir Çin restoranının önünde ya da bir Çin kültür festivalinde mi? Muhtemelen ilki, değil mi? Çoğumuz Çinli bir restoran sahibini protesto etmenin korkunç derecede bağnazlık olacağını biliriz… o kişi Çin’in politikaları hakkında ne hissediyor olursa olsun. Bağnazlık, hoşlanmadığınız politikalara karşı asla kabul edilebilir bir tepki değildir.
Madem İsrail ile bir sorununuz var… neden İsrail elçiliği ya da konsolosluğu olmayan herhangi bir yerde protesto yapıyorsunuz? Gerçekten Filistinliler için mi protesto yapıyosunuz yoksa sadece Yahudiler için düşmanca ve tehlikeli bir sosyal ortama katkıda mı bulunuyorsunuz?
Naama Levy’nin annesini ya da Holokost’tan kurtulanları terörize etmek Filistinliler’e hiçbir katkı sunamaycaktır.
Siyonist Yahudileri protesto etmenin neresi yanlış?
“Siyonistleri” protesto etmek Yahudileri protesto etmektir. Anketler sürekli olarak Yahudilerin %80-97’sinin kendilerini Siyonist olarak tanımladığını göstermektedir; yani Yahudilerin İsrail’de kendi kaderlerini tayin etme hakkına sahip olduklarına inanmaktadırlar. Siyonist olmanın İsrail’in herhangi bir politikasını desteklemekle hiçbir ilgisi yoktur. Çoğumuz uluslararası hukukun temel ilkelerinden biri olan kendi kaderini tayin hakkının bizim için de geçerli olması gerektiğine inanırken, Yahudilerin buna inanmayan ve sadece %3-20’sini oluşturan kısmı ile iyi geçiniyorsanız, o zaman Yahudilerle iyi geçinmiyorsunuz demektir.
Antisemitizm Yahudileri homojenleştiriyor ve bizi antisemit bir stereotip olarak tasvir ediyor. Bu durumda, Yahudi halkının – ya da “Siyonistlerin” – her şeyi kendi çıkarları için manipüle eden hain bir grup olduğu algısı yaratılıyor. Antisemitleriin zihninde, İsrail’in yaptığı ya da yapmadığı her şey bu sözde kolektif Yahudi ana planının bir parçasıdır. Ve antisemitler Yahudileri tekil bir birim olarak gördükleri için, İsrail’in attığı her adımdan her birimizi sorumlu tutarlar.
Yahudilerin bir topluluk – bir halk – olduğu doğru olsa da, bu topluluk çok çeşitli siyasi görüşlere ve İsrail ile ilişkilere sahip yaklaşık 15 milyon bireyden oluşuyor. Antisemit ne düşünürse düşünsün, Yahudiler aslında doğaüstü varlıklar değildir; herkes gibi biz de sadece kendi eylemlerimizi kontrol edebiliriz.
Ve evet, çoğu Yahudi’nin İsrail ile bir ilişkisi ya da bağlantısı var. Halkınızı doğuran ve tüm kültürünüzün ayrılmaz bir parçası olan topraklara bağlı hissetmek son derece doğal. Birçok ikinci ve üçüncü kuşak göçmenin kendi ülkelerine bağlı hissetmesi gibi, çoğu Yahudi de İsrail’e bağlı hisseder. Bu, İsrail hükümetindeki insanların ne yapmayı seçtiklerini kontrol edebileceğimiz anlamına gelmiyor. Sizin gibi biz de insanız.
Nazilerin adalet kisvesi altında Yahudileri boykot edişi
Nazilerin 1933 yılında Yahudi işletmelerine yönelik boykotunu muhtemelen duymuşsunuzdur. Nazilere göre, boykotlarının sadece dünya çapındaki (büyük ölçüde Yahudilerin öncülük ettiği) Nazi karşıtı boykota karşı bir “savunma” olduğunu hatırlatmak önemli.
Nazi boykotunun ardındaki gerçek neden, kendi Yahudi nüfuslarını finansal ve sosyal olarak ötekileştirmekti.
1 Nisan 1933’te Naziler Yahudilere karşı ilk planlı eylemlerini gerçekleştirdiler. Nazi militanları Yahudi mağazalarının, ofislerinin ve daha fazlasının önünde tehditkâr bir şekilde durdu. İşyerlerine Davud’un Yıldızı ve antisemit sloganlarla grafitiler çizdiler. Kalabalığı yararak geçmeye çalışan müşterileri antisemit sembollerle utandırdılar.
Arap Dünyası’nın Siyonizm karşıtlığı kisvesi altında Yahudileri dışlaması
1940’larda ve 1950’lerde Arap dünyasından 850.000 Yahudi kovuldu ve Arap dünyasının eski Yahudi nüfusu neredeyse yüzde 100 oranında azaldı. Bu sürgünler, tahmin edeceğiniz üzere anti-Siyonizm kisvesi altında gerçekleşti.
Yahudilerin bireysel politik duruşları tamamen önemsizdi ve Siyonizm’in sözde “kanıtı” en iyi ihtimalle bile zayıftı. Örneğin, Irak’ta görülen bir davada, bir adam, suçlayanların “şifreli bir Siyonist mesaj” olduğunu iddia ettikleri Tora’ya ait İbranice bir yazıya sahip olduğu için beş yıl zorunlu çalışmaya mahkum edilmişti. Siyonist hareketten çok daha eski bir dil olan İbranice, Yahudiler şeytanlaştırıldığı için şeytanlaştırıldı.
Yahudi cemaati için en büyük şok, Irak’ın en zengin Yahudisi olan Shafiq Ades adlı bir anti-Siyonistin Siyonizmle suçlanması ve Siyonizm suçlamasıyla idam edilmesiyle yaşandı. Neden mi? Çünkü o Yahudi’ydi.
1947’de Mısır başbakanı İngiliz Büyükelçisi’ne şöyle demişti: “Tüm Yahudiler potansiyel Siyonistti [ve] …zaten tüm Siyonistler Komünistti.”
Benzer şekilde, 1950’lerde Mısır hükümeti bir kez daha “Tüm Yahudiler Siyonisttir ve devletin düşmanıdır” demişti. Binlerce Yahudi hapsedilmişi, mal varlıklarına el konulmuş ve daha fazlası yapılmıştı. İronik bir şekilde, önde gelen anti-Siyonist Yahudiler de görevlerinden alınmış ve ülkeyi terk etmek zorunda kalmışlardı.
Bunlar elbette sadece bazı örnekler.
Sovyetler’in Siyonizm karşıtlığı kisvesi altında Yahudileri kamusal yaşamın dışına itmesi (Birinci Bölüm)
1918 yılında, Rus İç Savaşı’nın ortasında, Sovyet Komünist Partisi Vladimir Lenin’in onayıyla bir “Yahudi kolu” kurdu. Adı “Yevsetskiya”, yani “Komünist Parti’nin Yahudi Seksiyonları” idi.
Yevsetskiya’nın misyonu, kelimenin tam anlamıyla, “geleneksel Yahudi yaşamının, Siyonist hareketin ve İbrani kültürünün yok edilmesiydi”. Başka bir deyişle, Sovyet hükümetinin bu Yahudi kolu yalnızca diğer Sovyet Yahudilerini yok etmeye adanmıştı. Yevsetskiya’nın “Yahudi” olması, zaten amacının tam da merkezindeydi. Ne de olsa, tüm Yahudi kültürel ve ruhani hayatını yasaklayanlar bizzat Yahudiler olduğunda Sovyet rejimi antisemitizmle suçlanamazdı.
Başlangıçta Yevsetskiya, geleneksel Yahudi toplum örgütleri olan “kehillaları” yasal olarak ortadan kaldırdı. Ofislerini yaktıkları zamanlar bile oldu. Siyonizmi “karşıdevrimci” olarak tanımladıkları 1919 konferansından sonra, tüm “Siyonist faaliyetleri” yok etmeye karar verdiler; bu da siyasi gruplardan tiyatrolara ve spor kulüplerine kadar her şeyi kapatmaları anlamına geliyordu. Ukrayna’daki tüm “Siyonist” ofisleri bastılar ve liderlerinin her birini tutukladılar; ayrıca Sovyetler Birliği’nin geri kalanında binlerce kişiyi daha tutukladılar.
Yevsetskiya, siyasi görüşleri ne olursa olsun İbranice eğitim veren tüm okulları kapattı ve İbranice konuşan sanatçıları taciz etti.
1929’da dağılana kadar binlerce Yahudi’yi hapsettiler, işkence ettiler ve öldürdüler.
Sovyet tarihçisi Richard Pipes’a göre, “Zamanla tüm Yahudi kültürel ve sosyal örgütleri saldırıya uğradı.“
Sovyetler’in Siyonizm karşıtlığı kisvesi altında Yahudileri nasıl kamusal yaşamın dışına itmesi (İkinci Bölüm)
Daha önce de belirtildiği gibi, Sovyetler Birliği Yahudi kültürel ve ruhani yaşamını ağır bir şekilde bastırmış ve birçok Yahudi ailesini binlerce yıllık tarihinden mahrum bırakmıştır. Örneğin, resmi olarak yasadışı olmasa da, Yahudiler İbranice konuştukları veya çalıştıkları ya da dini geleneklere katıldıkları için cezalandırılmışlardı. Yahudilerin etnik kökenleri nedeniyle Sovyet toplumuna asimile olmalarına izin verilmemiş, ancak eski geleneklerine tutunmaya çalıştıklarında da suçlanmış ve sonuçta bir çıkmaza girmişlerdi.
Çoğu zaman Yahudiler, Sovyet hükümetinin onları “Siyonist suçlar” işlemekle suçlamasıyla sahte bahanelerle hapsedildi. Yahudi soyadına sahip kişiler son derece kısıtlayıcı üniversite kontenjanlarına tabi tutuldu veya belirli işleri yapmaları yasaklandı.
1967 yılında İsrail ile Arap komşuları arasında yaşanan Altı Gün Savaşı’nın ardından Sovyet Yahudilerine yönelik baskılar büyük ölçüde arttı. Daha iyi bir yaşam için umutsuzluğa kapılan binlerce Sovyet Yahudisi, çoğu İsrail’e olmak üzere, çıkış vizesi için başvurdu. Ancak Sovyet rejimi, bu Yahudilerin geçmişte bir zamanlar Sovyet ulusal güvenliği için hayati önem taşıyan bilgilere sahip olduklarını ve bu nedenle göç etmelerine izin vermenin Sovyetler Birliği’ni riske atacağını iddia ederek, uydurma bahaneler öne sürerek bu vizeleri neredeyse her zaman reddetti. Bu Yahudiler “refusenik” olarak anılmaya başlandı.
Bu dönemde Sovyet Yahudileri hain ya da kışkırtıcı olarak gösterildi. Çıkış vizesi talep etmek bir ihanet eylemi olarak görülüyordu. Çıkış vizesine başvurmak için Yahudilerin önce işlerini bırakmaları gerekiyordu; ancak bu onları “sosyal asalaklıkla” suçlanma riskine sokuyordu ve bu da bir suç olarak kabul ediliyordu. Vizeleri reddedilen Yahudilerin yeni bir iş bulmaları da engelleniyordu. Daha sonra bu işsizlik suç sayıldı. Sovyet Yahudileri imkânsız bir yaşam koşuluna mahkûm edildi.
Polonya’nın Siyonizm karşıtlığı kisvesi altında Yahudileri kamu hayatının dışına itmesi
1968 yılında, Polonya’nın Komünist hükümetine karşı öğrencilerin öncülüğünde bir dizi protesto patlak verdi. Polonya hükümeti bu istikrarsızlığa, Holokost sonrası küçük Yahudi toplumunu günah keçisi ilan ederek karşılık verdi. Büyük bir “anti-Siyonist” propaganda kampanyası başlatarak Siyonistlerin Polonya’yı ele geçirmeyi planladığına dair komplolar yaydılar.
Polonyalılar Siyonizmi kınamaya zorlandı ve Yahudiler İsrail’e çifte bağlılıkla suçlanarak hükümetteki ve diğer sektörlerdeki pozisyonlarından alındılar. Birçoğu tutuklandı, dövüldü ve işkence gördü. Hükümet, Nazi Almanyası’nı ürkütücü bir şekilde anımsatan Yahudi listeleri oluşturdu. 1968 Polonya siyasi krizi bazen “sembolik pogrom” olarak adlandırılır çünkü Yahudilerin yaşadığı ciddi hak mahrumiyeti bir dizi intiharla sonuçlanmıştır.
Polonya’daki 25.000 Yahudi’den yaklaşık 15.000’i 1968 yılında Polonya vatandaşlığından çıkarıldı.
Protestolardan ne elde etmeyi umuyorsunuz?
Holokost’tan kurtulan birine ya da kanserli bir çocuğa bağırmanın Filistinlilerin gerçeklerini değiştirmeyeceğini siz de benim kadar iyi biliyorsunuz.
Sovyetler Birliği, Polonya ve Arap ülkeleri gibi, İsrail hükümetinin yaptıkları ya da yapmadıkları üzerinde hiçbir söz hakkı olmayan Yahudiler üzerinde terör ve sindirme atmosferi yaratmayı haklı çıkarmak için Siyonizm ile en zayıf “bağlantıları” bile buluyorsunuz.
Siyonizmi yasaklayan ülkeler arasında – tek bir ülke dahi istisna olmaksızın – bireylerinin kişisel siyasi görüşleri veya Siyonizm ile ilişkisi gözetmeksizin Yahudi nüfusuna zulmetmediği olmamıştır. Gerçek şu ki, antisemitizm şekil değiştiren, mutasyona uğrayan bir bağnazlıktır ve Yahudileri herhangi bir toplumda en çok hor görülen şeye dönüştürür. Eğer en çok hor görülen şey kapitalizmse, Yahudiler kapitalisttir; eğer komünizmse, Yahudiler komünisttir; eğer İsa katiliyse, Yahudiler İsa katilidir; ve eğer Siyonistse… o zaman “Siyonist” artık sadece “Yahudi” için bir örtmecedir.
Yahudiler Siyonizm karşıtlığı kisvesi altında ötekileştirildiğinde, Yahudilerin yaptığı her şeyin “Siyonist” olarak çerçevelenmesinin kolay olduğu da doğrudur, özellikle de İsrail’in Yahudi kimliğinin çok büyük bir çekirdeği olduğu düşünüldüğünde. Örneğin Sovyetler Birliği’nde Sovyetlerin Yidiş dilini “İbranileştirmeye” çalışmasının ya da Irak’ta Yahudilerin kutsal kitaplarında bulunan İbranice yazılara sahip oldukları için tutuklanmalarının nedeni budur.
Kaynakların tamamına ulaşmak için yazarın Instagram veya Patreon hesaplarını ziyaret edebilirsiniz
Kaynaklardan bazıları:
https://www.usatoday.com/story/news/politics/elections/2024/05/07/pro-palestinian-protesters-at-auschwitz/73601449007/
https://www.thejc.com/news/usa/ny-police-rescue-hostages-mum-from-pro-palestinian-protesters-orddozgk
https://www.jta.org/2024/04/19/ny/an-exhibit-recreating-the-oct-7-nova-music-festival-massacre-arrives-in-nyc
https://www.thesun.co.uk/news/27828819/eurovision-israel-eden-golan-malmo-palestine-protests/
https://www.pewresearch.org/short-reads/2024/04/02/how-us-jews-are-experiencing-the-israel-hamas-war/#:~:text=An%20overwhelming%20majority%20of%20Jewish,%2C%20and%206%25%20are%20unsure.
https://www.science.co.il/israel-history/
https://www.jewishagency.org/jewish-population-rises-to-15-7-million-worldwide-in-2023/#:~:text=Worldwide%20in%202023-,On%20the%20eve%20of%20Rosh%20Hashanah%2C%20Jewish%20population%20rises%20to,7.2%20million%20residing%20in%20Israel&text=Chairman%20of%20The%20Jewish%20Agency,Credit%3A%20Guy%20Yechiely.
https://www.dw.com/en/poland-marks-50-years-since-1968-anti-semitic-purge/a-42877652
https://rabbisacks.org/videos/the-mutation-of-antisemitism/
https://www.theatlantic.com/ideas/archive/2024/02/jewish-anti-semitism-harvard-claudine-gay-zionism/677454/
Russia Under Bolshevik Regime, Richard Pipes
The Jews of Silence, Ellie Wiesel
Gönüllü katkılarla yayınını sürdüren -Avlaremoz’da, sizlere daha çok içerik sunabilmek adına çeviri esnasında “DeepL” yardımcı araç olarak kullanılmış ve içerik Betsy Penso tarafından yayına hazırlanmıştır
Kaynak: rootmetals, Debbie Letchman
Bu resimde çok yanlış bir şeyler var.
Yom HaShoah ya da diğer ismiyle Yahudi Soykırımını Anma Günü’nde Auschwitz – Birkenau’nun kapısının önünde Holokost’tan kurtulanları protesto etmek. 7 Ekim’de bacaklarının arasından kan fışkırırken rehin alınan İsrailli genç Naama Levy’nin annesine “yazıklar olsun!” diye bağırmak. İsrailli şarkıcı Eden Golan’ı Eurovision Şarkı Yarışması öncesinde İsveç’teki otel odasının önünde bekleyen binlerce kişilik linç kalabalığı. New York’ta Nova Müzik Festivali Katliamı anma sergisinin önünde protestocular. Bir Siyonistten bağış alan bir hastanede tedavi gördükleri için kanser hastası çocuklara bağıran Filistin yanlısı protestocular.
Tüm bunlar – ve çok daha fazlası – Filistin için.
Protesto, ifade özgürlüğü ve toplanma özgürlüğü demokrasinin ayırt edici özellikleridir. Eğer İsrail’in politikalarına karşıysanız, bunu protesto etmek kesinlikle hakkınızdır. Ama aslında kimi protesto ediyorsunuz? Ve neden?
Çin’in Uygurlara yönelik muamelesi ya da Tibet’i işgali ile ilgili bir sorununuz varsa, gidip Çin Büyükelçiliğini mi protesto edersiniz… yoksa bir Çin restoranının önünde ya da bir Çin kültür festivalinde mi? Muhtemelen ilki, değil mi? Çoğumuz Çinli bir restoran sahibini protesto etmenin korkunç derecede bağnazlık olacağını biliriz… o kişi Çin’in politikaları hakkında ne hissediyor olursa olsun. Bağnazlık, hoşlanmadığınız politikalara karşı asla kabul edilebilir bir tepki değildir.
Madem İsrail ile bir sorununuz var… neden İsrail elçiliği ya da konsolosluğu olmayan herhangi bir yerde protesto yapıyorsunuz? Gerçekten Filistinliler için mi protesto yapıyosunuz yoksa sadece Yahudiler için düşmanca ve tehlikeli bir sosyal ortama katkıda mı bulunuyorsunuz?
Naama Levy’nin annesini ya da Holokost’tan kurtulanları terörize etmek Filistinliler’e hiçbir katkı sunamaycaktır.
Siyonist Yahudileri protesto etmenin neresi yanlış?
“Siyonistleri” protesto etmek Yahudileri protesto etmektir. Anketler sürekli olarak Yahudilerin %80-97’sinin kendilerini Siyonist olarak tanımladığını göstermektedir; yani Yahudilerin İsrail’de kendi kaderlerini tayin etme hakkına sahip olduklarına inanmaktadırlar. Siyonist olmanın İsrail’in herhangi bir politikasını desteklemekle hiçbir ilgisi yoktur. Çoğumuz uluslararası hukukun temel ilkelerinden biri olan kendi kaderini tayin hakkının bizim için de geçerli olması gerektiğine inanırken, Yahudilerin buna inanmayan ve sadece %3-20’sini oluşturan kısmı ile iyi geçiniyorsanız, o zaman Yahudilerle iyi geçinmiyorsunuz demektir.
Antisemitizm Yahudileri homojenleştiriyor ve bizi antisemit bir stereotip olarak tasvir ediyor. Bu durumda, Yahudi halkının – ya da “Siyonistlerin” – her şeyi kendi çıkarları için manipüle eden hain bir grup olduğu algısı yaratılıyor. Antisemitleriin zihninde, İsrail’in yaptığı ya da yapmadığı her şey bu sözde kolektif Yahudi ana planının bir parçasıdır. Ve antisemitler Yahudileri tekil bir birim olarak gördükleri için, İsrail’in attığı her adımdan her birimizi sorumlu tutarlar.
Yahudilerin bir topluluk – bir halk – olduğu doğru olsa da, bu topluluk çok çeşitli siyasi görüşlere ve İsrail ile ilişkilere sahip yaklaşık 15 milyon bireyden oluşuyor. Antisemit ne düşünürse düşünsün, Yahudiler aslında doğaüstü varlıklar değildir; herkes gibi biz de sadece kendi eylemlerimizi kontrol edebiliriz.
Ve evet, çoğu Yahudi’nin İsrail ile bir ilişkisi ya da bağlantısı var. Halkınızı doğuran ve tüm kültürünüzün ayrılmaz bir parçası olan topraklara bağlı hissetmek son derece doğal. Birçok ikinci ve üçüncü kuşak göçmenin kendi ülkelerine bağlı hissetmesi gibi, çoğu Yahudi de İsrail’e bağlı hisseder. Bu, İsrail hükümetindeki insanların ne yapmayı seçtiklerini kontrol edebileceğimiz anlamına gelmiyor. Sizin gibi biz de insanız.
Nazilerin adalet kisvesi altında Yahudileri boykot edişi
Nazilerin 1933 yılında Yahudi işletmelerine yönelik boykotunu muhtemelen duymuşsunuzdur. Nazilere göre, boykotlarının sadece dünya çapındaki (büyük ölçüde Yahudilerin öncülük ettiği) Nazi karşıtı boykota karşı bir “savunma” olduğunu hatırlatmak önemli.
Nazi boykotunun ardındaki gerçek neden, kendi Yahudi nüfuslarını finansal ve sosyal olarak ötekileştirmekti.
1 Nisan 1933’te Naziler Yahudilere karşı ilk planlı eylemlerini gerçekleştirdiler. Nazi militanları Yahudi mağazalarının, ofislerinin ve daha fazlasının önünde tehditkâr bir şekilde durdu. İşyerlerine Davud’un Yıldızı ve antisemit sloganlarla grafitiler çizdiler. Kalabalığı yararak geçmeye çalışan müşterileri antisemit sembollerle utandırdılar.
Arap Dünyası’nın Siyonizm karşıtlığı kisvesi altında Yahudileri dışlaması
1940’larda ve 1950’lerde Arap dünyasından 850.000 Yahudi kovuldu ve Arap dünyasının eski Yahudi nüfusu neredeyse yüzde 100 oranında azaldı. Bu sürgünler, tahmin edeceğiniz üzere anti-Siyonizm kisvesi altında gerçekleşti.
Yahudilerin bireysel politik duruşları tamamen önemsizdi ve Siyonizm’in sözde “kanıtı” en iyi ihtimalle bile zayıftı. Örneğin, Irak’ta görülen bir davada, bir adam, suçlayanların “şifreli bir Siyonist mesaj” olduğunu iddia ettikleri Tora’ya ait İbranice bir yazıya sahip olduğu için beş yıl zorunlu çalışmaya mahkum edilmişti. Siyonist hareketten çok daha eski bir dil olan İbranice, Yahudiler şeytanlaştırıldığı için şeytanlaştırıldı.
Yahudi cemaati için en büyük şok, Irak’ın en zengin Yahudisi olan Shafiq Ades adlı bir anti-Siyonistin Siyonizmle suçlanması ve Siyonizm suçlamasıyla idam edilmesiyle yaşandı. Neden mi? Çünkü o Yahudi’ydi.
1947’de Mısır başbakanı İngiliz Büyükelçisi’ne şöyle demişti: “Tüm Yahudiler potansiyel Siyonistti [ve] …zaten tüm Siyonistler Komünistti.”
Benzer şekilde, 1950’lerde Mısır hükümeti bir kez daha “Tüm Yahudiler Siyonisttir ve devletin düşmanıdır” demişti. Binlerce Yahudi hapsedilmişi, mal varlıklarına el konulmuş ve daha fazlası yapılmıştı. İronik bir şekilde, önde gelen anti-Siyonist Yahudiler de görevlerinden alınmış ve ülkeyi terk etmek zorunda kalmışlardı.
Bunlar elbette sadece bazı örnekler.
Sovyetler’in Siyonizm karşıtlığı kisvesi altında Yahudileri kamusal yaşamın dışına itmesi (Birinci Bölüm)
1918 yılında, Rus İç Savaşı’nın ortasında, Sovyet Komünist Partisi Vladimir Lenin’in onayıyla bir “Yahudi kolu” kurdu. Adı “Yevsetskiya”, yani “Komünist Parti’nin Yahudi Seksiyonları” idi.
Yevsetskiya’nın misyonu, kelimenin tam anlamıyla, “geleneksel Yahudi yaşamının, Siyonist hareketin ve İbrani kültürünün yok edilmesiydi”. Başka bir deyişle, Sovyet hükümetinin bu Yahudi kolu yalnızca diğer Sovyet Yahudilerini yok etmeye adanmıştı. Yevsetskiya’nın “Yahudi” olması, zaten amacının tam da merkezindeydi. Ne de olsa, tüm Yahudi kültürel ve ruhani hayatını yasaklayanlar bizzat Yahudiler olduğunda Sovyet rejimi antisemitizmle suçlanamazdı.
Başlangıçta Yevsetskiya, geleneksel Yahudi toplum örgütleri olan “kehillaları” yasal olarak ortadan kaldırdı. Ofislerini yaktıkları zamanlar bile oldu. Siyonizmi “karşıdevrimci” olarak tanımladıkları 1919 konferansından sonra, tüm “Siyonist faaliyetleri” yok etmeye karar verdiler; bu da siyasi gruplardan tiyatrolara ve spor kulüplerine kadar her şeyi kapatmaları anlamına geliyordu. Ukrayna’daki tüm “Siyonist” ofisleri bastılar ve liderlerinin her birini tutukladılar; ayrıca Sovyetler Birliği’nin geri kalanında binlerce kişiyi daha tutukladılar.
Yevsetskiya, siyasi görüşleri ne olursa olsun İbranice eğitim veren tüm okulları kapattı ve İbranice konuşan sanatçıları taciz etti.
1929’da dağılana kadar binlerce Yahudi’yi hapsettiler, işkence ettiler ve öldürdüler.
Sovyet tarihçisi Richard Pipes’a göre, “Zamanla tüm Yahudi kültürel ve sosyal örgütleri saldırıya uğradı.“
Sovyetler’in Siyonizm karşıtlığı kisvesi altında Yahudileri nasıl kamusal yaşamın dışına itmesi (İkinci Bölüm)
Daha önce de belirtildiği gibi, Sovyetler Birliği Yahudi kültürel ve ruhani yaşamını ağır bir şekilde bastırmış ve birçok Yahudi ailesini binlerce yıllık tarihinden mahrum bırakmıştır. Örneğin, resmi olarak yasadışı olmasa da, Yahudiler İbranice konuştukları veya çalıştıkları ya da dini geleneklere katıldıkları için cezalandırılmışlardı. Yahudilerin etnik kökenleri nedeniyle Sovyet toplumuna asimile olmalarına izin verilmemiş, ancak eski geleneklerine tutunmaya çalıştıklarında da suçlanmış ve sonuçta bir çıkmaza girmişlerdi.
Çoğu zaman Yahudiler, Sovyet hükümetinin onları “Siyonist suçlar” işlemekle suçlamasıyla sahte bahanelerle hapsedildi. Yahudi soyadına sahip kişiler son derece kısıtlayıcı üniversite kontenjanlarına tabi tutuldu veya belirli işleri yapmaları yasaklandı.
1967 yılında İsrail ile Arap komşuları arasında yaşanan Altı Gün Savaşı’nın ardından Sovyet Yahudilerine yönelik baskılar büyük ölçüde arttı. Daha iyi bir yaşam için umutsuzluğa kapılan binlerce Sovyet Yahudisi, çoğu İsrail’e olmak üzere, çıkış vizesi için başvurdu. Ancak Sovyet rejimi, bu Yahudilerin geçmişte bir zamanlar Sovyet ulusal güvenliği için hayati önem taşıyan bilgilere sahip olduklarını ve bu nedenle göç etmelerine izin vermenin Sovyetler Birliği’ni riske atacağını iddia ederek, uydurma bahaneler öne sürerek bu vizeleri neredeyse her zaman reddetti. Bu Yahudiler “refusenik” olarak anılmaya başlandı.
Bu dönemde Sovyet Yahudileri hain ya da kışkırtıcı olarak gösterildi. Çıkış vizesi talep etmek bir ihanet eylemi olarak görülüyordu. Çıkış vizesine başvurmak için Yahudilerin önce işlerini bırakmaları gerekiyordu; ancak bu onları “sosyal asalaklıkla” suçlanma riskine sokuyordu ve bu da bir suç olarak kabul ediliyordu. Vizeleri reddedilen Yahudilerin yeni bir iş bulmaları da engelleniyordu. Daha sonra bu işsizlik suç sayıldı. Sovyet Yahudileri imkânsız bir yaşam koşuluna mahkûm edildi.
Polonya’nın Siyonizm karşıtlığı kisvesi altında Yahudileri kamu hayatının dışına itmesi
1968 yılında, Polonya’nın Komünist hükümetine karşı öğrencilerin öncülüğünde bir dizi protesto patlak verdi. Polonya hükümeti bu istikrarsızlığa, Holokost sonrası küçük Yahudi toplumunu günah keçisi ilan ederek karşılık verdi. Büyük bir “anti-Siyonist” propaganda kampanyası başlatarak Siyonistlerin Polonya’yı ele geçirmeyi planladığına dair komplolar yaydılar.
Polonyalılar Siyonizmi kınamaya zorlandı ve Yahudiler İsrail’e çifte bağlılıkla suçlanarak hükümetteki ve diğer sektörlerdeki pozisyonlarından alındılar. Birçoğu tutuklandı, dövüldü ve işkence gördü. Hükümet, Nazi Almanyası’nı ürkütücü bir şekilde anımsatan Yahudi listeleri oluşturdu. 1968 Polonya siyasi krizi bazen “sembolik pogrom” olarak adlandırılır çünkü Yahudilerin yaşadığı ciddi hak mahrumiyeti bir dizi intiharla sonuçlanmıştır.
Polonya’daki 25.000 Yahudi’den yaklaşık 15.000’i 1968 yılında Polonya vatandaşlığından çıkarıldı.
Protestolardan ne elde etmeyi umuyorsunuz?
Holokost’tan kurtulan birine ya da kanserli bir çocuğa bağırmanın Filistinlilerin gerçeklerini değiştirmeyeceğini siz de benim kadar iyi biliyorsunuz.
Sovyetler Birliği, Polonya ve Arap ülkeleri gibi, İsrail hükümetinin yaptıkları ya da yapmadıkları üzerinde hiçbir söz hakkı olmayan Yahudiler üzerinde terör ve sindirme atmosferi yaratmayı haklı çıkarmak için Siyonizm ile en zayıf “bağlantıları” bile buluyorsunuz.
Siyonizmi yasaklayan ülkeler arasında – tek bir ülke dahi istisna olmaksızın – bireylerinin kişisel siyasi görüşleri veya Siyonizm ile ilişkisi gözetmeksizin Yahudi nüfusuna zulmetmediği olmamıştır. Gerçek şu ki, antisemitizm şekil değiştiren, mutasyona uğrayan bir bağnazlıktır ve Yahudileri herhangi bir toplumda en çok hor görülen şeye dönüştürür. Eğer en çok hor görülen şey kapitalizmse, Yahudiler kapitalisttir; eğer komünizmse, Yahudiler komünisttir; eğer İsa katiliyse, Yahudiler İsa katilidir; ve eğer Siyonistse… o zaman “Siyonist” artık sadece “Yahudi” için bir örtmecedir.
Yahudiler Siyonizm karşıtlığı kisvesi altında ötekileştirildiğinde, Yahudilerin yaptığı her şeyin “Siyonist” olarak çerçevelenmesinin kolay olduğu da doğrudur, özellikle de İsrail’in Yahudi kimliğinin çok büyük bir çekirdeği olduğu düşünüldüğünde. Örneğin Sovyetler Birliği’nde Sovyetlerin Yidiş dilini “İbranileştirmeye” çalışmasının ya da Irak’ta Yahudilerin kutsal kitaplarında bulunan İbranice yazılara sahip oldukları için tutuklanmalarının nedeni budur.
Kaynakların tamamına ulaşmak için yazarın Instagram veya Patreon hesaplarını ziyaret edebilirsiniz
Kaynaklardan bazıları:
https://www.usatoday.com/story/news/politics/elections/2024/05/07/pro-palestinian-protesters-at-auschwitz/73601449007/
https://www.thejc.com/news/usa/ny-police-rescue-hostages-mum-from-pro-palestinian-protesters-orddozgk
https://www.jta.org/2024/04/19/ny/an-exhibit-recreating-the-oct-7-nova-music-festival-massacre-arrives-in-nyc
https://www.thesun.co.uk/news/27828819/eurovision-israel-eden-golan-malmo-palestine-protests/
https://www.pewresearch.org/short-reads/2024/04/02/how-us-jews-are-experiencing-the-israel-hamas-war/#:~:text=An%20overwhelming%20majority%20of%20Jewish,%2C%20and%206%25%20are%20unsure.
https://www.science.co.il/israel-history/
https://www.jewishagency.org/jewish-population-rises-to-15-7-million-worldwide-in-2023/#:~:text=Worldwide%20in%202023-,On%20the%20eve%20of%20Rosh%20Hashanah%2C%20Jewish%20population%20rises%20to,7.2%20million%20residing%20in%20Israel&text=Chairman%20of%20The%20Jewish%20Agency,Credit%3A%20Guy%20Yechiely.
https://www.dw.com/en/poland-marks-50-years-since-1968-anti-semitic-purge/a-42877652
https://rabbisacks.org/videos/the-mutation-of-antisemitism/
https://www.theatlantic.com/ideas/archive/2024/02/jewish-anti-semitism-harvard-claudine-gay-zionism/677454/
Russia Under Bolshevik Regime, Richard Pipes
The Jews of Silence, Ellie Wiesel
Gönüllü katkılarla yayınını sürdüren -Avlaremoz’da, sizlere daha çok içerik sunabilmek adına çeviri esnasında “DeepL” yardımcı araç olarak kullanılmış ve içerik Betsy Penso tarafından yayına hazırlanmıştır
Paylaş: