Geçmiş Zaman Hikayeleri

İzmir Bet İsrael Sinagogu’nda geçirdiğimiz Simhat Tora geceleri – Moşe Levi

Sukot zamanında, keila’da*, iki farklı düzen dikkatimi çekerdi: Sokak kapısından girdiğinizde, solda Suka* bizleri karşılardı. Ana salona geçtiğinizde, orta yürüyüş yolunun sıralar birleştirilerek kapatıldığı, solda ve sağda iki geçiş yolu açıldığı görülürdü. Bu işlem bayramdan önce yapılırdı çünkü bayram sırasında bir çalışma olmaması gerekirdi. Sinagogun her iki yanındaki bu geçişler Şemini Hag Hatseret* gecesi kullanmak üzere, Arodear Seferim için hazır olurdu.

Şemini Hag Hatseret gecesi salona girdiğinizde Ehal’in* önünde bir masa üzerinde estetik bir düzenle yerleştirilmiş pırıl pırıl parlayan Sefer Tora* gümüşleri gözünüze çarpardı.

Keila dopdolu olurdu. Hepimiz arvit* duasının bir an önce bitmesini, Sefer Tora’ların bayramının başlamasın isterdik. Şemini Hag Hatseret, Simhat Tora gecesinin provasıydı. Yine de çok kalabalık olurdu. Sefer Toraları taşımak için herkes yarışırdı. Bu iki gecenin birinde, Sefer Tora’yı taşıyan kişiler kendilerini piyango kazanmış gibi hissederdi.

Simhat Tora gecesine gelince…

Keila’ya sokak kapısından girdiğinizde, Sukot bayramının bittiğinin işareti olarak Suka ışıkları yanık, perdeleri kapalı olurdu. İsteyen girer otururdu. Bizim evde Suka son olarak o gece de kullanılırdı.

Keila’da Simhat Tora gecesi çoluk çocuk herkes bir aradaydı. Her geceden farklıydı veya daha doğrusu her zamandan farklıydı. Azara* yani bayanların oturduğu kısım da dahil olmak üzere kadın erkek herkes birlikte tam bir kaynaşma içindeydi. Coşku doruktaydı.

Fotoğraf: Zeren Yasa

Ta ki, Keila’nın şamması*, güçlü sesiyle “Behavod (onurla başlasın) Sinyores Kabarim” diye seslenene kadar. Sessizliğe davet ve törenin başlama anonsuydu bu. Kabarlar(cemaatimizin ölümle ilgili görevleri üstlenen kişi) girmeden Hazan Hakaal’dan başka bir anons gelirdi:

“Por suz Misyones santa, devemos resirvir los, empies” yani, kutsal görevleri gereği onları ayakta karşılamamız gerekiyordu. Bu anonsla herkes ayağa kalkardı. Keila’nın sağ koridorundan tevanın* önündeki, onlar için ayrılan koltuklara otururlardı.

İzmir’den Bazı Kabarlar

Küçüklüğümden hatırladığım Kabarbaşı Cako Suhami Z.L. (Rav İzak Alaluf’un dedesi), Hayim Malki Z.L., Moiz İpekçi Z.L., Eli Kalderon Z.L., daha sonra Kabarbaşı olarak babam A. Alber Levi Z.L., Nesim Hoba Z.L., Menaş Kutlu Z.L., Kabarbaşı Ruben Benadava Z.L. isimlerini hatırladıklarım ve daha niceleri…

Yerlerine oturduktan sonra ilk önce hazan hakaal ve diğer hazanlar* hoş geldiniz demek için tevadan inip teker teker onlarla tokalaşırlardı. Daha sonra Cemaat yönetim kurulu, gizbarlar (İzmir’de keila yöneticileri için kullanılan isim, diğer şehirlerde bu göreve gabay denir) ve en son hatanlarla* bu tokalaşma sonlanırdı.

Bu tören bittiğinde, şammas tekrar Behavod diye seslenir. Hazan Hakaal kalkar, Kabarim’e Mişeberah, yani hayır duası okurdu. Hayır duası bittiğinde, şammas tekrar Behavod diye seslenir, bu sefer Hahambaşı için Mişeberah okunurdu. Bu tören aynı şekilde, sırasıyla Bet Din, Cemaat Yönetim kurulu, diğer kurumlar için de devam eder ve hayır duaları okunurdu.

İki tane Hatan seçiliyor

Bu arada Hatanim konusunu atladım. Onu da belirtmem gerek. Kipur Neila* başlamadan, iki tane hatan yani damat seçilirdi. Hatan Matan Tora, Hatan Simhat Tora ve Hatan Meona diye hatırlıyorum. Hatan Simhat Tora Vezot Haberaha peraşasını* ve diğeri ise Bereşit peraşasını okumakla yükümlüydüler.

Bir konu daha var. Kabarimler Keila’ya geldiklerinde üç vigla ve iki büyük mum yakarlardı. Neden ve nasıl yakıldığını bilmiyorum. Mumlar yakıldıktan sonra salona girerlerdi.

Bu iki detayı verdikten sonra, konuya kaldığım yerden devam edeyim. Simhat Tora arviti başlardı. Arvit biter bitmez mitzvaları kabarbaşı dağıtırdı. Petiha* kabarbaşı’na aitti.

Yedi Tur Atılıyor

İlk Sefer Tora, yani gümüş elbisesi olan Sefer Tora en kıdemli kabar’a verilir, tören boyunca en arkada kalırdı. Sefer Toralarla Keilanın içerisinde yedi tur dönülürdü. Gümüş renkli Sefer Tora yedinci turda (hakafot) en başa alınırdı.

Petihaya, Seuşe arim Raşehem şarkısıyla başlanır, ilk turun sonuna kadar tekrarlanırdı.

İkinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci söylenen şarkılar; Mi pi el, Teromem bat rama, Amen Amen, Beşuv haAşem, Şulamit şuvi, idi.

Fotoğraf: Zeren Yasa

Altıncı turda El Mistaterl, yedinci de Yigdal söylenirdi. Sefer Tora’lar Ehal’e götürülürken Mizmor LeDavid ile tören biterdi. Tabii ki, daha başka şarkılar da vardı.

Bütün bu protokol işleri veya törenin kendi seyri devam ederken, salonda töreni izleyen biz çocuklar heyecan içinde, yanan küçük mumlarımızdan akan sıvıyla ilgiliydik. Babalarımız bir tur Sefer Tora alabilmenin peşindeydi. Annelerimiz ise bizi kontrol altında tutmaya çalışıyordu.

Keila’daki Kalabalık

Keila’daki kalabalığı size şöyle tarif edebilirim. 462 koltuğa sahip ana salon tıklım tıklımdı. Azara yani kadınlar bölümü sanki korkuluklardan aşağıya sarkmaya çalışan kadın ve erkeklerle doluydu. Salonun dışındaki bekleme bölümü de doluydu. İzdiham diz boyuydu.

Mumların çıkardığı kokudan çekinen Hayim Amca (Roditi)’nın, “A dio los minderes, vaş a kemar” (Allahım minderleri yakacaksınız) endişeli haykırışıyla telaşla sağa sola koşuşturduğu görülürdü. Ne güzel günlerdi.

Çıkışta bazı itiraz edenlerin “Adam kayırdılar. Ona verdiler. Bana vermediler” sohbetleri arasında herkes birbirine ‘Hag Sameah’* derdi.

Bir tur veya akafot dörde bölünürdü. (Akafot keila içinde yapılan turlardır.) Köşelerdeki 4 sütunun önünde birer gizbar beklerdi. Sıra bekleyenlere Sefer Toraları verirlerdi. Bazen kayırmaca da olurdu tabii. Dolayısıyla yukarıda bahsettiğim sohbet günün konusu olurdu.

Kıyafetlere Gelince

Eski dönemlerin kıyafet düzeninden bahsetmeden geçmeyeyim. Büyük annelerimiz ve annelerimiz Keila’ya herhangi bir vesileyle, Bar Mitzva, düğün veya herhangi bir bayramda giydikleri en şık kıyafetleri ve şapkalarıyla gelirlerdi. Keila’da şapkasız veya baş örtüsüz bir kadın olmazdı. Erkekler, bayramlık takım elbiseleriyle, törenlere katılırlardı. Hazanlar ise, beyaz cübbeleriyle törenin ihtişamını tamamlarlardı.

Hazanlar Sefer Toraların önünde yürürlerdi. Yüzleri Sefer Toralara dönük arkalarını kontrol ederek geri geri giderlerdi. Sefer Tora’ları taşıyanlar, alttan yukarı doğru kaldırıp düzgün hareketler ile sağa sola göstererek gösteriye renk katarlardı.

Büyüklerimizin biz çoçuklarla Sefer Toraları taşımak için gösterdikleri çabalar görülmeye değerdi. Alttaki tahtaları avuçlarımız ile tutardık. Bazen örtü görüşümüzü kapatır, “yürüsene” diye azarlanırdık.

Fotoğraf: Zeren Yasa

Kabarların cenaze işlerinin dışında en önemli görevlerinden biri Tora’yı öğretmeye maddi manevi destek sağlamaktı. Hatanlar Tora öğrenen öğrenciler arasından seçilirdi. Seçilen öğrenciler ödül kazanırdı. Maddi desteğe ihtiyacı olanlar öncelikliydi. Hatanlar, ertesi gün okunan son peraşayı, yani Veszot HaBeraha ve Bereşit in bir bölümünü, okurlardı. Hatan Meona’nın görevi, sabah tefilasından sonra, tefilaya katılan herkese, bir ziyafet vermekti. Bahsettiğim bu dönemde Hatan Meoana görevini üstlenen iki isim hatırlıyorum. Aron Galimidi Z.L. ve Eliezer Taranto Z.L.

Simhat Tora sabahı, tefilaya katılan herkes, Bar Mitzva yaşına gelmemişler dahil, Tora’ya çağırılırdı.
Hazanlar ve Gizbarlar, hatanları evlerinden alırlardı. Evdekiler dulse* ikram ederdi. Hazanlar evde bir piyut okurdu. Böylece beraber keila’ya gidilirdi.

Simhat Tora töreni, kabarlara geçen sene içinde yaptıkları hayırlı işlere bir teşekkür niteliğindeydi.

İzmir’de, Simhat Tora gecesi, elbette yalnız Bet İsrael’de değil, bütün keila’larda kutlanırdı. Hepsinde de aynı tören yapılırdı. Hepsi dolar taşardı.

Moadim lesimha
Mutluluk, sağlık, huzur ve çoşkuyla her yıl bayramlarımızı birlikte kutlayalım.

* Keila: Sinagog. Özellikle İzmirli Yahudiler’in sinagogdan bahsederken kullandıkları isim.

*Suka: Sukot Bayramında kurulan çardak

*Şemini Hag Atseret: Sukot’un sekizinci kutlanan bağımsız bir bayramın ismi

*Ehal: Sinagogda tora parşömenlerinin içinde saklandığı dolap/bölüm

*Sefer Tora: Tora’nın yazılı olduğu parşömenler

*Arvit: Akşam duası

*Azara: Azarat anaşim, sinagoglarda kimi zaman üst katta kimi zaman arkada bulunan kadınlar bölümü

*Şammas: Sinagogun görevlisi

*Teva: Sinagogda din görevlilerinin bulunduğu ve duanın okunduğu bölüm

*Hazan: Sinagogda duaları okuyan din görevlileri

*Hatan: İbranice kelime anlamıyla damat anlamına gelir

*Neila: Sadece Kipur günü oruç açılmaya yakın bir zamanda okunan beşinci özel bir dua

*Peraşa: Tora’nın senenin haftalara bölünerek her hafta okunan bölümlerin genel adı

*Petiha: İbranice kelime anlamıyla açılış. Yazıda Tora dolabının açılmasından bahsediliyor

*Hag Sameah: Mutlu bayramlar, iyi bayramlar anlamına gelen kutlama sözü

*Dulse: İspanyolca tatlı/şeker anlamına gelir

*Z.L.: Zihrono Livraha’nın kısaltması İbranice anlamıyla ‘Anısı Mübarek Olsun’ anlamına gelir. Ölmüş kişilerden bahsedilirken kullanılır.