Avrupa Birliği’nde (AB) üst düzey yetkililer, Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın geleneksel yaz politikası konuşmasında yer alan “ırkçı” sözleri ancak bir hafta sonra kınadı.
Kaynak: Euronews
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen 30 Temmuz Cumartesi günü Slovak haber sitesi aktuality.sk’ye verdiği demeçte, “Macaristan dahil tüm AB üye ülkeleri eşitlik, hoşgörü, adalet ve hakkaniyet gibi ortak küresel değerlere imza attı. Irk temelinde ayrımcılık yapmak birliğin üzerine inşa edildiği bu değerleri ayaklar altına almaktır” dedi. Ne var ki von der Leyen, Orban’dan özel olarak bahsetmediğini de sözlerine ekledi.
Geçtiğimiz hafta yaptığı konuşmasında Orban, Macarların Batı Avrupa’daki birçok toplum gibi “karma ırk” olmak istemediğini söylemiş ve uluslararası kamuoyunda tepki almıştı.
Hafta boyunca Avrupa Parlamentosunun önde gelen siyasi partilerinin liderleri de “Bu açık ırkçı bildirgeyi şiddetle kınadıklarını” belirten açıklamalar yaptı ve bir bildiri yayınladı. Ayrıca komisyonu ve üye devletleri de açıklamayı kınamaya çağırdılar.
Üye devletlerin dört yıldır somut sonuçları olmayan 7. Madde yaptırım prosedürü kapsamında Macaristan’a diplomatik düzeyde tavsiyelerde bulunmaları gerektiğine inanılıyor.
7. madde prosedürünün amacı, bir üye devletin temel AB değerlerini ihlal etmesine engel olmak ve yaptırım uygulamak. Ancak bu maddenin Macaristan için uygulanmasını kendisi de AB değerlerini hiçe sayan ve hakkında 7. madde prosedürü işletilmek istenen Polonya engelliyor.
Bildiride ayrıca, hukukun üstünlüğü endişeleri nedeniyle Covid-19 kurtarma fonları kapsamında AB fonlarının Macaristan’a verilmemesi çağrısında bulunuldu.
Hükümet Sözcüsü Zoltan Kova ise, Orban’ın konuşmasının “hepsi Yahudi-Hristiyan kültüründen gelen farklı etnik grupların karışımı ile farklı medeniyetlerden insanların karışımı arasındaki farkı anlamayanlar” tarafından “yanlış yorumlandığını” söyledi.
Orban da ‘yanlış anlaşıldım’ dedi
Orban, protestocular tarafından yuhalandığı Avusturya ziyareti sırasında gazetecilere verdiği demeçte, “Bazen yanlış anlaşılabilecek bir şekilde konuşuyorum… Aslında temsil ettiğim konum kültürel bir bakış açısıdır” diyerek kendini savundu.
Orban’ın danışmanlarından biri başbakanın sözlerinin ardından geçen salı günü istifa etmiş ve konuşmayı “saf bir Nazi metni” olarak nitelendirmişti. Ancak hafta sonu, Orban’ın açıklamasının yeterli olduğunu söyleyerek istifasını geri çekti.
Derin ekonomik sıkıntıları örtme gayreti
Orban’ın konuşmasının yarattığı gündem ile Macaristan’ın yüksek enflasyon, artan enerji maliyetleri ve tavan fiyat politikasının sürdürülemezliği gibi konuların örtülmesinin hedeflendiği eleştirileri mevcut.
Ülkenin içinde bulunduğu derin ekonomik sıkıntıların konuşulmaması adına bu tip çıkışların yapıldığı ileri sürülüyor.
Orban hükümeti, özel sektöre ait araçlar, çiftlik araçları ve taksiler hariç tutulacak şekilde, fiyat sınırlamalı benzin ve dizel alımını daralttı.
Cumartesi günü yayınlanan hükümet kararnamesi ile petrol ve gaz grubu MOL’ün üzerindeki vergi de yüzde 25’ten yüzde 40’a çıkartıldı.
Artan bütçe açığını dizginlemeye yardımcı olmak amacıyla Mayıs ayında bankalara ve belirli şirketlere de bir dizi beklenmedik vergi getirildi.
Hükümet ayrıca, kendi para birimi olan forintin zayıflamasıyla ülkenin rezervlerini artırmak için şirketlerin vergilerini euro veya dolar olarak ödemesine izin vereceğini duyurdu.
Avrupa Birliği’nde (AB) üst düzey yetkililer, Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın geleneksel yaz politikası konuşmasında yer alan “ırkçı” sözleri ancak bir hafta sonra kınadı.
Kaynak: Euronews
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen 30 Temmuz Cumartesi günü Slovak haber sitesi aktuality.sk’ye verdiği demeçte, “Macaristan dahil tüm AB üye ülkeleri eşitlik, hoşgörü, adalet ve hakkaniyet gibi ortak küresel değerlere imza attı. Irk temelinde ayrımcılık yapmak birliğin üzerine inşa edildiği bu değerleri ayaklar altına almaktır” dedi. Ne var ki von der Leyen, Orban’dan özel olarak bahsetmediğini de sözlerine ekledi.
Geçtiğimiz hafta yaptığı konuşmasında Orban, Macarların Batı Avrupa’daki birçok toplum gibi “karma ırk” olmak istemediğini söylemiş ve uluslararası kamuoyunda tepki almıştı.
Hafta boyunca Avrupa Parlamentosunun önde gelen siyasi partilerinin liderleri de “Bu açık ırkçı bildirgeyi şiddetle kınadıklarını” belirten açıklamalar yaptı ve bir bildiri yayınladı. Ayrıca komisyonu ve üye devletleri de açıklamayı kınamaya çağırdılar.
Üye devletlerin dört yıldır somut sonuçları olmayan 7. Madde yaptırım prosedürü kapsamında Macaristan’a diplomatik düzeyde tavsiyelerde bulunmaları gerektiğine inanılıyor.
7. madde prosedürünün amacı, bir üye devletin temel AB değerlerini ihlal etmesine engel olmak ve yaptırım uygulamak. Ancak bu maddenin Macaristan için uygulanmasını kendisi de AB değerlerini hiçe sayan ve hakkında 7. madde prosedürü işletilmek istenen Polonya engelliyor.
Bildiride ayrıca, hukukun üstünlüğü endişeleri nedeniyle Covid-19 kurtarma fonları kapsamında AB fonlarının Macaristan’a verilmemesi çağrısında bulunuldu.
Hükümet Sözcüsü Zoltan Kova ise, Orban’ın konuşmasının “hepsi Yahudi-Hristiyan kültüründen gelen farklı etnik grupların karışımı ile farklı medeniyetlerden insanların karışımı arasındaki farkı anlamayanlar” tarafından “yanlış yorumlandığını” söyledi.
Orban da ‘yanlış anlaşıldım’ dedi
Orban, protestocular tarafından yuhalandığı Avusturya ziyareti sırasında gazetecilere verdiği demeçte, “Bazen yanlış anlaşılabilecek bir şekilde konuşuyorum… Aslında temsil ettiğim konum kültürel bir bakış açısıdır” diyerek kendini savundu.
Orban’ın danışmanlarından biri başbakanın sözlerinin ardından geçen salı günü istifa etmiş ve konuşmayı “saf bir Nazi metni” olarak nitelendirmişti. Ancak hafta sonu, Orban’ın açıklamasının yeterli olduğunu söyleyerek istifasını geri çekti.
Derin ekonomik sıkıntıları örtme gayreti
Orban’ın konuşmasının yarattığı gündem ile Macaristan’ın yüksek enflasyon, artan enerji maliyetleri ve tavan fiyat politikasının sürdürülemezliği gibi konuların örtülmesinin hedeflendiği eleştirileri mevcut.
Ülkenin içinde bulunduğu derin ekonomik sıkıntıların konuşulmaması adına bu tip çıkışların yapıldığı ileri sürülüyor.
Orban hükümeti, özel sektöre ait araçlar, çiftlik araçları ve taksiler hariç tutulacak şekilde, fiyat sınırlamalı benzin ve dizel alımını daralttı.
Cumartesi günü yayınlanan hükümet kararnamesi ile petrol ve gaz grubu MOL’ün üzerindeki vergi de yüzde 25’ten yüzde 40’a çıkartıldı.
Artan bütçe açığını dizginlemeye yardımcı olmak amacıyla Mayıs ayında bankalara ve belirli şirketlere de bir dizi beklenmedik vergi getirildi.
Hükümet ayrıca, kendi para birimi olan forintin zayıflamasıyla ülkenin rezervlerini artırmak için şirketlerin vergilerini euro veya dolar olarak ödemesine izin vereceğini duyurdu.
Paylaş: