Bu şehirde doğup, büyümüş, ilkokulu, ortaokulu ve liseyi bu kentte okumuş, ama daha sonra başka il ve ülkelere göç etmek zorunda kalan Antep kökenli Yahudiler, uzun bir aradan sonra yeniden Gaziantep’e geldiler. Duygularını, düşüncelerini Sabah’a anlattılar.
Kaynak: Sabah
Antep kökenli Yahudiler, bu şehirde yaşamasalar bile kendilerini halen Antepli olarak görüyor ve bu kenti çok seviyorlar. Ağızlarından ‘Antep’ kelimesi çıktığında gözleri mutluluk ve ışık saçıyorlar. Onların Antep sevgisini anlatmaya kelimeler ve sözcükler yetersiz kalır.
Beni ben yapan Antep’tir
Örneğin; Amerikan’ın Boston Eyaleti’nden gelen İlya Kohen, 52 yıl ABD’de yaşamasına karşın, ‘Halen Antep bir vatan ve ev”, Victoria Kumru Arkadaş, “İstanbul’dayız, ama gönlümüz her zaman Gaziantep’te’, Raşe Nihmet, “Zaten hayatımın en güzel günleri bu şehirde geçti’, Adile Arkadaş Kohen, ise ‘Beni ben yapan Antep’tir’ diyor.
Her şeye rağmen şehir bizim şehrimiz
Koronavirüs nedeniyle Gaziantep’e gelemediklerini ifade eden Özkul Arkadaş, “Yakaladığımız ilk fırsatta geldik ve her yıl gelmeyi düşünüyoruz. Sadece ibadet turizmi değil, bu bir ritüel. Asıl amaç; şehrin kazanması, ticaret hayatına bir katkı sağlanması. Gördüğümüz kadarıyla demografik yapıda bir değişim var. Caddelerde çok ciddi şekilde Arapça konuşanlara şahit olduk. Antep’in yerlileri nerede diye bakınmaya başladık. Büyüdüğümüz yerleri göremeyince bir burukluk yaşıyoruz. Buna rağmen şehir bizim şehrimiz” ifadelerini kullandı.
Halen Antep bir vatan ve ev
Amerikan’ın Boston Eyaleti’nden geldiğini söyleyen İlya Kohen, “1968 yılında Gaziantep Özel Koleji’nden mezun olduktan sonra ABD’ye üniversite okumaya gittik. Göz açılıp-kapanıncaya kadar aradan 52 yıl geçmiş. Gaziantep’e geldiğimde ne kadar duygulandığımı anlatacak veya izah edecek bir kelime yok. Halen Antep bir vatan ve ev. Antep halkı hiç değişmemiş. Örneğin; babamın dükkânı Kürkçü Hanı’ndaydı. Babamın dükkanının karşısında Aktar Fehmi diye birisi vardı, o köşe olduğu gibi duruyor. Yani aradan 52 yıl geçmesine rağmen manzara aynı. Antep’in geçmiş dönemlerde 200 bin nüfusu vardı, sokakları taşlı ve dardı, ama şimdiki şehircilik ise dünyaya örnek olabilecek. Suburcu, Arasa veya Bakırcılar Çarşısı hiç değişmemiş ve çok güzel yerler olmuşlar” şeklinde konuştu.
İstanbul’dayız, ama gönlümüz her zaman Gaziantep’te
Victoria Kumru Arkadaş, “Gaziantep’te doğdum büyüdüm. 18 yaşında Gaziantep Lisesi’ni bitirdikten sonra Yapı Kredi Bankası’nda göreve başladım. 10 yıl Gaziantep Pazaryeri Şubesi’nde görev yaptım, şef ve ikinci müdür seviyesine kadar yükseldim. Daha sonra İstanbul’a tayin olduk. Fındıklı Şubesi’nde de 10 yıl çalıştıktan emekli olduk. Gaziantep’te çok güzel anılarımız var. Zaman zaman gelip arkadaşlarımızla eski günleri yad ediyoruz. İstanbul’dayız, ama gönlümüz her zaman Gaziantep’te” dedi.
Bu şehirde çok güzel anılarım var
İnsanın doğduğu yeri unutmasının mümkün olmadığını vurgulayan Arkadaş, Gaziantepli olmaktan mutlu olduğunu dile getirdi. “Şehir tanıdığımız şehir değil. Geçmişte her yere yürüyerek gidip gelirdik. Gaziler Caddesi’nde otururduk, Gaziantep Lisesi’ne gidip gelmek bize çok uzak gibi gelirdi, şimdi ise 10 dakikada gidiyoruz. Hiçbir yabancılık çekmedik. Bu şehirde çok güzel anılarım var, bunları unutmanın imkan yok” açıklamasında bulundu.
Doğup ve büyüdüğümüz yerleri çok özlüyoruz
1946 yılında Gaziantep’te dünyaya geldiğini kaydeden İlkokul Öğretmeni Rozi Arkadaş, “Gaziantep Öğretmen Okulu’nu bitirdim ve 1965 yılından 1970 yılına kadar öğretmen olarak çalıştım. Neden bilmiyorum, ama aileler çocuklarını benim sınıfı getirmek isterlerdi. 1970 yılında ailem burada kaldı, ama ben İsrail’e taşındım. Doğum ve büyüdüğümüz yerleri çok özlüyoruz. Bu kentte büyüdüğüm halde birçok yerini tanımıyorum. Antep halkı birbirine çok bağlı. Bizi çok seviyorlar, görünce heyecanlanıyorlar, ‘Kardeşim’ diye hitap ediyorlar” diye belirtti.
27 yılımız Gaziantep’te geçti ve çok güzel günlerdi
Raşe Nihmet, “27 yılımız Gaziantep’te geçti ve çok güzel günlerdi. Zaten hayatımın en güzel günleri bu şehirde geçti. İnsanları çok sıcak, samimi ve saygılı. Halen lise arkadaşlarımla görüşüyorum. Her zaman Antep yemeklerini yapıyoruz, çocuklarımıza ve torunlarımıza anlatıyoruz. Onlarda Gaziantep’in bir parçası oldular” değerlendirmesini yaptı.
Beni ben yapanın temeli Antep’tir
Adile Arkadaş Kohen, “Gaziantep’te doğdum, liseyi bitirinceye kadar bu şehirde yaşadım. 1961 yılının sonunda İsrail’e gittim, orada evlendim. Arkadaşlarla irtibatımız hiçbir zaman kopmadı. Her geldiğimde görüşürüm. Önceki gece Seyirtepe’de bir araya geldik ve çok güzel bir geceydi. Çok mutluyum ki Antepliyim. 15 sene önce Antep mutfağı ile ilgili bir kitap yazdım. 2 hafta önce İsrail’de Türk Festival Yemeği düzenlendi. Antep hakkında bir sunum yaptım. İnsan doğduğu yerin manzara tablosu ve çocukluğunun da manzarasıdır. Onun için böyleysem, karakterimin büyük kısmı Antep’e bağlı olarak olgunlaştı. Buranın suyunu içtim ve 18 yaşına kadar yaşadım. Beni ben yapanın temeli Antep’tir” diye konuştu.
Dünyamızı güzel bir şekilde çocuklarımıza bırakalım ki güzel bir şekilde yaşayabilsinler
Arkadaşlığın çok önemli olduğunu kaydeden Arkadaş, “Çocuklarımız veya torunlarımız yemek yediklerinde ‘Tam Antep tadı olmuş’ diyorlar. Halbuki torunlarımız bu şehre hiç gelmedi. Ne mutlu ki böyle bir memlekette yaşamışız, sevgiyle karşılaşıyoruz. Bu bizi çok mutlu ediyoruz. Dünyamızı güzel bir şekilde çocuklarımıza bırakalım ki güzel bir şekilde yaşayabilsinler” ifadelerine yer verdi.
Aradığınız şeyi bulamayınca hayal kırıklığı yaşıyorsunuz
Leyla Arkadaş, “Antep’in yemeklerini ve arkadaşlarımızı özledim. Antep çok değişmiş. Küçüklüğümüz Karagöz Mahallesi’nde geçti. İlkokulum Dayı Ahmet Ağa İlkokulu’ydu, ama maalesef yok. Oturduğumuz evi restore edip, otel yapacaklarmış. Eski günleri çok özlüyoruz. Aradığınız şeyi bulamayınca hayal kırıklığı yaşıyorsunuz. Gittiğimiz yerlere doya doya bakacağım” dedi. Ali Göksular
Bu şehirde doğup, büyümüş, ilkokulu, ortaokulu ve liseyi bu kentte okumuş, ama daha sonra başka il ve ülkelere göç etmek zorunda kalan Antep kökenli Yahudiler, uzun bir aradan sonra yeniden Gaziantep’e geldiler. Duygularını, düşüncelerini Sabah’a anlattılar.
Kaynak: Sabah
Antep kökenli Yahudiler, bu şehirde yaşamasalar bile kendilerini halen Antepli olarak görüyor ve bu kenti çok seviyorlar. Ağızlarından ‘Antep’ kelimesi çıktığında gözleri mutluluk ve ışık saçıyorlar. Onların Antep sevgisini anlatmaya kelimeler ve sözcükler yetersiz kalır.
Beni ben yapan Antep’tir
Örneğin; Amerikan’ın Boston Eyaleti’nden gelen İlya Kohen, 52 yıl ABD’de yaşamasına karşın, ‘Halen Antep bir vatan ve ev”, Victoria Kumru Arkadaş, “İstanbul’dayız, ama gönlümüz her zaman Gaziantep’te’, Raşe Nihmet, “Zaten hayatımın en güzel günleri bu şehirde geçti’, Adile Arkadaş Kohen, ise ‘Beni ben yapan Antep’tir’ diyor.
Her şeye rağmen şehir bizim şehrimiz
Koronavirüs nedeniyle Gaziantep’e gelemediklerini ifade eden Özkul Arkadaş, “Yakaladığımız ilk fırsatta geldik ve her yıl gelmeyi düşünüyoruz. Sadece ibadet turizmi değil, bu bir ritüel. Asıl amaç; şehrin kazanması, ticaret hayatına bir katkı sağlanması. Gördüğümüz kadarıyla demografik yapıda bir değişim var. Caddelerde çok ciddi şekilde Arapça konuşanlara şahit olduk. Antep’in yerlileri nerede diye bakınmaya başladık. Büyüdüğümüz yerleri göremeyince bir burukluk yaşıyoruz. Buna rağmen şehir bizim şehrimiz” ifadelerini kullandı.
Halen Antep bir vatan ve ev
Amerikan’ın Boston Eyaleti’nden geldiğini söyleyen İlya Kohen, “1968 yılında Gaziantep Özel Koleji’nden mezun olduktan sonra ABD’ye üniversite okumaya gittik. Göz açılıp-kapanıncaya kadar aradan 52 yıl geçmiş. Gaziantep’e geldiğimde ne kadar duygulandığımı anlatacak veya izah edecek bir kelime yok. Halen Antep bir vatan ve ev. Antep halkı hiç değişmemiş. Örneğin; babamın dükkânı Kürkçü Hanı’ndaydı. Babamın dükkanının karşısında Aktar Fehmi diye birisi vardı, o köşe olduğu gibi duruyor. Yani aradan 52 yıl geçmesine rağmen manzara aynı. Antep’in geçmiş dönemlerde 200 bin nüfusu vardı, sokakları taşlı ve dardı, ama şimdiki şehircilik ise dünyaya örnek olabilecek. Suburcu, Arasa veya Bakırcılar Çarşısı hiç değişmemiş ve çok güzel yerler olmuşlar” şeklinde konuştu.
İstanbul’dayız, ama gönlümüz her zaman Gaziantep’te
Victoria Kumru Arkadaş, “Gaziantep’te doğdum büyüdüm. 18 yaşında Gaziantep Lisesi’ni bitirdikten sonra Yapı Kredi Bankası’nda göreve başladım. 10 yıl Gaziantep Pazaryeri Şubesi’nde görev yaptım, şef ve ikinci müdür seviyesine kadar yükseldim. Daha sonra İstanbul’a tayin olduk. Fındıklı Şubesi’nde de 10 yıl çalıştıktan emekli olduk. Gaziantep’te çok güzel anılarımız var. Zaman zaman gelip arkadaşlarımızla eski günleri yad ediyoruz. İstanbul’dayız, ama gönlümüz her zaman Gaziantep’te” dedi.
Bu şehirde çok güzel anılarım var
İnsanın doğduğu yeri unutmasının mümkün olmadığını vurgulayan Arkadaş, Gaziantepli olmaktan mutlu olduğunu dile getirdi. “Şehir tanıdığımız şehir değil. Geçmişte her yere yürüyerek gidip gelirdik. Gaziler Caddesi’nde otururduk, Gaziantep Lisesi’ne gidip gelmek bize çok uzak gibi gelirdi, şimdi ise 10 dakikada gidiyoruz. Hiçbir yabancılık çekmedik. Bu şehirde çok güzel anılarım var, bunları unutmanın imkan yok” açıklamasında bulundu.
Doğup ve büyüdüğümüz yerleri çok özlüyoruz
1946 yılında Gaziantep’te dünyaya geldiğini kaydeden İlkokul Öğretmeni Rozi Arkadaş, “Gaziantep Öğretmen Okulu’nu bitirdim ve 1965 yılından 1970 yılına kadar öğretmen olarak çalıştım. Neden bilmiyorum, ama aileler çocuklarını benim sınıfı getirmek isterlerdi. 1970 yılında ailem burada kaldı, ama ben İsrail’e taşındım. Doğum ve büyüdüğümüz yerleri çok özlüyoruz. Bu kentte büyüdüğüm halde birçok yerini tanımıyorum. Antep halkı birbirine çok bağlı. Bizi çok seviyorlar, görünce heyecanlanıyorlar, ‘Kardeşim’ diye hitap ediyorlar” diye belirtti.
27 yılımız Gaziantep’te geçti ve çok güzel günlerdi
Raşe Nihmet, “27 yılımız Gaziantep’te geçti ve çok güzel günlerdi. Zaten hayatımın en güzel günleri bu şehirde geçti. İnsanları çok sıcak, samimi ve saygılı. Halen lise arkadaşlarımla görüşüyorum. Her zaman Antep yemeklerini yapıyoruz, çocuklarımıza ve torunlarımıza anlatıyoruz. Onlarda Gaziantep’in bir parçası oldular” değerlendirmesini yaptı.
Beni ben yapanın temeli Antep’tir
Adile Arkadaş Kohen, “Gaziantep’te doğdum, liseyi bitirinceye kadar bu şehirde yaşadım. 1961 yılının sonunda İsrail’e gittim, orada evlendim. Arkadaşlarla irtibatımız hiçbir zaman kopmadı. Her geldiğimde görüşürüm. Önceki gece Seyirtepe’de bir araya geldik ve çok güzel bir geceydi. Çok mutluyum ki Antepliyim. 15 sene önce Antep mutfağı ile ilgili bir kitap yazdım. 2 hafta önce İsrail’de Türk Festival Yemeği düzenlendi. Antep hakkında bir sunum yaptım. İnsan doğduğu yerin manzara tablosu ve çocukluğunun da manzarasıdır. Onun için böyleysem, karakterimin büyük kısmı Antep’e bağlı olarak olgunlaştı. Buranın suyunu içtim ve 18 yaşına kadar yaşadım. Beni ben yapanın temeli Antep’tir” diye konuştu.
Dünyamızı güzel bir şekilde çocuklarımıza bırakalım ki güzel bir şekilde yaşayabilsinler
Arkadaşlığın çok önemli olduğunu kaydeden Arkadaş, “Çocuklarımız veya torunlarımız yemek yediklerinde ‘Tam Antep tadı olmuş’ diyorlar. Halbuki torunlarımız bu şehre hiç gelmedi. Ne mutlu ki böyle bir memlekette yaşamışız, sevgiyle karşılaşıyoruz. Bu bizi çok mutlu ediyoruz. Dünyamızı güzel bir şekilde çocuklarımıza bırakalım ki güzel bir şekilde yaşayabilsinler” ifadelerine yer verdi.
Aradığınız şeyi bulamayınca hayal kırıklığı yaşıyorsunuz
Leyla Arkadaş, “Antep’in yemeklerini ve arkadaşlarımızı özledim. Antep çok değişmiş. Küçüklüğümüz Karagöz Mahallesi’nde geçti. İlkokulum Dayı Ahmet Ağa İlkokulu’ydu, ama maalesef yok. Oturduğumuz evi restore edip, otel yapacaklarmış. Eski günleri çok özlüyoruz. Aradığınız şeyi bulamayınca hayal kırıklığı yaşıyorsunuz. Gittiğimiz yerlere doya doya bakacağım” dedi. Ali Göksular
Paylaş: