Göze Çarpanlar Röportajlar

Buhara Yahudilerinin Orta Asya’dan ABD’ye uzanan hikayesi

Oğul Tuna, Buhara Yahudilerinin hikayesini David Rafaeli röportajıyla aktarıyor.

Yazan: Oğul Tuna Kaynak: İndependent Türkçe

Tarihin kaydına yetişemediği dönemlerinden beri İran, Türk ve Moğol dilli atlı göçebelerin ve fatihlerin yurdu olmuş Orta Asya. Yüzyıllar ve hatta binyıllar içinde meskunları değişse ve devletleri ardı ardına yıkılıp kurulmuş. Bugünkü hâline ulaşana dek geçirdiği evrim, Oryantalist masallarından birbirini çürüten sayısız akademik çalışmaya konu olmuş. Bunca zaman içerisindeyse değişmeyen çok az hazineye sahip olmuş.

Buhara Yahudileri bu nadir varlıklardan biri. Orta Asya’nın -tahminen- üç bin yıla yakın süreyle en eski sakinleri arasında bulunan Buhara Cemaatinin üyeleri bugün “anavatan”dan uzakta ve yeni yurtların içindeler. Taliban’ın Afganistan‘da kontrolü tekrar ele geçirmesiyle isimlerinden yeniden bahsedilir oldu Buhara Yahudilerinin.

İstanbul Aşkenaz Hahamı Mendy Chitrik’in de aralarında bulunduğu bir grup ismin yardımıyla ülkeden tahliye edilen “Afganistan’ın son Yahudisi” Zebulun Simantov bir aydır dünya kamuoyunun ilgisini çekmekte. 

Buhara Cemaati (Buharim) kendisini sahiplenmese de Simantov’un hikâyesi, Orta Asya’dan silinmekte olan bu topluluğun tarihine odaklanmamıza yol açtı.

Asya’dan Amerika’ya Buhara Yahudilerinin tarihi

Buhara Yahudileri, Doğu Yahudiliğinin (Mizrahim) en önemli kollarından biri. Milattan önce ilk binyıl itibarıyla Orta Asya’ya, özellikle bugünkü Buhara ve Semerkand şehirlerinin etrafında toplanmaya başladıkları biliniyor.

İpek Yolu‘nun en eski ve görkemli bu iki şehrinin yanında, Andican ve Nemengan gibi Özbek illerine, Tacikistan’a ve Afganistan’a yayılmışlar zaman içerisinde. Konuştukları dil, Yahudi-İran (Judeo-İran) dil ailesine mensup ve çağdaş Tacikçe ile Dariceye, yani Farsçaya yakın. 

Sovyetler Birliği’nin kurulması sonrasında dünya Yahudiliğinin en izole topluluklarından birine dönüşen Buhara Yahudileri, 1970’lerin başından itibaren İsrail’e göç etmeye başlamış.

Birliğin 1991’de yıkılmasıyla ve özellikle Özbekistan‘da Yahudilere karşı alevlenen şiddet olaylarının artmasıyla İsrail ve ABD‘ye kitlesel göçler artmış. Bugün İsrail’de 160 bin, ABD’de 120 bin civarında Buhara Yahudisi olduğu belirtiliyor. Bugün Buhara Yahudi cemaatinin en büyük bölümü İsrail’de yaşıyor. ABD’de, New York’un Queens bölgesi dünyadaki önemli Buharim yerleşimlerinden biri.

Öte yandan isimlerini, tarihî ve kültürel köklerini aldığı memleketlerde sayıları oldukça az: 1989’da Özbekistan’da 95 bin Yahudi varken ülkede bugün 1500 kadar kişi yaşadığı tahmin diliyor. Tacikistan’da ise nüfusları 30 yılda 15 binden 150’lere kadar düşmüş… 

Halbuki Türkiye’yle ve İslam dünyasıyla ilişkileri özelinde pek iyi anılmayan -ve aslen Buhara Yahudisi olduğu iddia edilen- İslam Kerimov, İsrail ve Yahudi cemaatiyle münasebetlere önem vermiş bir isimdi. Geçtiğimiz hafta yeniden cumhurbaşkanı seçilen Şevket Mirziyoyev de Özbekistan’ın “Üçüncü Rönesans” hareketi kapsamında İsrail başta olmak üzere Batılı ülkelerle ilişkileri geliştirmeye devam ediyor.

Simantov’un nihaî göçünden bir ay kadar önce Tel Aviv’de yaşayan ve Buhara cemaatine mensup David Rafaeli‘yle söyleşi yapmıştık. Azerbaycan ve Türkiye’yi yakından izleyen, koleksiyoner ve uluslararası ilişkiler öğrencisi Rafaeli, bu toplulukla ilgili önemli bilgiler paylaştı. Cemaatinin tarihi, yaşam ve gelenekleri, Orta Asya ve Türkiye’ye bakışını paylaşan David’le söyleşimizi burada paylaşıyoruz.
 

David Rafaeli.jpg
David Rafaeli

İsrail’de Rusça konuşan, kapalı bir Buhara cemaati

Oğul Tuna: David, kendinden bahseder misin?

David Rafaeli: Babam 90’ların başında Semerkand’dan göç etmiş, annem de ondan 3 yıl sonra Taşkent’ten gelmiş. 23 yaşındayım. Tel Aviv’de yaşıyorum. Hayatım boyunca şükür ki sadece burada yaşadım. Ailemin bir kısmı Queens’te yaşıyor. Orada önemli bir Buhara cemaati var. ABD’de ayrıca Brooklyn ve Miami’de de Buhara Yahudileri mevcut. Bugüne dek 5 kez Queens’e gittim. 


Aile içinde, cemaat içerisinde hangi dil(ler)i konuşuyorsunuz?

Evde Rusça konuşuyoruz. Bazen de İbranice. Kimi zaman da bu ikisinin karışımı bir dil. Yaşlılarla ise sadece Rusça ya da Buharî (Judeo-İran dili) konuşuyoruz. Buharî, Tacikçe ve Dariceye yakın. Fakat en çok Rusça konuştuğumuzu söyleyebilirim.


İsrail’deki Buhara Yahudileri yalnızca tek bir bölgede mi yoğunlaşmış, yoksa ülke geneline mi dağılmışlar?

Şimdiye dek yüzde 90’ını Buhara Yahudilerinin oluşturduğu mahalleler vardı, Tel Aviv’de dahi bunlara rastlanıyordu. Fakat özellikle Eritre ve Sudan’dan illegal göçlerle Buharalıların yaşadığı yerlerde oranları azaldı. Bu sebeple pek çok Buhara Yahudisi farklı şehirlere taşındı. Ben bu karma yerlerden birinde yaşıyorum. Burada çok sayıda Azerbaycanlı, Iraklı ve İranlı Yahudi var.


Ben de tam bu noktaya gelmek istiyordum. Buhara Yahudilerinin Sovyetlerden ve Türkiye’den gelen diğer Yahudilerle ilişkileri nasıl? Dünyanın diğer bölgelerinden gelen Yahudi topluluklarına göre bunlarla aralarında bir fark olduğu düşünülüyor mu?

Gözlem ve tecrübelerime göre Buhara Yahudileri yalnızca Rusça konuşan Yahudilerle iletişim içinde. Buhara cemaati bugüne dek kapalı bir cemaatti. Aşkenazlar gibi diğer topluluklara açık değillerdi. Biz, Aşkenazlar gibi değiliz. Batı’dan gelen Yahudilerle çok uyumlu değildik fakat bu durum artık değişiyor. Buharalılar, diğer Yahudilerle birlikte yaşıyor, ilişki kuruyor. Ama mesela ben hayat arkadaşı olarak Buhara Yahudisini arzu ederim. […]

Biz kendi cemaatimiz içindeyiz. Kendi gazetemiz, müziğimiz, kültürümüz var. Yaşatmaya gayret ediyoruz. Buhara Yahudi müziği çalınmayan bir Buhara düğünü yoktur İsrail’de.

Türkiye’den gelenler ise diğer Yahudi cemaatleriyle kaynaşıyor […] geldikleri yerleri unutuyorlar. İsraillileşiyorlar. Biz Buharalılar ise her gün cemaati hissediyoruz, yaşıyoruz. Kendi yemeklerimizi yiyoruz. Yarı Rusça, yarı İbranice gazetemiz var: Menora
 

1.jpg
Fotoğraf: Wikimedia

“Özbekistan’ı seviyorum, evim gibi hissediyorum”

Özbekistan ve İsrail’deki Buhara Yahudi cemaati arasındaki ilişkiler nasıl? Kendi deneyimlerinin ışığında neler söylersin?

Bugüne dek Özbekistan’a iki kez gittim. Özbekistan’daki Buhara cemaatinin başı akrabamız. Ülkede olan biten her şeyi yakından takip ediyorum. Özbekistan, aslında İsrail’le çok iyi ilişkilere sahip olabilir. Fakat İslam dünyası bunu iyi karşılamayacaktır. Çünkü Özbekistan, Azerbaycan gibi zengin ve sekülerliğin güçlü olduğu bir ülke değil.

Özbekistan’da özellikle Fergana, Andican ve Nemengan’da çok dindar insanlar var. Ben Kerimov’u severim çünkü o da Yahudileri severdi. İsrail’i ziyaret etmişti. Binyamin Netanyahu da Taşkent’e 3 kez gitmişti. Keza Şimon Peres de. İyi bağlantılarımız vardı.

Mesela Lev Levayev’i [“Elmaslar Kralı” olarak bilinen İsrailli milyarder] bilir misin? O da Buhara Yahudilerindendir. Şimdi Moskova’da yaşıyor. Kerimovlarla, Putin’le, Aliyevlerle iyi bağlantıları var. Menora da ona ait.

Ben Özbekistan’ı seviyorum, oraya gittiğimde evimdeymiş gibi hissediyorum. Babama “Niçin burayı terk ettin? İnsanlar birbirine saygı duyuyor” dediğimde; “30 yıl önce durum böyle değildi” diyor. İsrail’deki Buharalıların yarısı ise Özbekistan’ı sevmiyor. Hatta Özbekler için kullandıkları kötü kelimeler var. Özbek müziği dinlediği görenler kimi zaman beni eleştiriyor.

Şimdi İsrail’de de Özbekistan’dan gelen göçmenler var. Bunların çoğu Semerkandlı Müslüman Tacikler. Çalışmak için geliyorlar. Buharalıların çoğu ise bu durumdan hoşnut değil. “Bizi kovdular, şimdi de buraya çalışmaya mı geliyor?” diyorlar. Benim ise kişisel bir husumetim yok.

Bence aramızdaki tek fark din, onun haricinde çok benzeşiyoruz Özbekler ve Taciklerle. Çünkü uzun zaman bir arada yaşadık. Folklor, müzik, gelenekler hep oradan gelmekte. Özbekistan’da gördüğün bütün danslar mesela Buharalıların Özbeklere öğrettiği şeyler. Orada çok büyük tarihî ve kültürel miras bıraktık.

Özbeklerin de Yahudileri sevmediğini düşünüyorum. Radikal olmasalar bile Müslümanların çoğu sevmiyor. Çünkü hiç Yahudi tanımamışlar. İsrail için Filistin konusunda yazdıkları yaralayıcı.

Yine de Yahudileri tanıyanlar, saygı duyanlar da var. Bunların çoğu varlıklı kişiler. Onları seviyorum. Babamın hâlâ Özbek ve Tacik dostları var. Ama genç Özbekler bizimle iyi ilişki kurmak istemiyor.

“Karabağ zaferine sevinmiştim”

Buhara Yahudileri Türkiye ve Azerbaycan hakkında ne düşünüyor, hissediyor? 

Dünya Buhara Yahudi Kongresi’nin lideri İlham Aliyev’i Karabağ zaferi için kutlamıştı cemaat adına. Ben de bunu görmekten mutlu olmuştum. Ben genç Azerbaycanlılarla çalışıyorum. Ama Buharalıların çoğunun Türkiye ya da Azerbaycan’ı daha yakın gördüğünü sanmıyorum. Onlar İsrail’le iyi ilişkilere sahip ülkeleri destekler, sever. Bu sebeple buradakilerin çoğu Azerbaycan‘ın zaferinden mutlu olmuştu.

Ama ABD’de durum farklı. Orda Ermenistan’ı destekleyenler de var. Unutmayalım ki Sovyet Özbekistanı’nda Andican, Taşkent ve Semerkand’da çok Ermeni vardı.


Buhara cemaatinin genç üyeleri İsrail’de yaşamak mı; ABD’ye ya da başka ülkelere gitmek mi istiyorlar?

ABD’ye gitmenin aksine, ABD’den İsrail’e gelen çok sayıda Buharalı var. Eskiden böyle değildi ama şimdi İsrail’e göçler arttı. İsrail’deki çoğu aile de bunların ABD ya da başka ülkelere gitmelerine izin vermiyor. Benim gibi bazıları da Taşkent’te veya Moskova’da okumak istiyordu. Ama ailem benim isteğimi kabul etmedi.


Gelenekleriniz hakkında ne söylersin? İsrail’de kapalı bir cemaat içinde yaşamak nasıl bir şey?

Geleneklerimiz İsrail’de kuşaktan kuşağa aktarılıyor. Aile içinde yaşanıyor, öğretiliyor. Genel olarak örf ve adetlerim Özbeklerinkiyle çok benzer. Biz yaşlılara çok saygı gösteririz. İsrail’in kalanında ya da ABD’deki Buharalılar arasında da durum böyle değil.

Kadınların örtünmeye riayet etmelerine önem veririz. Çünkü Buharalılar biraz daha dindardır. Erkeklerimizin çoğu da kipa takar. Arkadaşlarımın büyük kısmı Buharalı. Ailem de dostlarıyla tâ Semerkand’dan beri tanışıklar.


Afganistan’daki son Yahudi hakkında ne diyorsun?

O [Zebulun Simantov] Buhara Yahudisi değil. Afganistan’daki Buharalılar ülkeyi çok uzun zaman önce terk etti. Benim büyük annemin ailesi Belhli mesela… Fakat artık kimse kalmadı.