Makaleler

Antakya ve Yahudi Tarihinde Seyahatnamelerin Önemi – Gizem Magemizoğlu

Yahudi tarihini anlamaya çalışırken seyahatnameler ve anılar bize değerli bir perspektif sunuyor. Bu kaynakların önemini Antakya örneğinden görebiliriz.

Yahudi tarihine ilişkin birçok kaynak bulmak mümkün. Kutsal metinler, arşivler, vakayinameler, yabancı tarihler, satış ve kira sözleşmeleri, mahkeme kayıtları, anıları ve seyahatnameler. Tüm bu kaynaklar arasında benim özellikle ilgimi çeken iki tür bulunuyor: anılar ve seyahatnameler. Sebebi ise gayet basit: Seyahatnameler ve anılar bize kalıpların dışına çıkmış, gerçek insanları anlatıyor. Özellikle seyahatnamelerden edindiğimiz bilgiler sözlü geleneğin yaşatılması bakımından önemlidir. Elbette bu bilgilerin Yahudi kaynaklarıyla, Yahudilerin yaşadıkları bölgelerde tutulan her türlü resmi kayıtla, başka seyyahların anılarıyla karşılaştırılması çok daha sağlıklı bilgiler edinmemize yardımcı olacaktır.

Antakya özelinde değerlendirmek gerekirse, kentte ve etrafında yaşayan Yahudilerin nasıl geçindiklerini, Antakya’da yaşayan Yahudilerin soy isimlerini, Antakya’ya dair Yahudiler arasındaki inanışların nasıl şekillendiğini bu seyahatnameler aracılığıyla öğrenebiliyoruz. Ancak Yahudilerin toplumsal ilişkilerine, inanışlarına yönelik bilgileri maalesef resmi kayıtlarda göremiyoruz. Bu ilişkilerin bir kısmı kadı sicillerinde karşımıza çıkıyor. Burada Yahudiler ile diğer dini cemaatler arasında çözülemeyen mevzular ön plana çıkmakta. Antakya’da Müslümanlar ve Yahudiler arasındaki özellikle mal ve para emanet etme konusunda oluşan karşılıklı güven görülüyor. Ancak anıların ve seyahatnamelerin açtığı pencere bambaşka.

Asi Nehri Nasıl Doğdu?

Antakya’daki Yahudi cemaati ile ilgilenen birkaç seyyahtan bahsetmek istiyorum: Evliya Çelebi, Buckingham, Neale, Wellsted ve Toledolu Benjamin. Bu seyyahlar ve anıları aracılığıyla Yahudilerin Antakya ile ilgili inanışları, 19. yüzyılda ibadet, 12. Yüzyılda Yahudilerin hangi mesleklerle ilgili oldukları ve soy isimleri gibi detayları öğrenebiliyoruz. Benim okuduğum seyyahlar arasında Evliya Çelebi, yerel Yahudilerin Antakya ile ilgili halk inanışlarına yer veren tek kişidir. Antakya Yahudileri ile ilgili bilgiler Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nin 3. Kitabında mevcut. Mesela Asi Nehri hakkında Antakya Yahudileri arasındaki söylence. 17. yüzyıl Antakya Yahudilerine göre Asi Nehri, bir peygamberin mucizesi ile Nil Nehri’nden doğmuş ve Mısır’dan gelmiştir. Yine 17. yüzyılda Antakya’da yaşayan Müslümanlara göre ise Asi Nehri Hz. Ali’nin bir mucizesi sayesinde vücuda gelmiş bir su kaynağıdır.

Ortaçağ Cam Üreticileri

12. Yüzyılda Antakya’dan geçen seyyah Toledolu Benjamin bir Endülüslü bir Yahudiydi. Ona göre Antakyalı Yahudilerin çoğu cam üreticisiydi ve kentte yaklaşık yüz Yahudi yaşıyordu. Yahudilerin soy isimlerini kaydetmiş ve Halep ile olan bağlarına dikkat çekmişti. Aradan geçen dokuz yüz yıla rağmen, modern Antakya’da yaşayan Yahudi cemaatinin temsilcileri, atalarının cam üreticisi olduğuna inanmaktadır. Bu şekilde dokuz yüz yıl önceki anıların yaşadığını düşünüyorum. Söyleşi yaptığım Antakya cemaat üyeleri Toledolu Benjamin’in anılarına atıfta bulunmamıştı. Daha çok atalarından kalma söylenceleri bana aktardıklarını belirtmişlerdir.

Antakya’da Sinagog Ne Zaman İnşa Edildi?

Son olarak Neale, Buckingham ve Wellsted ise bize Antakya sinagogunun inşa edildiği tarihe yönelik ipuçları sunan seyyahlar. Buckingham’ın Antakya’dan geçtiği 1816’da Yahudiler hala bir evi sinagog olarak kullanmakta ve o evde ibadet etmekteydiler. Fakat Wellsted’in Antakya’da bulunduğu 1836-1838 yıllarında bir sinagog vardı. Seyyahların anıları ve Osmanlı İmparatorluğu kayıtları karşılaştırıldığında, Antakya sinagogunun 1830’larda inşa edildiği anlaşılıyor. Buradan Antakya’da yaşayan Yahudi cemaatinin 1760-1830 arasında kalabalıklaştığı ve sinagogun kurulması için yeterli mevcuda ulaştığını sonucu çıkarılabilir.

Burada bahsettiğim seyyahlar, Antakya’dan geçenlerden sadece birkaçıdır. Bıraktıkları seyahatnameler bize bir halkın sözlü kültürünü ve başka toplumlarla olan ilişkilerini anlamak için sadece resmi kayıtların yeterli olmadığını gösteriyor. Anıların ve seyahatnamelerin de tetkik edilmesi kültürü anlayışımızı daha da zenginleştirir. Farklı kaynaklar arasında yapılacak olan bir karşılaştırma, özellikle Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisinde yaşayan Yahudiler ile ilgili yepyeni bilgilerin ortaya çıkmasına yardımcı olacaktır. Mesela Antakya’da yaşayan Yahudilerin cam işçiliği ile uğraştığını 2000 yıl önce yaşamış bir tarihçi olan Josephus da belirtmiştir. Yani Antakya’da Yahudilerin bin yıldan uzun bir süre boyunca cam işçiliği ile uğraştığı, halen Antakya Yahudilerinin hafızasında bu geçmişin yaşatıldığı söylenebilir mi?

1 comment on “Antakya ve Yahudi Tarihinde Seyahatnamelerin Önemi – Gizem Magemizoğlu

  1. […] var. Arap dili konuşan zamanın Halep vilayetine bağlı Yahudiler var Antep’ten, Kilis’ten, Antakya’dan. Tabii Romanyot Yahudileri var, tüm Ege sahillerinde. Sefarad Yahudileri var 500 sene […]

Comments are closed.