Sobibor ölüm kampında bulunan künyeler, Nazilerin kurbanları arasında yaşları 5 ila 11 arasında değişen çocuklar olduğunu gösteriyor.
Ebeveynler bu künyeleri büyük ihtimalle çocuklarını tekrar bulma umuduyla yaptılar.
Polonya’daki Sobibor ölüm kampında kazı yapan arkeologlar, 2. Dünya Savaşı sırasında ölüme yollanan yaşları 5 ila 11 arasında değişen dört Amsterdamlı Yahudi çocuğun künyelerini keşfetti.
Kazının yürütülmesine yardımcı olan İsrail Eski Eserler Kurumu arkeoloğu Yoram Haimi, künyelerin çocukların doğum tarihlerini ve memleketlerini içerdiğini söylüyor.
“Künyelerin birbirlerinden oldukça farklı olması, muhtemelen organize bir çaba sonucunda üretilmemiş olduklarını kanıtlıyor.” diyor Haimi. “Çaresiz ebeveynler muhtemelen çocukların künyelerini akrabalarının İkinci Dünya Savaşı’nın kaosunda yerlerinin saptanmasını umarak hazırlamıştı.”
Çocukların öldürülmesinden 70 yıl sonra araştırmacılar, künyelerdeki bilgileri Hollanda’da bulunan Westerbork ölüm kampındaki bir anı merkezinde tutulan bilgilerle ilişkilendirebildiler.
“10 yıldır Sobibor’da kazı yapıyorum,” diyor Haimi. “En zor gün bugündü. Merkezi aradık ve onlara isimleri verdik. Telefonlarımıza gülümseyen küçük çocukların fotoğraflarını gönderdiler. Elinizde künyesini tuttuğunuz çocuklardan birinin yalnız başına öleceği Sobibor’a içi 4 ila 8 yaşında çocuklarla dolu bir trende gönderilmiş olduğunu bilmek ise dayanılmaz.”
Patrick Pester, ekibin tüm çocukların izini tren kayıtları aracılığıyla sürebildiklerini bildiriyor. Bazıları, 1.300 küçük çocuğun kamplara varır varmaz gaz odalarına gönderildiği kitle sürgünlerinde yer almıştı.
Arkeologlar 1943 yılında öldürülen 6 yaşındaki Lea Judith De La Penha’nın künyesini kampın demiryolu platformunun yakınlarında buldular. Arkeologlar kampın bir gaz odası, krematoryum ve kitle mezarlığı bulunan “öldürme bölgesinde” 6 yaşındaki Deddie Zak, 11 yaşındaki David Juda Van der Velde ve 12 yaşındaki Annie Kapper’e ait olmak üzere üç künye keşfettiler.
“Almanlar cesedini yakarken boynunda bu künye vardı.” diyor Haimi.
Birleşik Devletler Holokost Anı Müzesi’nin Holokost Ansiklopedisi’ne göre, Nazi yetkilileri Sobibor’u 1942 baharında inşa ettiler. Sobibor, Belzec ve Treblinka ile birlikte Genel Hükümet olarak bilinen Nazi işgali altındaki Avrupa’da yaşayan Yahudilerin öldürülmesini amaçlayan Operasyon Reinhard’ın bir parçası olan üçüncü ölüm kampıydı. Çoğu kamp personeli Nazilerin engelli insanları hedef alan ilk kitle katliam programı Operasyon T4’den geliyordu. Operasyon Reinhard kampları, gaz odalarını doldurmak için büyük motorlar tarafından üretilen karbon monoksidi odalara yönlendiriyordu.
Sobibor’da sürdürülen kazı ayrıca kampın 343m2 olup sekiz odadan meydana gelen gaz odasını da ortaya çıkardı.
“Bu gaz odasına her seferinde 800 ila 900 insan koyulup, tankın motoru çalıştırılıp, içerideki herkes 10 dakika içerisinde öldürülebilir.” diyor Haimi. “Bu bir ölüm fabrikası.”
İsrail’in resmi Holokost anıtı Yad Vaşem Sobibor’da öldürülen insanların sayısını 250.000 civarında olarak tahmin ediyor. Ancak Haimi gerçek sayının daha yüksek olabileceğini belirtiyor.
“Bu kampta kaç Yahudi’nin öldürüldüğünü asla bilemeyeceğiz.” diye açıklıyor Haimi. “Bunu kitle mezarlarının boyutundan söyleyebilirim, çünkü bu mezarlar kocaman. 250.000’den çok daha fazla kişi olmalı.”
Haaretz’den Ofer Adaret, Haimi’nin alandaki kazıya 2007 yılında “özel bir girişim” olarak başladığını belirtiyor. Haimi şu anda kalıntıları bulmak için Polonyalı meslektaşı Wojtek Mazurek ve diğerleri ile birlikte çalışıyor. Ekip, henüz keşfettikleri birkaç künye ile kampın bazı kurbanlarının Kuzey Afrika Yahudileri olduğunu tespit etti. Keşfedilen diğer eşyalar arasında sağcı Yahudi grup Beitar mensuplarının taktığı broş, mücevherler, anahtarlar, ayakkabılar ve kampta öldürülen kişilerin diğer şahsi eşyaları yer alıyor.
Haimi ayrıca büyük miktarlarda alkol şişeleri bulduğunu, bunların açıkça Nazilere ve diğer kamp personeline ait olduğunu belirtiyor.
Arkeologlar eşyaları kamptaki geçen yıl açılan, ancak pandemi sebebiyle şu anda kapalı olan bir müzeye verdi.
Sobibor, mahkûmların isyana kalkıştığı Ekim 1943 tarihine kadar faaliyetini sürdürdü. İsyan sırasında kampta tutulan 600 kişinin yarısı kaçtı ancak çoğu sonrasında yakalanarak öldürüldü. Yaklaşık 50 eski mahkûm hayatta kalmayı başardı.
İsyandan sonra Naziler, kaçmayı başaramayan tüm mahkûmları vurup Sobibor’u kapattılar.
Kaynak: Arkeofili
Sobibor ölüm kampında bulunan künyeler, Nazilerin kurbanları arasında yaşları 5 ila 11 arasında değişen çocuklar olduğunu gösteriyor.
Ebeveynler bu künyeleri büyük ihtimalle çocuklarını tekrar bulma umuduyla yaptılar.
Polonya’daki Sobibor ölüm kampında kazı yapan arkeologlar, 2. Dünya Savaşı sırasında ölüme yollanan yaşları 5 ila 11 arasında değişen dört Amsterdamlı Yahudi çocuğun künyelerini keşfetti.
Kazının yürütülmesine yardımcı olan İsrail Eski Eserler Kurumu arkeoloğu Yoram Haimi, künyelerin çocukların doğum tarihlerini ve memleketlerini içerdiğini söylüyor.
“Künyelerin birbirlerinden oldukça farklı olması, muhtemelen organize bir çaba sonucunda üretilmemiş olduklarını kanıtlıyor.” diyor Haimi. “Çaresiz ebeveynler muhtemelen çocukların künyelerini akrabalarının İkinci Dünya Savaşı’nın kaosunda yerlerinin saptanmasını umarak hazırlamıştı.”
Çocukların öldürülmesinden 70 yıl sonra araştırmacılar, künyelerdeki bilgileri Hollanda’da bulunan Westerbork ölüm kampındaki bir anı merkezinde tutulan bilgilerle ilişkilendirebildiler.
“10 yıldır Sobibor’da kazı yapıyorum,” diyor Haimi. “En zor gün bugündü. Merkezi aradık ve onlara isimleri verdik. Telefonlarımıza gülümseyen küçük çocukların fotoğraflarını gönderdiler. Elinizde künyesini tuttuğunuz çocuklardan birinin yalnız başına öleceği Sobibor’a içi 4 ila 8 yaşında çocuklarla dolu bir trende gönderilmiş olduğunu bilmek ise dayanılmaz.”
Patrick Pester, ekibin tüm çocukların izini tren kayıtları aracılığıyla sürebildiklerini bildiriyor. Bazıları, 1.300 küçük çocuğun kamplara varır varmaz gaz odalarına gönderildiği kitle sürgünlerinde yer almıştı.
Arkeologlar 1943 yılında öldürülen 6 yaşındaki Lea Judith De La Penha’nın künyesini kampın demiryolu platformunun yakınlarında buldular. Arkeologlar kampın bir gaz odası, krematoryum ve kitle mezarlığı bulunan “öldürme bölgesinde” 6 yaşındaki Deddie Zak, 11 yaşındaki David Juda Van der Velde ve 12 yaşındaki Annie Kapper’e ait olmak üzere üç künye keşfettiler.
“Almanlar cesedini yakarken boynunda bu künye vardı.” diyor Haimi.
Birleşik Devletler Holokost Anı Müzesi’nin Holokost Ansiklopedisi’ne göre, Nazi yetkilileri Sobibor’u 1942 baharında inşa ettiler. Sobibor, Belzec ve Treblinka ile birlikte Genel Hükümet olarak bilinen Nazi işgali altındaki Avrupa’da yaşayan Yahudilerin öldürülmesini amaçlayan Operasyon Reinhard’ın bir parçası olan üçüncü ölüm kampıydı. Çoğu kamp personeli Nazilerin engelli insanları hedef alan ilk kitle katliam programı Operasyon T4’den geliyordu. Operasyon Reinhard kampları, gaz odalarını doldurmak için büyük motorlar tarafından üretilen karbon monoksidi odalara yönlendiriyordu.
Sobibor’da sürdürülen kazı ayrıca kampın 343m2 olup sekiz odadan meydana gelen gaz odasını da ortaya çıkardı.
“Bu gaz odasına her seferinde 800 ila 900 insan koyulup, tankın motoru çalıştırılıp, içerideki herkes 10 dakika içerisinde öldürülebilir.” diyor Haimi. “Bu bir ölüm fabrikası.”
İsrail’in resmi Holokost anıtı Yad Vaşem Sobibor’da öldürülen insanların sayısını 250.000 civarında olarak tahmin ediyor. Ancak Haimi gerçek sayının daha yüksek olabileceğini belirtiyor.
“Bu kampta kaç Yahudi’nin öldürüldüğünü asla bilemeyeceğiz.” diye açıklıyor Haimi. “Bunu kitle mezarlarının boyutundan söyleyebilirim, çünkü bu mezarlar kocaman. 250.000’den çok daha fazla kişi olmalı.”
Haaretz’den Ofer Adaret, Haimi’nin alandaki kazıya 2007 yılında “özel bir girişim” olarak başladığını belirtiyor. Haimi şu anda kalıntıları bulmak için Polonyalı meslektaşı Wojtek Mazurek ve diğerleri ile birlikte çalışıyor. Ekip, henüz keşfettikleri birkaç künye ile kampın bazı kurbanlarının Kuzey Afrika Yahudileri olduğunu tespit etti. Keşfedilen diğer eşyalar arasında sağcı Yahudi grup Beitar mensuplarının taktığı broş, mücevherler, anahtarlar, ayakkabılar ve kampta öldürülen kişilerin diğer şahsi eşyaları yer alıyor.
Haimi ayrıca büyük miktarlarda alkol şişeleri bulduğunu, bunların açıkça Nazilere ve diğer kamp personeline ait olduğunu belirtiyor.
Arkeologlar eşyaları kamptaki geçen yıl açılan, ancak pandemi sebebiyle şu anda kapalı olan bir müzeye verdi.
Sobibor, mahkûmların isyana kalkıştığı Ekim 1943 tarihine kadar faaliyetini sürdürdü. İsyan sırasında kampta tutulan 600 kişinin yarısı kaçtı ancak çoğu sonrasında yakalanarak öldürüldü. Yaklaşık 50 eski mahkûm hayatta kalmayı başardı.
İsyandan sonra Naziler, kaçmayı başaramayan tüm mahkûmları vurup Sobibor’u kapattılar.
Paylaş: