Geçmiş Zaman Hikayeleri

Bir Zamanlar İzmir’de: Pesah Hazırlıkları – Moşe Levi

Pesah denince bizim evde neşeli bir tartışma başlardı. Neydi bu tartışma? Evimiz geleneksel yüksek tavanlı, iki katlı, iki kat arasında ara katı bulunan bahçeli, bahçenin arka tarafında çamaşırhanesi mutfak ve ara katın üstünde taraçası olan bir evdi. Şimdiki apartman dairelerinden farklı bir evdi. Büyük olması bakımından sorunları hiç bitmezdi. Senede en az bir kere boya ve köklü tamir işlemleri yapılmalıydı. Tartışma konusu ise bu işlemlerin, Pesah’tan önce mi yoksa Roş Aşana’dan önce mi yapılacağıydı. Aslında tartışma değildi. Babaannem kendince bir planla yapardı. Sorun var mıydı? Yoktu, sadece planlamayı yapmak babam ve dedeme aitti. Nereleri tamir edilecek ne zaman boyanacak, bu işlerin hangi kısmını babam yapacak, diğer işler için kimler çağırılacaktı…

Sorun ve tartışma konuları bundan ibaretti. Bütün bu faaliyet bize yani biz evin çoçuklarına bir eğlenceydi. Boya ve tadilat sırasında ev ters düz olurdu. Bu şekli evdekiler için bir kaostu. Üst kattaki düzen yani yatak odaları olduğu gibi alt kata taşınır, yukarıdaki işlemler bitince tekrar yukarı taşınma süreci tam bir festivaldi.

Bu işlemler bitikten sonra, sorun matsanın ne zaman ve şekilde geleceğiydi. Burada bir parantez açmam gerekiyor. Babaannem Matilda’yı anlatmam gerekiyor. Babaannem İzmirli bir Rav’ın kızıydı. Babası Rav Avram Sigura’ydı. Aynı zamanda kitap basan bir matbaası vardı. Kuzeni de Rav idi, Rav Yosef Levi 1930’lu yıllarda Arjantin’e göç etti.

Babaannem Matilda soldan ikinci, babam dedemin bacaklarının arasında.

Biz Pesah’a devam edelim. Evin boya ve tadilat işleri gittiğinde, sıra evi donatmaya gelirdi. Matsa ne zaman gelecek nasıl gelecek? Bu tören için her zaman kullanılan alan temizlenip hamets*’ten korunaklı olmalıydı. Ara kattın en sonunda dolap gibi bir oda bulunurdu. Pesah’ta kullanılacak çatal bıçak yemek takımları, peynir ve etler için ayrıydı. Pişirme kapları Pesah gelmeden iyice yıkanırdı. Kullanılan alanlar da hamets’ten arındıktan sonra, Pesah boyunca kullanacağımız matsalar yerlerine uygun şekilde hamets yemeği bitireceğimiz zamana kadar ellenmemek kaydıyla saklanırdı.

Matsa geldi. Birinci aşama tamamlandı. Mutfağın eksikleri veya Pesah için alınması gereken diğer mutfak ürünleri, bir hafta kala getirilmeye başlanırdı. Bu alımların tamamı Pesah’ın 8 gününün tümü için hesaplanırdı. Temel olarak alınanlar, yumurta sepet sepet, et çeşitleri, taze kaşar peyniri gibi gıdalardı. Her biri hamets alanından arındırılmış, saklama alanlarına yerleştirilirdi. Hazırlıklar arifenin bir gün öncesine kadar sürerdi. Pesah’ı bekleme heyecanı ve hazırlığı sanki, bir düğün olacakmış gibiydi.

Kal hamira yapılan gece Pesah başlangıcıydı. O gece babaannem ve annem sabaha kadar mutfağı biur hamets sonrasına hazırlardı. Hazırlık bittikten sonra 2 tam günlük yemek menüleri pişirilirdi. Neler vardı? Fritdalar, prasifuçi, ispinaka kon fongo, igadao kon patata, meyoyo falso, kumida de karne, mina de kuzi ide carne, salodosaz de karne, binmuelosi… Bunlar sadece hatıradıklarım. Haftaiçi sabahları manuras yerdik.

Pesah en güzel tarafı vijitazlardı. Herkes birbirini ziyaret ederdi. Bu bir festivaldi. Sokaklarda, caddelerde rastlaşılırdı, vijitaz yapılan evlerde karşılaşılırdı. Sohbet hep aynıydı: Tefila’dan saat kaçta çıktınız? Erken çıkmak sanki bir ayrıcalıktı.

Vijitazlarda ne ikram edilirdi? Tatlılar; şarope, dulsi de şeftali de kayisi, de mansana, de pera, de naranca… Anneannem değişik bir tatlısı vardı. Ballı bademli adı marsapandı. Arada bu hazırlıklar yalnız bizim evde eğildi. Anneannem de de aynı işler yapılırdı. Bu bir ritüeldi. Babaannem haroset’i kırmızı kuru üzümle yapardı. Anneannem ise kuru kayısıyla yapardı. İkisi de muhteşemdi.

Agada ise tam bir şenlikti. İlk gece halamlar ikinci gece ise halam ve amcamlarla beraber olurduk. Bütün aile aynı masada beraber olmak cidden bir ayrıcalıktı. İşte bayram bu idi. Dedem biz torunlar okula gitmeye başladığımızda kadeş hurats**’ı ve alahmanya‘yı bizlere okuturdu. Daha sonra da manştana ve avadin ayinu okumaya başlardık. Ama i şe amda anneme okutulurdu. Melodisini hala geleneksel olarak devam ettiryoruz.

Ayrıca yemeklerin arasında Sodra’yı saymamamın sebebi; bu yemeğin bizim ailede iki bayram arası dediğimiz medyanozlarda yapılıp ve yenmesiydi.

Yazar notu: Bu yazıyı düzenleyen ağabeyim Daniel Levi ye teşekkür ederim.

*hamets: Pesah Bayramı’nda yenmesi yasak olan tüm gıdalara verilen isim.
**kadeş hurats ve devamında gelen italik isimler Pesah akşamı okunan Agada’nın içerisindeki duaların isimleri.