Göze Çarpanlar Holokost

Janusz-Korczak

Kaynak: Kıbrıs Postası, Ferhat Atik

Mania Altmann (5), Lelka Birnbaum (12), Surcis Goldinger (11), Riwka Herszberg (7), Alexander Hornemann (8), Eduard Hornemann (12), Marek James (6), W. Junglieb (12), Lea Klygermann (8), Georges André Kohn (12), Blumel Mekler (11), Jacqueline Morgenstern (12), Eduard Reichenbaum (10), Sergio de Simone (7), Marek Steinbaum (10), H. Wassermann (8), Eleonora Witonski (5), Roman Zeller (12), Ruchla Zylberberg (9). 

Nazi Dönemi’ni incelerken anladım ki, bu döneme dair tarihi bilgileri Nazileri dünya görüşlerinin ayrıma mümkün değildir. Hatta rahatlıkla bir tek kitaptan bu zihniyet, anlamak mümkündür: Mein Kampf (Kavgam) 

Bizzat Adolf Hitler’İn yazdığı bu kitapta anlatılanlar Holokost’un nasıl bir ırkçı ideolojiye ait olduğunu belgeler. Naziler için ırk verseydi ve mesele bu ırkın üstünlüğüydü. Kendi halklarının dahi bu uğurda hiç önemi yoktu. “Ari Alman Halkı” dedikleri ironi dahi, sistemin kuklaları olmak dışında bir hedefin parçası değlidiler.   

Hitler ve Nasyonal Sosyalist Parti’ye ait bu ideoloji, 30 ocak 1933’te yönetimi ele geçirmelerinden hemen sonra uygulanmaya başlanan ideolojidir. Irkçılığı kendi ülkeleri veya işgal ettikleri ülkelere yayarlarken, yazık ki tüm Avrupa bu tetikleyici güç karşısında ulus devletçilik adı altında aynı ırkçılığa dönülmüştü. 

Filozoflar bu 16. Yüzyılın sonlarından itibaren ırklar üzerine kafa yormaya başlamışlardı. Kimileri bunun tehlikesini burgularken kimileri ise istemeyen de olsa anlattıklarından heves  yarattılar. Bunlardan biri olan Arthur de Gobineau, 1854 yılında “insan ırklarının eşitsizliği” adını taşıyan önemli bir kitap yayımlar. Gobineau kitabında, “arı” ırkın diğer ırklardan daha üstün olması nedeniyle başka ırklarla karışma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu yazmaktaydı. Avrupa’da artan ırkçılık yanlısı düşünce bu anlatımı kolaylıkla benimsemişti. 

Yani Holokost’a giden yol çok önceden çizilmekteydi. Örneğin Charles Darwin’i “Doğal Ayıklanma Teorisi” faşistlerin aradıkları slogan gibiydi. Çünkü Sosyal Darwinizm pek de masum olmayan bir fikri yaratmıştı. O da; güçlülerin, güçsüzleri yönetme hakları fikridir. Yine Chamberlain 1899’da bir “kehanette” bulunmuştu ama bu kehanet olarak kalmayacak, günü geldiğinde Hristiyan Avrupa’nın bayrağı olacaktı. 

Chamberlain, ari ırkın, germenlerin liderliğinde Hrıstiyan Avrupa uygarlığını düşmandan yani  “Musevilikten” kurtaracaktı. Bu hastalıklı düşüneyi anlamak için sadece Nazi Almanya’sına bakmanın yeterli olmadığı sadece bu örnekten bile bellidir. 

Yahudi düşmanlığı, antik çağdan bu yana yaşamaktadır. Hıristiyan Kilisesi ortaçağın başlarında Yahudileri Hz. İsa’yı öldürmek ve onu Mesih olarak kabul etmemekle suçlamıştı. Bu nedenle birkaç yüzyıl boyunca Yahudiler dönem dönem şiddetli baskılara (pogromlar) ve toplu katliamlara maruz bırakılır. Bu saldırılar ise hiç bitmez. Şimdilerde sosyal medya dahi bilip bilmeden yapılan antisemit saldırıların temelinde aynı negatif enerji saklıdır.

Tehlike de bu hastalıklı düşüncenin sonucudur. Yukarıda sıralanan isimlere gelince…

Kimi örnekler anlamamızı kolaylaştırmak için kullanılır. Bu liste de onlardan birisi. Okullarında öldürüldükten sonra, cesetleri Neuengamme’a götürülüp yakılan bir okulun çocuklarıydı bu isimler. Bu okulun adı, Janusz-Korczak Schule. Bugün okul alanında çocukların anısına küçük bir gül bahçesi var. 

Bir daha asla yaşanmasın diye.