Ankara’da “Yahudi Mahallesi” diye anılan İstiklal Mahallesi’nde birkaç gün önce çıkan yangını “kuşkulu” bulan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Mahalle’de acilen yüksek güvenlikli koruma süreci başlatılmasını” istedi.
Ankara’nın tarihi yapılarıyla öne çıkan Ulus Tarihi Kent Merkezi’nde, “Yahudi Mahallesi” olarak adlandırılan İstiklal Mahallesi’nde çıkan yangına dikkat çeken Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Kuşkulu bir yangın, İktidarın bu bölgede yapmak istediği dönüşümü biliyoruz. O nedenle mahallede acilen yüksek güvenlikli koruma önlemi alınmalı” dedi.
Ulus Meydanı’na ilişkin iktidarın dönüşüm projesi biliniyor. Buna ilişkin başta mimarlar olmak üzere birçok kesimden tepki de gelmişti. Yangının iktidarın dönüşüm politikalarının merkezinde olan alanlardan birinde, İstiklal Mahellesi’nde çıkan yangın da o açıdan kuşkuyla karşılandı.
İktidarın dönüşüm projelerine ve iki tescilli kültür varlığı olan tarihi konakta çıkan yangına dikkat çeken Candan, “bu yangınlar kuşku vericidir, iktidarın bu bölgede yapmak istediği dönüşümü biliyoruz, korona virüs ile mücadele günlerinde, çıkan bu yangın kuşkuludur” dedi.
‘ANKARA’NIN ÇOK KÜLTÜRLÜLÜĞÜ TEHDİT ALTINDA’
Konuya ilişkin Halagazeteyiz’e konuşan Candan, “Ankara’nın çok kültürlülüğünün kültürel varlıklarını barındıran Yahudi Mahallesi’nin uzun süredir, korumasız, bakımsız ve tehdit altında” olduğunu söyledi.
Ulus’ta yine tarihi İller Bankası binasının yıkılmasıyla başlayan siyasal dönüşümün mekansal karşılığı olarak, Cumhuriyetin temsil aksını zedeleyen Caminin bölgede bir ihtiyaç olmadığnıı da kaydeden Candan, “O alanda yürüme mesafesinde 14 cami bulunduğunu” hatırlattı.
İller Bankası binasının yerine dikilen Cami ile birlikte bu kez başka bir dönüşüm sürecinin başlatıldığını, caminin arkasındaki İtfaiye Meydanının meydan özelliğinin ortadan kaldırıldığını da aktaran Candan, “Meydandaki Rolf Westphal’in heykeli tahrip edilerek kaldırıldı. Sonra bölgede esnafın tüm isyanına rağmen acele kamulaştırma kararı alınarak, kredi ve yurtlar kurumunun yurt yapmasına olanak sağlandı. Acele kamulaştırma kararına açılan davada mal sahiplerinin lehine karar geleceği anlaşılınca bu kez de alan riskli alan ilan edildi. Korona ile mücadele günlerinde esnafa tebligatlar yapılarak yapıları boşaltmaları istendi.
‘SİYASAL DÖNÜŞÜMÜN MEKANA YANSIMASI’
Ulus’tan Çankaya köşküne uzanan Cumhuriyetin temsil aksı üzerinde, Gençlik Parkı’nın karşısında bulunan, Cumhuriyetin kamusal kent planlamasının simge mekanı, tarihi İller Bankasının yıkımı ve alana devasa cami yapılarak simgesel bir dini alan yaratılması, arkasından külliye ve medrese yaklaşımını çağrıştıracak, bölgede kredi yurtlar kurumunun yurt atağı yapması, siyasal dönüşümün mekana yansımasıdır” diye konuştu.
“Şimdi tam da siyasal mekânsal dönüşümün hemen yanında yer alan Yahudi Mahallesi’nin varlığı ve mahalleye yönelik kentsel dönüşüm yaklaşımları ile bir anda herkesin sağlık mücadelesine yoğunlaştığı bir dönemde, iki önemli tarihi konağın yanmasının manidar ve kuşku verici” olduğunu dile getiren Candan, “Bu yangının Ulus ve Kale ve Kayabaşı bölgesinde yapılması planlanan dönüşümden ayrı olmayıp, bizatihi kendisi” olduğunu ifade etti.
KÜLTÜR BAKANLIĞI’NA ÇAĞRI
Kültür Bakanlığı’nı göreve çağıran Candan şunları söyledi:
“Mahalle risk altındadır. Sadece mahalle değil, Ankara’nın çok kültürlüğünü ifade eden değerler risk altındadır. Kültürel bir yıkımla karşı karşıyayız. Mahallede yüksek yoğunluklu koruma süreci başlatılmalıdır.
Tescilli kültür varlıklarını korumak için sadece karar almak, tescillemek yetmiyor. Tescilli kültür varlıkları telafisi mümkün olmayacak bir risk altında ise eğer, Kültür Bakanlığı doğrudan yüksek güvenlikli koruma süreci belirleyerek, belediye, üniversite ve meslek odaları ile birlikte kültürel varlıkların korunmasını bir kriz süreci yönetimi gibi yapmak zorundadır. Yahudi Mahallesi bu açıdan ivedi ele alınması gereken alandır. Orada sadece iki konak yanmamış, içindeki anılar da yanmıştır, Ankara’nın çok kültürlülüğü eksilmiştir.”
YAKILAN İKİ KONAK
Yanan evlerden birisinin Mihaela Gabriela Cristofan Duman’a ait olduğunu ve bunun kendilerini daha da üzdüğünü kaydeden Candan,
“Mahallede sinagog ve camilerin iç içe geçmişliği, iki kültürün ortak yaşamlarının mekansal tanıklarıdır. Sinagog’un karşısında bulunan Hayim Albükrek ve Araf Evi ile birlikte çok sayıdaki iki katlı yapılar giderek yok olmakta, yıkılmakta ve son olayla birlikte yakılmakta.
Mahalle’de yanan iki konak da 19.yy ikinci yarısında yapılmış, geç Osmanlı dönemi geleneksel Ankara evlerindendi. Özgün niteliklerini korumaktaydı” dedi.
Karantina günlerinde halk sağlığı açısından salgınların mekansal tasarımlara, kentsel planlamaya etkilerinin tartışıldığı bu süreçte, içeri ve dışarı kavramını, iç sofa ve avlu tasarımları ile bir arada çözen bu konakların herkes için bellek, sağlık mekanları olduğunun altını çizen Candan, “Yanan konaklardan olan 200 ada 1 parseldeki 85 metrekare evin tapu kayıtlarındaki mülkiyet sahibi hepimizi derinden bir kez daha üzmeli” dedi.
YAHUDİ MAHALLESİ’NE KORUYUCU AİLE OLMAK
Mal sahibi Mihaela Gabriela Cristofan Duman’ın ION Kızı ve TC vatandaşı olduğu bilgisini de veren Candan, “ortak yaşam kültürlerimizin mekansal hatıralarını geleceğe taşımanın hepimizin sorumluluğunda” olduğunu dile getirdi. Candan şu çağrıyı yaptı: “Herkesi karantina günlerinde de olsak ortak varlığımızı korumak üzere, Yahudi Mahallesi’ndeki yapıları ‘Koruyucu Aile Olarak Evlat Edinmeye’ ve ‘Gözlerimizi üzerinden ayırmamaya’ davet ediyorum.”
Kaynak: Hala Gazeteciyiz
Ankara’da “Yahudi Mahallesi” diye anılan İstiklal Mahallesi’nde birkaç gün önce çıkan yangını “kuşkulu” bulan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Mahalle’de acilen yüksek güvenlikli koruma süreci başlatılmasını” istedi.
Ankara’nın tarihi yapılarıyla öne çıkan Ulus Tarihi Kent Merkezi’nde, “Yahudi Mahallesi” olarak adlandırılan İstiklal Mahallesi’nde çıkan yangına dikkat çeken Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Kuşkulu bir yangın, İktidarın bu bölgede yapmak istediği dönüşümü biliyoruz. O nedenle mahallede acilen yüksek güvenlikli koruma önlemi alınmalı” dedi.
Ulus Meydanı’na ilişkin iktidarın dönüşüm projesi biliniyor. Buna ilişkin başta mimarlar olmak üzere birçok kesimden tepki de gelmişti. Yangının iktidarın dönüşüm politikalarının merkezinde olan alanlardan birinde, İstiklal Mahellesi’nde çıkan yangın da o açıdan kuşkuyla karşılandı.
İktidarın dönüşüm projelerine ve iki tescilli kültür varlığı olan tarihi konakta çıkan yangına dikkat çeken Candan, “bu yangınlar kuşku vericidir, iktidarın bu bölgede yapmak istediği dönüşümü biliyoruz, korona virüs ile mücadele günlerinde, çıkan bu yangın kuşkuludur” dedi.
‘ANKARA’NIN ÇOK KÜLTÜRLÜLÜĞÜ TEHDİT ALTINDA’
Konuya ilişkin Halagazeteyiz’e konuşan Candan, “Ankara’nın çok kültürlülüğünün kültürel varlıklarını barındıran Yahudi Mahallesi’nin uzun süredir, korumasız, bakımsız ve tehdit altında” olduğunu söyledi.
Ulus’ta yine tarihi İller Bankası binasının yıkılmasıyla başlayan siyasal dönüşümün mekansal karşılığı olarak, Cumhuriyetin temsil aksını zedeleyen Caminin bölgede bir ihtiyaç olmadığnıı da kaydeden Candan, “O alanda yürüme mesafesinde 14 cami bulunduğunu” hatırlattı.
İller Bankası binasının yerine dikilen Cami ile birlikte bu kez başka bir dönüşüm sürecinin başlatıldığını, caminin arkasındaki İtfaiye Meydanının meydan özelliğinin ortadan kaldırıldığını da aktaran Candan, “Meydandaki Rolf Westphal’in heykeli tahrip edilerek kaldırıldı. Sonra bölgede esnafın tüm isyanına rağmen acele kamulaştırma kararı alınarak, kredi ve yurtlar kurumunun yurt yapmasına olanak sağlandı. Acele kamulaştırma kararına açılan davada mal sahiplerinin lehine karar geleceği anlaşılınca bu kez de alan riskli alan ilan edildi. Korona ile mücadele günlerinde esnafa tebligatlar yapılarak yapıları boşaltmaları istendi.
‘SİYASAL DÖNÜŞÜMÜN MEKANA YANSIMASI’
Ulus’tan Çankaya köşküne uzanan Cumhuriyetin temsil aksı üzerinde, Gençlik Parkı’nın karşısında bulunan, Cumhuriyetin kamusal kent planlamasının simge mekanı, tarihi İller Bankasının yıkımı ve alana devasa cami yapılarak simgesel bir dini alan yaratılması, arkasından külliye ve medrese yaklaşımını çağrıştıracak, bölgede kredi yurtlar kurumunun yurt atağı yapması, siyasal dönüşümün mekana yansımasıdır” diye konuştu.
“Şimdi tam da siyasal mekânsal dönüşümün hemen yanında yer alan Yahudi Mahallesi’nin varlığı ve mahalleye yönelik kentsel dönüşüm yaklaşımları ile bir anda herkesin sağlık mücadelesine yoğunlaştığı bir dönemde, iki önemli tarihi konağın yanmasının manidar ve kuşku verici” olduğunu dile getiren Candan, “Bu yangının Ulus ve Kale ve Kayabaşı bölgesinde yapılması planlanan dönüşümden ayrı olmayıp, bizatihi kendisi” olduğunu ifade etti.
KÜLTÜR BAKANLIĞI’NA ÇAĞRI
Kültür Bakanlığı’nı göreve çağıran Candan şunları söyledi:
“Mahalle risk altındadır. Sadece mahalle değil, Ankara’nın çok kültürlüğünü ifade eden değerler risk altındadır. Kültürel bir yıkımla karşı karşıyayız. Mahallede yüksek yoğunluklu koruma süreci başlatılmalıdır.
Tescilli kültür varlıklarını korumak için sadece karar almak, tescillemek yetmiyor. Tescilli kültür varlıkları telafisi mümkün olmayacak bir risk altında ise eğer, Kültür Bakanlığı doğrudan yüksek güvenlikli koruma süreci belirleyerek, belediye, üniversite ve meslek odaları ile birlikte kültürel varlıkların korunmasını bir kriz süreci yönetimi gibi yapmak zorundadır. Yahudi Mahallesi bu açıdan ivedi ele alınması gereken alandır. Orada sadece iki konak yanmamış, içindeki anılar da yanmıştır, Ankara’nın çok kültürlülüğü eksilmiştir.”
YAKILAN İKİ KONAK
Yanan evlerden birisinin Mihaela Gabriela Cristofan Duman’a ait olduğunu ve bunun kendilerini daha da üzdüğünü kaydeden Candan,
“Mahallede sinagog ve camilerin iç içe geçmişliği, iki kültürün ortak yaşamlarının mekansal tanıklarıdır. Sinagog’un karşısında bulunan Hayim Albükrek ve Araf Evi ile birlikte çok sayıdaki iki katlı yapılar giderek yok olmakta, yıkılmakta ve son olayla birlikte yakılmakta.
Mahalle’de yanan iki konak da 19.yy ikinci yarısında yapılmış, geç Osmanlı dönemi geleneksel Ankara evlerindendi. Özgün niteliklerini korumaktaydı” dedi.
Karantina günlerinde halk sağlığı açısından salgınların mekansal tasarımlara, kentsel planlamaya etkilerinin tartışıldığı bu süreçte, içeri ve dışarı kavramını, iç sofa ve avlu tasarımları ile bir arada çözen bu konakların herkes için bellek, sağlık mekanları olduğunun altını çizen Candan, “Yanan konaklardan olan 200 ada 1 parseldeki 85 metrekare evin tapu kayıtlarındaki mülkiyet sahibi hepimizi derinden bir kez daha üzmeli” dedi.
YAHUDİ MAHALLESİ’NE KORUYUCU AİLE OLMAK
Mal sahibi Mihaela Gabriela Cristofan Duman’ın ION Kızı ve TC vatandaşı olduğu bilgisini de veren Candan, “ortak yaşam kültürlerimizin mekansal hatıralarını geleceğe taşımanın hepimizin sorumluluğunda” olduğunu dile getirdi. Candan şu çağrıyı yaptı: “Herkesi karantina günlerinde de olsak ortak varlığımızı korumak üzere, Yahudi Mahallesi’ndeki yapıları ‘Koruyucu Aile Olarak Evlat Edinmeye’ ve ‘Gözlerimizi üzerinden ayırmamaya’ davet ediyorum.”
Paylaş: